Bölüm 431: Birine Çamur Atmak İçin Bahane Çokluğu

Qiurong Wanxue ne diyeceğini bilemediğinden sadece acı şekilde gülümsedi. Yin Ay Prensi'nin grubundan nefret etse de Li Qiye'nin tavrı çok kibirliydi. Sonsuz Kemik Tahtı'nı bile gücendirmişti! Eğer taht bu sözleri duyarsa bu bir felaket getirirdi.

Onun konuşmasını engellemek istese de bunun için çok geçti. Eğer bu sözler duyulursa dokuz canlı olması bile yetersiz kalırdı.

Yin Ay Prensi'nin ifadesi bu sözleri duyduktan sonra soğudu. Her ne kadar Yin Ay Kabilesi ikinci sınıf bir tarikat olsa da insan tarikatlarına kıyasla büyük bir oluşumdu.

Kutsal Cehennem Dünyası'nda Uzak Bulut dışında diğer bölgelerdeki insan güçleri çok zayıftı. İkinci sınıf insan tarikatları bu yerde oldukça güçlü olarak görülürdü ki birinci sınıf insan tarikatları hiç yoktu.

Yin Ay Prensi'nin gözünde Li Qiye gibi bir insan gelişimcinin karıncadan farkı yoktu, nasıl olur da böyle sözlerin karşısında öfkelenmezdi?

Prens öfkeyle bağırdı: “Aptal, Yeraltı Sınırı senin gibi karıncaların böbürlenebileceği bir yer değil!” Kan enerjisi bir gelgit dalgası gibi yükseldi. Hareket etmedi ve kan enerjisinin Li Qiye'ye doğru ilerleyerek bir kan sisine dönüşmesini sağladı.

Li Qiye gibi bir karınca onun tek parmağı ile kolaylıkla ezebileceği bir şeydi.

Prensin ani saldırısı Qiurong Wanxue'nin ifadesini değiştirdi. Li Qiye de gözlerini kıstı.

“Teknemde savaşmayın!” O anda kontrolcü zayıf bir şekilde konuştu.

Sözleri sessiz olsa da oldukça büyük bir ağırlık taşıyordu. Yin Ay Prensi'nin ifadesi değişirken Li Qiye'ye saldırmakta olan kan enerjisini geri çekti.

Kimse Nekropolis'in sakinlerinden olan kontrolcülere karşı çıkmak istemezdi. Bu akıllıca bir seçim değildi. Bir çekişme başladığında birinin hayatını koruması zordu.

“Hmph! Küçük, hayatını geçici olarak bağışlayacağım.” Yin Ay Prens homurdandı. Onun kızgınlığını bastırması zordu ancak kontrolcüyü gücendirmek istemiyordu.

Li Qiye prense bakmaya tenezzül etmedi. Kontrolcü tekneyi döndürürken Gece Denizi'nde kayboldu ve prens de onların gidişine soğukça baktı.

“Prens, kıyıya çıkana kadar bekleyin. Ardından onları cezalandırabiliriz.” Kara Bulut'un Genç Lordu hızla prens ile konuştu.

Prens sadece dudak büktü ve buz gibi soğuk bir öldürme niyeti saldı.

Kontrolcü en sonunda Li Qiye ve diğerlerini kıyıya götürdü. Altı genç ayakları yere değdiği an bir rahatlama nefesi alıp heyecanlandılar.

Peng Zhuang cebine dokundu ve yeni, zengin bir adam gibi bir ifade takındı: “Hehe, şehre güzel bir şey satıyorlar mı diye bakmaya gitmeliyiz.” Heyecanı normaldi, sonuçta çılgın bir Yang Gece Balığı hasatı yapmışlardı. İmparator mirasları varisleri bile üç yılda bu kadar balık toplayamıyordu.

Nekropolis'de oldukça zengin olarak düşünülebilirlerdi ve istedikleri birçok şeyi de alabilirlerdi. Tabii ki gerçekten iyi şeyler almak için iyi bir görüş gücü ve şans da gerekliydi.

