Bölüm 265: Ahşap Cetvel Fırtına Getirmek Üzere

avatar
8111 21

Emperor’s Domination - Bölüm 265: Ahşap Cetvel Fırtına Getirmek Üzere


 

Bölüm 265: Ahşap Cetvel Fırtına Getirmek Üzere

 

Miras Antik Köşkü’nün değer biçicileri üç feet uzunluğundaki cetvel ile birlikte olan cesedi hararetli bir şekilde tanımlamaya çalışıyordu! Aslında bedenin değerinin belirlenmesine gerek yoktu; asıl dikkati çeken şey ahşap cetveldi!

 

Ancak uzmanlar uzun tartışmalardan sonra bile bir sonuca varamamıştı; bu ahşap cetvelin tam olarak neyden yapıldığına bile karar verememişlerdi.

 

Bilinmelidir ki, köşkün değer biçicileri bu konulardaki en yetkin kişilerden oluşur. Miras Antik Köşkü en eski müzayede evlerinden biri olduğundan, değer biçicilerinden oluşan grup dünyanın birçok hazinesini görmüştür. Ancak buna rağmen bu ahşap cetvelin hammaddesinin ne olduğunu anlayamamışlardı.

 

Tabut açıldığı anda Li Qiye’nin gözleri de cesede kilitlenmişti. Uzun bir süre sonra da gözleri cesetten cetvele dönmüştü. Titiz bir gözlemden sonra Li Qiye’nin gözleri derinden parlamıştı, o çağlardaki bir söylentiyi hatırlamıştı! Hafif bir ürperti ile, efsanevi bir ırktan bahseden daha eski bir efsaneyi hatırlamıştı.

 

“Garip, biraz garip he.” Şimdi konuşan ise Li Qiye’nin yanında duran Sikong Toutian olmuştu.

 

Li Qiye ona doğru döndü ve sordu: “Nesi garip bu kadar?”

 

“Hmm… Bu…” Sikong Toutian konuşmasına devam etmeden önce kurnazca gülümsedi: “Birçok türde tahta görmüşlüğüm var, tabut yapımında kullanılan ya da hazine yapımında kullanılan ahşaplar hakkında oldukça bilgiliyimdir. Ancak bu ahşap cetvel… Bir tuhaflık var; daha önce hiç bu tür bir ahşap görmemiştim.”

 

“Dünyada sayamayacağın kadar çok bitki ve ağaç türü var; hepsini görmüş olacak değilsin ya.” Chi Xiaodie de başını iki yana sallayarak lafa girmişti.

 

Sikong Toutian bir süre düşündükten sonra tekrar konuştu: "Söylediğin şey gerçekten doğru. Kim dünyadaki tüm tahta türlerini bildiğini söyleyebilir ki zaten?” Bu noktada Li Qiye’ye dönüp sordu: “Dao Kardeş, sezgilerin bir şeyler söylüyor mu?”

 

Li Qiye de ona dönüp konuştu: “Söylemesi zor. Ama her şeyden öte bu normal bir odun parçası değil.” Zihninde farklı bir düşünce belirmişti.

 

“Hala neyi tartışıyorsunuz? Acele edin de açık arttırma devam etsin. Herkesin işi gücü var.” Köşkün değer biçicilerin uzun süredir bir sonuca ulaşamamasından dolayı memnuniyetsiz olan biri seslenmişti.

 

Birçok alıcı da bu adama katıldı: “Doğru, biraz belirleyici olun da bir fiyat söyleyin. Milletin vaktini çalmayın.”

 

Nihayet Köşk oybirliği ile bir karara varmıştı. Cesette bir ilahilik olmadığı için satılmayacaktı ama ahşap cetvel satılacaktı. Normalde müzayede bittiğinde, cesetler lahitin sahibine geri verilir ya da cesedin soylarına iletilirdi!

