Ejder bütün işlerini bitirdikten sonra Medusa’ya verdiği boyuta giriş yapmıştı. Medusa ve Efsane sohbet ediyorlardı. Ejder ne konuştukları merak etmemişti ve sessizce sohbetlerini bitirmelerini beklemişti.
Acele edecek bir şey olmadığı için her şeyi sakince halledecekti. Bunda bir sorun yoktu. Efsane ve Medusa arasında geçen muhabbet tamamen boş bir sohbet bile olsa araya girmeyecekti. Onların sohbeti bitene kadar kendisi de zaman geçirmek için biriyle konuşmaya karar verdi. Konuşmak istediği kişi ise…
(Ejder)-Orda mısın?
(Kuzgun)-Sence?
… Kuzgun’dan başkası değildi. Ejder’in sohbet edebileceği en basit kişi kendi ruhunda yaşayan Kuzgun’du.
(Ejder)-Bilmem. Ara sıra gitmeyi biliyordun.
Ejder iğneleyici bir şekilde konuşarak gülümsemişti. Dışarıdan bakıldığında yüz ifadesi sabit görünüyordu. Çünkü Ejder şu an kendi ruh alanındaydı. Kuzgun ise karşısında oturuyordu.
(Kuzgun)-Bak bak. İğnelemeyi de bilirmiş.
Kuzgun gözlerini kısıp hafif gülümsedi ve Ejder’in saçlarını karıştırdı.
(Kuzgun)-Ee, ne konuşmak istiyorsun?
Kuzgun fazla uzatmadan sadede geldi. Ejder önemli bir şey konuşmayacaksa Kuzgun’la iletişime geçmezdi. Yani şimdiye kadar çok fazla bir iletişimleri olmamıştı. Zaten konuşsalar bile ne konuşacaklardı ki? Kuzgun Ejder’in ikinci kişiliği olarak ona sadece daha vahşi bir yapı veriyordu. Tabii biraz da farklı güçler.
(Ejder)-Bilmem. Kafamda bir şey yok şu an. Medusa ve Efsane konuşmalarını bitirene kadar biraz zaman geçsin dedim.
Ejder’in açık sözlülüğü Kuzgun’u şaşırtmıştı. Bu ondan beklediği bir şey değildi. Ama bu iyi bir şeydi. Ejder’in açık sözlü olması Kuzgun’u mutlu ediyordu.
(Kuzgun)-Hmmm. Hayret. Önemli bir şey olmadığı sürece benimle konuşmazsın çünkü.
(Ejder)-Şimdiye kadar daima bir şeylerle savaş içindeydim ne yapayım? Artık savaşacak bir şey kalmadı.
Ejder her şeyin bittiğini düşünüyordu. Gerçekten uğraşacak hiçbir şeyi kalmamıştı. O yüzden tuhaf şeyler yapmaya başlamıştı. Normalde olsa iki aileyi birleştirmekle hiç uğraşmazdı. Hatta iki aileyi yok edip geleceği tamamen değiştirmek daha bile cazipti onun için. Ona bunları yaptıran şey can sıkıntısıydı. Biraz da kendisi zamandan bağımsız olduğu için geçmişle oynarsa gelecek ne ölçüde değişir onu merak ediyordu.
Dışarıdan bir göz olarak geleceğin nasıl şekilleneceğini görmek istiyordu. Yani tamamen kişisel zevkleri ve sıkıntısı yüzünden zamanla oyun oynuyordu. Eskiden olsa bunu yapamazdı. Ama artık zamandan bağımsız, daha doğrusu zamandan bile üstün bir varlık olduğu için istediği oynayabilirdi.
(Kuzgun)-Kaçırdığın bir şey var Ejder. Hala Saligia ile ilgilenmedin.
(Ejder)-Aman onu boş ver. Sırf keyif için öldürmüyorum şu anda onu. Beni yenemeyeceğini biliyorsun. Neyse. Sen onu bunu boş ver de, Efsane’den ayrılmak istediğine emin misin onu söyle.
Ejder bir anda aklına gelen bu soruyla aniden Kuzgun’un yüz ifadesini durgunlaştırmıştı. Deminden beri gülümseyen Kuzgun sakinleşmişti.
(Kuzgun)-Buna vereceğim cevabı zaten biliyorsun. Onu seviyor olsam da gitmek zorundayım. Kendi atalarımdan biriyle uzun süreli bir ilişki içinde olamam.
Kuzgun sakin bir ses tonuyla Ejder’in sorusunu cevaplandırırken Ejder onun aklından geçenleri görebiliyordu. Aslından Efsane’den ayrılmak istemiyordu ama bunu yapmak zorundaydı. Öyle bir ilişki içerisinde kalıp işleri ilerletemezdi. Ki bunun ilerisi çocuk yapmaktı. Kuzgun bir kadını halime bırakıp sonra da ortadan kaybolacak birisi değildi.
Böyle bir şeyi asla yapmazdı. Ki işin sonunda hamile kalan kadın kendi atalarından birisiydi. Yani bu ilişki en başından beri yanlıştı zaten ama yine de kendisine engel olamamıştı. Efsane’nin de kendisinde gönlü olduğu için bu durumu sorun etmemişti.
(Ejder)-Sana bedenini verebilirim.
(Kuzgun)-Nasıl yani?
Ejder’in yaptığı bu teklif Kuzgun’un kafasını karıştırmıştı. Ejder’in neden böyle bir şey söylediğini anlayamadığı için şaşkın bir ifadeye bürünmüştü.
(Ejder)-Diyorum ki sana bedenini vereyim. Sen de Efsane’nin yanında kal.
Kuzgun kendisini anlamadığını gören daha anlaşılabilir bir şekilde anlattıktan sonra Kuzgun’un cevabını beklemeye başladı. Bilerek onun zihnine bakmıyordu. Onun vereceği cevabı az çok tahmin ediyordu. Ama zihnine bakmıyor ve cevabı onun vermesini istiyordu.
(Kuzgun)-Böyle bir şeye gerek olmadığını sende biliyorsun Ejder. Benim gibi birisinin böyle bir ilişki içinde bulunmaya hakkı yok.
(Ejder)-Heee. Nasıl biriymişsin bakalım sen?
(Kuzgun)-Yapma ama Ejder. Ölü olduğumu ikimizde biliyoruz. Ben yalnızca senin ruhunda yaşamaya devam eden ölü biriyim o kadar.
***
Ejder Kuzgun’la konuşmaya devam ederken Medusa ve Efsane arasındaki konuşma bitmişti ve Medusa Ejder’in yanına gidip onu sarsarak kendine getirmişti.
(Medusa)-Daldın mı?
(Ejder)-Hayır. Kuzgun’la konuşuyordum. Sizin konuşmanız bitti mi?
Ejder kendi konuşmasını bir kenara bırakarak onların ne konuştuğunu sormuştu. Kendi konularından farklı bir şey konuşmadıklarını tahmin ediyordu ama yine de sormak istemişti.
(Medusa)-Bitti. Bitti de, sıkıntı var.
Ejder Medusa’nın düşen yüzünü görür görmez ne olduğunu anladı ve gözlerini devirdi.
(Ejder)-Efsane’de gelmek istiyor değil mi? Ya da Kuzgun’u yanında istiyor.
Ejder yerinde 2 tahminde bulunarak Medusa’nın seçim yapmasını beklemişti. Bundan başka bir seçenek yoktu. Efsane ya kendileriyle birlikte geleceğe gelmek istemiş olabilirdi ya da Kuzgun’un kendi yanında kalmasını. Bunlardan başka bir şey istemiş olmasının imkânı bile yoktu.
Ama Ejder onu geleceğe götürmezdi. Pekala Efsane’yi zamandan bağımsız bir varlık haline getirip geleceğe götürmek için uğraşmasına bile gerek yoktu ama bunu yapmayacaktı. Kendi atalarından birini olması gereken zaman diliminden çıkartmakla uğraşmayacaktı.
Kuzgun istese bile bunu yapmazdı. Yapacağı tek şey Kuzgun’a bir beden bahşedip onu burada, geçmişte bırakmaktı. Daha fazlasını yapmazdı. Çünkü kimseyle uğraşmak istemiyordu ve Efsane’yi geleceğe götürse bile onu tek başına bırakma ihtimali çok yüksekti.
Ayrıca her şey bir yana Ejder dünyada yaşamayacaktı. Tüm zamanını Medusa için yaptığı boyutta Medusa’yla birlikte harcayacaktı.
(Medusa)-2. dediğin.
(Ejder)-Birinciyi isteseydi bile yapmazdım zaten ama 2. olur. Yani, olurdu. Fakat Kuzgun burada kalmak istemiyor.
Ejder’in sözleriyle birlikte Medusa’nın Efsane için hissettiği kırgınlık biraz daha arttı.
(Medusa)-Neden peki?
(Ejder)-Kendi atalarımdan biriyle ilişki yaşayamam diyor. Şimdiye kadar buna devam etmesinin nedeni Efsane’nin de istekli olmasıydı. Ama artık bir dönüm noktasındayız. Yani Efsane tek başına kalacak.
Ejder’in anlattıkları Medusa’yı gerçekten üzmüştü. Efsane’yle tanışmış olduğu şu zaman diliminde onu gerçekten sevmişti. Ayrılacak olmaları onu üzüyor olsa da Kuzgun’un böyle söylemiş olması onu daha da üzmüştü. Bunu Efsane’ye nasıl söyleyebilirlerdi ki. Kız yıkılırdı.
(Ejder)-Merak etme. Eğer istersen Kuzgun’la ilgili bütün anılarını silebilirim. Hatta bedeninin zamanını geri sararak hiç ilişki yaşamadığı zamana döndürebilirim.
