Bölüm 183: Dokuz Güneş Kilitleyen Cennet Kanunu (1)

Birçok kişi bunda hem fikirdi, özellikle de aynı düşmana sahip olan genç nesil için bu böyleydi. "Aynen öyle, hmph, imparatorun varlığında özel ne var? Bir güç imparator gücü ve ölümsüz niyeti yok olacak, o zaman geldiğinde nasıl kibirli olacağını göreceğiz."

"İmparatorun varlığı olmadan o pençelerini kaybetmiş kağıt bir kaplandan başka bir şey değil, zirveye ulaşmak için yetersiz. Ölüm nedir bilmeyen onun gibi bir küçük her yerde sorun çıkarmaya ve diğerlerini kendine düşman edinmeye cüret ediyor. Birgün imparatorun varlığını kaybedecek ve o gün ölüm günü olacak. Bana kalırsa Tanrıça Li ve diğerleri bile onu kurtaramayacak." Genç bir gelişimci soğukça konuştu.

En sonunda bu kadınlar ile ilgili bir sorundu. Büyük Orta Bölgesinde sayısız genç yetenek ve dahi Shungyan ile Baojiao'ya hayrandı.

Shuangyan emsalsiz bir güzelliğe sahipti ve yetenekleri eşsizdi. Baojiao ise krallıkları tersine çevirebilecek ve tek bir gülümsemesi ile canlıları sarsabilecek biriydi. Büyük Orta Bölgesinde birçok kişi onlara hayrandı ve hayranlıktan akıllarını kaçıranlar bile vardı. Ancak Büyük Orta Bölgesinin en tatlı kadınlarından olan o ikisi Li Qiye'yi takip ediyordu. Doğal olarak da bu olay birçok gencin kıskanmasına neden oluyordu!

"Hmoh, Küçük Velet Li. O küçük bir jigolodan başka bir şey değil. Gelişimciler için en önemli şey kişisel gelişimdir, bu gerçek yoldur! Sadece çalışarak ilerlemek gerekir! Bu şekilde bir gün Ölümsüz İmparator olma şansına kavuşulur! Hmph, yemek için kadınlara bel bağlayan biri olarak zamanın nehrinde sürüklenecek ve en sonunda sıradan bir vatandaş haline gelecek." Aynı nesildeki başka bir gelişimci soğukça konuştu. Tabii ki bunların çoğunu kıskançlık nedeniyle söylemişti.

Anlamadıkları şey ise cennetin gururlu kızları olan Shuangyan ve Baojiao'nun neden Li Qiye gibi bilinmeyen bir küçüğü takip etmeyi seçmesiydi. Üstelik Temizleyici Tütsü sadece üçüncü sınıf bir tarikattı!

Bir çoğu kendi arka planlarının ve niteliklerinin Li Qiye'den yüzlerce güçlü olduğuna inanıyordu bu nedenle de onların neden isimsiz bir çocuğu takip etme nedenine akıl sır erdiremiyorlardı!

Li Qiye ve diğerleri Antik Caddeden çıkarak Dokuz Aziz Şeytan Kapısının dinlenme yerine döndü.

Avlularına geldiklerinde Chengfeng ile Ulu Elder Lei Shei'yi yan yana gördüler.

Tabii ki Antik Caddeden yeni döndüklerinden olayların buraya kadar ulaştığını bilmiyorlardı.

"Ne oldu, bir işiniz mi var?" Li Qiye Chengfeng'e baktı ve neşeyle gülümsedi.

Shuangyan kaşlarını çattı. Chengfeng ve Lei She birbiri ardında Li Qiye'ye sorun çıkarıyordu ve bu çok fazlaydı. Dokuz Aziz Şeytan Kapısının bir öğrencisi olarak bunun büyük bir şeyi etkilediğini biliyordu ancak Ulu Elder Lei She buna rağmen tarikat efendisinin emirlerine ve büyük planına açıkça karşı gelen şeyler yapıyordu.

Lei She'nin bunu yapmaya cüret etmesinin nedeninin güçlü bir destek bulduğu olduğunu anlıyordu ve bu da onun soğukça burnundan solumasına neden oluyordu.

"Soyadı Li olan, Majestelerinin sana güvenmesini sağlamak için hangi numarayı kullandığını bilmiyorum ama Dokuz Aziz Şeytan Kapısının bir öğrencisi olarak Kapının senin tarafından kandırılmasına asla izin vermeyeceğim! Kimsenin benim Dokuz Aziz Şeytan Kapımın çıkarlarına zarar vermesine izin vermeyeceğim." Chengfeng Li Qiye'ye baktı ve konuştu.

Shuangyan ileri çıkmak istedi ama Li Qiye onu durdurdu ve Chengfeng'e doğru mutluca gülümserken ilgisizce sordu: "Bu senin düşüncen mi yoksa atan Elder Lei'nin mi düşüncesi?"

"Kimin düşüncesi olduğu önemli değil!" Chengfeng cevapladı: "Dokuz Aziz Şeytan Kapısının öğrencileri kimsenin Kapıya zarar vermesine izin vermez."

Li Qiye gülümsedi ve konuştu: "Yani sen Dokuz Aziz Şeytan Kapısının kahramanısın. O zaman Şeytan kapısını bu kadar fazla koruyan senin gibi bir öğrencinin aklında nasıl bir plan var sorabilir miyim?"

Chengfeng ona defalarca sorun çıkardığı için bu sefer Li Qiye de Lei She ile birlikte onunla ilgilenmek istemişti. Şeytan Kral Lun Ri ile arası iyi olsa da yine de insanların ona sürekli karşı çıkmasına izin vermezdi!

Chengfeng Li Qiye’ye soğukça baktı ve soğukça konuştu: "Benim Dokuz Aziz Şeytan Kapım işe yaramazları beslemez! Eğer benim Kapıma karışmak istiyorsan bu zor değil. Benim üç hamleme dayan. Eğer üçünü de karşılayabilirsen kolaylıkla konuşabiliriz. Aksi halde hayatta kalıp kalamaman sadece kendi şansına bağlı."

Chengfeng'in sözleri Li Qiye'nin gözlerini daraltana kadar gülmesine neden oldu. Chengfeng'in niyeti onu öldürmekti!

Shuangyan soğukça baktı. Li Qiye Şeytan Kapısının Savaş Tanrısı Tapınağı ile birlik olması için anahtardı. Ancak Chengfeng şu an Li Qiye'yi provoke ediyordu ve hatta onu öldürmek istiyordu. Bu artık kişisel bir sorun değildi, onu gölgelerden kontrol eden biri vardı. Chengfeng ve Lei She güçlü bir destek elde etmişti ve onları kontrol eden kişi ise oldukça açıktı.

"Yani böyle konuştuğuna göre kendinden tamamen eminsin." Li Qiye baktı ve neşeyle konuştu.

"Dene ve gör." Chengfeng dudak büktü ve cevapladı: "Bunu senin için zorlaştırmayacağım ve sadece üç hareket kullanacağım! Bunu geçip geçemeyeceğin kendi yeteneklerini ilgilendiriyor." Konuşurken aşırı kibarmış gibiydi.

Sözleri sona erdiğinde aniden harekete geçti. Bir 'ommm' sesi duyulurken Chengfeng'in sırtından parlak bir güneş yavaşça yükseldi ve bedenini altın parlaklığa boyadı. Bedeni altından yapılmış gibi gözüküyordu, sanki güneşin oğlu gibiydi.

“Bang!”

Güneş kafasının zirvesine ulaştığı an Chengfeng'in aurası fırtına gibi yükselirken kan enerjisi de aynı şekilde yükseldi. Bir anda tüm aurası muazzam bir değişikliğe uğrarken Kraliyet Asili aurası vahşi bir gelgit benzeri ilerleyerek Aydınlanmış Varlık alemine girdi.

"İmkansız..." Onun aurasının değişerek Aydınlanmış Varlık alemine girdiğini gören Shuangyan bile rengini kaybetti. Bir gencin Aydınlanmış Varlık alemine ulaşması çok korkutucuydu. Ancak o bir dahi olduğundan hemen bir ipucu gördü. İfadesi büyük ölçüde değişirken konuştu: "Bu bizim Kapımızın erdem kanunu değil!"

"Küçük Kız Kardeş, haklısın!" O anda sırtında yoğun güneşi taşıyan ve Aydınlanmış Varlık aurasını saklamayan Chengfeng gururluca konuştu: "Ben Cennetsel Prens Qingxuan'ın iyi bir arkadaşı olduğumdan Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığı bu yüce antik kanununu bana bahşetti. Bu kanun ile Aydınlanmış Varlıkları katletmek ve Antik Azizler ile savaşmak mümkün!"

"Shuangyan, bu meseleye karışma aksi halde eğer Feng'er sana zarar verirse kaynak temelinin yok olacağından korkuyorum. Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığın yüce antik kanunu antik zamanlardan beri yenilmez." Yanda duran Lei She soğukça uyardı.

Shuangyan'ın gözleri ürpertici hale gelirken ifadesi de soğudu. Bu sözlerin arkasında başka bir anlam vardı ve basit bir uyarı değildi!

Chengfeng'in arkasındaki güneşi gören Li Qiye'nin gözleri genişledi ve rengi solarken dehşet içinde haykırdı: "Dokuz Güneş Kitleyen Cennet kanunu, antik zamanlardan beri yenilmez olan efsanevi saldırı yöntemi!!" Bu sözleri söyledikten sonra üç adım geri çekildi.

Li Qiye'nin tavrı çok gerçekçiydi, diğerleri onun bu emsalsiz yüce yöntem nedeniyle koktuğunu düşünmüştü.

"Sen dersine gerçekten çalışmışsın, Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığının yüce antik kanununu bile biliyorsun. Bugün eğer bu yüce antik kanunun altında can verirsen en azından onurunla huzurluca yatabilirsin." Chengfeng ürpertici şekilde Li Qiye'ye baktı.

"İmkansız!" Li Qiye bağırdı ve kızgınca konuştu: "Bu nasıl Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığın yüce tekniği olabilir? Bu açıkça benim Temizleyici Tütsü Antik Tarikatımın yenilmez saldırı yöntemi. Dokuz Güneş Gerçek Alevini emen gökyüzündeki kavurucu güneş, Dokuz Güneş Kilitleyen Cennet Kanunu! Düşmanın karşısında gökyüzünden güneşin enerjisini emer ve Du meridyenine aktardıktan sonra gerçek alev enerjisine dönüştürerek Gerek Kaderi etkinleştirir. Normalden on kat daha fazla güç kullanılmasını sağlar ve üç alem yukarıdaki düşmanları bile katledebilir..."

Kızgıncak onuştuktan sonra ağzını hızlıca kapadı ve bir şey söylememiş gibi davrandı. Ardından çevresine baktı, başkalarının onu duymasından korkuyormuş gibiydi.

Li Qiye'nin bu şekilde kontrolünü kaybettiğini gören Baojiao afalladı. İleri çıkıp onu çekmek istese de kafasını sallayan Shuangyan tarafından durduruldu.

Li Qiye'nin konuşurken kendini bile unutması Chengfeng ve Lei She'nin kalplerinde irkilmesini sağladı.

Lei She ileri çıkıp Li Qiye'ye bakmadan edemedi, ardından sordu: "Bu gerçekten senin tarikatının yüce antik kanunu mu?"

"Uh... öyleydi; ancak benim Temizleyici Tütsü Antik Tarikatım bu sanatı kaybetti." Li Qiye hızlıca kafasını her yöne çevirdi ve ardından gülümseyerek konuştu: "Üç hamleyi karşılamak hakkında konuşmalıyız, haksız mıyım?"

Ancak Chengfeng ve Lei She bu mesele ile fazlasıyla ilgilenmişlerdi. Chengfeng cididleşirken yavşaç konuştu: "Gökyüzünden güneşin enerjisini emer ve Du meridyenine aktardıktan sonra gerçek alev enerjisine dönüştürerek Gerçek Kaderi etkinleştirir..."

"Ahh, ah, ben saçmalıyordum, öyle bir şey yok, öyle bir şey yok. Bunu ciddiye alma. Dokuz Güneş Kilitleyen Cennet Kanununun güneşin özünü emerek seviyeleri aşan kişileri öldürebildiği sadece söylenti ve kesinlikle gerçek değil. Benim tarikatım bu söylentilere asla güvenmedi, senin de inanmaman gerek. Bu doğru olamaz, nasıl olur da bir erdem kanunu alemleri aşarak düşmanları katletmeni sağlayabilir, değil mi?" Li Qiye hızlıca söylediğini reddetti ama bu sadece meseleyi daha da kötüleştirdi.

Li Qiye'nin bu konuyu örtmeye çalıştığını gören Chengfeng bundan şüphelendi. O ve ustası daha da irkilmişti.

Gök Mavisi Gizemli Antik Krallık bu kanunu Chengfeng'e vermişti. Bu erdem kanunu aşırı eziciydi ama Chengfeng bir şeyin eksik olduğunu hissediyordu. Bunun nedenine ise emin değildi. Üstelik Chengfeng atası Lei She ile birlikte her zaman Antik Krallığın kendisine böyle bir yüce saldırı yöntemi vermesinin çok cömerte olduğundan şüphelenmişti. Chengfeng ona tamamlanmış bir versiyonun verilmediğinden şüphe duyuyordu.

-------------ÇEVİRMEN NOTU--------

Li Qiye neler yapacak? Neden dehşete düştü? Teknik de nasıl bir önem var? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????