Bölüm 153

avatar
11568 25

Emperor’s Domination - Bölüm 153


DUrumu duyan Li Qiye gülümsedi ve konuştu:  

 

"Peki, madem ölen bir kişi o zaman ona bir plan vereceğim." 

 

"Lütfen konuşun, Genç Asil Li, dikkatle dinliyorum." 

 

Şeytan Kral Lun Rİ duygulandı ve hemen konuştu. 

 

Li Qiye ilgisizce konuştu: 

 

"Planım oldukça basit, onun için bir Yerlatı Dünyası Teknesi bulacağım ve onu ardından içine gömeceğim. Orada bir iki sene gömülü kalması ömrünü üçyüz ila beş yüz yıl arasında uzatacaktır." 

 

"Bir iki sene ömrünü üç yüz ila beş yüz yıl mı uzataack?" 

 

Li Qİye'yi duyan Şeytan Kral oldukça şaşırdı. Bu basitçe tanrıyı oynamak gibiydi! Bu Feng Shui Hazine Toprağında gömülmekten bile daha cennete karşı gelici bir şeydi. 

 

"Üç yüz ila beş yüz yıl onun son nefesi için yeterli ama bu hayatında Ölümsüz İmparator olması imkânsız. O ölüme yakın biri ve Yaşam Çarkı kan enerjisi kuruduğu süre boyunca hasar gördü. Yeraltı Dünyası Teknesi ona sadece biraz daha fazla yaşam verecektir." 

 

Li Qiye yavaşça açıkladı. 

 

"Bu yeterli!" 

 

Şeytan Kral'ın ifadesi büyük ölçüde değişti! Üç yüz ila beş yüz yıl her ne kadar geçici olsa da bir devin birçok şey yapamsı için yeterliydi. Savaş Tanrııs Tapınağı için bu mesele büyük bir önem taşıyordu. 

 

"Ama bir koşuluk var. Savaş Tanrısı Tapınağından bir şey istiyorum ve bu koşulda pazarlığa yer yok." 

 

Li Qiye gelişi güzel bir tavırda yavaşça konuştu. 

 

Li Qiye'nin koşulunu duyan Şeytan Kral bir anlığına duraksadı ve ardından cevapladı: 

 

"Genç Asil Li, birkaç gün tarikatımda kalın. Ben gidip onunla konuşmak için Dış Tarikatın elderını bulacağım." 

 

Şeytan Kral oldukça çevikti. Üçüncü günde Li Qiye'ye beklediği haberleri getirid: 

 

"Savaş Tanrısı Tapınağı bu yaşlı adamın yeniden yaşamasını istiyoru ve herhangi bir koşula sıcak bakıyorlar." 

 

Bu sersemletici bir şeydi. Issız Çağdan beri varlığına devam eden korkutucu bir varlık olan Savaş Tanrısı Tapınağı sayısız ölümsüz iblgeye sahipti ve kimse tam yerini bilmiyordu. 

 

Ancak bugün onlar herhangi bir koşulun mümkün olduğunu söylüyordu, bu ne kadar harika bir şeydi? Bu teklifi duyan herkes hiç şüphesiz etkilendirdi.  

 

"Başka bir çağ yaşamak mı?" 

 

Li Qiye hafifçe dudak büktü ve devam etti: 

 

"Bu açıkça hüsnükuruntu. Başka bir çağ da yaşamak o kadar kolay değil. Eğer kolay olsaydı sadece Savaş Tanrısı tapınağı değil Ölümsüz imparatorlar bile bunu yapardı! O yaşlı adamlara çok aç gözlü olmamalarını söyle. Sadece üç yüz ila beş yüz yıl yaparım ya da yapmam!" 

 

Li Qİye'nin duruşu oldukça sağlamdı ve Şeytan Kral da pazarlık yapmaya cüret edemiyordu. Hemen Li Qiye'nin sözlerini Savaş Tanrısı Tapınağına iletti. Ertesi gün Li Qİye'ye başka bir mesaj daha gönderdi.  

 

"Savaş Tanrısı Tapınağı koşullarını kabul etti. Saygıdeğer elde geri dönebildiği sürece Genç Asil Li istediği şeye hemen sahip olabilecek! Eğer başarılı olmazsa kaparo olarak verililen eşya geri iade edilmeyecek." 

 

Şeytan Kral burada büyük bir şans kazanmıştı. Eğer bu mesele başarısız olursa Dokuz Aziz Şeytan Kapısı  Savaş Tanrısı Tapınağına garanti ettiği eşyayı kaybedecekti. Bu köpeğin önüne atılan etli çörek gibi asla geri gelmeyecek bir şeydi. 

 

"Güzel, gidip beleyeceğim. Geldiklerinde haber verirsin." 

 

Li Qiye kabul etti ve konuştu: 

 

"Ama Şeytan Kral'dan tamamen hazırlamasını istediğim birkaç şeye ihtiyacım olacak." 

 

Ardndan Lun Ri'ye listeyi verdi. 

 

Bu listeyi gören Lun Ri her ne kadar orada daha önce duymadığı birkaç şey olsa da razı oldu: 

 

"Bu ufak meseleyi Dokuz Aziz Şeytan Kapısına bırakın." 

 

Şeytan Kral ile pazarlık yaptıktan sonra Li Qiye Shuangyan' da alıp Temizleyici tütsü Antik tarikatına gitti ve Su Yonghuang ve elderlar ile bir görüşme ayarladı. 

 

"Antik ilahi Ceset Defin Bölgesine girme niyetim var." 

 

Li Qiye bildirdi. 

 

"Antik ilahi Ceset Defin Bölgesine mi gideceksin?" 

 

Li Qiye'nin sözleri elderların ifadesini değiştirirken Su Yonghuang'ın rengi soldu. 

 

"Qiye, defin bölgesi çok tehlikeli. Erdemli Örnekler bile oraya basitçe giremez." 

 

Gu Tieshou konuştu. 

 

Su Yonghuang da endişeli bir şekilde konuştu: 

 

"O defin bölgesi birçok Erdemli Örnek ve yenilmez varlığı barındırır. O antik cesetlerin bu defin bölgesinde tiranlar olduğunu ve ölümün yolculara geldiğini duydum.  Senin oraya gitmen çok tehlikeli." 

 

"Aynen öyle, Qiye. İmparator'un varlığı şöyle dursun Ölümsüz İmparator Yaşam Hazinesi bile yeterli olmaz. Efsanelere göre Ölümsüz İmparator miraslarından gelen ustalar Ölümsüz İmparator Yaşam Hazineleri taşırken oraya gitmiş ama en snunda hayatlarını kaybetmişler ve hazineleri de kaybolmuş." 

 

Elder Sun endişeyle konuştu. 

 

Birçok kişi bu defin bölgesine gitmek istese de o kişiler ölüm döşeğinde olan kişilerdi. İyi bir şekilde yaşayan kişiler için orası korkutucu bir bölgeydi. Sayısız insan orada ölmüştü ve içeri girenlerin kesinlikle öleceği de söylenebilirdi. 

 

"Bunları biliyorum." 

 

Su Yonghuang ve diğerlerinin endişesinin karşısında Li Qiye gülümseyerek yanıt verdi: 

 

"Bu meselelr hakkında dikkatli olacğaım. Benim kendi planlarım var ve sadece bilmenizi istedim." 

 

Her ne kadar Li Qiye sakince konuşsa da elderlar birbirlerine bakıp iç çekti. Li Qiye'nin kararını değiştirmeyeceğini bildiklerinden onu ikna etmeyi kestiler." 

 

Elder Tu seninle birlikte gidecek!" 

 

En sonunda Su Yonghuang Li Qiye için endişeli olduğundan Tu Buyu'ya onunla gitmesini söyledi. 

 

Li Qiye bunu reddetmedi ve böylece bu mesele de kararlaştırıldı. 

 

Defin bölgesine yapılacak bu yolculukta Li Qiye dikkatlice düşündükten sonra Niu Fen'i de getirmeye karar verdi. Shuangyan ve Baojiao'dan bahsetmeye bile gerek yoktu, onlar kesinlikle onunla gelecekti. Dİğer kişiler arasında ise Li Qiye Qu Daoli, Xu Pei, Zhang Yu ve Luo Fenghua'yu da götürmeyi seçmişti. 

 

Bu öğrenciler eğitime odaklananlardı ve onların gelecekleri için yönlendirilmelerine ihtiyaçları vardı. Bu nedenle deneyim kazanmaları adına Li Qiye onları da götürecekti. 

 

Tabii ki küçük velet Nan Huairen de utanmaz bir şekilde gelmeyi istedi, bu nedenle Li Qİye onu da götüreceğine söz verdi! 

 

"Antik İlahi Ceset Defin Bölgesi?" 

 

Bunu duyan Niu Fen afalladı ve garip bir ifade takındı. Bir süre sonra kendine geldi ve söyledi: 

 

"O çok antik bir yer. Orada gömülü bir atamız var. Başarılı olup ömrünü uzatıp uzatmadığını kimse bilmiyor." 

 

"Atan oraya gömüldükten sonra hiç saygını sunmaya gittiniz mi?" 

 

Li Qiye gülümseyerek sordu. 

 

Niu Fen gülümsedi ve kafasını salladı: 

 

"Aslında atamızın nereye gömüldüğünü bilmiyoruz! Bu saygılı tören asla gerçekleşmedi!" 

 

"İnsanlar defin bölgesindeki mezarlara saygılarını sunmaya mı gidiyor?" 

 

Baojiao bu meseleye şaşırdı. 

 

Tarikat elderlarına veya akrabalarını onurlandırmak normaldi ama o daha çnce Antik İlahi Ceset Defin Bölgesinde insanların saygılarını sunmaya gittiğini duymamıştı çünkü bu özünde imkansız bir meseleydi. 

 

"Prensip olarak, bu mümkün." 

 

Li Qiye gülümseyerek cevapladı: 

 

"Aslında, bunu yapmak o kadar basit değil. Birçok durumda böyle bir şeye izin verilmiyor." 

 

Baojiao aptal değildi. Defin bölgesindeki elderları onurlandırmayı hayal etmek zordu. Orada cesetlerden dağlar ve mezarlardan okyanuslar vardı. Ceset aurası ile dolu olan o yere birinin girmesi kolay değildi. 

 

İkisi de Büyük Orta Bölgesinde olsa da Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı Antik İlahi Ceset Defin Bölgesinden çok çok uzaktaydı. Milyonlarca mil uzaklıktalardı ve bu mesafeyi uçarak gitmek imkansızdı. 

 

Li Qiye'nni grubu dao geçitlerinden gitti. Bu kadar uzun mesafe için gerekli olan Arıtılmış Kristaller korkutucu olurdu. Düşüşte olan Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı için bu çok büyük ibr yüktü ama DOkuz Aziz Şeytan Kapısı bunu karşılayacağı için Li Qiye Arıtılmış Kristaller için endişelenmesine gerek yoktu. 

 

Antik İlahi Ceset Defin Bölgesinin varlığı nedeniyle Büyük Orta Bölgesinin batı kesimi ilkel bir çöldü.  Yer ive göğü kaplayan yasaklanmış bir kötücül bölge gibiydi. 

 

İnsanları soldursa da dışında antik bir şehir vardı... Antik Gökyüzü Şehri!! 

 

Antik Gökyüzü Şehri Büyük Orta Bölgesindeki en eski şehirlerden biriydi. Kurulduğu zaman bile tam olarak bile bilinmeyecek kadar uzun süre önce kurulmuştu. 

 

Antik Gökyüzü Şehri aynı zamanda Ceset Şehri de deniliyordu. Defin bölgesine gitmek isteyen kişler bu şehre geliyordu ve burası onların son durağıydı. Bu nedenle buradaki mezarların fiyatı çok yüksekti. Tahtadan yapılan basit mezarlar bile para ediyordu. Pahalı olanlar ise İlahi Ağaçlardan yapılıyordu. Burada her türlü mezar vardı. 

 

Bir mezar yapmak için yapılan herhangi bir malzeme bu şehirde kolaylıkla bulunabiliyordu. Hatta gelişimciler arasında bir şaka bile vardı. Eğer ölen bir kişi kalpleri için mükemmel bir şekilde üretilmiş bir mezar istiyorsa Antik Gökyüzü Şehrine gitmesi en iyisi olurdu. 

 

Ceset Şehri olarak adlandırılsa da hayatsız veya ıssız bir atmosferi yoktu. Aksine Antik Gökyüzü Şehri oldukça sesli ve hareketliydi. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen birçok kişi bu şehrin içindeydi. Farklı ırktan kişiler bile burada bulunuyordu. 

 

O Büyük Orta Bölgesindeki en büyük şehirlerden biriydi. Her zaman asla uyumayacak kadar kalabalık bir şehir olarak bilinirdi! 

 

Antik Gökyüzü Şehrine giren herhangi biri anında canlı sesli sokaklar ile karşılaşırdı. Gözlerinin önünde büyük yollar ve yükselen köşkler vardı. Gökyüzünde birçok ilahi tapınak ve antik konut bulunuyordu! 

 

Ejderha arabaları sokakları doldurmuştu ve su aygırlları kalabalığın içindeydi, gelişimciler ve ölümlüler birlikte olabiliyordu.  

 

 

------------ÇEVİRMEN NOTU------------ 

 

Çılgın duyuruya çok az kaldı çoooook ????  






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr