Bölüm 793: Ming Yexue'nin Gizli Kimliği

Sadece bu manzarayı gören imparator değil atalar bile Li Qiye'nin geçmişteki kan yemininden bir maddeyi çıkardığına inanamıyorlardı.

Bu kan yemini onları uzun yıllardır hapsetmişti. Bu dünyayı süpürüp geçebilecek güce sahip olmalarına rağmen inzivada yaşamaktan başka seçenekleri yoktu!

Yeminden kurtulmak istiyorlardı ama kimse Li Qiye'nin onu hiçbir koşul olmadan ortadan kaldırmasını beklememişti.

“Bu kan yeminlerinin birini kaldırmak için bir istisna yapıyorum. Şu andan itibaren krallığınız tekrar ortaya çıkabilir. Ancak kalan kısıtlamalar duracak. Krallığınızın kan buyruğunu tamamen kaldırmam bu nesilde gösterdiğiniz şeylere bağlı olacak.” Li Qiye yavaşça konuştu.

“Lordum...” Simya İmparatoru bile şok olmuştu. Li Qiye'nin küçüklerini affetmekle kalmayıp geçmişteki maddelerden birini kaldırmasını beklememişti.

İlk savaşın ardından İlahi Canavar Âlemi yok edilmişti ve krallıkları mutlak yenilgiye uğramıştı. Yenilmez ordunun ve önlenemez İmparatoriçe Hong Tian'ın önünde, krallıkları her an ikinci İlahi Canavar Âlemi olabilirdi.

Ancak Yüz Yaşam Simya İmparatoru'nun Li Qiye'ye yalvarması krallığı affetmesini sağlamıştı. En sonunda krallık hapsedilmişti ve ebedi kan yemini oluşturulmak zorunda kalmıştı. Bu, miraslarının devam etmesinin tek yoluydu.

Diğer atalar da inançsızlık içindeydi ve söylenecek sözleri tükenmişti. Ne diyeceklerini bilmiyorlardı. Bu sadece merhamet değil, aynı zamanda krallıklarına gösterilen bir nezaketti!

“Bana teşekkür etmeye gerek yok. Eğer birine teşekkür edecekseniz şükranınızı Yexue'ye gösterin.” Li Qiye ilgisizce konuştu: “Ben Yexue'nin geleceğini hazırlamak için bu maddeyi kaldırdım. Bu aynı zamanda krallığınıza bir çıkış yolu verecek. Umarım beni bir daha hayal kırıklığına uğratmazsınız. Aksi halde krallığınızın kaderini daha fazla umursamayacağım.”

Simya İmparatoru ve diğer atalar derinden boyun eğdi. Li Qiye'nin krallıklarına karşı fazlasıyla cömert davrandığı söylenebilirdi.

Li Qiye krallık ile ilgilenmeyi bitirirken, Ming Yexue de dizginleri almaya başlamıştı. Büyük bir bilgeliğe sahip biri olarak krallığı yönetmek onun için oldukça basitti. Üstelik arkasında Simya İmparatoru varken tüm konular kolayca halloluyordu. Bu krallığın yeni bir başlangıç yapmasını sağlamıştı.

“Bazı konuları bilmek istiyorum.” Krallığın meselelerini öğrendikten sonra Ming Yexue sonunda Li Qiye'yi görmeye geldi.

O eşsiz ve her zamanki gibi güzeldi. Taş Tıp Dünyası'nın bir numaralı güzelliği nerede olursa olsun sarhoş ediciydi.

“Bilmek istediğini zaten biliyor olmalısın. Yüz Yaşam'ın sana geçmişten bahsettiğine inanıyorum.” Li Qiye ona bakarken kıkırdadı.

Ming Yexue biraz kaşlarını çattı. Kaşlarını çatması bile güzeldi ve diğerlerinin onun rahatsızlığından dolayı acı çekmesine yol açardı.

“Kökenimi bilmek istiyorum. Atam bana bundan bahsetmedi.” Ming Yexue konuştu.

Li Qiye ona baktı ve ardından nazikçe kucağını okşarken konuştu: “Oturabilirsin.”

Ming Yexue hazırlıksız yakalandı. Bu tavır herhangi bir kadın için oldukça saygısızdı.

Ancak diğer kızlar gibi öfkelenmek yerine zeki Ming Yexue sakin kaldı ve yavaşça onun kucağına oturdu.

Taş Tıp Dünyası'nın bir numaralı güzelliğinin bir kucakta oturması muazzam bir şanstı! Li Qiye nazikçe onun ince belini sardı. Tatlı bir koku burnuna taarruz ederken konuştu: “Gözlerini kapa ve kalbinle hisset.”

Ming Yexue dinledi ve yavaşça gözlerini kapayıp onun göğsüne doğru yaslandı. O anda tüm düşüncelerini kenara atıp rahatladı.

Şu anki durumu sanki çok çok uzun zaman önce böyleymiş gibi doğal ve rahatlatıcı hissediyordu. Şaşkın şekilde zamanda geçmişe gitmiş gibiydi, sanki çok uzak bir zamanda bu şekilde onun tarafından korunuyordu.

Atmosfer zaman akarken sessizleşti. Ming Yexue için bu tür rahatlatıcı bir pozisyon sanki ona ait olan bir yerdi, eviydi!

“Ben reenkarne mi oldum?” Bir süre sonra Li Qiye'nin göğsüne uzanırken Ming Yexue sakin ve çekici tavrını koruyarak sordu.

“Hayır, sen reenkarne olmadın. Sen sensin, geçmiş ve gelecek önemli değil, önemli olan şu anki sensin.” Li Qiye nazikçe onun saçını okşadı ve sesindeki sevgi ile konuştu.

