Bölüm 418: Patriğin Ruhu

Hiç şüphesiz Yan Long, Li Qiye'yi kışkırtmak için bir uşaktan başka bir şey değildi. Ardından diğerleri de onu suçlama adı altında tutuklayacaklardı. Ancak Elder Lin planlarının anında başarısız olacağını beklememişti.

“Kaybol!” Li Qiye, Elder Lin'e iki kez bakmaya üşendiği için Dokuz Dünya'ya Karşı Bin El'ini sergiledi. Çok sayıda el arkasında ortaya çıkarken ikisi Dokuz Söz Gerçek Yayı'nı kullandı.

“Buzzzz.” Yay gerildi ve ‘asker’ kelimesi uçtu. Kelime yer ve göğün gücünü toplarken en sonunda Elder Lin ile çarpıştı.

“Boom!” Bir Cennetsel Egemen'in demir yumruğu bile dünyanın bir numaralı yayının kudreti altında kanlı bir manzaraya dönüştü. Ok, Elder Lin'in yumruğunu delip geçerken onun acı içinde haykırmasına neden oldu.

Li Qiye güldü ve konuştu: “Ustan çok geç kaldı, seni kurtaramayacak.” Ardından parmaklarını sıktı.

Yan Long ölümünün yaklaştığını hissediyordu. O anda haykırdı: “Hayırrrr...” Ancak çok geçti. Boynu parçalanırken nefesi kesildi.

“Seni lanet olası piç kurusu!” Aşırı kızgın bir ses ortaya çıktı ve bu sesin sahibi de Li Qiye'ye doğru ilerledi. Yan Long'un büyük ustası olan Saygıdeğer Wang acımasızca saldırdı. Bu bir yüksek elderdi, bu nedenle bıçağı durdurulamaz bir momentum taşıyordu. İzleyen öğrenciler ürperdi ve bu buçağın gücü karşısında soldu.

“Buzzz...” Dokuz Kelime Gerçek Yayı başka bir ok daha attı. Bu sefer bu bir savunma oku olan ‘savaşçı’ kelimesiydi. Bu okun gelişi çok sayıda alemi de getirdi. Işık katmanları sanki Li Qiye'nin önünde onu korumak için açılan devasa kalkanlar gibiydi.

Kulak delici bir patlama sesinin ardından ilahi bıçak bu alemlerin hepsini parçaladı. Öfkeyle Li Qiye'yi avlusuna gömdü ve konutunu yok etti.

Lu Baiqiu ölü gibi soldu ama elinden bir şey gelmiyordu. Bu savaşa etki edebilecek yeteneklerden yoksundu.

“Crash!” Li Qiye molozlardan çıktı. Göküzünden inen birçok figür hızlıca Li Qiye'yi sardı.

Bin Sazan elderleri ve hatta birkaç yüksek elder oradaydı. Onlar her yeri kapadığından Li Qiye'nin kaçma şansı yoktu.

Elder Lin'in gözleri kızgınlıktan ayrılırken vahşi bir gülümseme ortaya çıkardı. “Elder Yoldaşlarım, bu acımasız herif öğrencimizi öldürdü. Onu yakalayalım, böylece dünyanın Bin Sazan Nehri'ne gülmesine engel oluruz!”

Saygıdeğer Wang da oradaydı ve duygusuzca Li Qiye'ye bakıyordu. O noktada emretti: “Onu yakalayıp gelişimini sakatlayın, ardından onu sorguya çekeceğiz.”

Tüm izleyen öğrenciler bu manzaranın karşısında nefeslerini tuttu. Elderler ve hatta birkaç yüksek elder ortaya çıkmıştı. Li Qiye'nin ölümü garantiydi.

Daoist Bao Gui koşarak oraya geldi ve bu manzarayı gördükten sonra şok içinde bağırdı: “Saygıdeğer Wang, ne oluyor burada?”

Saygıdeğer Yang'ın grubunu gidip atalarını çağırmaları için ikna etmeye çalışıyordu ve onun olmadığı kısa sürede böyle bir şeyin yaşanmasını beklemiyordu.

“Bu küçük canavar Yan Long'u öldürdü. Bu affedilemez. Biz elderler olarak Bin Sazan Nehri'nin onurunu korumak zorundayız!”

Daoist Bao Gui'nin ifadesi neler olduğunu hemen anladığı için değişti. Bazı kişiler başlamak için bekleyememişti.

Daoist Bao Gui ciddi bir şekilde konuştu: “Saygıdeğer Wang, bir günlük süre henüz sona ermedi!”