 

“Bu ilahi bir cetvel, herkes önce bir bakabilir.” Mezatçı iki eliyle cetveli hava kaldırdı ve kalabalığa duyurusunu yaptı.

 

Herkes ahşap cetveli iyice görebilmek için yaklaşmıştı. Bazıları kokluyordu, hatta işi abartıp yalayanlar bile olmuştu ama ahşapta fark edilebilir bir tat ya da koku yoktu.

 

Cetveli incelerlerken üzerine küçük hayaletlerin oymacılık ile işlendiğini görmüşlerdi; doksan dokuz tane küçük hayalet vardı. Her bir oymadaki hayaletin farklı bir ifadesi vardı ve bunlar gayet açık şekilde belirgindi. Biraz daha korkak olanlar, cetveldeki bu küçük hayalet işlemelerini görünce kormuş ve tedirgin olmuştu.

 

“Kardeş Zhu Yan, bu hayaletler de ne? Hangi daldan bunlar?” Ahşap cetvele dikkatle baktıktan sonra bir Antik Aziz hayalet ırkından gelmiş olan büyük birine bunları sormuştu.

 

Hayalet Ölümsüz Irkından gelen kişi de ciddi bir ifadeyle cetveli inceliyordu, başını iki yana sallayarak konuştu: “Söyleyemiyorum. Hayalet Ölümsüz Irkının yüz farklı dalı olduğunu düşünsek bile, gerçekten bu küçük hayaletleri daha önce ne duydum ne gördüm. Belki zanaatkar kişi kafasından uydurup üstüne oymuş olabilir.”

 

Hayalet ırkındakiler kendilerinden Hayalet Ölümsüz Irkı olarak bahsederdi ve modern çağda insan ırkı, şeytan ırkı ve cennetsel iblisler gibi en büyük ırklardandı… Ancak Ölümlü İmparator Dünyası insan ırkının alanı olduğundan, şeytan ırkından, hayalet ırkından ve cennetsel iblislerden birilerini görmek kolay değildi…

 

Kendilerine Hayalet Ölümsüzler deseler de hayalet ırkının birkaç dalından olanların görünüşü insanlarla tamamen aynıydı; iki ırkı birbirinden ayırmak oldukça zordu. İki ırkı birbirinden ayırmanın en direk ve etkili yöntemi kanlarına bakmaktı. Hayalet ırkının kanı menekşe rengine yakındı – son derece kırmızı ve biraz mor karışımı bir şeydi. Bu sadece hayalet ırkına özgü bir şeydi.

 

“Yav bu cetvel de neyin nesiymiş böyle?” Tüm alıcılar dikkatle bakıyordu; hatta bazıları eline bile almıştı. Ahşap cetvel beklediklerinden çok daha ağırdı; soğuk hisli ağır bir demir gibiydi.

 

Herkes bu ahşap cetvelin kökenini düşünüyordu ama kimse bir sonuca varamamıştı. Köşkün değer biçicileri bile ne olduğunu anlayamamıştı, dışarıdan gelenlerin anlaması çok daha zordu.

 

Li Qiye dikkatlice bu ahşap cetvel üzerine düşünüyordu. Yüzeyindeki doksan dokuz küçük hayaleti gördüğü anda kalbinde cevabı bulmuştu.

 

“Bu cetvel sıra dışı bir şey.” Buz Tüyü Sarayı’nın Bing Yuxia’sı dikkatle kafa yorduktan sonra mırıldanmıştı. Tabii sadece kendi duyacağı şekilde konuşmuştu.

 

“Beyler, herkes cetveli gördü. Lahitte gömülü son eşya olarak Miras Antik Köşkümüz bunu satmak için kabir müzayedesi kurallarını uygulayacak. Cetvel ilahi bir ahşaptan yapılmış. Hayalet ırkı ile büyük ve sıra dışı bir bağı olduğundan dolayı, başlangıç fiyatı 3.000 Erdemli Örnek Arıtılmış Yeşim Taşı olacak!”

