Bölüm 356: İki Fizikli Beden

Ancak Li Qiye'nin dao temeli mükemmellik için çaba gösteriyordu. Ölümsüz İmparatorlar dâhil birçok yenilmez karakteri eğittiği için kimse gelişim konusunda ondan daha deneyimli olamazdı.

Başlangıçtan beri kusursuz bir dao temelini hedefliyordu. Dünyevi Asal Öz Sıvısı'nı emdikten sonra dao temeli daha da arıtılmıştı ve dünyanın kendisi tarafından oluşturulmuş doğal bir dao temeli olmaya doğru ilerlemişti.

Bu sıvı olmadan da dao temeli zaten neredeyse mükemmele yakındı. Bir gün doğal bir süreçte büyük dao ile bir olacaktı!

Yerin ve göğün oluşmasından önce var olan ilkel kaos ile dolu olduğundan bahsetmeye bile gerek yoktu. Bu ilkel kaos her şeyi yarıp yeni bir altı dao ve üç bin dünya oluşturabilirdi.

Bu dao temeli tarafından oluşturulan Kun Peng etrafta uçarken ilkel güç de bir şelale gibi dökülüyordu. Sonsuz ilkel kaos, Gerçek Kaderi ıslatan bir okyanus gibiydi.

Kun Peng büyük bir değişim geçirdiği için bu artık Kun Peng'in Altı Varyasyonu değildi. Bu bir İlkel Kun Peng olarak adlandırılmaya layık ve öncekinden çok daha güçlü bir şeydi.

Hatıra denizinde bir ölümsüz yazıt ortaya çıktı. Bu Sonsuz Fiziği Yaratan Tek Düşünce onun tarafından çok büyük çabalar ile yaratılan bir şeydi.

O anda ölümsüz yazıt mantralara dönüşerek Gerçek Kaderi aydınlattı. Yaşam Çarkı ortaya çıktı ve dönerken Ejderha şeklindeki Uzun Ömür Kanı akmaya başladı.

Tüm her şey bir araya gelirken Gerçek Kader Sarayı'nın içindeki dört görüntü ile iletişim kurmaya başladı.

O anda dört görüntü cevap olarak yankılandı. Yaşam Ağacı çok sayıda yaprak açarken canlılık yayan yeşil ışıklar Uzun Ömür Kanı'na girerek dünyevi enerji ve yaşam gücü ortaya çıkardı.

Yaşam Pınarı üç bin milden daha uzun bir akıntı ortaya çıkarırken Uzun Ömür Kanı'na aktı, dünyevi enerji yeni bir yaşam kaynağı tarafından besleniyor gibiydi.

Büyük dao rünleri Yaşam Sütunu'nun üzerinde ortaya çıktı. Çok sayıda rün yeni bir evrensel kanun oluşturmak adına bu yeni yaşam kaynağına sonsuz yaşam belirtisi ve cennetin anlamını işledi.

En sonunda Yaşam Kazanı canlılık dolu ateşini döktü. Bu yakma değildi, bu büyütme anlamına geliyordu. O anda Uzun Ömür Kanı ve dünyevi enerji bir araya gelerek ateşin de güçlendirmesinin yardımı ile yeni bir seramik parçası gibi birleşti.

“Clank, clank, clank!” Bu arıtma süreci boyunca Li Qiye'nin İç Fiziği göğsünden parlak bir ışık yaydı. Evrensel kanunlar yeni yaratılışı kilitleyerek birleştirdi ve onu İç Fiziği ile bağlantılı bir hale getirdi. Kısa süre içinde bu kanunlar İç Fiziğin, Gerçek Kaderin ve bedenin birleşip tek olmasını sağladı. O anda Li Qiye'nin bedeni göz kamaştırıcı bir ışık yayarak tüm odayı aydınlattı.

Onun kemikleri, kasları ve hatta kanı bile görülebiliyordu. Karmaşık, devasa ilahi dao rünleri üzerlerine işlenmişti. Sanki bu rünler derisinin gerçek kökeni gibiydi.