Saygıdeğer Wang tarikat liderine baktı ve soğukça cevapladı: “Tarikat Lideri, yanlış anlamayın. Bu yabancı öğrencimizi öldürdü, burada konuşacak ne var? Bu hayvanı yakalayıp sakatlayalım!”

Tüm elderler Saygıdeğer Wang'ın tarafındaydı: “Büyük Kardeş, bunu daha fazla erteleyemeyiz.”

Daoist Bao Gui Saygıdeğer Wang'ın grubunun kendisini destekleyen Elder Lin etrafta olmadığında onun otoriter gücünü aşmak istediğini fark etmişti.

Li Qiye'yi tuzağa düşüren formasyonu fark etti ve iç çekti. Bu artık kendi gücünün ötesindeydi, bu nedenle sadece kenarda kalıp bu fırtınanın geçmesini izleyebilirdi.

Saygıdeğer Wang Li Qiye'ye tepeden baktı ve ürpertici bir şekilde konuştu: “Gidin.”

Tamamen çevrilmiş olan Li Qiye oldukça sakin bir şekilde sordu: “Siz gerçekten beni kesme tahtası üzerindeki et olarak mı görüyorsunuz?”

Bu kadar elderin böyle bir barikat kurması onu küçümsemediklerini gösteriyordu.

“Küçük, eğer bizimle iş birliği yaparsan bu daha az acılı olacaktır. Aksi halde ölümden daha kötü bir kader ile karşılaşacaksın!”

“Öyle mi?” Li Qiye gülümseyerek konuştu. “Görünüşe göre bugün öldürmem gerekecek. Ne yazık... Ölümsüz İmparator Qian Li'yi hayal kırıklığına uğratmak zorundayım.”

Li Qiye Göksel Vazoyu daralmış gözleri ile tutarken elderlere baktı. O anda merhamet göstermeyecek ve bütün elderleri kararlı bir şekilde öldürecekti.

“Küçük, geri çekil!” Elder Lin ilk harekete geçen kişiydi. İlahi kılıcı yükselen bir öldürme arzusu ile göğü kesti. Çok soğuktu ve onun varlığında birisi buzul bir hapishanede kapatılmış gibi hissediyordu.

Li Qiye'nin bakışları soğuk bir parıltı ortaya çıkarırken öldürme arzusu da arttı.

“Poof!” Zaman aniden titredi. Kan yağmuru, ilahi bıçak daha Li Qiye'ye ulaşmadan önce çoktan düşmeye başlamıştı. Bu kan Li Qiye'den gelmiyordu, o Elder Lin'den geliyordu.

Ani değişiklik saldırmak üzere olan diğer elderleri korkutarak durdurdu.

“Omm...” Bir anda Bin Sazan Gölü sanki altın ipeklerden yapılmış gibi görünen ölümsüz bir ışık dalgası sıçrattı. Bu ölümsüz ışıklar gökyüzünde her yöne iletildi ve tüm dünya panik haline girdi.

Yin Yang Göleti'nden ilahi bir ağaç ortaya çıktı. Bu ilahi ağaç altından yapılmıştı ve aniden göğe fırlayarak tüm gölü kapladı.

Tüm öğrenciler afallamışken bu yükselen inanılmaz ağaca baktı.

“Geri çekilin.” O anda bir ses duyuldu. Bu ses sonsuzluğa kadar iletildi. Sanki antik zamanlardan geliyor gibiydi.

Bu sesin aniden duyuluşu elderlerin şaşırmasına ve birbirlerine bakmasına neden oldu.

Batmış bir ifade ile Saygıdeğer Wang sese doğru döndü ve haykırdı: “Kimsin!”

“Whoosh!” Bir parmak uçtu ve Saygıdeğer Wang'a çarparak onu bir top gibi yere savurdu. Tek bir parmak onun tüm gelişimini mühürlemişti.

Diğer elderler daha sakinleşemeden Saygıdeğer Wang devasa bir el tarafından yakalanıp Bin Sazan Gölü'nün hapishanesine atıldı. Bu ani olay Daoist Bao Gui ve diğerlerini şaşırtmıştı.

Saygıdeğer Wang bir Cennetsel Kral'dı, ancak onun gelişimi anında mühürlenmiş ve bir anda hapse atılmıştı.

Altın İlahi Söğüt'ün hemen altında bir figür ortaya çıktı ve ilan etti: “Hatalarınızı düşünüp taşının!”

Figür ortaya çıktığı an dokuz gök ve altı dao önemsiz hale geldi. Bu figür tüm dünyanın ve sonsuz daonun hükümdarı gibiydi.

Yenimez bir imparator aurası tüm gölü kapladı. Tüm öğrenciler yere secde ederken bu emsalsiz aura tarafından etkilendi.

Yüce bir Ölümsüz İmparator'un huzurunda tüm varlıklar önemsizdi. Erdemli Örnekler bile bu kudret karşısında bir hiçti. Bir Ölümsüz İmparator gökteki tüm yıldızları ve var olan tüm dünyaları süpürebilirdi. Bunu avuçlarını hareket ettirerek bile başarabilirdi. Onlar altı daonun ve reenkarnasyon döngüsünün sonunu getirebilirdi! Bu Cennet'in İradesi'ni sırtlayan bir varlık olan Ölümsüz İmparator'du!

“Ne oldu?” O anda ortaya çıkan imparator aurası dört bir yandaki varlıkları titretti.

“Ölümsüz İmparator!” Daoist Bao Gui yere secde ederken gözlerinden yaşlar döküldü. Heyecanını gizleyemedi: “Patriğin ruhu burada! Vefasız çocuklarınızı bağışlayın!”

Birçok tarikat lideri yerde secde ederken şaşırdı. Bazıları en vahşi rüyalarında bile Ölümsüz İmparator Qain Li'nin ruhunun önlerinde ortaya çıkacağını düşünmediği için gözleri yaşlanmış haldeydi.

“Büyük usta!” Gölün derinliklerindeki antik bir tabut hızlıca dipten çıktı. Korkutucu olsa da dermanı kalmamış yaşlı bir adam dışarı çıktı ve anında yere secde etti.

“Kutsal Ata ortaya çıktı!” O anda nehir tarikatının uyanmış bir atası aşırı derecede etkilendi. Yüksek elderler bile ne diyeceklerini bilemedi.

Bin Sazan Nehri'nin derinliklerinde gömülü olan kişi Ölümsüz İmparator Qian L,i'nin büyük öğrencisiydi. (ÇN: Öğrencisinin öğrencisi gibi düşünün. ) Tarikatın yüksek elderleri nehrin derinliklerinde aşırı korkutucu bir varlığın gömülü olduğunu duymuş olsalar da onu daha önce görmemişlerdi. Uykudaki atalar bile bunu yapamamıştı.

Ancak o anda Kutsal Ata'nın ilahi ışığı gölün altından yayılıyordu ve o bile büyük ustasını selamlamak için Kan Çağ Taşı'ndan çıkmıştı.

“Büyük usta, onlara düzgünce rehberlik etmekte başarısız oldum!” Kutsal Ata Ölümsüz İmparator Qian Li'nin huzurunda başarısızlığını itiraf edip secde etti.

Altın İlahi Söğüt'ün altındaki Ölümsüz İmparator Qian Li'nin gölgesi kıyaslanamayacak kadar derindi ve gizemli kalıyordu. Bedeninden yayılan aura Erdemli Örnekleri bile boyun eğmeye zorluyordu.

Patriklerinin ruhunu gören nehir tarikatının öğrencileri Ölümsüz İmparator'un ne kadar yenilmez olduğunu ve neyi simgelediğini sonunda anlamışlardı.

 ---------------Useless Notu------------------

 Öncelikle hepinize selamlar. Daha önce söylediler mi bilmiyorum o yüzden söyleme gereği hissettim. Bir süredir Ed ye bölüm gelmemişti bunun için sitem etmiş olabilirsiniz ki sizin yerinizde ben olsam ben ederdim. Beklediğim bir seriye bölüm gelmeyince ne hissettiğimi bildiğimden sizi de anlayabiliyorum. Bunun nedeninden kısaca bahsedeyim ramazan bayramı, ardından dedemin vefat etmesi, ardından belki bilen bilir annem kanser hastası ve onun fenalaşması nedenilye onunla ilgilenmem. Bunların üzerine çeviriye geri dönmem ama bu sefer de düzenleyici arkadaşın tezi nedeniyle zaman bulamaması. O arada normalde atmamız gereken bölüm 15 olması lazım yanlış hatırlamıyorsam onları telafi edeceğiz, şu an bunlarla kaç oldu gerçekten dikkat etmedim ama muhtemelen Harun ediyordur. Ardından pre pre pre diye birkaç kişi ulaştığı için onlar da merak etmesin hazır yaz da geldi preler de gelecek. Sizden çok uzak kaldım, eskisi gibi sohbet edecek zamanım olmuyor bunun için kusura bakmayın. Yakın zamanda discord açmayı düşünüyoruz. Açtığımzıda gelirseniz daha verimli şekilde şikayerlerinizi dile getirip, tavsiyelerinizi söyleyebilirsiniz. Okuduysanız da okumadıysanız da teşekkür ederim.