Ejder’in ikinci teklifte bulunma nedeni Efsane’nin ilk ilişkisinin Kuzgun’la olmasıydı. Bir sorun olmazdı ama Efsane bir prenses olduğu için imparatorluktaki işler sarpa sarabilirdi.
(Medusa)-Aslında bu çok mantıklı olur ama emin değilim. Yaşanan onca şeyi bir anda aklından silmek kötü olmaz mı? Ayrıca Efsane’nin sana da yardımı dokundu.
(Ejder)-Bana yardımı dokundu evet ama böyle giderse onu da yanımızda getirmemizi isteyeceksin. Ya da neden uğraşıyorum ki?
“Başka birisinin iyiliğini düşünüyorsun Ejder. Değişmeye başladın. Aklını topla. Sen bu değilsin. Aptal olma.”
Ejder kendi kendine bu şekilde düşündükten sonra bakışlarını yavaşça kaydırdı ve Efsane’ye baktı.
“Üzgünüm. Demek isterdim ama inan bana hiç üzülmüyorum. Sanırım benim sorunum bu. Ama kimin umurunda? Benim olmadığı kesin.”
Ejder gözlerini Efsane’ye diktiği o 1 saniyelik zaman diliminde çoktan onun aklını silmiş ve vücudunu eski haline getirmişti bile. Aniden anılarını kaybeden Efsane neden evinden farklı bir yerde olduğunu bile anlayamadan ışınlandı ve evine döndü.
(Medusa)-Ejder.
(Ejder)-Şhhh. Sesini çıkartma. Olması gereken şey buydu.
Medusa Ejder’e karşı gelemeyeceği için boynunu eğdi ve sessizliğe gömüldü.
(Ejder)-Senin için de en iyisi buydu Kuzgun. O yüzden üzülme.
Ejder Kuzgun’a da seslendikten sonra Medusa’yı belinden sardı.
(Ejder)-Buraya bir kopyamı bıraktım. Yani o iki aptal kafalarına göre yeniden imparatorlukları ayıramazlar.
Bu bilgi Medusa’yı hiç ilgilendirmiyordu. O yalnızca kendi zamanına geri dönmek istiyordu. Ve tabii ki Ejder’le vakit geçirmek.
Medusa’da Ejder’i sardıktan sonra bir anda oldukları yerden kayboldular ve geleceğe döndüler.
***
Kendi zamanlarına döndüklerinde gökyüzünde belirdiler ve hemen etrafı incelemeye başladılar. Her şey bırakıp gittikleri gibiydi. Tek bir şey bile değişmemişti. Yaşanan olayların birçoğu muhtemelen değişmişti ama gelinen teknolojik seviye ve gelişmişlik aynıydı. Yani bu geleceğe alışmakta yabancılık çekmeyeceklerdi.
Derken bir anda Ejder arkasında birilerini hissetti ve yavaşça arkasına baktı.
(Ejder)-Usta Shin ve Kai. Ve de ufaklık.
(Ice)-Ejder abiiiii!!!
Minik Ice bir zıplayışta Ejder’in üzerine çıktı ve boynuna sarıldı.
(Ejder)-Nasılsın ufaklık.
(Ice)-İyiii.
Ice hala bıraktığı gibiydi ve onu görünce nedensizce sevinmişti. Bir çocuğun saf sevgisi Ejder’i bile mutlu edebiliyordu.
Ejder’in kucağındaki Ice ondan ayrıldı ve bu seferde Medusa’nın boynuna sarıldı. Medusa Ejder’den daha sevecen bir karşılama yaptı ve Ice’nin saçlarıyla oynayıp onu havaya kaldırdı.
(Shin)-Bunca zaman nerelerdeydin çocuk?
(Ejder)-Geçmişte. Uzayda. Hiçlikte. Birçok yerdeydim. Ama sonunda geri döndüm.
Shin meraklı olsa da bu konuları daha sonra konuşabilirlerdi. Şimdi bu konulardan daha önemli şeyler vardı.
(Kai)-Bunları detaylıca konuşacağız. Ama önce görmen gereken şeyler var.
(??)-Ejder.
Kai’nin o sözlerinden sonra duyulan ses üzerine hem Ejder hem de Medusa sesin geldiği yöne doğru döndüler ve o anda Ejder taş kesildi. Gözleri sonuna kadar açılmıştı ve titriyordu. Anlamsız duygular içerisindeydi.
(Ejder)-N-n-n-n-ne..?
O anda Ejder ikinci kişiliğinin solduğunu ve ruhundan ayrıldığını hissederek dizleri üzerine çöktü. Karşısında duran kişiyi çok iyi tanıyordu. Gümüş saçları, kırmızı gözleri ve dirseklerine kadar yükselen karanlıklarıyla o, karşısında duruyordu.
Ejder’in ikinci kişiliği, hayır, Ejder’in ölmüş olması gereken abisi kanlı canlı bir şekilde karşısında dikiliyordu.
(Ejder)-A… bi..?
(Kuzgun)-N’aber ufaklık?
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..