“Clank!”

Sonsuz ışık aşağı doğru çarparken İç Fizik, Gerçek Kader ve beden birleşti. Uzun Ömür Kanı ve dünyevi enerji bir araya gelerek sonsuz ışık üretti. Bedeninin izini taşıyan bu ışıklar emildi ve bu yeni öze kazındı.

Uzun süre sonra bu yeni öz Kader Sarayı'ndan kaçtı ve evrensel kanunlar tarafından çekilerek Li Qiye'nin göğsüne girdi. Li Qiye'nin Cehennemi Bastıran Fiziği artık tüm göğsünde yer almıyordu ve bunun yerine biraz yer açmak için kenara hareket etmişti.

Ardından akıl almaz bir şey meydana gelmişti. Yeni oluşan bu öz yeni bir İç Fizik oluşturmaya başlamıştı. O ve Cehennemi Bastıran Fiziği Li Qiye'nin göğsüne yerleşmişlerdi!

Bu süreç çok uzundu, ama Li Qiye sabırla bekledi ve yeni İç Fiziğini besledi. Yeni İç Fİziği oluştuktan sonra bir rahatlama nefesi alabildi.

İki İç Fiziğe sahip bir beden, bu dünyada hayal edilebilecek bir şey değildi. Ancak Li Qiye'nin hırsı bunu fazlasıyla aşıyordu!

Zamanın başlangıcından beri Kader Sarayı'nın dört görüntüsü gelişimciler için bir gizemdi. Birçoğu onların derinliğini ortaya çıkarmayı ve gerçek kullanışlarını keşfetmeyi denemişti.

Bu konuda Li Qiye oldukça ilerlemişti. Uzun süre araştırdıktan sonra en sonunda kendi için tıpkı Siyah Ejderha Kral'ın iki Ölümsüz Fiziği gibi yenilmez bir varlık haline gelmek adına bir temel bulmuştu.

Diğer gelişimcilerin sadece tek bir İç Fizikleri olabilirdi, ama Li Qiye bir tane daha yaratmıştı. Dört görüntünün gerçeklerini araştırdıktan ve bu ölümsüz yazıtı oluşturmak için çok sayıda yıl harcadıktan sonra, sonunda “Sonsuz Fizik Oluşturan Tek Düşünce''yi oluşturabilmişti. Dört görüntüyü kullanarak ikinci bir İç Fizik oluşturabiliyordu ve belki de üçüncü bile yapılabilirdi!

Uzun Ömür Kanı ve Gerçek Kader'deki dünyevi enerji onun temeliydi. Yaşam Ağacı ile ona bir yaşam veriyordu. Daha sonra Yaşam Pınarı ile besleyip Yaşam Sütunu'nu kullanarak onu kanunlar ile şekillendiriyordu. Ardından orijinal İç Fiziğini kullanarak bedenini, gerçek kaderini birleştirerek bu yeni yaratılışı son haline bürüyordu. Çok sayıda besleme ve arıtmadan sonra yeni bir İç Fizik oluşuyordu!

Bu süreç aşırı zordu ve büyük miktarda yaşam enerjisi gerektiriyordu. Bu da yeni bir İç Fizik yaratmak için Fizik ve Kader Sarayı'nın içindeki dört görüntü konusunda sıkı bir gereksinime sahip olunduğu anlamına geliyordu.

Bundan önce Li Qiye sadece bir Ölümlü Fizik ve Ölümlü Kadere sahipti. Her ne kadar ikinci İç Fiziği yapabileceğinden emin olsa da kendi bedeni ve yetenekleri ile bunu yapmak için çok uzun bir süre ve acı dolu bir çalışma gerektiğini biliyordu. Ancak bu zorlu sürece tahammül edebileceğine kesinlikle emindi.

Ancak Dünyevi Asal Öz Sıvısı'nı elde ettikten sonra yeni bir İç Fizik oluşturmak artık zor değildi. Yine de hırsı burada durmasını engelliyordu.

Geçmişte Siyah Ejderha Kral'ın yetenekleri genç yaşında bile oldukça harikaydı. Daha sonraları Li Qiye çok sayıda ilahi hazine ile Siyah Ejderha Kral'ı değiştirmiş, ancak Dünyevi Asal Öz Sıvısı bulamamıştı. Buna rağmen Siyah Ejderha Kral ikinci İç Fiziğini oluşturmayı başarmıştı.

Şimdi ise bu sıvı sayesinde Li Qiye ikinci İç Fizikte durmaya hiç niyetli değildi. Üçüncüyü de yapmak ve bir gün Siyah Ejderha Kral'ın mucizesini aşmak istiyordu.

”Sonsuz Fizik Oluşturan Tek Düşünce...” En sonunda ikinci İç Fiziği'nin başlangıç durumuna ulaştığını gören Li Qiye duyguyla iç çekti.

Birini yüz üstü bırakmayan tek şey katıksız çaba olduğu için Siyah Ejderha Kral Li Qiye'nin milyonlarca yıllık başarıları arasında en gurur duyduklarından biriydi.

Tabii ki böyle bir şey hayal etmek için imkânsız olan bir şeydi. Sadece Cennetsel Kral'lar değil, nesiller boyu dev olarak nitelendirilen kişiler bile böyle bir şeyi öğrendikten sonra ürperirdi.

Büyük tamamlanıştaki bir Ölümsüz Fizik bile zaten yeterince harikayken iki taneye sahip olan biri nasıl bir hale gelirdi?

Cevabı çok açıktı. Siyah Ejderha Kral üç nesil boyunca saygı duyulan biriydi ve onunla düşman olmak istemedikleri için Ölümsüz İmparatorlar tarafından bile uzak durulan biriydi.

Peki ya birisi üç Ölümsüz Fiziğe sahip olsaydı? Böyle bir şeyin cevabı belki de asla olmayacaktı. Ancak eğer başarılı olursa, bu Siyah Ejderha Kral'ın rekorunu geçecekti. Ne kadar güçlü olacağına gelince... İnsanlar böyle bir şeyi basitçe hayal bile edemezdi.

Sadece Li Qiye bu şok edici şeyin mümkün olabileceğini biliyordu ve bunu hevesle bekliyordu. O gün geldiğinde Li Qiye kendi rekorunu kıracak ve bir mucize yaratacaktı.

İlahi Dao Akademisi'nden aldığı eski kutuyu çıkardı. İttifağın planlarını bozduğu için akademi bu kutuyu ona vermeyi kabul etmişti.

Onu açtı ve içine baktıktan sonra bir süre sessiz kaldı, ardından kutuyu kapatıp iç çekti.

Ardından ufka doğru baktı. Doğunun Yüz Şehri'ne olan bu yolculuğu artık sona ermişti ve gitme vakti gelmişti. Yapması gereken ve öğrenmesi gereken şeyler vardı!

Yabancılar için sonsuza kadar bilinmez olarak kalacak bazı sırların arasında çok fazla şeyi etkileyenler olduğu gibi bir ırkın kökeni ile alakalı olan bir sır da vardı!

Li Qiye sessizce orada durdu. Milyonlarca yıl su gibi akmıştı. Bir zamanlar yanında çok sayıda sadık general ve birçok üstün kadın varken dokuz dünyayı süpürmüştü.

Ama bugün kendi büyük yolunda yalnız yürüyordu.

“Her şeyin bir sonu var!” Li Qiye uzaklara baktı ve yavaşça konuştu: “Ölümsüzlük, ebedilik, cennet veya sonsuz zaman... Bir gün her şey ellerimde son bulacak!” Bu, Li Qiye'nin kendine ve bir zamanlar onu takip edenlere verdiği sözdü.