Zengin olduktan sonra Qiurong Wanxue, Peng Zhuang ve diğerlerinden daha sakindi. Büyük miktarda balığı olsa da gençler gibi heyecanlı değildi. Yanındaki Li Qiye'ye bakıp sordu: “Genç Asil şimdi nereye gitmek sitiyor?”

Li Qiye ona baktı ve sordu: “Şef Qiurong benimle mi gelmek istiyor? Pekala. Nekropolis korkutucu enerji ile dolu olduğundan yalnız gitmek üzücü olacaktır.”

Onun flört şekli kendisini uyuz etse de kendine hakim oldu ve bir lidere uygun olarak sakin ve zarif bir tavır takındı. Yavaşça konuştu: “Sizi yolcu edeceğiz.”

Li Qiye gülümsedi ve konuştu: “Demek Şef Qiurong güvenliğim hakkında endişeleniyor.” Li Qiye düşüncelerini anladı. Yin Ay Prensi'nin onunla uğraşacağını düşündüğü için bir süre birlikte gitmek istiyordu.

Ona baktı ve sakince cevapladı: “Genç Asil Li bu kadar balık yakalamamıza yardım ettiğine göre bizim de gelecekte sorun yaşadığında ona yardım eli uzatmamız gerek.”

Li Qiye'yi korumanın kabilelerine sorun olacağını bilse de ona eskortluk yapmak istiyordu. Bu kadar şey elde ettikten sonra nasıl minnettar davranılacağını bilen biri olarak yardım eli uzatmıştı.

Peng Zhuang Gece Denizi'ne baktı ve ardından hızlıca konuştu: “Şef, yürürken konuşalım. Aksi halde prensin grubu bize yetişebilir.”

Gençler de Li Qiye için endişelilerdi. Kara Bulut'un Genç Lordu'ndan korkmasalar da Yin Ay Kabilesi'ni provoke etmeyi göze alamazlardı. Tabii ki Li Qiye sorun ile karşılaşırsa herkes ona yardım etmeye razıydı.

“Buradan gideceğiz.” Qiurong Wanxue konuştu ve Li Qiye'yi kıyıdan uzaklaştırdı.

Onların hevesli iyi niyetini gören Li Qiye sadece gülümsedi ve hislerini görmezden gelmedi.

“Gitmek için bu kadar aceleci olduğunuza göre sakladığınız bir şey mi var?” Ancak Gece Denizi'nden çıktıkları an bir kişi, bir gruba önderlik ederek onların yolunu kesti. Bu kişi Kara Bulut'un Genç Lordu'ydu. O ve bir düzine kadar öğrenci Li Qiye'nin yolunu oldukça agresif bir şekilde kesti. Atmosfer çok gergin bir hale geldi.

“Bu yine Küçük Kara Hayaletmiş!” Peng Zhuang dudak büktü ve konuştu: “Ee? Bizi bu grupla mı durdurmak istiyorsun? Yaşamaktan sıkıldın mı?!” Ardından avuçlarını ovuşturdu.

Kar Gölgesi ve Kara Bulut nesillerdir düşmandı. Bu nedenle Genç Lord kapılarına kadar sorun getirdiği için altılı oldukça kızmıştı. Düşmanlarına merhamet göstermeyeceklerdi.

Şef olarak Qiurong Wanxue çok daha sakindi ve altılının düşüncesizce hareket etmemesi için onları durdurdu. Ciddi bir şekilde Genç Lord ile konuştu: “Yolumuzu kapatmanızdaki amacınız nedir?”

Genç lord kötü niyetli bir şekilde gülümsedi: “Şef Qiurong, Kar Gölgesi Kabilenize karşı çıkmak istemiyoruz ancak kabilemiz aşırı önemli bir şeyini kaybetti.”

Peng Zhuang soğukça gülümsedi ve kızgınca sordu: “Kabilenizin kaybettiği eşya ile ilgimiz ne?”

Genç Lord uğursuz bir şekilde gülümsedi: “Bunun gerçekten de Kar Gölgesi Kabilesi ile ilgisi yok, ancak onunla var!” Li Qiye'yi gösterdi ve konuştu:

“Ee sonra?” Li Qiye önemsemeden sordu. Genç Lorda bakmaya zahmet bile etmedi.

Genç Lord sinsice gülümsedi ve konuştu: “Bir süre önce küçük bir insan kabilemize sızarak hazinemizi çaldı. Yüzünü gizlese de beden şeklini değiştiremedi. Karşılaştığımızdan beri oldukça tanıdık bir his verdiğini hissettim. Şimdi senin kabilemize sızan o insan olduğunu anladım!”

Genç Lord'un sözleri altılı ve Qiurong Wanxue'nin ifadelerini değiştirirken Li Qiye hiçbir şey olmamış gibi sakindi.

“Biri düşünmeden konuşamaz.” Qiurong Wanxue kararlı bir şekilde konuştu: “Kara Bulut Genç Lordu, iddialarınız kanıt gerektirir.”

Genç Lord gülümsedi ve konuştu: “Şef Qiurong, kabilemiz bir kanıta sahip. Bu nedenle de bu insan çocuğu çağırıyoruz. Eğer masumsa gelip kabilemizde masumiyetini kanıtlayabilir. Eğer hatalıysak o zaman hatamızı kabulleneceğiz.”

Qiurong Wanxue'nin ifadesi battı. Genç Lord'un iddiasının sadece bir bahane olduğunu biliyordu. Li Qiye Kara Bulut Kabilesi'ne girdiğinde bunun bir çıkışı olmayacaktı. Li Qiye'nin hazine çalma olayı yalan olsa bile kabileye girdiğinde bu gerçek olacaktı.

Genç Lord'un sözleri Li Qiye'yi kabilesine götürmek kullandığı bir bahaneydi.

Qiurong Wanxue seslendi: “Kara Bulut Genç Lordu, sözleriniz yetersiz. Genç Asil Li sizinle Kara Bulut Kabilesi'ne gitmeyecek. Eğer net bir kanıtınız varsa istediğiniz zaman Kar Gölgesi Kabilemize onu sunabilirsiniz. Şu an Genç Asil Li Kabilemizin saygın bir konuğu.”

Genç Lord'un ifadesi soğurken cevapladı: “Demek Şef Qiurong bu insanı korumakta kararlı. Bu sözler duyulduğunda tarikatınıza olumsuz bir etkisi olacağını anlıyor musunuz? Hayalet ırkı insan bir hırsızı koruyor... Kutsal Cehennem Dünyası'nın gelecekte kabilenize tahammül edeceğini düşünüyor musunuz?”

“Bu mesele hakkında endişelenmenize gerek yok.” Qiurong Wanxue, Li Qiye'yi korumakta kararlıydı ve açıkça konuştu: “Lütfen gidin. Genç Asil Li kabilemizin konuğu olduğu sürece benim önümde onu almak hakkında konuşmayı düşünmeyin bile.”

“Şef Qiurong bunu benim için zor hale getiriyor.” Genç Lord korkmadı: “Tüm kardeşlerim buradayken eğer Şef Qiurong beni eli boş gönderirse elderlerime ne derim?”

Bir düzine kadar öğrenci Li Qiye ve diğerlerini çevreledi. Genç Lordları emir verdiğinde savaşmaya hazırlardı.

Qiurong Wanxue aniden keskin bir bakış atarken onurlu yönetici aurası onu çevreleyerek bir imparatoriçeye benzemesini sağladı. Yavaşça konuştu: “Eğer Kara Bulut Kabilesi bizimle savaşacaksa biz her an buna karşılık verebiliriz!”

Genç Lord Qiurong Wanxue'nin kendisinden güçlü olduğunu bilse de detaylara girmeden konuştu: “Görünüşe göre yumruklarımız ile konuşmamız gerekecek.”

“Biz hayalet ırkının üyeleriyiz, bu kadar gergin olmamıza gerek yok. Birlik olup bir arada, huzur içinde yaşamalıyız.” O anda bir ses duyuldu.