Bölüm 93: ##### (1)

avatar
11468 31

Emperor’s Domination - Bölüm 93: ##### (1)


 

Li Qiye ve diğerleri tarikata geri dönerken, Elder Sun sabırsızca onları bekliyordu. Kocaman bir salyangozun üstünde geldiklerini görünce şok olmuştu; ayrıca bu salyangozun hızı büsbütünüyle mantıksızdı.

 

Ancak, Elder Sun bu konu üzerine konuşacak halde değildi. Li Qiye’ye baktı ve aceleyle konuştu:

 

“Çok şükür sonunda döndünüz.”

 

Sonra Li Qiye’yi aceleyle koca salyangozdan indirdi.

 

“Hemen antik odaya gitmen gerek; çabuk ol, kavga çıkabilir.”

 

Elder Sun tedirgince konuşmuştu.

 

Büyüğünü endişeli gören Li Qiye sordu:

 

“Düşmanlar mı geldi? Yoksa Cennetsel Mücevher Krallığı sonunda kapımıza dayandı mı?”

 

Li Qiye’yi sakin ve yavaş görünce Elder Sun açıklamak zorunda kaldı:

 

“Hayır, tarikat ustası döndü, antik odada. Elder Gu’nun grubuyla çekişiyor! Acele edip gitmen gerek!”

 

“Tarikat ustası…”

 

Elder Sun’ın cevabı Li Qiye’nin beklemediği bir şeydi. Tarikat ustası Su Yonghuang hakkında, Li Qiye’nin bir izlenimi yoktu. Tarikat ustası konusunu pek umursamadığından şimdiye kadar hakkında herhangi bir soru sormamıştı.

 

Su Yonghuang’ın dönüşü Li Qiye’yi şaşırtmıştı. Sakince konuştu:

 

“Güzel, eninde sonunda tanışmamız gerekliydi.”

 

Lafını bitirince içeri geçti.

 

Niu Fen bedenini ikinci forma geri döndürdü. Tekrar yaşlı adam haline geri dönmüştü ve Li Qiye’nin yanında yürüyordu. Koskoca salyangozun yaşlı bir adama dönüşmesini görünce, Elder Sun afallayıp kalmıştı; ancak o anda düşünmesi gereken başka şeyler vardı.

 

Bu sefer, büyükler antik odanın altını üstüne getirmek üzereydi. Büyükler, tarikatın en üst kademesi olduklarından her zaman sakinliklerini korumaları gerekirdi; ancak şu an Elder Zhou ve grubu gözlerini patlatmış dik dik bakıyordu. Gözlerinin baktığı kişi ise tarikat ustası Su Yonghuang’dı.

 

Sadece Elder Gu sakindi. Düzgünce yerine oturmuş ve hiçbir şey söylememişti.

 

Su Yonghuang pek hoş karşılanmamıştı. Nedeni anlamak da çok zor değildi. Su Yonghuang hakkında tarikat hiçbir şey bilmiyordu ve kendisi tarikatın içinde çok az bulunuyordu. Tarikatın bir öğrencisi bile değil diyebilirlerdi.

 

Su Yonghuang’ın aniden ortaya çıkmasını kimse beklemediğinden, son derece öncelikli bir mesele olmuştu. Tarikat buna hazır değildi, hatta çoğu böyle birini tanımıyordu bile.

 

Tarikat ustası olmasını sağlayan, önceki tarikat ustasıydı. O zamanlar iki ya da üç yüce büyük hala hayattaydı. Hatta o yüce büyüklerden birinin çok uzun süre yaşadığı ve otuz bin yıl önceki savaşta savaştığı söyleniyordu.

 

Bu konu hakkındaki şartları, Birinci büyük Gu Tieshou haricinde kimse bilmiyordu. Her neyse, Su Yonghuang önceki tarikat ustası tarafından yeni tarikat ustası ilan edilmişti. Bu kararı tüm yüce büyükler de desteklemişti. Hatta o en yaşlı olan yüce büyük, Gu Tieshou’yu çağırıp bizzat ikna etmişti.

 

Özetlemek gerekirse, bir gecede Gu Tieshou da, Su Yonghuang’ın tarikat ustası olmasını kabul etmişti. Aslında o zamanlar, tarikatın üst kademelerinde büyük bir kargaşa vardı. Bu mesele çok önemliydi; hiç bilmedikleri bir kişi bir anda tarikatın ustası olmuştu. Kesinlikle kabul edilmesi zor bir durumdu.

