Bölüm 168: Mücevher Sütun Aziz Çocuğu (2)

Li Qiye rahat şekilde yerleştikten sonra dışarıdaki Shuangyan Li Qiye'ye bir mesaj getirdi. "Kapı haber getirdi. İhtiyacın olan eşyaları hazırlamışlar ve elderlar iki gün sonra onları getirecekmiş."

"Güzel, İlahi Antik Ceset Defin Bölgesine bir kez daha gitmeyi planlıyorum." Li Qiye onayladı ve yavaşça konuştu.

"Defin Bölgesine bir daha mı gidiyoruz?" Li Qiye için eşyaları toplayan Baojaio bunu duyduktan sonra aniden hareketlendi.

"Gideceğiz! Neden gitmeyelim?" Li Qiye gülümsedi ve konuştu. "Savaş Tanrısı Tapınağı için bir ölü gömmek sadece basit bir iş. İlahi Antik Ceset Defin Bölgesindeki iyi eşyalar sizin sadece hayal edebileceğiniz şeyler. Dünya Ölümsüzleri ile uğraşmak zor olsa da onlardan birkaç şey alacak numaralar var."

Li Qiye'nin sözlerini duyan Shuangyan ve Baojiao birbirine bakmadan edemedi. Dünya Ölümsüzlerini kandırarak hazine almak mı? Sadece birkaç kişi bunu yapmaya cüret edebilirdi!

"Savaş Tanrısı Tapınağındaki durum nasıl?" Li Qiye gelişigüzel sordu.

Shuangyan kafasını salladı ve cevapladı: "Tam olarak detayları bilmiyorum. Ustam bana Savaş Tanrısı Tapınağının elderları ile birlikte olduğu mesajını gönderdi. Savaş Tanrısı Tapınağı atalarını hemen harekete geçirmeyeceğini ve Yer Altı Dünyası Teknesinin ortaya çıkmadan birkaç gün önceye kadar bekleyeceğini duydum."

"Görünüşe göre Savaş Tanrısı Tapınağının yaşlı adamı gerçekten hayatını kaybetmek üzere. Böyle zavallıca düşük miktarda yaşam gücü ile kolaylıkla Çağ Kan Taşlarını hareket ettiremez." Li Qiye Savaş Tanrısı Tapınağının eylemlerinin arkasındaki anlamı anladı.

Ölmek istemeyen cennete karşı gelici bir kişi büyük miktarda Uzun Ömür İlacı kullanarak ömrünü uzatırdı. İlaçlar etkilerini kaybettiğinde kan gücünü bastırır be yaşamını durdururdu. Ancak bu kolay bir şey değildi ve kendisini kaplamak için büyük miktarda Çağ Kan Taşlarına ihtiyacı olurdu. Zaman uzadıkça gerekli olan Çağ Kan Taşları da artardı ve daha da değerli hale gelirlerdi! Bu nedenle kan gücünü bastırıp yaşamı durdurmak herkesin karşılayabileceği bir şey değildi.

"Yeraltı Dünyası Teknesinin ortaya çıkmasına hala zaman var. İlahi Antik Ceset Defin Bölgesine bir kez daha girdikten sonra bu zamanı mola olarak kullanacağız. Bu iş bittikten sonra da Savaş Tanrısı Tapınağındaki yaşlı adamı gömeceğiz." En sonunda Li Qiye ilgisizce bildirdi.

Li Qiye biraz mola olacağını söylese de aslında tek bir saniye bile boş değildi. Avluda dururken gelişimine devam ediyordu.

Li Qiye odada oturdu ve Yaşam Çarkını hareket ettirerek Kader Sarayını açtı ve Gerçek Kaderi ortaya çıktı. Aynı zamanda Li Qiye'nin Kader Sarayının içindeki Gerçek Kader yün kadar ince evrensel kanun zincirleri ile çevrelendi. Onlar yün gibi olsa da demir zincirler gibi takırdıyorlardı.

O anda Gerçek Kaderin üzerinde Kun Peng ortaya çıktı. Dünyanın özü şelale gibi aşağı aktı ve Li Qiye'nin gerçek kaderini temizledi. Dünyanın özü Gerçek Kader tarafından arıtıldığında evrensel kanunlara dönüştü ve birbirine karışarak tek yerde toplandı.

O anda Li Qiye Cennetin Buyruğu alemindeydi ve bu kısa zaman içinde Devreden Turan Güneşi Erdem Kanunu'nun ilahi gücünü kullanarak Kun Peng'in altı varyasyonu ile birlikte tek nefeste iki seviyeyi birden geçti.

Cennetin Buyruğu alemi dört seviyeden oluşuyordu. En düşükten en büyüğe İlk Gerçek Kader Sunuşu, İki Gerçek Anlayış Arayışı, Üç Dönen Gizemli Gerçekler, Dört Dönüşen Dao Kanunu.

Gelişimciler için Cennetin Buyruğu alemi onların Gerçek Kaderlerini çılgınca arıttıkları zaman anlamına geliyordu. Gelecekte Gerçek Kaderlerini İlkel Ruha arıtmak için bir temel oluşturmak adına bunu yapıyorlardı.

Li Qiye o anda dünyanın özünü emerken durmadan dönen Yaşam Çarkı ile birlikte Yin Yang Kan Denizini kullanarak Yaşam Çarkını Yin Ayı ve Yang Güneşi ile dalgalandırıyordu. Uzun Ömür Kanları Yaşam Çarkına düşüyor ve arıtılarak Gerçek Kaderin daha büyük ve güçlü olmasını sağlıyordu!

"Booom~" Bir süre sonra Kun Peng sonsuz miktarda dünya özünü aşağı döktü. O anda Gerçek Kader sarsıldı ve göz açıp kapayıncaya kadar büyüsel bir ışık yaydı. Aniden Kun Peng kayboldu ve büyüsel rünlere dönüştü, Gerçek Kader bu büyüsel rünleri kullanarak takırtı sesleri oluşturdu. Tüm evrensel kanunlar dao kağıtlarına dönüştü ve Kun Peng'in Altı Varyasyonundan akan büyüsel rünler dao kağıdının tepesine Gerçek Kader işlemesi mühürledi.

"Clang..." Büyük bir zil sesine benzer bir ses duyuldu. Son büyüsel rün de dao kağıdına düştüğü an Kun Peng'in Altı Formasyonu da Gerçek Kader Mührünü tamamladı. Gerçek Kader Mührünün oluşumu tüm kaynak gerçekliğin Gerçek Kaderin içinde arıtıldığını simgeliyordu. Artık evrensel kanunlar evrensel kanun değildi; onlar Gerçek Kaderin parçasıydı!

Ardından Gerçek Kader Mührü uçtu ve sanki bataklığa düşmüş gibi Gerçek Kaderin içinde kayboldu. O anda Gerçek Kader gürleyen büyüsel ışıklar yaydı. Bir anlığına Gerçek Kader aydınlanıp tek nefeste tüm ruhsal enerjiyi emdi. O anda Yaşam Pınarı, Yaşam Ağacı, Yaşam Kazanı.... Tüm Yaşam Enerjisi, Yaşam Ateşi ve Yaşam Suyu aralıksız olarak Gerçek Kadere akıyor ve tüm Kader Sarayı görkemli bir şekilde ortaya çıkıyordu. Buna ek olarak Yaşam Kazanının içindeki ateş gökyüzüne ulaşana kadar her şeyi yakarken Yaşam Pınarı da sonsuz şekilde akıyordu...

O anda Li Qiye'nin bedeni sarsıldı ve aniden kendine geldi. Sonunda Cennetin Buyruğu aleminin üçüncü seviyesi olan Dönen Gizemli Gerçekler'i e geçerek Dönüşen Dao Kanunu seviyesine ulaşmıştı! Dönüşen Dao Kanunu büyük tamamlanışa ulaştığı andan itibaren Savaşçı Örtüsü alemine ilk adımını atacaktı!

Aslında Li Qiye sıkı çalışan tek kişi değildi. Nan Huairen ve Qu Daoli gibi genç nesil bile dışarı çıkmadan gelişimlerine kaldıkları avluda devam etmişlerdi.

En çılgın ve kararlıca çalışan ise Baojiao idi. O inatçı ve kararlı karakteri ile kendini eşsiz bir momentumda ileri itiyordu. Baojaio'nun gelişim azminin karşısında herkes şaşkınlıkla dilini ısırıyordu ve çılgınlığı ise hayranlık içinde insanları ürpertiyordu.

Kise Baojiao gibi güzel birinin bu şekilde tehlikeli bir derecede gelişim yaptığını düşünmezdi. Ancak Baojiao'nun çabaları ödül veriyordu. Dao temelini yok etmiş olsa da gelişim hızı diğerlerine kıyasla hızlıydı ve kolaylıkla herhangi bir dahinin rekorunu kırıp geçebilirdi!

Li Qiye normalde Savaşçı Örtüsü alemine geçmek istese de Elder Yun'un gelişi yüzünden gelişimini durdurmuştu.

"Elder Yun istediğin eşyaları getirdi." Shuangyan hemen Elder Yun'un gelişini Li Qiye'ye haber verdi.

Mesajı duyan Li Qiye hemen Elder Yun ile görüşmeye gitti.

"Genç Asil Li, Ekselansları ihtiyacınız olan eşyaları sizin için getirmemi istedi." Li Qiye'yi gören Elder Yun oldukça kibar bir şekilde konuştu.

Elder Yun Dokuz Aziz Şeytan Kapısının Birinci Elder'ı idi. Li Qiye ilk kez Dokuz Aziz Şeytan Kapısına gittiğinde taş heykel tarafından tekmelenerek uçurulan kişi oydu.

Elder Yun Dokuz Aziz Şeytan Kapısının Birinci Elder'ı olarak Yedi Göksel Aydınlanmış Varlıktı ve Yedi Göksel Aydınlanmış Varlığın limitlerine kadar ilerlemişti. Dokuz Aziz Şeytan Kapısı veya Yaşlı Öküz Ülkesi fark etmeksizin çok yüksek seviyede biriydi.

(Ç.N: Küçük bir hatırlatma: Aydınlanmış Varlık bir unvan. Yıldız Koparma Alemindekilere bu unvan veriliyor. Bu alemde yıldızlar var. Ne kadar yüksek yıldız sayısına sahipsen o kadar iyisin. 1-7 arası normal seviye. / normalin limiti. 8 olursan diğer seviyelerin kapılarını açabiliyorsun. 9 için şimdilik bilgi vermeyeyim zamanı geldiğinde açıklanacak.)

Ama bugün Yedi Göksel Aydınlanmış Varlık olan Elder Yun Li Qiye'ye karşı oldukça saygılı ve kibardı.

Elder Yun Li Qiye'ye bir Evren Kesesi verdi. Onu açtıktan sonra istediği eşyaların eksiksiz şekilde orada olduğunu gören Li Qiye övmeden edemedi: "Dokuz Aziz şeytan Kapısının gücü gerçekten sıradan değil; böyle nadir tıbbi bitkiler bile bulabildiniz."

Elder Yun gülümsedi. Aslında bu eşyaları bulmak için Dokuz Aziz şEytan Kapısı anormal bir miktar harcamak zorunda kalmıştı.

"Hmph, sen sadece küçük bir veletsin. Dokuz Aziz Şeytan Kapısı tarafından böyle davranılmak için ne tür bir sıra dışı bir özelliğe sahipsin?!" O anda genç bir adam tarafından takip edilen bir kişinin adım sesleri ile birlikte oldukça rahatsız edici sesi duyuldu.

Li Qiye ona baktı ve gökkuşağını andıran kan enerjisi ile birlikte gizemlice süslenen hazine benzeri bir elbise giyen yaşlı bir adam gördü. Her bir adımı dağlar hareket ediyormuş gibi gürültü seslerini beraberinde getiriyordu. O adım adım ilerlerken adımları tüm dünyada yolculuk ediyormuş gibi bir his veriyordu. Bu yaşlı adamın tüm enerjisi arıtılmış enerji yayıp emiyordu ve çevresinde sekiz yıldız hafifçe yükselip alçalıyordu.

Yaşlı adamın arkasındaki genç Leng Chengfeng idi. O anda Chengfeng'in ifadesi saygılıydı.

Bu yaşlı adamın geldiğini gören Elder Yun'un ifadesi değişirken Shuangyan'ın ifadesi de battı.

"Lei Amca sende mi geldin?" Elder Yun karşılamak için hızlıca ileri çıktı. Tarikatın Yüce Elder'ının da geleceğini düşünmemişti. Bu olay nedeniyle burnuna kötü kokular geliyordu.

Lei She Dokuz Aziz şeytan Kapısının birkaç Yüce Elder'indan biriydi ve o bir Antik Aziz idi. Zor Dao Çağını deneyimlemiş şu anki dünyada Antik Azizler oldukça akıl almaz kişilerdi. Onlar ellerini sallayarak bulutlar oluşturabilir ve avucunu çevirerek yağmur başlatabilirdi!

"Bu benim Dokuz Aziz şeytan Kapımın yükselişi ve düşüşü ile alakalı nasıl olur da bizzat burada olmam? Hmph, eğer bu büyük karakter küçük bir çocuğun ellerinde kaybolursa benim Dokuz Aziz Şeytan Kapım hangi yüzle buna karşı duracak?" Yaşlı adam soğukça konuştu. Başından beri Li Qiye'ye bakmamıştı... Li Qiye onun gözlerinde zirveye ulaşmak için yeterli olmayan bir küçüktü. Onu gördüğünde Li Qiye saygılı olmalıydı!

Elder Yun ne diyeceğini bilemedi. Dokuz Aziz Şeytan Kapısının birinci büyüğü olarak doğal olarak bunun nedenlerini biliyordu. Lei She sadece bir Yüce Elder değildi ayrıca Chengfeng'in büyük ustasıydı.

Şeytan Kral Lun Ri Li Qiye'ye değer veriyordu ve Shuangyan'ın onunla kalmasını söylemişti. Bu Dokuz Aziz Şeytan Kapısında birkaç elder tarafından karşı çıkılan bir şeydi ve bu kişiler arasında Yüce Elder Lei She de vardı.

Lei She Chengfeng'in Shuangyan ile evlenmesini istemişti ve bunun için Şeytan Kral Lun Rİ'ye teklif götürmüştü! Ona göre Chengfeng Dokuz Aziz şeytan Kapısının en büyük kardeşiydi ve onun favori varisiydi. Ve Shuangyan da dahi bir öğrenci ve gelecekte Dokuz Aziz ŞEytan Kapısının varisi olacak kişiydi. İkisi mükemmel bir dao çifti olacaktı ve bundan iyi bir şey olamazdı.

Ancak Lei She'nin teklifi Şeytan Kral Lun Ri tarafından reddedilmişti ve Shuangyan da bu teklifi kabul etmemişti.

Daha sonraları Şeytan Kral Shuangyan'ın Temizleyici Tütsü Antik Tarikatına gitmesini istemişti. Nasıl olur da Lei She bu meseleye güçlüce karşı çıkmazdı? Li Qiye'ye karşı tutumunun nasıl olduğunu söylemeye bile gerek yoktu.

Lei She bir Yüce Elder idi ve bir Antik Azizdi. Onun kendini büyük gördüğü söylenebilirdi ve Li Qiye gibi bir küçüğü gözüne bile takmıyordu. Li Qiye'ye tek bir bakış bile atmamıştı.

Ancak Li Qiye çok daha küstahtı, başından beri kaşını bile kaldırmamıştı. Lei She'ye bakmak için bile çok tembeldi!

-----------ÇEVİRMEN NOTU-----------

Olaylar gelmeye başlayacak yavaştan. Gazamız mübarek ola.  

Li Qiye neler yapacak? Lei She ne diyecek? Chengfeng ne piçlikler düşünüyor? Savaş Tanrısı Tapınağı ne zaman gelecek? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????