Bölüm 590: Başka Bir İlahi İmha

“On İki Kader Sarayı!” Birçok kişi için Li Qiye'nin Kader Saraylarını ilk görüşleri değillerdi ama yine de hem nefret hem de kıskançlık ortaya çıkarmışlardı.

Beş ata onun Kader Sarayı'nı kıskandı ve kükredi: “Geber!” Tüm kan enerjilerini tüketmeyi bile umursamadılar. Böyle şeytani bir canavar hayatta kalamazdı.

Li Qiye'nin kafasının üzerinde ortaya çıkan gökler sadece başlangıçtı. Bir anda on üçüncü saray göklere çıktı. Bu nesillerdir eşsiz olan bir Kader Sarayı'ydı ve her şeyin sonsuza kadar üstünde olacaktı. Göklerin ve sonsuz daonun üzerindeydi ve dünyanın ilkel özü ile bir olarak uzak bir sonsuzluk yarattı. Sanki zamanın başından önce var olmuş bir şeydi.

“Boom!” Ardından Li Qiye başka bir hazine çıkardı: Eğimli Dağ Çanı.

“Buzz!” Çanın sesi ortaya çıkarken uzun bir dağ belirdi. O tek başına sanki ilahların bölgesi gibi dünyada gururla duruyordu.

Başka bir Göz Kamaştırıcı Kırık belirdi, bir tane daha geliyordu! Bu saldırı Li Qiye'nin kan enerjisinin çoğunu kuruttu ve Yin Yang Kan Denizi bile onu yenileyemedi.

“Hayır!” Beş ata ikinci bir İlahi İmha'nın karşısında korkudan kendilerini kaybetti. İmparator silahı kullanıyor olabilirlerdi ama İmparatorluk Katliamı veya İlahi İmha kullanabilecek yetenekleri yoktu.

“Boom!” Beş imparator silahı saldırıdan savunmaya geçti. Nihai saldırılarını kullanmadıkları sürece yaklaşan İlahi İmha'ya denk olamazlardı.

Kemik kırılma sesleriyle birlikte bu nihai saldırının önündeki on bin mil boyunca kan sıçradı. Üç imparator silahı tamamen çatlaklarla doluydu ve her an parçalanabilir gibi duruyorlardı. Üç Atasal Şehir Atası silahları ile korunsa da bedenleri kanlıydı ve hayatları büyük olasılıkla sona ermişti.

Öte yandan Titanik Hilal Atası ve Böcek Kral Atası son saniyede Gerçek Hazinelerini tutmuştu. Silahlar sanki kendi bedenlerini korumak için hayata geri dönen bir Ölümsüz İmparator gibi aşırı dehşet verici bir güç yaymıştı.

Gerçek Hazineler hasarsız kalmış ancak ataların kemikleri kırılmıştı. Durumları Atasal Şehir'in ataları kadar sefil değillerdi ancak bedenlerindeki kemiklerin kırılmasını engelleyememişlerdi.

Kısa süre içinde dünya sessizleşirken sonsuz dünyadaki tüm sesler kesildi. Herkes önlerindeki manzaraya afallamış şekilde bakarken tamamen sessizdi.

Kalabalık ikinci Göz Kamaştırıcı Kırık nedeniyle korkmamıştı, onların korkma nedeni gök kubbenin üzerindeki Kader Sarayı'ydı. Bu Kader Sarayı ebedi gibiydi ve sanki dünyanın kuruluşundan önce var olan bir şeydi.

On üçüncü saray... Atasal Şehir Lordu ve İlahi Muhafız Kaptanı da dâhil herkes afallamıştı.

On iki saraya sahip olmak gelişimciler için sınırdı ve bunlara tanrılar ve Ölümsüz İmparatorlar da dâhildi. Kimse birinin bu dünyada on iki saraya sahip olduğunu duymamıştı. Ölümsüz İmparator Jiao Heng'in bu başarıyı elde ettiğini bilenler bile çok nadirdi.

On iki saray dokuz dünyadaki tüm dâhileri karamsar bir hale sokabilirdi, sonuçta bu tahta ulaşmak için yeterliydi. Tüm dâhiler sadece gökyüzünde uçan bulutlardı.

Peki ya on üçüncü saray neydi? Bugünden önce on üçüncü sarayı konuşan herkes kalabalık tarafından palyaço ilan edilip dalga geçilirdi. Ancak bu sağduyu şu anki manzara nedeniyle kırılıp geçilmişti. Onlar yerlerinde aptal gibi duruyorlardı.

Sağduyu bugün işe yaramıyordu. Üstün ve dokunulmaz on üçüncü saray göklerin tepesinde duruyor ve altındaki yüz binlerce hayalete tepeden bakıyordu.

Herkes taşa dönüşmüştü. Kan enerjisini yenileyen Xian Fan bile titreyip konuştu: “Yok... Yok artık! On üçüncü... Saray... Görünmeyen ve duyulmamış bir fenomen!”

Sadece Xian Fan değil İlahi Muhafız Kaptanı gibi bir varlık bile şok olmuştu. Geniş bir bilgi sahibi olsa da böyle bir şeyi hiç görmemişti. Bu on ikinci sarayı bile ilk görüşüydü.

Lan Yunzhu zaten zihnen hazırlanmıştı ancak o bile afallamıştı. Çok sayıda dahi on iki saray şöyle dursun dokuz sarayı bile arzulayıp bunun için çabalardı. On üçüncü saray ise hayal güçlerinin bile ötesindeydi.

“Sonsuz zaman boyunca yalnız yürüyorum. Yer ve göğün sınırı ile sonsuz daonun kısıtlamaları beni etkilemiyor.” Li Qiye sakince kibrini ve nesiller boyunca gelmiş herkesin tepesinde olduğunu belirtecek şekilde konuştu.

Kimse o an onu gururlu biri olarak görmüyordu, şu an her şekilde konuşmaya hakkı vardı. Eğer bu dünyada onun niteliği yoksa kimsenin yoktu!

İkinci Göz Kamaştırıcı Kırık'ı kullanmak zordu ama Li Qiye on üç Kader Sarayı'na sahipti ve yer ile göğün kısıtlamalarından kaçabiliyordu! Göklerin zincirleri ve daosu onun bedenini kısıtlama gücünü kaybetmişti.

“Öldürme zamanım geldi!” Li Qiye gülümsedi ve konuştu: “Küçük Kız, Ölümlü Kılıcını ödünç ver. Üç yenilmez silahı da sırayla kullanmalıyım aksi halde hasar görecekler!”

Meditasyon duruşunda oturan Xian Fan hem kızdı hem de şaşırdı. Bedenini element zırhı kapladığından diğerleri cinsiyetini anlamıyordu ama Li Qiye tek cümle ile her şeyi ortaya çıkarmıştı.

Lan Yunzhu merakla Xian Fan'a baktı. Şu anki görünüşü ile kimse onun bir kız olduğunu düşünemezdi.

Kızgın Xian Fan Ölümlü Kılıcı Li Qiye'ye attı. Bu bir Ölümsüz İmparator Gerçek Hazinesi'ydi ancak Xian Fan onu cömertçe Li Qiye'ye atmıştı.

Li Qiye elindeki kılıç ile kükredi: “Kan enerjimi yenile!”

Daha önceki Göz Kamaştırıcı Kırık fazlasıyla enerji harcamıştı, kan denizinin yenileme özelliğinin ötesindeydi.

O anda bir Kader Sarayı açıldı ve Ginseng Atası sıçrayıp Li Qiye'nin omzuna oturdu. Köklerini yaydı ve özü Li Qiye'nin kan enerjisine aktı.

“Boom!” Ginsengin yardımı ile Li Qiye'nin kan enerjisi bir kez daha yeri ve göğü süpürdü.

“Bu bir Ölümsüz İlaç!” Keşiş Dazhi genişlemiş gözleri ile haykırırken aç gözlülük ile kontrolsüz şekilde salyası aktı: “Bu dünyada maalesef adalet yok! Böyle bir şeyi bile var!”