 

O zamanlar, Gu Tieshou, ciddi bir şekilde Elder Zhou’nun grubunu ikna etmişti ve Su Yonghuang’a karşı olan öğrencilerin büyük çoğunluğunu bastırmıştı. Böylece mesele kapanmıştı.

 

Bununla birlikte, Su Yonghuang da kendi durumunu farkındaydı. Tarikat ustası olarak, tarikatın arkasında durmadı. Onun yerine kendisiyle birlikte küçük grupları yanında götürmüştü. Daha sonrasında tarikatın kenarında bir yere kurulmuştu. Esasen tarikatın iç işlerine karışmıyordu; ama bağlantıyı da koparmıyordu.

 

Neyse ki bu yaptığı tarikatı sakinleştirmişti. Altı büyük tarikattaki herhangi büyük bir şeyin ana karar vericileri olmuştu.

 

Su Yonghuang tarikatın ustasıyken, Birinci Büyük Gu Tieshou, tarikatın en büyük iştirakçisiydi. Su Yonghuang belirmeden önce, tarikat ustası pozisyonu için en uygun kişi Gu Tieshou’ydu.

 

Gu Tieshou önceki tarikat ustasının öğrencisiydi ve tarikatın en tecrübeli birinci nesil öğrencisiydi. En uzun süre tarikatta kalan kişi de oydu. Sadece bunlar da değil, aynı zamanda çok çalışkan ve azimliydi.

 

Eğer o zamanlar, Gu Tieshou, Elder Zhou’nun grubunu ikna etmeseydi, başka kimse üst kademeyi ikna edemezdi.

 

Gu Tieshou’nun kendi isteğiyle bu rekabetten çekilmesi sayesinde, Su Yonghuang tarikat ustası olmuştu.

 

O her zaman tarikatın uzağında kalmış olan Su Yonghuang, şimdi tarikata dönmüştü. Önceki Tarikat ustasının cenazesi dışında hiçbir zaman tarikata dönmemişti.

 

Dönüş nedeni, Şerle Kuşatılmış Dağ Sırası’ydı. Bazı öğrencileri oraya götürmek istiyordu. Buna Elder Zhou’nun grubu hemen karşı çıkmıştı.

 

Şu an, Elder Zhou gibi tarikatın üst kademesindeki kişilerin gözünde, tarikatı diriltmenin anahtarı olan Li Qiye asıl liderdi. Tarikatın direksiyonu onun elindeydi. Üst kademe doğal olarak Su Yonghuang’a karşı çıkmıştı. Ayrıca ona güvenmiyorlardı. Ona nasıl öğrencileri teslim etsinler?

 

Bunun yüzünden, iki taraf birbirine dalmak üzereydi. Dosdoğru konuşmak gerekirse, Elder Zhou’nun grubu, ne olursa olsun Su Yonghuang’ı tarikatın yönetiminde istemiyordu.

 

“Tamam, şimdi sorun yok. Li Qiye döndü. Herkes yavaşça konuşabilir.”

 

Li Qiye’yi içeri getiren Elder Sun aceleyle herkesin duyacağı şekilde konuşmuştu.

 

Li Qiye’nin dönüşünü görünce, Elder Zhou’nun grubu sonunda rahatça iç geçirdi, ve odanın atmosferi biraz olsun sakinledi.

K.N: Açılın Li Qiye geldi! :D

 

O sırada Su Yonghuang’ın yanında duran Tu Buyu, gülümsedi ve nezaketle konuştu:

 

“Büyük kardeş, bu kişi benim ustam, aynı zamanda tarikat ustası.”

 

“Tarikat Ustası” olarak tanıtılmasını duyunca Elder Zhou’nun grubunun kaşları çatılmıştı.

 

Li Qiye, Su Yonghuang’ı inceledi ama hayret içinde kalmıştı! Önündeki Su Yonghuang bir kadındı, hem de çok genç bir kadın!

 

Karşısındaki kadın, yirmi yaşlarında gibiydi; gayet çekici ve asil bir varlıktı. Giydiği soluk sarı cübbesiyle, asaleti daha da görülür olmuştu. Alnı ay gibiydi ve gözleri ayın etrafındaki yıldızlardı. En çekici kısmıysa o zarif kaşlarıydı; kılıç gibi kaşları, zarif cazibesinin altındaki otoriterliği gösteriyordu adeta. Sanki cennetin kraliyet kızıymış gibi etrafında eşsiz bir imparatorluk havası ve zarafeti vardı.

 

Güzellik açısından Li Shuangyan bu kadının altında kalmazdı; ancak Li Shuangyan’da bu kraliyet havası ve eşsiz zarafet yoktu.

 

Li Qiye kendisine bakarken, Su Yonghuang da onu inceliyordu. Usta ve öğrenci birbirlerini analiz ediyordu.

 

Li Qiye kendine gelince yanındaki Nan Huairen'e döndü:

 

“Tarikat ustasının bir kadın olduğunu söylememiştin.”

 

“Şey…”

 

Nan Huairen bir an şaşırmıştı, zoraki bir gülümsemeyle fısıldadı:

 

“Hiç sormadın ki abi! Bildiğini sanıyordum.”

 

Li Qiye’nin nutku tutulmuştu. Şimdiye kadar her zaman Su Yonghuang’ın bir erkek olduğunu düşünmüştü. Tu Buyu öğrencisi olarak bin yaşını devirdiğinden, Su Yonghuang’ı gri saçlı bir amca olarak hayal etmişti. Ancak Li Qiye’nin karşısında yirmili yaşlarda, taş gibi bir hatun vardı.

 

O anda, Gu Tiesou ortamı biraz pürüzsüzleştirmek için konuştu:

 

“Qiye, tarikat ustası öğrencilerini Şerle Kuşatılmış Dağ Sırası’na götürmek istiyor.”

 

Su Yonghuang Li Qiye’ye baktı ve konuştu:

 

“Şerle Kuşatılmış Dağ Sırası, tarikatımızın şu anki hali için eğitime en uygun yer; Aynı zamanda bazı malzemeleri hasat edeceğimiz bir yer. Hesaplamalarıma göre, en geç altı, en erken üç ay var. O zaman, Şerle Kuşatılmış Dağ Sırası açılacak. Bu yüz yılda bir gelen bir şans ve tarikatımız bunu kaçıramaz.”

 

“Buna gayet katılıyorum. Altmış üç gün sonra, Şerle Kuşatılmış Dağ Sırası kesinlikle açılacak.”

 

Li Qiye nazikçe başını sallayarak konuştu. Kendini yeraltına gömdüğünde, aynı zamanda dağ sırasının ne zaman açılacağını da bulmuştu.

 

“O zaman senin düşüncen nedir?”

 

Gu Tieshou Li Qiye’ye sormuştu.

 

Tüm büyükler Li Qiye’ye bakıyordu. Elder Zhou’nun grubu asıl Li Qiye’nin tarikat ustası olmasını istiyordu.

 

“Tarikat ustasıyla biraz konuşabilir miyim?”

 

Sonunda, Li Qiye, böyle bir cevap vermişti.

 

Gu Tieshou ve diğerleri birbirine baktı ve Li Qiye’nin isteğini kabul etti.

 

Li Qiye, Yalnız Tepe’sine döndü ve Li Shuangyan ile diğerleri de ayrıldı. Küçük bahçede Sadece Li Qiye, Su Yonghuang ve onun öğrencisi Tu Buyu vardı.

 

Li Qiye bir süre Su Yuanghang’a baktı, uzun bir süre sessiz kalmıştı. Aklına bazı anılar gelmişti. Bir süre sonra sonunda konuştu:

 

“Cennet’in Kenarındaki Su Klan’ı iyi mi?”

 

Li Qiye’nin sözleri karşısında Su Yonghuang’ın yüz ifadesi değişmişti. Tu Buyu bile şaşırmıştı. Su Yonghuang ona baktı ve heyecanla konuştu:

 

“Cennet’in Kenarını nerden biliyorsun?! Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda, Tu dede dışında, kimse Cennet’in Kenarındaki Su Klan’ını bilmiyor!”

 

Li Qiye ağzını açtığı anda, kökeni hakkında konuşmuştu. Su Yonghuang nasıl şaşırmasın? Cennet’in Kenarındaki Su Klan’ı bu dünyada hiç söylenmemişti, hatta Dokuz Dünyada kimse onun hakkında bir şey bilmezdi.

 

“Atamız rüyalarımda söyleyiverdi.”

 

Li Qiye, kayıtsızca gülümsedi. Sonunda sakinleşmiş gözüküyordu.

Bölüm 93: Usta Güzel Bir Kadın (1)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr