Bölüm 129

avatar
10983 26

Emperor’s Domination - Bölüm 129


Bölüm 129: Kötülük Katleden Savaş Alanı (1)



Bu normalde komik bir manzaraydı ve bu gerçekten komikti ama o anda kimse gülmeye cüret edemiyordu.

O velet, Nan Huairen köftehor ve aç gözlü biri olsa da tanrılara inanıyordu. İş tanrılara geldiğinde kalbi oldukça korkuyordu ve titremeye başlıyordu. Şu an büyük ağaçtan içtenlikle özür diliyordu.

Nan Huairen secdesini bitirdiği an bir eşya aniden gökyüzünden düştü ve Nan Huairen'in önüne düştü. Bu eşya altın parlaklığa sahipti. Bir nilüfer gibi altın ipeksi ışıklar emip yayıyordu. Bu nilüfer altından yapılmıştı. Uhrevi gözükse de içinde parlak bir parlaklığa sahip birçok nilüfer tohumu bulunuyordu.

"İyi velet, sen gerçekten içtensin."

Li Qiye başıyla onaylayıp övmeden edemedi:

"Çin Tarçını Nilüfer Ağacı seni affetti ve sana bir Altı Nilüfer Tohumu bahşetti. Bu gerçekten iyi bir eşya. Gelecekte onu arıtarak bir İlahi Hazine bile üretebilirsin! Çabuk Çin Tarçını Nilüfer Ağacına teşekkür et. Bu şeyin aşırı nadir olduğunu da bilmen gerek."

Li Qiye'nin sözlerini duyan birçok kişi şok oldu.Bir İlahi Hazine olabildiğine göre bu altın nilüfer tohumları kesinlikle sıradışı bir şey olmalıydı.

Şaşkın Nan Huairen hızlıca ağaca bir kez daha secde etti, ardından üst düzey bir önemseme ile mutluca Altı Nilüfer Tohumunu aldı.

O anda birçok kişi hayranlıkla Nan Huairen'e baktı. Böyle kutsal bir eşya aldığına inanamıyorlardı. Ustası Koruyucu Mo da memnun olmuştu. Nan Huairen'in içtenliğinin ona böyle bir eşya kazandıracağını düşünmemişti. Bu gerçekten cennet tarafından bahşedilen bir kaderdi.

O anda bir öğrenci Nan Huairen'i kopyalamadan edemedi. İlahi ağacın ona da kutsal bir eşya bahşetmesini umuyordu.

"Boşa uğraşma."

Li Qiye kafasını salladı ve konuştu:

"Saflık ve gizli amaçlardan uzaklık gerçek içtenlik olur. Biraz sonuç görüp bunu lekeli bir kalp ile kopyalamak içtenlik değildir. Nan Huairen'in şansı sığ değil; birisi böyle güzel bir kader ve şansa sahip olmak için kendini zorlayamaz."

Bunu duyan diğer öğrenci utanmış şekilde gülmeden edemedi. Kutsal bir nesneyi elde edememiş olsalar da koruyucular ve bölge liderleri dahil herkes önlerindeki büyük ağacı İlahi Ağaç olarak kabul etmişlerdi.

Li Qiye böyle şeyleri önemsemedi ve Gu Tieshou'ya söyledi:

"Elder Gu, doğuya bir kez daha gideceğim. Burada öğrenciler ile kalın ve buradan asla ayrılmayın. Aksi halde bu bir felaket getirecektir."

"Bununla ilgileneceğim."

Gu Tieshou bu meseleyi hafifçe almadığı için ciddi tonda konuştu.

Li Qİye, Shuangyan ve Niu Fen'i de alarak kutsal bölgeden çıktı. Yolda kutsal su ve nilüfer küllerini Shuangyan ve Niu Fen'e dağıtarak konuştu:

"Eğer Kötücül Hasırotu'nun kökleri ile karşılaşırsak onu kesmelisiniz. Ancak onun çiçeklerinden hemen uzaklaşmanız gerek. Eğer kapana kısılırsan ve kaçacak yolunuz yoksa nilüfer külleri ile kötülüğü püskürtün. Eğer çiçekler bedeninize gelirse veya kötü kökler derinizi delerse kutsal su ile onu temizleyin aksi halde kanınızı emecektir."

Shuangyan ve Niu Fen dikkatlice kutsal suyu ve nilüfer küllerini koydular. Li Qiye'nin ağırlık taşıyan sözlerini ezberlediler ve dikkatsiz olmaya cüret edemediler.

"Bu sefer nereye gidiyoruz?"

Shuangyan sordu.

"Duruma bağlı."

Li Qiye doğuya doğru baktı ve konuştu:  

"Şu anki durum nasıl bilmiyorum. DUrum kötüleşmeden o kötü şeylerin icabına bakmalıyız. Aksi halde büyüdüğünde gerçekten bu bir felaket olur."

“Bang… Bang… Bang…”

ANcak Li Qİye'nin sözleri daha yeni sona ermişken tüm doğu bölgesi sarsıldı ve ardından çamurlu yeryüzü göğü deldi. Doğunun derinliklerinde, el değmemiş bölgede, aniden yerden devasa bir kemikli  şeyler çıktı. Her biri on bin zhang uzunluğundaydı. En korkutucu kısmı ise her birinin karanlık bir enerji ile çevrelenmiş olmasıydı.

Bir anda temiz su kadar gök mavisi olan tüm doğu bölgesi aniden siyah enerji iplikleri ile kaplandı. Onlar çok fazla çaba harcamadan el değmemiş bölgeyi cehennem bölgesine çevirdi.

Böyle bir manzara gören herhangi birinin kalbinde kötü bir his oluşabilirdi.

“Rawr…”

O anda yüksek sesli bir kükreme duyuldu. Göğü İmha Eden İblis Taklitçi Maymun yuvasından çıktı ve korkutucu varlığı el değmemiş bölgeye nüfuz etti.

"Göğü İmha Eden İblis Taklitçi Maymun..."

Milyon yıllık ilahi canavarı gören herkes korkudan titredi. Cennetsel Prens gibi biri bile büyük ifade ciddileşmeden edemedi.

Ancak büyük taklitçi maymun dışarı çıktığı an başka bir kükreme daha duyuldu ve bir Uzun Ömür Ruhu yukarı uçtu.

"Aman tanrım, milyon yıllık Uzun Ömür Ruhu..."

Herkes korkudan titredi. Milyon yıllık Uzun Ömür Ruhu ve İlahi Canavar... onların auraları büyük bir tsunami gibi tüm doğu bölgesini süpürdü! Gelişimcilerin yüzü kağıt kadar beyazdı ve zayıf olanlar korkudan yere düşmüştü.

"Bitti, bitti..."

O anda bir gelişimci kendini kaybetti. Ruhu uçacak noktada korkmuştu.

Kaçmak için çok geçti. Milyon yıllık canavarların karşısında Aydınlanmış Varlıkların bile kaçamadığı söylenebilirdi.

Ancak Göğü İmha Eden İblis Taklitçi Maymun ve gökyüzündeki Uzun Ömür Ruhu gelişimcileri görmezden geldi. Uzun haykırışlar attılar ve biraz tereddüdün ardından yuvalarını terk ederek doğu bölgesinden uzaklaştılar. Uzun Ömür Ruhu kuzeye giderken büyük taklitçi maymun da batıya gidiyordu. Onlar uzaklaşıp kayboldular.

Li Qiye gözlerini daralttı. Bir şey demeden uzun süre bu devasa kemikleri gözlemledi.  

Niu Fen bile şaşırmıştı. Bunun kötü bir şeyin alameti olduğunu hissetti ve mırıldandı:

"Bu da ne?"

"İskelet kalıntıları olmalıydı."

Li Qİye gülümsedi ve konuştu:

"Milyonlarca yıldır ölüydü ancak yeniden canlanmak için kemikleri ödünç almak istiyor."

"Bu nasıl bir kötücül varlık böyle? Beş milyon yıllık İlahi Canavar mı? Yoksa beş milyon yıllık bir Uzun Ömür Ruhu mu,?"

Niu Fen duyguluydu. Her bir kemiksi sütun on bin zhang yüksekliğindeydi. Bu devasa varlığın ne kadar büyük olduğunu herhangi biri sadece hayal edebilirdi.

Li Qiye sakince gülümsedi:

"O bir İlahi Canavar veya Uzun Ömür Ruhu değil, çok daha dehşet verici bir şey. Dİğer ikisi öldürülebilir ama bu gizemli şeyi katletmesi zor. Hayal edemeyeceğin kadar zor. Kökünün birazı bile kalsa canlı kalıyor ve yeniden doğmak için plan kuruyor."

Niu Fen ve Shuangyan paniklemeden edemedi. Bu dünyada böyle bir şey mi vardı. Bu korkutucuydu...

"Gidelim. Gidip bakacağız."

