Bölüm 663: Dünyaya Uyarı

avatar
4330 12

Emperor’s Domination - Bölüm 663: Dünyaya Uyarı


 

Bölüm 663: Dünyaya Uyarı

 

Ülke kurulduğunda bir grup Tanrı Kral bile kutlamaya gelmişti ve o zaman Dokuz Dünya’daki birçok farklı ırk da orada bulunuyordu. O neslin Ölümsüz İmparatoru bile gelmişti. Bir imparatorluk mirasının kuruluşu bile böyle bir muamele görmezdi!

 

Dev Bambu Ülkesi’nin gizemli kökeni nedeniyle birçok büyük karakter için orası gerçek bir yasaklanmış bölgeydi ve bu da oraya nesillerdir huzur vermişti.

 

Gerçek yenilmez kişiler ülkeye sıkıntı çıkarmak istemezken sıradan karakterler de sorun çıkaramazdı, bu nedenle Dev Bambu milyonlarca yıldır nadiren harekete geçmek zorunda kalmıştı. Bu nedenle dünya Dev Bambu'nun aslında bir İlahi Muhafız olduğunu unutup onu sadece güzel bir manzaranın parçası olarak görmüştü.

 

Ama bugün Dev Bambu bizzat harekete geçmiş ve bir Erdemli Örnek'i katledip Cennetsel Kralları bir hiç gibi öldürdükten sonra dünyayı şok etmişti!

 

Kan sokaklarda akarken ağır bir koku kaybolmadan her yere işledi. Bu koku herkesin burnuna ulaşarak midelerinin bulanmasına neden oldu.

 

"Bleggh..." Kendilerine geldiklerinde birçok kişi durmaksızın kustu ve neredeyse tüm midelerini boşalttı. Daha korkak olanlar yere düştü ve korkudan altlarını ıslattı.

 

Diğerleri de korkup soldu. Bu bir Erdemli Örnek'di ancak bu şekilde ölmüştü. Üstelik nesillerdir güçlü duran bir simya klanı anında yok edilmişti. Başka bir Erdemli Örnek'in korumasına sahip olsa bile bu kaderden kaçamamıştı.

 

On sekiz hükümdar tamamen dehşete düştü. Bu manzara oldukça dehşet vericiydi.

 

"Ne yazık." O anda Li Qiye hala koltuğunda otururken konuştu: "Huzuru severim ve bu yere savaş ateşlerinin ulaşmasını istemem, ama ne yazık ki birkaç kişi bu kadar basit bir şeyi anlamak için bu yeri kanları ile ıslatmaya ihtiyaç duyuyor."

 

Bunu dedikten sonra Li Qiye nazikçe avucundaki bambu yaprağını üfledi. Yavaşça havada uçtu ve bambu ağacına geri döndü. Hala önceki kadar yeşil ve güzeldi.

 

O anda bu yaprak hiç de Cennetsel Kralları öldüren ölümcül bir silahı andırmıyordu. Sıradan bir yapraktan farklı değildi! Birçok kişi gökyüzündeki Dev Bambu’ya bakmak için kafalarını kaldırmadan edemedi. Nazik bir esintinin ortasında bambu yaprakları hafifçe sallandı ve küçük hışırtı seslerinin duyulmasına neden oldu.

 

Dev Bambu'ya bakanlar şu an saygılı ve huşu içinde bir tavır sergiliyorlardı. Kimse en ufak bir küçümseme sergilemeye cüret edemiyordu. Karşılarındakinin basit bir ağaç olmadığını, onun yenilmez bir ilah olduğunu anlamışlardı.

 

Bazıları dizleri üzerine çöktü ve gözlerindeki büyük dindarlık ile Dev Bambu'ya baktı.

 

Li Qiye'nin gözleri yavaşça izleyenlere doğru kayarken yavaşça konuştu: "Dev Bambu Ülkesi vatandaşların yerleşmesi ve iyi bir yaşama sahip olması için huzurlu bir ortama sahiptir. Bu yeri kan ile kırmızıya boyamak istemesem de eğer biri ülkeyi gücendirmeye cüret ederse bu yeri kırmızıya boyamayı önemsemem. Hatta tüm Taş Tıp Dünyası ve tüm Dokuz Dünyayı bile kırmızıya boyamayı önemsemem! Dev Bambu Ülkesi’nin huzurunu bozan kimse affedilmeyecektir! Bu nesillerdir asla değişmeyen bir kuraldır ve ne geçmişte ne şu an ne de gelecekte değişecektir!"

 

Li Qiye'nin sözleri oldukça hafif ve sakindi, ancak kanlı ve acımasız bir uyarı içeriyordu. Bu sözler buradakileri uyarmak için değildi, Taş Tıp Dünyası’ndaki tüm uyuyan devleri caydırmak içindi!

 

Dev Bambu Ülkesi’nin dokunulmazlığı değişmez bir kuraldı! Nesiller geçtikten sonra Li Qiye gelip bu ülkeye bakmasaydı bile onun için endişe duyardı.

 

O anda kimse ses çıkarmaya cüret edemedi. Daha önce Li Qiye'nin zihnen hasta olduğunu düşünseler de şu an bunun böyle olmadığını anlamışlardı. Onun için Qing Klanı ve Huangfu Klanı sorun kaynağı olmaya değmezdi.

 

Yanındaki Madam Zi Yan bile sarsılmıştı. Aslında Li Qiye'nin Dev Bambu Ağacı ile iletişim kurup ona emir verdiğini bildiğinden diğerlerinden çok daha sarsılmış durumdaydı.

 

Nasıl olur da bu onu şok etmezdi? Milyonlarca yıldır ağaç ile iletişim kurabilen tek kişi öncülleriydi.

 

Birçok kişi hala sersemlemişken Li Qiye ellerini çırptı ve konuştu: "Pekala, sona erdi. Onları duvara asın böylece herkes Dev Bambu Ülkesi’ni kışkırtanların kaderlerini görebilir." Bunu dedikten sonra döndü ve gitti.

 

Li Qiye sanki basit bir mesele ile ilgilenmiş gibi görünüyordu. Bu bir Erdemli Örnek'i öldürmek ve bir klanı yok etmekti! Ama o bunu yaparken gözünü bile kırpmamıştı. Li Qiye'nin tavrını gören büyük karakterler bile titremişti, çünkü bir şeyi anlıyorlardı: Önlerindeki bu bilinmeyen çocuk kesinlikle acımasız bir karakterdi ve gözünü bile kırpmadan cinayet işleyebilirdi!

 

On sekiz hükümdar Li Qiye'ye saraya dönerken hızlıca eşlik etti. Tabii ki onlar da şaşkındı. Li Qiye Huangfu Atasını öldürmek istediğinde Li Qiye'nin mantıksız davrandığını düşünmüşlerdi. Ama şu an tıpkı dediği gibi olmuştu, yani nasıl olur da şok olmazlardı?

 

O anda Li Qiye'nin akıl almaz ve esrarengiz olduğunu keşfettiler.

 

Aynı gün Dev Bambu Ülkesi bir mesaj yayınladı: Qing Klanı, Atasal Bölgesi ile birlikte tamamen yok edildi. Tüm mirasları küle dönmüştü. Her ne kadar gençleri ve yaşlıları hala hayatta olsa da atasal bölgeleri yok edildiğinden Qing Klanı bitmişti. Bu andan itibaren Dev Bambu Ülkesi’nde bir Qing Klanı olmayacaktı. Hayatta kalanlar gece ülkeyi tekr etti ve ardından bu dünyadan tamamen kayboldu.

 

Bundan önce ülkede söylentiler her yere yayılmıştı. Bazı lordlar ordularını hazır etmişti, ancak tek günde tüm ülke tekrar sessizleşip tüm söylentiler anında yok olmuştu.

 

Başkentten haber alan iddialı lordlar titremişti. Anında solmuş ifadeleri ile yerlerine otururlarken sırtları soğuk terler ile dolmuştu.

 

Bu sırada harekete geçmemiş tarikatlar kendilerini şanslı olarak görmüştü. Aksi halde sonları kolaylıkla öngürülebilirdi.

 

Geceleyin bir grup yaşlı adam sarayın dışında diz çöktü. Bazıları kendi tarikatlarının liderleriyken bazıları kıdemlileri ve yüksek elderleriydi.

 

Onlar Qing Klanı’nı destekleyen tarikatların üyeleriydi ve büyük statülere sahiplerdi. Tarikatlar başkentten haber aldıktan sonra felç geçirmişlerdi. Sakinleştiklerinde tarikat liderleri ve kıdemli üyeler af dilemek için başkente gitmişti.

 

Misilleme yapmaya nasıl cüret ederlerdi? Qing Klanı’nın sonu herkesin göreceği kadar açıktı. Nesillerdir güçlü duran bir simya klanı aşırı kolay şekilde yok olmuştu. Hap Kralı gibi bir varlık bile öldürülmüştü bu nedenle bu tarikatlar için gerçek açıktı.

 

Bu nedenle tarikat liderleri ve kıdemli üyeler başkent içinde secde etmekten başka şansa sahip değildi. Tarikatlarını ve miraslarını koruyabildiği sürece kendi hayatlarını vermeleri gerekse bile buna istekli olurlardı!

 

Tek gecede kaotik huzursuzluk ve söylentiler anında dinmişti. Hiçbir tarikat veya gelişimci pervasız bir şey yapmaya cüret edememişti.

 

Bu Li Qiye'nin istediği sonuçtu, hırslı bireyleri caydırmak için acımasız bir yöntem kullanmıştı. Tavukları öldürerek maymunları uyarmıştı ve onların yaramaz düşüncelerini anında durdurmuştu.

 

Gece perdesi çöktüğünde Madam Zi Yan Li Qiye'ye sordu: "Birçok tarikat lideri ve kıdemli dışarıda secde ediyor, onlar cezalarını çekmeye hazırlar. Onlarla nasıl ilgileneceksiniz?"

 

O anda on sekiz hükümdar Li Qiye'nin önünde saygılıydı. Ona huşu ve korku dolu gözlerle bakıyorlardı.

 

"Diz çökmelerine izin verin, ardından istediğiniz gibi onlarla ilgilenebilirsiniz." Li Qiye ilgisizce yanıtladı: "Ben Kraliyet Lordu değilim, doğal olarak bu konuda sorumlu olan sensin."

 

Madam Li Qiye'ye baktıktan sonra usulca iç çekmeden edemedi. Kalbinde Li Qiye'nin Dev Bambu Ülkesi’nde kalmayacağını biliyordu. Onu burada tutacak hiçbir şey yoktu.

 

"Neden burada kalmak istemiyorsun?” Madam nazikçe Li Qiye'ye sordu. Eğer Li Qiye burada kalmak isterse tahtından feragat etmeye hazırdı.

 

Li Qiye ona baktı ve bir süre sonra uzağa dönüp yavaşça konuştu: "Ben bir seri katilim. Benim tarafımdan çiğnenen toprakların kaderi kuru kemikler ile döşenmek. Ben buradayken kan kokusu en sonunda buradaki havaya işleyecektir. Burası huzurlu bir bölge, bu nedenle katliam manzaraları ile burayı lekelemeyeceğim."

 

Madam sessizleşti. Li Qiye buna benzer şeyleri daha önce de söylemişti. Bir süre sonra kafasını bir kez daha kaldırdı ve sormadan edemedi: "Neden Dev Bambu Ülkesi’ni seçtin? Buraya ne için geldin?” Li Qiye'nin ziyaretinin basit bir tesadüf olmadığını biliyordu. Ancak buraya hazine için geldiğini de düşünmüyordu, sonuçta burada onu cezbedecek hiçbir şey yoktu.

 

Bu soru karşısında Li Qiye sadece gülümsedi ve cevap vermedi. Uzun süre uzaklara bakmaya devam etti.

 

Doğal olarak ona sırlarını söyleyemezdi. Bir süre sonra nazikçe iç çekti ve zamanın getirdiği değişiklikler karşısında yakındı. En sonunda Madam’a döndü ve sordu: "Neden bu konferansa katılmak istiyorsun?"

 

Madam bunu saklamadı ve nedeni söyledi: "Simya konferansında elde etmem gereken bir eşya var. Bu benim Erdemli Örnek Alemi’ne geçmem için çok önemli."

 

"Sen dao ile form alan bir Mor Bambu’sun, bu nedenle köklerinin oldukça inanılmaz ve nadir olduğu söylenebilir. Yeteneklerin de oldukça yüksek ve böyle büyük bir dao kökeni ile kolaylıkla göklere yükselmiş olmalıydın. Eğer yanılmıyorsam form almadan önce bir yıldırım musibetine yakalanmışsın, bu da dao kökeninin zarar görmesine neden olmuş. Her ne kadar yara gitse de sıradaki adımı atmak senin için zor hale gelmiş. Bu nedenle de ilahi bir hazineye ihtiyacın var, doğru muyum?" Li Qiye ona bakarken yavaşça konuştu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr