Bölüm 373. Dört Uğursuz Görüntü

“Geber!” Kaplan Homurtusu Atası yüksek sesle haykırırken tüm kan enerjisi dört uğursuz mezar tarafından tüketildi. Bu savaşın sonucu ne olursa olsun kesinlikle ölecekti. Li Qiye onu öldürmese bile yaşlılıktan ölmeye mahkûmdu.

“Gümbürtü!” Dört büyük görüntü sonsuz miktarda karanlık enerji ile birlikte ilerledi.

“Bang!” Li Qiye bu saldırıyı imparator silahları ile karşıladı ancak yine de geriye uçuruldu. Buna rağmen kükredi ve yükselen büyük daosu nedeniyle gök parlak bir hale geldi. O anda Li Qiye en güçlü tekniklerini ortaya çıkarmıştı: Dokuz Dünya'ya Karşı Bin El, Gün Işığı Ölümsüz Sırrı ve Dokuz Güneş Kilitleyen Cennet Kanunu.

Üç bin küçük dünyayı kaldıran ellerle iki imparator silahının gücü birleşti. Cennet'in İradesi Kutsal Kanunu ilahi bir yol gibi inerek tüm dünyanın Li Qiye'nin bedenine odaklanmasını sağladı. Dokuz güneş yükselmeye başlarken sonsuz miktarda arıtılmış alev iki imparator silahı için en güçlü kristaller haline geldi.

“Boom!” Büyük bir patlamanın ardından Li Qiye'nin elindeki iki imparator silahı dört büyük görüntünün baskısını durdurabilecek bir imparator gücü yaydı.

Ancak tıpkı biraz önce olduğu gibi Li Qiye bu güce karşı koyamıyordu. O anda büyük dao parçalandı ve ayakları altındaki zemin kırıldı. Nehirler ve antik köşkler çökerken okulun altındaki evrensel kanunlar artık bu bölgeyi koruyamıyordu. Kalın kanun şeritleri patlamaya başladı.

Kısa süre içinde okulda sefil haykırışlar yankılandı. Birçok öğrenci yaklaşan kıyametin karşısında bu yerden kaçmak adına gençleri ve yaşlıları beraberinde götürüyordu.

“Poof!” “Nonoş!” “Poof!” Olası en kötü zamanda bir problem Li Qiye'nin bedeninde ortaya çıktı. Dört görüntü tarafından etkilenmiş olan Gerçek Kaderi kötücül bir aura yayarken çok sayıda alev etrafa saçıldı. Bu kötücül alevler Li Qiye'yi bir gelgit gibi sardı ve onu yok etmek isteyen dehşet verici bir girdaba dönüştü!

“Kader Musibeti!” Bu kötücül okyanus gibi girdabın onun kafasının üzerinde ortaya çıktığını gören Li Shuangyan ve diğerleri bile şok oldu. Kader Musibeti olabilecek en kötü zamanda gelmişti.

“İyi değil, Li Qiye'nin Kader Musibeti geldi!” Okulun dışındaki birçok kişi bu manzara karşısında şaşırdı.

“Cennet bile seni yok etmek istiyor!” Okul atası çılgınca güldü ve kalan elderler ile koruyuculara emretti: “Tüm arıtılmış yeşimlerimizi kullanın ve tüm atasal formasyonları etkinleştirin. Bugün düşmanımız ölmezse biz yok olacağız!”

Emrinden sonra yüksek sesli bir patlama duyuldu. Arıtılmış yeşimlerin ışığı okulun en derin kısmından geldi ve bunun ardından sanki cehennemin girişi açılmış gibi dört uğursuz mezarın yükselen kötücül auraları ortaya çıktı. Bu karanlık enerji dört büyük görüntü tarafından anında tüketildi. Li Qiye'yi takip ederken çok daha güçlü hale geldiler. Li Qiye geri çekilirken kan tükürdü. Her bir adımı dağları ve tepeleri parçalayacak kadar büyük bir güç taşıyordu.

O anda okul tüm dikkatini bırakarak atasal formasyonlarının hepsini ortaya çıkardı. Kısa süre içinde yeryüzü parçalandı ve sadece elderler ile koruyucular kaldı. Tüm zayıf öğrenciler yaşlı ve gençleri dışarı taşıdı.

“Om!” Bir uğultu sesinin ardından çok daha dehşet verici bir şey gerçekleşti. Aşırı büyük bir kötücül kapı ufukta açılırken gürleyen okyanus gibi karanlık enerji akıttı. Sanki bu kapı, bu yeri kötücül bir toprağa çevirmek istiyordu.

“Kader Musibeti'nin felaketi burada!” Okulun dışında çok sayıda kişi, kapılarını gökyüzünde açan kötücül kapı uğursuz fenomenler oluştururken dehşete kapıldı.

“Bu kalp şeytanı aşırı güçlü! Sadece altı saraylı bir Kraliyet Asili böyle güçlü bir Kader Musibeti'ne sahip olabilir.” Uzaklardaki kişiler ürperirken diğerleri Li Qiye'nin şanssızlığından dolayı mutlulardı.

“Hahahah... Küçük Hayvan, cennet gerçekten senin sonunun gelmesini istiyor!” Birçok kötücül görüntünün gökyüzünden düştüğünü gördükten sonra okul atası çılgınca güldü.

“Bunu sona erdirme zamanı geldi! Kozuma bak bakalım!” Li Qiye korkmadı ve beklenenin aksine güldü. Bir patlama sesiyle altı sarayı ilkel enerji ile dolu sonsuz bir etki alanı haline geldi.

“Boom!” Okulun kaplan damarı yarılırken yerin kendisi bile parçalandı.

Li Qiye'nin mutlak etki alanı içinde dünyevi öz ile dolu büyük bir göl vardı ve Terra Kökü bu gölün içinde büyüyordu.

O anda inanılmaz bir şey meydana geldi. Sonsuz dünyevi enerji kaplan damarındaki çatlaktan çıkarak büyük bir sütun haline geldi ve Li Qiye'nin etki alanı tarafından çılgınca emildi.

“Hayır!” Okul Atası haykırdı ve gözlerine inanamadı. O bile Beyaz Kaplan Damarının dünyevi özünü kontrol edemediği için bu imkânsız bir şeydi. Öncülleri Kaplan Tanrısı bile bunu zar zor yapıyordu. Ancak şu anda dünyevi öz Li Qiye tarafından tüketiliyordu. Böyle bir şeye inanmak kesinlikle imkânsızdı.

“Bu nasıl mümkün olabilir?” Dışarıdaki izleyenler bile Li Qiye'nin etki alanının aniden Beyaz Kaplan Damarının dünyevi özünü emdiğini gördüğünde sersemledi. Bu büyük damarın enerjisini emmek şöyle dursun birinin onu kontrol bile edememesi gerekliydi.

Ancak kimse bu yerdeki Terra Kökünün çoktan Li Qiye tarafından arıtıldığını ve etki alanı içinde sağlamca yer ettiğini bilmiyordu. Onun yardımı ile tüm Beyaz Kaplan Damarının enerjisini emmek bile basit bir şeydi.

“Bang!” Tüketme süreci bittikten sonra etki alanı aniden üçüncü gözünü açtı ve en sıcak ve yüksek parlaklığı yaydı. O anda mutlak etki alanı büyük daonun kökeni gibi gözükürken gücü patladı; sanki her şeyi ezebilecek en güçlü düzen daosuydu!

Li Qiye'nin kafasının üzerindeki kötücül denizden yayılan çok sayıda kötücül görüntü daha yere inemeden bu parlaklığın yenilmez ve yıkıcı gücü tarafından küle çevrildi.

“Bu anı bekliyordum!” En zarif şeklinde Li Qiye Kader Musibetini kolay ve mutlak şekilde yok etti.

