Bölüm 824: Örnekleri Katletmek

Tüm Taş Tıp Dünyasında genç nesilde çok az kişi örneklere meydan okuyabilirdi. Ye Qingcheng biriyken Mei Aonan diğeriydi.

Ama şu an Jian Wushuang iki örneğe karşı kendi başına savaşmak üzereydi. Herkes sonucu görmek için hevesliydi. Eğer genç nesil örneklere meydan okuyabiliyorsa bu bir Büyük Çağın gelmek üzere olduğu anlamına geliyordu. Yeni Cennet'in İradesi ortaya çıkacak ve bu dünya gençlerin oyun alanı haline gelecekti!

“Geber!” Siyah Çizgili Ata ve Antik Ağaç Kral aynı anda saldırdı. Biri Yeni Çağ Örneği iken diğeri Yükselen Çağ Örneği idi; ikisi de gerçek kader silahlarını çağırdı. Birisi gökyüzünde bir sel ejderi gibi dalgalanan bir kırbaçtı. Diğeri ise bir kalkandı; ondan doğrudan bir darbe almak bir dağın ezilişini deneyimlemek gibiydi.

Saldırıları aşırı zalimaneydi. Çevredeki alan parçalandı ve tüm ülke sallandı.

Göz alıcı ışıkların ortasında bir Anka haykırışı duyuldu. Ardından birbiri ardına Ankalar göğe yükseldi. Hepsi sanki ateş ile yeniden doğuyormuş gibi göz alıcılardı. Bir anda gökyüzü Anka görüntüleri ile kaplandı. Bu sırada Jian Wushuang yok oldu. Her ne kadar iki imparatorun saldırıları dans eden Anklara vursa da Jian Wushuang'a isabet etmediler. Çok sayıda gölgenin arasında o görülmüyordu bile.

Hayalet Anka Fiziği... Bu Li Qiye'nin Jian Wushuang için özel olarak verdiği bir şeydi. İki muhteşem özelliği vardı. İlki belirsizliğiydi; bu Ankalar ortaya çıktığı an Jian Wushuang kayboluyordu. Bir örnek bile onun yerini bulamazdı.

“Pluff!” Örnekler saldırılarında başarısız olduktan sonra bir ok fırladı. Kimse Jian Wushuang'ın Antik Ağaç Kralın arkasında nasıl ortaya çıktığını göremedi.

Bu ok yağmuru oluşturan bir formasyona dönüştü. Tüm oklar Ağaç Kralı hedefledi.

“Pluff! Pluff! Pluff!” Ağaç Kral hemen kalkanı ile okları karşıladı ve bağırdı: “Bu küçük güç bana zarar veremez!”

“Buzz!” Parlak bir ok o anda belirdi. Dokuz Söz Gerçek Yayı o noktada tüm dünyevi enerjiyi topladı. Çevredeki yüzlerce mildeki güç ‘Savaşçı’ mantrasına odaklandı ve üstün bir delici ok haline geldi.

Ağaç Kralın ifadesi hızlıca değişti. Kalkanı göz alıcı bir ilahi ışıkla aydınlandı. Katman katman savunmalar oluştu. Aynı anda bu oktan kaçmak için Ağaç Kral hızlıca yer değiştirdi.

“Pluff!” Her ne kadar hızlı olsa da bu oktan zamanında kaçamadı. Omzunu delerken ‘Savaşçı’ sözü de yok oldu.

Bu ok kudretli bir güç taşıyordu. Yine de Ağaç Kral bir örnekti. Bu oktan sonra hayatta kalabildi; omzundaki yara ağaç kabuğu gibi kapanırken iyileşmeye başladı.

“Senin gibi bir küçük beni öldüremez!” Ağaç Kral haykırdı. Bir küçük tarafından zarar almak ona göre büyük bir aşağılanmaydı.

Birçoğu Ağaç Kralın böyle bir güce dayandığını gördükten sonra ürperdi. Hayatta kalma yeteneği gerçekten mükemmeldi. Bir Cennetsel Kral ona saldırırken yerinde kalsa bile onu öldüremeyebilirdi!

Ağaç Kral çok nadir bir aydınlanmış ağaçtı. Her ne kadar bir Ölümsüz Fizikine sahip olmasa da hayatta kalma yeteneği oldukça korkutucuydu. Güçlü hazinelere bile dayanabilirdi.

“Whoosh!” Jian Wushuang saldırdıktan sonra zehirli bir yılanı andıran kırbaç onun sırtını hedefledi. Siyah Çizgili Ata'dan gelen kırbaç hiçbir uyarı sergilemedi ve her an ölümcül darbeyi indirmek için hazır bekleyen zehirli bir yılan gibiydi.

Ancak gökyüzündeki Ankaların arasında Jian Wushuang bir kez daha yok oldu.

Yeniden ortaya çıktığında bir ‘Formasyon’ oku attı. Öldürme arzusu dolu ok saldırıları Ata'ya doğru ilerledi.

“Küçük, ye bunu!” Ağaç Kral ilerleyip Ata ile birlikte Jian Wushuang'a arkadan saldırmak istedi. Ancak garip bir metal çınlama sesleri ortaya çıktı. Zincir şeklindeki evrensel kanunlar bedeninin yarısından fazlasını mühürledi. En sonunda bir ok serisi bedeninin içinden fırladı ve çevredeki alanı mühürledi.

Kral gökyüzünde tamamen mühürlendi. Ne kadar öfkeli olursa olsun onu gökyüzünde bağlayan zincirlerden kurtulamadı.

Jian Wushuang'ın ‘Savaşçı’ oku omzunu deldikten sonra mantra yok oldu. Ancak etkisi hala oradaydı. Jian Wushuang gerçek yayın kanunlarını kullanarak Ağaç Kralın bedenine sızdırdı ve onu bu sayede mühürledi.

“Bang! Bang! Bang!” Öte yandan Siyah Çizgili Ata hızlıca hareket etti. Her ne kadar ok yağmurları gökyüzünde olsa da onun ejder benzeri kırbacı sağa sola sallanarak yaklaşan okları parçalıyordu.

“Pluff!” Tüm okları yok ettikten sonra birden bire kırbaç Jian Wushuang'ın arkasında ortaya çıktı. Soğuk bir parıltı oluşurken doğrudan bir yılanın dişi gibi sırtına doğru ilerledi.

Anka görüntüleri bir kez daha belirdi ve Jian Wushuang yine kayboldu.

“Küçük, saklanmaktan bıkmadın mı?!” Ata hem kızgın hem de paniklemişti. Anka görüntüleri içinde Jian Wushuang'ı yakalayamıyordu.

“Pffuff!” Ama alay ettikten sonra kan sıçradı. Bir ok göğsünü deldi, kimse onun nereden geldiğin görmemişti, Ata'nın kendisi bile bunu yapamamıştı.

Bu ‘Hepsi’ mantrasıydı, görünmez bir oktu. Tespit edilemeden ve iz bırakmadan uçuyordu Kimse onun varlığını fark edemiyor ve durduramıyordu…

“Küçük, öleceksin!” Ata öfkeyle haykırdı ve anında gerçek formunu ortaya çıkardı. Devasa bir yılan! Ağzını açtı ve devasa bir zehirli gaz tükürdü. Jian Wushuang'ı öldürmek için tüm göğü anında sardı.

Yer bile bu sis ile temas ettiğinde eriyordu. Bu herkesi korkuttu; kimse savaş alanına yaklaşmak istemiyordu.

Ata'nın zehirli gazı dehşet vericiydi. Bu onun yaşam zehriydi bu nedenle başka bir yol olmadığı sürece onu serbest bırakmazdı. Bu sis sadece güçlü gelişimcileri zehirlemek ile kalmayıp birçok silah ile hazineyi eritebilirdi.

Ancak Ankaların ilahileri devam ederken görüntüleri de sisin içinde gökyüzünde kaplamayı sürdürdü, Jian Wushuang'dan iz yoktu. Ardından bir dizi kopma sesi duyuldu. Daha fazla ‘Hepsi’ oku Ata'nın bedenine atıldı ve kan her yere sıçradı. Yine de bu Ata'yı öldürmek için yeterli değildi.

“Hayvan, dışarı çık ve savaş!” Ata gizli saldırıların altında öfkelendi. Güçlü olsa da Gölge Anka Fiziği ve görünmez oklara karşı avantajlı değildi. Kendisi saldırıya uğrarken Jian Wushuang'ı yakalamakta başarısız oluyordu.

Sonuçta birden fazla yeri kanasa da o hala bir Yükselen Çağ Örneği idi. Bir Cennetsel Kralın onu öldürmesi o kadar kolay değildi.

Bu manzara karşısında birçok kişi titredi, ikisi arasındaki fark açıktı. Her ne kadar Jian Wushuang'ın okçuluğu eşsiz olsa da Ata kadar güçlü değildi bu nedenle onu öldürmek oldukça zor bir şeydi.

Bir örneğin bir Cennetsel Kralı öldürmek için bir hamleye ihtiyacı varken bir Cennetsel Kraldan gelen yüz hamle bile bir örneği öldürmek için yeterli olmayabilirdi!

Jian Wushuang sonunda tekrar ortaya çıktı. Yayını kullanırken keskin bakışı Ata'ya odaklandı.

Ata sis tükürmeyi kesti ve dudak büktü: “Küçük hergele, sonunda kendini göstermeye cesaret ettin. Saklanmadığın sürece seni parçalara ayıracağım!”

Bunu duyan Jian Wushuang'ın ifadesi soğurken öldürme arzusu yükseldi. Elindeki yay güneş gibi parladı.

“Geber!” Ata en sonunda altı daoyu sona erdirip dokuz dünyayı bastırabilecek bir saldırı yaptı. Bir örnek en güçlü saldırısını yaptığında tüm göksel şeyler gölgeye düşerdi.

“Zzzh!” Yayın ilahisi duyuldu. Tam mantranın ilk dört sözü tam bir ifade oluşturmak için ortaya çıktı. Tüm kanunları yok edebilecek keskin bir ok haline geldiler. Tanrılar ve iblisler onun kudreti önünde titrerdi.

Askerler ve Savaşçılar, bu okun gücü tarif edilemezdi. Hiçbir şey onun momentumunu ve yıkıcı gücünü durduramazdı! Atmosferin kendi bile tamamen donmuş gibiydi.

“Pluff!” Bir süre sonra hava yavaşça yeniden akmaya başladı. Dört sözün kanlı oku Ata'nın kafasını deldi.

O anda en güçlü saldırısı yenilmişti. Gözleri şok içinde genişlerken büyük yılna bedeni büyük bir patlama ile yere düştü.

Dünya sessizleşti. Herkes afallamıştı, kimse bu oku anlayamasa da tek bir söz ile tarif edebilirdi. Görünüşü onlara ölüm hissini tattırıyordu! Sanki ilahlar bile bu oku durdurmazdı!