“Geber!” Li Qiye Ölümlü Kılıcı teknik falan kullanmadan savurdu. Bu basit bir darbeydi, bir Göz Kamaştırıcı Kırık'dı!

“Clank!” Bir Ölümsüz İmparator dokuz göklere kılıcı ile saldırmak için indi. Tüm çağlar bu yaklaşan kesişin önünde sona erecekti. Gerçek Tanrılar, bilgeler ve hatta ölümsüzler bile bu saldırı karşısında parçalanırdı.

Beş ata korktu ve haykırdı: “Kaçın!” Statülerini bir kenara bırakıp hızlıca kaçmak için döndüler.

“Clank!” Kılıç formundaki İlahi İmha üç Atasal Şehir Atasını kuşattı. İmparator silahları Ölümsüz İmparator Gerçek Hazinesi'nden çok daha zayıftı.

İmha indi! “Clack!” Zaten çatlamış silahlar güce dayanamadı ve küçük parçalar ana gövdelerinden düştü.

“Whoosh!” Bu noktada üç silah üç atayı terk etti. Ruhları uyandı ve üçünü daha fazla korumadı. Büyük bir bedel ödedikten sonra İlahi İmhadan açmak için aşırı kavurucu bir imparatorluk aurası yayarak boşluğu deldiler.

“Boom!” Yine de kaçan hasarlı silahlar kaçmalarına rağmen ana gövdelerinden hala parçalara sahipti.

“Hayır!” Atasal Şehir Ataları imparator silahlarının korumalarını kaybettiklerinden sonuç hayal edilebilirdi. Umutsuzluk haykırışları attılar. İmha hepsini küle çevirdi!

O noktada Li Qiye'nin kan enerjisi hala kan denizi kadar engindi ve Ginseng Atası'nın yardımı ile sonsuz gücü barındırmaya devam ediyordu. Enerjisi saldırıdan sonra hızlıca yenilendi.

Keşiş Dazhi'nin gözleri bu manzarayı gördükten sonra kızardı: “Oh, büyük anne, bu dünyada bir ilacı bu kadar savurgan kullanmanın bu kadar abartılı bir yolu var mı cidden? Enerji desteği olarak bir Ölümsüz İlaç kullanmak… Adaleti sikeyim!”

Xian Fan ve diğer ırklardan olan büyük karakterler ile hayalet uzmanlar sersemledi. Böyle bir abartılı kullanım fazlasıyla iğrençti.

Li Qiye'nin daha önce yaptıklarını gören Lan Yunzhu buna alışmış olan tek kişiydi. Enerji desteği olarak Ölümsüz İlaç kullanmak sadece küçük bir meseleydi.

“Bugün iki imparator mirasını yüksek sesle nefes almaya bile cüret edemeyene kadar öldüreceğim.” Li Qiye Böcek Kral Mirası ve Titanik Hilal Kutsal Bölgesinden olup kaçan iki atayı takip etmek için aynayı kullandı.

Li Qiye'nin Yükselen Ölümsüz Fizik'inin dengi yoktu. Şimdi aynanın da üstün hızı buna eklendiğinde hızlıca onlara yetişmişti. Bir anda iki ata başka bir İlahi İmha'nın sınırına girmişti!

Hayalet ırkından olan uzmanlar ve diğer atalar korkudan donmuştu! Gerçek silahlarını kullanan iki atanın bir küçük tarafından dönecek evi olmayan köpekler gibi kovalanacağını kim düşünebilirdi? Kimse böyle bir manzarayı hayal edemezdi:

“Boom!” Başka bir İlahi İmha kullanıldı. Bugün herkes için çıldırtan bir gündü. Antik Aziz ve Cennetsel Egemen arasındaki karakterler tamamen uyuşmuş ve sessizdi. İlahi İmha'nnın imparatorluk aurasının önünde sadece diz çökebiliyorlardı!