Tüm bunlar bir anda olmuştu. Dünyevi özü tüketmesinden tek darbede Kader Musibetini yok etmesine kadar sadece bir an geçmişti.

Herkesin ağzı genişçe açılırken böyle şok edici bir manzaraya afallamış şekilde bakıyorlardı. Tek darbede Kader Musibetini aşmış ve onu tamamen yok etmişti!

“Her şey bitti!” Li Qiye'nin ifadesi karardı. Elindeki Ölümsüzün Kanunu Mızrağını aşağı doğru attı. Bu saldırı tanrıları ve iblisleri bile cezalandırabilirdi! Bu sonsuz dünyadaki kalplere korku salacak bir mızraktı! Bu Ölümsüz İmparatorların geri çekilmesine ve tanrıların düşmesine neden olacak bir şeydi! Bu mızrak atıldığında ufukta silinmez bir iz bıraktı!

Büyük bir savaşta göğün yarılması yaygın bir şeydi. Gökyüzü yarılsa bile çok az kişi zaman ve mekân dokusunu sonsuza kadar yok edebileceği için kolaylıkla yenilenebilirdi. Ancak bu mızrağın geride bıraktığı iz oldukça uzun bir zaman boyunca kaybolacak gibi görünmüyordu!

Okulun dışındaki ve hatta Doğunun Yüz Şehri'ndeki birçok kişi yere secde etmeye zorlandı. O anda büyük güçlerin birçok atası korkudan akıllarını kaybetti.

“Birisi İmparatorluk Katliamı veya bir İlahi İmha mı kullandı?” Bir yaşlı ata yüksek sesle haykırdı.

İmparatorluk Katliamı bir Ölümsüz İmparator Yaşam Hazinesi'nin nihai darbesiydi. Ölümsüz İmparatorlar dışında çok az sayıda varis böyle bir saldırı yapabilirdi. Öte yandan İlahi İmha bir Ölümsüz İmparator Gerçek Hazinesi'nin nihai saldırısıydı!

Bu saldırılar tıpkı isimleri gibiydi. Ölümsüz İmparator tarafından yapılan katliamlar veya yüksek gökler tarafından gerçekleştirilen imha! Bunlar dünyadaki en korkutucu saldırılardı ve Erdemli Örnekler bile onları duyduklarında rengini kaybederdi!

“Hayır!” En sonunda okul atası bir haykırış attı. Yüksek bir patlama ile birlikte okulun atasal bölgesi aniden yok oldu ve geride dipsiz siyah bir krater bıraktı.

O anda Li Qiye Ölümsüzün Kanı Mızrağını taşırken öldürme arzusu tüm ufku dolduruyordu. Karanlıkta saklanıp bu savaşı izleyen ölmek bilmeyen yaşlı adamların bile bacakları boşaldı. Kaplan Kükreyişi Cennetsel Kralı gibi varlıklar da tamamen dehşete düştükten sonra yere çöktü.

Bazı sersemlemiş izleyiciler ağızlarını o kadar açmışlardı ki bir yumurta içlerine girebilirdi. Bazıları çenelerinin şoktan dolayı yerinden çıktığını bile fark etmişti.

Bu mızrağın altında kolun atasal bölgesi kül olmuştu. Bu yer bir zamanlar çok sayıda nehir ve dağa sahip olan bir büyük kaplanı andırıyordu, ancak şu an dehşet verici bir kraterdi.

“Ne yazık.” Li Qiye mızrağı yerine koydu ve mırıldandı: “Ölümsüz İmparator Gerçek Hazinesi'ni ele geçirmek için geç kaldım!”

Zi Cuining'den mızrağı ödünç alma nedeni Gerçek Hazine'yi bastırmaktı ancak çok geç harekete geçmişti!

“Gidiyoruz.” En sonunda Li Qiye, Li Shuangyan'ın afallamış grubuna emretti. Anında kendilerine geldiler ve onu takip ettiler.