“Hala anlayamıyorum. Sanki seni çok uzun zamandır tanıyor gibiyim.” Kafasını salladı.

“Bu hiç de şaşırtıcı değil.” Li Qiye gülümsedi ve cevap verdi. “Şu anki duygularını anlıyorum, arka planını bilmek senin hakkın. Ancak sabırsız olmaya gerek yok. Seni Bi'an Canavar Dünyası'na götürdükten sonra bazı sırları öğreneceksin. Zamanı geldiğinde sana kökenini söyleyeceğim.”

“Bi'an Canavar Dünyası mı?” Onun gibi büyük bir bilgeliğe sahip üstün bir güzellik bile bunu duyduktan sonra irkildi.

“İmkânsız, Bi'an Canavar Dünyası çok uzun zamandır ortaya çıkmadı. Efsanelere göre İlahi Canavar Âlemi yok edildikten sonra o asla gözükmemiş.” Ona kafası karışmış şekilde baktı.

Ancak aniden bir şey fark etti ve duygusal şekilde onuştu: “Canavar Dünyası'nın tekrar ortaya çıkmasını sağlayabilirsin!”

“Akıllıca.” Li Qiye nazikçe onun burnunu okşadı ve kıkırdadı: “Endişelenme, Canavar Dünyası tekrar ortaya çıkacak ve ben de seni birkaç yere götüreceğim. Hepsi bu.”

“Bu nasıl olabilir?” Ming Yexue inançsızca konuştu: “Efsanelere göre Canavar Âlemi yok edildikten sonra bazı Ölümsüz İmparatorlar Canavar Dünyasını bulmayı denemiş ancak başarılı olamamış.”

Ölümsüz İmparatorlar için bile imkânsız olan bir şey Li Qiye için de imkânsız olmalıydı!

“Bu dünya olasılıklarla dolu.” Li Qiye gülümsedi. “Gelecekte şahit olacağın çok daha inanılmaz şeyler olacak. Bu geniş dünyada hayal gücünü aşan birçok şey var. En sonunda onları anlayacaksın.”

Ming Yexue bir şey söylemedi. Nazikçe Li Qiye'nin göğsünde sanki yorgun gibi dinlendi. Çok tembel ve rahat gibi görünüyordu, sanki zaman durmuştu.

Li Qiye krallıkta çok uzun süre kaldı. En sonunda krallığın altındaki atasal damarın yardımı ile Anka'yı başarıyla arıttı.

Anka artık tamamlanmıştı. Artık iskelet değildi, kan ve ete sahipti. Kalbi güçlü şekilde yukarı aşağı sıçrıyordu ve tüm bedeni üstün ölümsüz bir ışık yayıyordu. Ölümsüz kanunlar ortaya çıktığında sanki gerçek bir Anka yeniden doğmak üzereymiş gibi bir his veriyordu.

Atasal bölgedeki savaş sırasında Anka bedenini yeniden inşa etmek için dünyanın özünü ödünç almıştı. Daha sonraları Li Qiye Ölüm Faslı'nı kullanarak arıtma yapmış ve damardan daha fazla güç kullanarak ona biraz zekâ vermişti.

Şu anda hayatta gibi görünüyordu. İzleyenler bunda kesinlikle bir sorun göremezdi. Bu kesinlikle yaşayan bir ölümsüz kuştu.

Ancak henüz gerçek bir Anka olmamıştı. Her ne kadar içinde biraz maneviyat olsa da hala gerçek kadere veya ruha sahip değildi. Gerçek bir Anka olmak için hala gidecek yolu vardı.

Li Qiye'yi duyduktan sonra Ming Yexue, Madam Zi Yan ve Yuan Caihe şok oldu: “Ne?! Bu Anka'yı serbest bırakmak mı istiyorsun?”

“Büyük kardeş bu bir Anka!” Sakin Caihe bile şaşırmıştı. Herkes bu Anka'yı süresiz şekilde kendinde tutardı. Üstelik Li Qiye onun için çok çaba harcamıştı. İskeletini onarmış, ona kan ve et verip zekâ bahşetmişti.

Onun için çok fazla efor sarf ettikten sonra onu serbest bırakmak istiyordu... Kimse böyle bir hikâyeye inanmazdı. Li Qiye'yi deli olarak görürlerdi.

Li Qiye bu karar konusunda ilgisizdi. Gülümsedi: “Eğer gitmesine izin vermezsem, her zaman yaşamı olmayan sahte bir Anka olacak! Sadece onu serbest bırakarak gelecekte ateş ile yeniden doğan gerçek bir Anka olması için ona şans sağlayabilirim.”

“Ama… Ama eğer gitmesine izin verirsen sonsuza kadar gitmiş olacak!” Madam yorum yapmak zorunda kaldı.

Li Qiye kafasını salladı: “Zi Yan, bazı şeyleri kadere bırakmak zorundayız. Benim açımdan bir Anka'yı kaybetmiş olacağım, ama Anka için bu yeniden doğum için bir şans olacak! Bu bir mucize! Her ne kadar bu mucize benim tarafımdan gerçekleştirilmeyecek olsa da ben de bir rol oynamış olacağım. Bu sevinç duymam için bir neden.”

“Büyük kardeşin büyük bir kalbi var, gerçekten takdire şayan.” Yuan Caihe duygusal bir şekilde iç çekti. Kimse Anka gibi paha biçilemez bir şeyden vazgeçmezdi, ancak Li Qiye bunu ilgisiz ve sakin bir tavırla yapıyordu. Diğerlerinin böyle davranması çok zordu.