 

Mezatçının sözleri yankılandığı anda bir yaygara kopmuştu. Bir alıcı karşı çıkmadan edemedi: “Dalga geçiyor olmalısın! Daha tahtanın kökeni ve neyden yapıldığı bile belli değil, buna rağmen 3.000 Erdemli Örnek mi istiyorsunuz? İyice dolandırıcı oldunuz!”

 

“Evet! 3.000 Cennetsel Kral bile pahalı olurdu. 3.000 Cennetsel Egemen Arıtılmış Yeşim Taşı belki eder.” Başka bir alıcı da bağırmıştı.

 

Mezatçı başını iki yana sallayarak cevapladı: “Ahşap ama çelik kadar sert; üzerinde doksan dokuz hayalet oyması var… Bunlar hayalet ırkının yüce bir oluşumu. Miras Antik Köşkü olarak bu cetvel konusunda asılsız şeyler söylemek istemiyoruz ama kesinlikle ilahi bir ahşaptan yapıldığını garanti ederiz. İlahi ahşabın türünün ne olduğunu konusunda ise daha fazla kafa yormak gerek. Tabii eğer aranızda bize bu konuda fikir verebilecek olan varsa memnuniyetle yardımını kabul ederiz.”

 

“Sevgili daoist doğru söylüyor.” Bu sırada Li Qiye gülümseyerek konuşmuştu: “Bu cetvelin 3.000 Erdemli Örnek Arıtılmış Yeşim Taşı ile başlaması gerçekten biraz fazla olur. Bence bu cetvel Ahenkli Hayalet Ağacından yapılmış. Cetvel kokusuz ve ahşabın kendisinin üzerinde sarmal kabuk desenleri var. Siyahın ortasındaki soluk beyazla birleşiyor, bunlar Ahenkli Hayalet Ağacının karakteristik özellikleridir. Gerçekten de Ölümlü İmparator Dünyası’nda nadir görülür bir şeydir ama çok harika kullanım alanları da yoktur.”

[Ç.N: Buradaki ‘ahenkli’ kelimesi aynı zamanda ‘yaprak’ anlamına da geliyor olabilir.]

 

“Ahenkli Hayalet Ağacı…” Alıcılar bunu duyunca şaşırmıştı çünkü çoğu daha önce bu ağacın ismini bile duymamıştı.

 

“Ahenkli Hayalet Ağacı!” Ahşap üzerine uzmanlığı olan değer biçicilerden biri bunu duyunca ciddileşmişti ve yavaşça konuştu: “Bu Ölümlü İmparator Dünyası’nda bulunan nadir bir ağaç türüdür; sadece Kabir Alanlarında, insanların gözünden uzak yerlerde yetişir. Bu ahşap gerçekten nadir ve kıymetlidir ama dediği gibi çok fazla kullanımı yoktur.”

 

“Eğer sözlerime güvenmiyorsanız, cetvelin dış yüzeyini dikkatle inceleyebilirsiniz, sarmal kabuk desenleri ile siyahlığın üzerinde zayıf beyazlıklar olacaktır. Bu Ahenkli Hayalet Ağacı’na özgü bir özelliktir.” Li Qiye gülümseyerek konuşmasına devam etmişti.

 

Tüm alıcılar dönüp tekrar cetvele baktı ve biri konuştu: “Gerçekten de tarif ettiği gibi desenler var ve rengi de öyle.”

 

“Hayalet ırkı ile alakalı bir efsane duymuştu – onların kökeni ile ilgili. Efsaneye göre hayalet ırkının atası, kadim bir cesedin ruhuymuş ve nihayet hayata geri dönmüş. Bir ölümlü ile evlenmiş ve neslini sürdürmüş. Başka bir efsaneye göre de, doksan dokuz oğlu olmuş ve oğulların her biri kendi kabilesini kurmuş, bu yüzden hayalet ırkına aynı zamanda 100 ırkı denir.” Li Qiye tekrar konuşmuştu.

[Ç.N: Kadim ceset tekrar hayata mı dönüyor yoksa ruhu başka bir bedende yeni bir hayata mı başlıyor, bu konu tam olarak belli değil]

 

Li Qiye’nin açıklaması hemen hayalet ırkından olan bir usta tarafından yalanlandı, soğukça bağırmıştı usta: “Saçmalık! Atamız ölümsüz olmuş bir hayaletti ve sonunda bizim ırkımızı doğurdu. Damarlarımızda Hayalet Ölümsüz’ün kanı akıyor!”

 

Hayalet ırkının atası konusunda üç farklı teori vardı. İlki bir hayaletin ölümsüz olması; diğeri antik cesedin ruhu; sonuncusu da bir hayalet ile ölümlünün ilişkiye girerek soyunu devam ettirmesi!

 

Aslında hayalet ırkı sadece ilk teoriyi kabul ediyordu ve özellikle ceset teorisini hoş karşılamıyordu – tüm hayalet ırkı bu teoriye şiddetle karşı çıkıyordu. Sonuncusuna ise kimisi inanıyor kimisi inanmıyordu.

 

Li Qiye gülümseyerek cevapladı: “Günümüzde hayalet ırkı bu teoriyi reddediyor olsa da, o antik çağda bu teoriye inanan hayalet ırkı üyeleri olduğunu inkar edemezsiniz.”

 

“Hmph! Onlar sadece kafir! Hayalet ırkının bir parçası olamayacak yüz karaları!” Hayalet ırkından olan usta iyice sesini yükseltmişti.

 

Li Qiye yüzünde bir sırıtışla devam etti: “Kafirlik midir değil midir bilmem, hepsi geçmişte kalmış. Ancak bu teoriye inanan hayalet ırkı mensupları vardı. Bu yüzden eski çağlarda hayalet ırkı üyeleri hayalet ırkının kökenini onurlandırmak için doksan dokuz hayalet resmini bazı yerlere işlemişlerdir. Bu cetvelin hayalet ırkının kafirlerinden geldiğini inanıyorum. Bu hayalet ırkının kökeninden bir yadigardır. Ahenkli Hayalet Ağacı gerçekten kıymetlidir ama sonuçta sadece bir hatıra, bu yüzden korkarım ki çok fazla değeri yok.”

 

“Eğer durum buysa 3.000 Erdemli Örnek Arıtılmış Yeşim Taşı çok fazla he. Şuna 3.000 Antik Aziz Arıtılmış Yeşim diyelim!” Li Qiye’nin açıklamasından sonra başka bir alıcı hemen fikrini söylemişti.

 

“Evet, 3.000 Erdemli Örnek bir hatıra almaya değmez. 3.000 Antik Aziz’e bile almam; 3.000 Kraliyet Asili’ne ne dersiniz?” Birçok alıcı tekrar fiyat tartışmasına girişmişti.

 

Başka bir alıcı da hüzünlü bir şekilde başını iki yana salladı: “Cidden bir Efsanevi Simyacının muhteşem ilaçlarla gömüldüğünü düşünmüştüm; Hayalet ırkının bir kafiri olduğu aklıma hiç gelmezdi. Eğer önceki çıkan şeylerden bazıları zahmete değecek şeyler olmasaydı, bu kabir müzayedesinin hiç anlamı olmazdı.”

 

Birçok müşteri yaygara koparmıştı, Bing Yuxia ise bu sırada çadırının altında dinlenirken garip bir ifadeyle Li Qiye’ye bakıyordu. Li Qiye’nin içini görmeye kararlı gibiydi.

 

“Bir numara yapacağım bana az yardım et.” Li Qiye, yanındaki Chi Xiaodie’ye dirseğiyle dürtmüştü ve fısıldamıştı.

 

Chi Xiaodie ise pis pis ona bakarak cevapladı: “Neden seninle bir numara çevirmek zorundaymışım?! İlgilenmiyorum!”








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr