Bölüm 757: Yıldızlarla Dolu Bir Gökyüzü

Li Qiye kontrolü sağladıktan sonra dört şeytan kuklalar gibi Cao Guoyao'ya doğru ilerledi.

"Çıkın dışarı!" Cao Guoyao yaklaşan saldırı karşısında korktu ve Cao Eyaleti'nden olup hayatlarını koruyabilecek kadar şanslı olan uzmanlara doğru bağırdı.

Ancak çok geçti. Cao Guoyao'nun sözleri ağzından çıktığında şeytanlar akıl almaz hızları ile çoktan gelmiş ve tüm konağı anında zehirli bir fırtına ile kaplamışlardı.

Birçok öğrenci hızlıca panzehir kullandı. Bazıları zehre dayanabilse de çoğu bunu yapamamıştı. Zehirlendikten sonra şanssız öğrenciler sefi şekilde bağırdı ve birbiri ardına yere düştü.

Şok olmuş Cao Guoyao anında bir kazan çıkararak büyük miktarda panzehir ortaya çıkardı. Her ne kadar bu panzehir zehiri defedebilse de parıltılar ortaya çıkmıştı. Kan her yere sıçrarken zehirden ölmeyenler şeytanların bıçakları tarafından katledildi.

Şahsen böyle bir trajediye tanık olmak onun kalbini kanattı. Cao Eyaleti'nden gelenler arasından kalan uzman ve öğrenciler önceki koruyucuları tarafından katledilmişlerdi. Kaçma şansları bile yoktu!

Li Qiye kafasını salladı ve yanıtladı: "Ne yazık ama… Sen kendi evcil hayvanlarını bile kontrol edemiyorsun."

O noktada şeytanlar hedeflerini Cao Guoyao olarak belirledi. Yüzü o anda tamamen ağırlaşmıştı. Zehre dayanabilse de kılıç tekniğinden kaçamazdı.

"Kıdemli, kurtarın beni!” Ölümün karşısında Cao Guoyao haykırdı.

"Boom!” Büyük bir patlama ile birlikte dehşet verici bir baskı yayıldı. Oradakiler neler olduğunu anlayamadan önce Cao Guoyao'ya doğru ilerleyen dört şeytan bu aura tarafından uçuruldu!

"Bu..." Aniden ortaya çıkan kudretin karşısında birçok kişi titredi. Böyle bir aura yayabilen kişi kesinlikle bir Erdemli Örnek olmalıydı. Üstelik o sıradan bir Erdemli Örnek de değildi!

Dört şeytanı uzaklaştıran kişi kendini göstermedi. Bu, savaşa dikkat edenlerin endişeli hale gelmesine neden oldu. Cao Guoyao'nun gerçek kozunun zehirli canavarları olmadığını anlamışlardı.

Dört şeytan ikinci kez saldırmak istedi ama Li Qiye'nin kanunu bedenlerinde parlayarak onları geri çekti.

Cao Guoyao'nun konutuna doğru baktı ve gözlerini daralttıktan sonra gülümsedi ve konuştu. "Bu bir Böcek Ustalığı yarışması değil miydi? Neden sözünden dönüyorsun?"

Cao Guoyao öfkeden titriyordu. Yüzü solgundu ve gözleri kırmızıydı. Li Qiye çok fazla öğrencisini öldürmüştü ve şu an hiçbir şeyi onun kanını içip etinden yemekten daha fazla istemiyordu.

"Li Qiye bana başka bir şans bırakmadın. Kemiklerini küle çevireceğim!” Cao Guoyao çılgınca konuştu. Bundan asla vazgeçmeyeceğine yemin etti!

Çılgınlaşırken bir kutu açtı. Uğultu sesi ile birlikte çok sayıda gümüş leke dışarı uçtu.

Haykırışlar bu gümüş lekelerin geçtiği yerlerden geldi. Onlar ilk olarak en yakındaki gelişimciye saldırmışlardı. Yakındaki izleyenler haykırdıktan sonra aniden sessizleştiler.

Gümüş lekelerin yolundaki gelişimciler anında küle dönüp dağıldı. Bir an sonra bu lekeler her yere saçıldı ve göğü kapladı. Bu lekelerin uçtuğu yerdeki bitki ve hayvanlar yok edildi!

Kısa süre içinde tüm bölge çoraklaştı.

Bu manzara birçok kişiyi korkuttu. Yaşayacak kadar şanslı olan izleyiciler korkudan titredi ve şehre geri kaçtı. Daha fazla dışarı çıkmaya cüret edemiyorlardı.

"Sonsuz Yıldız Tozu!" Birkaç büyük karakter, ölmek bilmeyen yaşlı adam ve gerçek atalar bu lekeleri gördükten sonra şaşırdı.

"Bu... Sonsuz Yıldız Tozu!" Yaşlı bir simyacı oturduğu yerde korkarken bu manzarayı izledi ve yere düştü.

Sonsuz Yıldız Tozu! Kulağa hoş gelen bir ismi olsa da onun ne olduğunu bilenler ürperirdi.

Bazıları bu yıldız tozunun zehirli böcekler barındırdığını söylerken diğerleri onların vahşi canavarlar olduğuna inanırdı. Her bir leke sıradan kişilerin şekillerini anlayamayacakları kadar küçüktü.

Bu yıldız tozları her zaman büyük sürüler halinde olurlardı. Eğer gruplarından ayrılırlarsa hayatta kalamazlardı. Zehirli değillerdi ama herhangi bir zehirli böcekten çok daha korkutuculardı.

Binlercesi avlarında sayısız delik açıp onu anında kurutabilirlerdi. Bunu yaptıktan sonra kurbanları ne olursa olsun anında toza dönüşürdü. Üstelik yeterli miktarda yedikten sonra anında çoğalabilir ve kendilerini ikiye katlayabilirlerdi.

Onları kısıtlayacak bir yöntem olmadan sürü kısa süre içinde her şeyi süpürebilirdi.

Ancak çok nadirlerdi. Bu yaratıkları elde etmek oldukça zordu. Cao Guoyao onlar için Böcek Sürüsü Ovası'na üstün bir hazine vermiş ve büyük bir bedel ödemişti.

Ticaret sırasında ova başka bir seçeneği olmadığı sürece onları salmaması konusunda onu uyarmıştı, çünkü bu dünyada ova dışında çok az kişi onları bastırabilirdi!

Ne olduklarını anladıktan sonra büyük güçlerden olan atalar bile korktu. Bu yıldız tozları vahşiydi ve çekirge sürülerinden bile daha korkunçlardı. Onları tek darbede yok edecek kadar güçlü olunmadığı sürece hiçbir kaçış yolu yoktu!

"Sonsuz Yıldız Tozu!" Li Qiye'nin ifadesi bile gökyüzündeki gümüş rengi gördükten sonra hafifçe battı.

Cao Guoyao ıslık çaldı ve yıldız tozları sel gibi Li Qiye'ye ilerledi.

"Yıldız Tozları geliyor!" Yuan Caihe bile yaklaşan dalgayı gördüğünde sarsıldı.

"Bugün senin cenazen olacak!” Cao Guoyao acımasız bir şekilde bağırdı. O sadece yıldız tozlarına hedeflerini göstermek için ıslık çalabiliyordu, ama onları kontrol edemiyordu. Üstelik sürü belli bir boyuta ulaştığında onların kontrolünü tamamen kaybedecekti.

Bu da onları saldıktan sonra geri toplayacak yolu olmadığı anlamına geliyordu.

"İmparatorluk boğası..." Li Qiye seslendi. İmparatorluk Drako Boğası anında avludan sıçradı ve Li Qiye'nin önüne geçti.

"Mooo..." Boğa, ejder kükremesini andıran bir haykırış attı. Güçlü ejderhamsı bir aura göğü sel gibi süpürdü ve yıldız tozlarına doğru ilerledi.

O anda çok sayıda kar tanesi gökyüzünden düşüyor gibi görünürken büyük miktarda yıldız tozu bu kükreme tarafından saldırıya uğradı.

"Şimdi!” Bu fırsatta Li Qiye Sonsuz İlahi Kazanı çağırdı. Bir patlama ile kazanın ağzından ilahi bir alev çıktı ve göğü sararak tüm düşen yıldız yozlarını yuttu.

Ardından çok sayıda kazan alevi ateşli iğnelere dönüşerek aşırı küçük yıldız tozlarının bedenlerine girip onlarda minyatür rünler oluşturdu.

Kazan daha çok alev saçtı ve daha fazla rün oluştu, Li Qiye onları arıtmak için kullanmak istiyordu.

Bir süre sonra Li Qiye sonunda kazanı geri çağırdı ve haykırdı. Kazandan yeni bir yıldız tozu seti uçtu ve göğü kapladı. Birisi onun kafasının üzerinde sanki başka bir galaksi uçuyormuş gibi görürdü.

Tek fark bu yıldız tozlarının toplanırken ateşli bir parıltı taşımalarıydı. Bu galaksinin içinde ateşli kıvılcımlar birbirine geçmiş rünlerden oluşurken büyük bir ağ oluşturmuştu.

Li Qiye'nin kontrolü altında kafasının üzerindeki yıldız tozları gökyüzünde dans etti. Bazen bir dev haline geldi, bazen bir dağ, bazen de bir kozmozun orijinal biçimine dönüştüler. Onların üzerinde mutlak ve eforsuz bir kontrolü vardı. Onun destekçisi olmuşlardı!

Kara karga olarak Li Qiye çok sayıda kötücül ve zehirli canavarı Simya Tanrısı ile birlikte evcilleştirmişti ve Sonsuz Yıldız Tozları bunun istisnası değildi. İmparatorluk Drako Boğası ve Sonsuz İlahi Kazanı olduğundan bugün onlarla karşılaşması oldukça basit bir şans haline gelmişti.

“Bu... Bu imkansız!” Cao Guoyao yere düştü ve inançsız şekilde önündeki duruma baktı!

Serbest bıraktığında onları kontrol edemezdi. Böcek Sürüsü Ovası'nda bile sadece üç kişi onları gerçekten kontrol edebilirdi.

Ama şu an Li Qiye tamamen gizemli bir şekilde onları kolaylıkla evcilleştirmişti. Bu, ovadaki bir atadan çok daha inanılmaz bir şeydi!