Dünyanın patlamasının ardından geriye yalnızca Efsane, Eliza, Betty, Ejder, Race ve Saligia kalmıştı. Saligia savaşa karışmayacağı için her şey Ejder’le Race arasında gidip gelecekti. Efsane, Eliza ve Betty ise Ejder tarafından hiçliğe gönderilmişti.
Patlayan dünyadan geriye kalan şey yalnızca etrafa dağılan birkaç parçaydı. Üstelik bu parçalanmayı sağlayan güç Ejder’in gücü değildi. Bu güç Race’nin ve Savaş Ejderhası Bellum’un gücüydü. Ama daha savaşa yeni başlamışlardı.
Bellum’un ve Race’nin toplam gücü bundan çok ama çok daha yüksekti. O şu anda ısınıyordu. Yani dünyayı yok edecek kadar olan bu güç salınımı ısınmadan başka bir şey değildi. Yine de Ejder bunu umursamıyordu.
Race ve Ejder uzay boşluğunda öylece dikiliyor ve birbirlerine bakıyorlardı. Ejder hiçbir şey yapmazken Race enerji toplamakla meşguldü. Ve topladığı enerji miktarı ciddi anlamda fazlaydı. Bir gezegenin patlaması sonrası oluşan enerji salınımından on binlerce kat daha fazla enerji topluyordu.
Ve bu enerjiyi toplarken uzaya falan ihtiyaç duymuyordu. Tüm enerji kendi bedeninden geliyordu. Saligia ile yaptığı antrenmanlar sonucu aşılmaz bir dayanıklılık kazanmış, yetmezmiş gibi birde sonsuza yakın bir enerji rezervi kazanmıştı. Bu rezerve Bellum’un enerjisi de dahil edilince de varoluştaki en yıkıcı güçlerden birisi ortaya çıkıyordu.
Savaş Ejderhası Bellum’un 7 Efsanevi Ejderhadan geri kalır yanı yoktu. Onlar kadar büyük bir güce sahipti. O yüzden şu anda Ejder’e karşı aşırı bir güçle savaşabiliyordu.
Race yeterince enerji topladığından emin olduktan sonra ağzını açtı ve ağzı beyaz bir şekilde parlamaya başladı. Ejder yapılacak hamleyi anlayınca ellerini bileklerinden birleştirdi ve elleri kırmızı bir şekilde parlamaya başladı.
(Ejder)-Uzun zamandır bunu kullanmıyordum.
(Race)-Bende bunu ikinci defa kullanıyor olacağım.
(Ejder)-Ah öyle mi? Ne güzel. Gönder gelsin o zaman.
(Race)-Galaktik Savaş Nefesi!
(Ejder)-Kızıl Gök Ejderi.
İkisi birden aynı anda hareketlerini ateşlediler ve enerjilerin çarpışmasıyla birlikte tüm evren sallanmaya başladı. Ejder’in elleri arasından fırlayan ejderha silueti ağzını kocaman açmış ve Race’nin ağzından çıkmaya devam eden enerjisi dalgasına karşı koyuyordu.
Ejder bu saldırıyı anında ezip geçebileceğini düşünmüştü ancak işler öyle ilerlememişti. Race ağzını kapatmamış ve enerji akışını kesmemişti. Hatta sarf ettiği enerji her geçen saniye katlanıyordu. Bu kadar yıkıcı bir enerjiye dayanacak kadar güçlü olmayan gezegenler ve yıldızlar ellerinde olmadan parçalanıyorlardı.
(Race)-Aşırı Parlak Galaksi!
Race ağzından enerji akıtmaya devam ederken bağırdı. Ve o anda saldırısının büyüklüğü 100 katına çıkarak evreni bükmeye başladı. Bütün evren enerjinin en yoğun olduğu noktaya doğru çekiliyordu. Kara delikler bile çarpıtılarak şekil bozukluğuna uğruyordu. Gittikçe uzuyorlardı.
Evrendeki en güçlü çekim gücüne sahip olmalarına rağmen şu anda daha güçlü bir çekim kuvveti tarafından alt ediliyorlardı. Hepsi asıl yapılarını kaybediyor ve uzayıp geriliyorlardı. Kimisi büyüyor kimisi de eziliyordu.
Race’nin güçlenen saldırısı evreni bükerken bir yandan da Kızıl Gök Ejderi’ni parçalıyordu. Ejderha silueti bir cam gibi çatlıyordu ancak direnmeyi bırakmıyordu. Yine de Race’nin enerjisine üstün gelebilecek bir durumda değildi.
O yüzden Ejder biraz takviye yapmanın sorun olmayacağını düşündü ve kollarını iki yana açtı. Sol elinde mavi bir ışık, sağ elinde ise gri, kahverengi ve yeşil renkleri barındıran bir ışık duruyordu.
(Ejder)-Şimdi. Mavi Gök Ejderi.
Ejder’in sol elindeki ışık birdenbire patladı ve mavi renkli ejderha silueti kızıl olana yardım etmek adına ilerleyerek devasa enerji dalgasına kafa tutmaya başladı.
(Ejder)-Sanırım bununla iş bitmiş olur. Gök Ada Ejderhası.
Ejder Rose’nin saldırısının ardından abisinin saldırısını da kullandı ve devasa bir adayı andıran ejderha silueti ağzını açarak enerji dalgasına kafa attı. O anda tüm evren içindeki her şeyle birlikte bu saldırıların çarpıştığı noktaya çekildi ve saldırıların hepsi aynı anda etkisiz kalarak bütün evreni yeniden eski yerine saçtı.
(Race)-Saldırımı nötrlemek için enerjinin biriktiği noktayı kestin. Zekice.
(Ejder)-Öyle mi olmuş? Hiç haberim yoktu bak.
Ejder dalga geçercesine gülümsedikten sonra harekete geçer gibi yapmış ve Race bir anda karşılık vermek için boşluğa yumruk atmıştı. Bu yumruk uzayı ezmiş ve Ejder’in bedeninin bir kısmının silinmesine yol açmıştı. Ne var ki Ejder böyle bir hasardan sonra anında iyileşmiş ve hiçbir şey olmamış gibi Race’ye bakmaya devam etmişti.
Ejder’in iyileşme faktörünün hangi seviyede olduğunu az çok kestiren Race…
(Race)-Sanırım ciddileşme zamanı gelmiş.
Dedi ve ileri doğru büyük bir atılım gerçekleştirerek Ejder’le birlikte evrenin dışına kaydı. Tek bir hareketle devasa bir mesafeyi kat etmekle kalmamış, Ejder’i de yanında götürmüştü. Bu sürüklenme bir kara deliğin içine girene kadar devam etmişti.
Bambaşka bir evrendeki orta büyüklükte bir kara deliğin içine girmişler ve orada dövüşmeye başlamışlardı. Race Ejder’i ortadan ikiye ayırmak için bir tekme savurmuş ve Ejder geri sıçrayarak bu tekmeden kaçınmıştı. Ancak daha dengesini sağlamadan Race bir tekme daha atmıştı ve Ejder bu tekmeden kaçınamamıştı.
Yine de bu savuşturamadığı anlamına gelmiyordu. Eliyle Race’nin bacağını tutarak bu saldırıyı durdurmuş sonra da kendi bacağını Race’nin boynuna yerleştirerek onu yere kapaklamıştı.
Kafa üstü bir şekilde kara deliğin çekirdeğine çakılan Race dayanıklılığı yüzünden çekim kuvvetine kurban gitmemişti ve hızla ayağa kalkmıştı. Ancak ayağa kalkar kalkmaz suratının ortasında bir yumruk patlamış ve kara deliğin çekirdeğinin içine girmişti.
Çekirdeğin içine girdiği için kara delik anında parlamaya başlamış ve inanılmaz bir enerji sızıntısının ardından kara delik patlamıştı. Ortaya çıkan tüm enerji evrene dağılmış ve evreni beslemişti. Race ise sıyrık bile almadan bu patlamadan kurtulmuştu.
Sıyrık almamış olsa da fazlasıyla sinirlenmişti. Sonrasında da bir gözü gümüş renkte kalırken diğer gözü turuncu renge bürünmüştü. Saçının da yarısı turuncuya dönmüştü.
(Race)-Doğrudan Birleşim.
Doğrudan Birleşim tekniği Race’nin kendi bulduğu bir teknikti ve kullanıcıyla içinde yaşayan canlıyı tek bir beden haline getirmeyi amaçlıyordu. Teknik gerçekleştiği zaman Race yalnızca Bellum’un gücünü kullanmakla kalmayacaktı. Bir nevi Bellum’un kendisine dönüşecekti. Yani kısa süreli olarak ruhları birleşecek ve tek bir ruh haline gelecekti.
Bu da onların gücünü daha da üst bir seviyeye taşıyacaktı.
(Rallum)-Savaş Baltası.
Rallum sakince mırıldandı ve devasa bir enerji dalgası avcunda birikerek balta şeklini aldı.
(Rallum)-Sen artık ölüsün!
Diye haykırdı ve Ejder’in üzerine atıldı. Ejder kenara çekildi ancak baltanın kolunu sıyırmasını engelleyemedi. Balta kolunu sıyırdıktan sonra bir şey fark etti.
(Ejder)-Lan.
“Kolum iyileşmiyor.”
Rallum’a karşı dile getirmedi ancak kolu iyileşmemişti. Normalde olsa yara açılırken iyileşmeye başlardı ancak şu anda iyileşmiyordu.
“Yoksa… sonunda…”
Kolu iyileşmeyen Ejder’in gözleri kocaman açıldı ve heyecanla parlamaya başladı.
“Sonunda acı hissedebilecek miyim!?”
“Hadi bunu test edelim.”
Ejder bir sonraki saldırıdan kaçmama kararı aldı ve Rallum’un baltası doğrudan Ejder’in omzuna saplandı. Ejder’in mevcut dayanıklılığı yüzünden yarıp geçememişti ama yeterince derine saplanmıştı. Omzunda açılan yara iyileşmeye başlamayınca Ejder biraz daha gülümsemeye başladı.
Hala acı hissetmiyordu ancak baltanın yardığı noktada karıncalanma benzeri küçük bir his vardı. Ejder bunun acı olmadığından emindi. Ama uzun zaman sonra herhangi bir şey hissedebilmek bile ona yetiyordu. Hislerini kaybedeli çok uzun zaman olmuştu.
(Ejder)-HAHAHAHAHAHAHAHAHA!!!!!!! HARİKA!!! MÜTHİŞ!!!! EFSANEVİ!!! TARİFSİZ!!! MÜKEMMEL!!! Bunca zamanın ardından ilk defa bir şey hissediyorum.
Ejder ağzından akan salyalarla birlikte bağırırken Rallum’un hisleri kabarıyordu.
“O şerefsizin kana susamışlığı niye bu absürt lan!? Kaç kişiyi öldürdü bugüne kadar bu!? Her neyse. Ben onu öldürdüğüm sürece onun kaç kişiyi öldürdüğünün hiçbir önemi yok.”
Diye düşünen Rallum baltasını kaldırdı ve Ejder’in kafasına sapladı. Ancak Ejder bana mısın demedi ve…
(Ejder)-Sen en iyisisin Race! Sen en iyisisin!
Yarılan kafasından kanlar fışkırıyor ve uzaya karışıyordu. Kafatası yarılmıştı ve beyni net bir şekilde görünüyordu. Gözleri kanla dolmuştu. Kulaklarından bile kanlar akıyordu ancak o gülümsüyordu.
(Ejder)-Bu yüzden de seni parçalamak diğerlerinden daha zevkli olacak. MEMNUN OLMALISIN!!! Varoluşun içindeki en tehlikeli yaratık olan ben!!! Senin gücünü kabul ediyor!!! Hadi durma ve daha fazla saldır bana. Çok daha fazla. Sadece daha fazla kanımı dökmeni istiyorum.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..