O anda Li Qiye gülümsedi ve konuştu:

"Belki de onun son umudunu kazıp çıkarabiliriz ve belki de ondan güzel şeyler elde edebiliriz."

Li Qiye salyangozunu doğu bölgesine sürerken birçok gelişimci birbirine bakarken önlerindeki bu felaketin varlığı ile sarsılıyordu.

"Bu... Bu gerçekten ortaya çıkan tanrıların hazinesi mi? Bana göre sanki kötücül bir iblis ortaya çıkıyor gibi gözüküyor."

Bir tarikat lideri soluk yüzü ile kemiksi şeylere baktı.

"Bu yer lanetli."

Yaşlı Adam Guan Cennetsel Prensin yanında dururken ciddi şekilde konuştu.

Cennetsel Prensin gözleri güçlendi, sanki el değmemiş bölgenin en derinlerini görebilecekmiş gibiydi. En sonunda yavaşça konuştu:

 

"Lanetli olabilir ama böyle olsa bile ne olmuş? Aşırı şiddetli bölgeler kesinlikle ilahi bir eşyanın oluşmasını sağlar! Bizim istediğimiz şey de bu. Bu dünyadaki hangi lanetli ve kötücül varlık bizim atamızın ilahi varlığının altında kibirli davranmaya cüret edebilir?"

Bunu duyan Yaşlı Adam Guan bunların gerçek olduğunu hissetti. Onların Antik Krallıkları iki ÖLümsüz İmparatorun mirasına sahipti; Sekiz Bölgenin hepsini küçük görecek kapasiteleri vardı. Buraya hazırlanarak gelmişlerdi. Daha büyük tehlikelere karşı bile zarar görmeden kaçabilirlerdi.

Cennetsel Prens tereddüt etmedi ve herkesi beraberinde götürerek ilerledi. Maymun kaçtığı için onların yavaş olmasına gerek yoktu.  Çok daha yüksek bir hızda el değmemiş bölgenin derinlerine girdiler.

Cennetsel Prens girdiği için Dao Çocuğu da kaybetmek istemiyordu. Bu nedenle ciddi şekilde konuştu.

"Biz de gireceğiz."

İmparatorluk Eğitmeni Aydınlanmış Varlık Si Tu endişeli bir şekilde konuştu:

"Genç Asil, bunun çok tehlikeli olmasından korkuyorum."

"Biliyorum."

Dao Çocuğu yanıtladı:

"Hazine bölgesine girdiğimiz için elimiz boş şekilde eve dönemeyiz. Üstelik eğer gerçekten tanrıların hazinesi varsa orada gizli tehlikeler de olmalı. Bu dünyada hangi ilahi hazine kolaylıkla elde edilebiliyor! Eğer orada İlahi Hükümdar silahı varsa üstün amaçlarımı gerçekleştirmek için öyle bir şeye ihtiyacım var!"

Konuştuktan sonra gözleri korkmuş ancak kararlı bir bakış ortaya çıkardı.

"Genç Asil güçlü ve bilge."

Aydınlanmış Varlık Sİ Tu kabul etti. Büyük başarılar elde edip Ölümsüz İmparator olma yoluna adım atmak içi birinin böyle hırsları ve sağlam bir dao iradesi olması gerekliydi.

Cennetsel Prens ve Dao Çocuğu Shengtian birbiri ardına el değmemiş alanın derinliklerine giderek birçok tarikatı ve ülkeyi tereddütte bıraktı. Onlar gibi küçükler bile ilerlemeye cüret etmişti... İzleyenler cezbedilmeden edememişti. Buradaki tarikatlar ve ülkeler sıradan güçten fazlasına sahiplerdi ve onlar beraberinde son nesilden Kraliyet Asillerini bile getirmişlerdi!!

"Bizde gidiyoruz! Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığı ve İlahi Tanrı Tarikatı yolu açarken neyden korkacağız."

Bir tarikat lideri kasvetli şekilde konuştu:

"İlahi Hükümdar silahını ele geçiremesek bile birkaç İlahi hazine elde edebiliriz, bu yolculuk yine de değecektir."

En sonunda birçok tarikat karar verin el değmemiş bölgenin derinliklerine doğru ilerleye başladı.

Bazı küçük tarikatlar ve gelişimciler ise pes etmişti. Aniden yükselen kemiksi şeyler çok rahatsız edici bir his yayıyordu bu nedenle birkaç miras pes etmeyi seçmişti.

------------ÇEVİRMEN NOTU------------

Gidenlere ne olacak? Kimler pes etti? Orada ne var? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr