Bölüm 30 : On İki Ölümsüz Fizik (2)

Yaşam Çarkı ve Kader Sarayı için ise durum tam tersiydi. Kişi doğuştan gelen bu seviyelerini doğallıkla değiştiremiyordu. Ölümsüz İmparator olsalar bile, Kader Sarayları ve Yaşam Çarkları doğduklarındaki seviyeyle aynı kalıyordu.

Gelişim konusunda bu üç ölçüt de son derece önemliydi. Fizik, kişinin kemik ve kas gücünü belirliyordu. Yaşam Çarkı kan enerjisini ve Kader Sarayı da kişinin doğuştan gelen yeteneklerini ve doğal aydınlanmasını belirliyordu.

Örneğin, eğer bir kişi Aziz seviyesinde Yaşam Çarkına sahipse, o zaman kan enerjisi çöldeki kumlar kadar bol olurdu; bu sayede Yaşam Çarkı yöntemleriyle eğitilirse, çok hızlı ilerlerdi ve etkisi de müthiş olurdu.

Li Qiye arkasında yatan gizemli hakikatleri bulmak için Devreden Turan Güneşi Erdem Kanunu sakince okuyordu. Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda bu erdem kanununun tamamlanmış hali vardı, ama Li Qiye’nin amaçladığı şey bu kılavuzdakinden çok daha karışıktı.

Devreden Turan Güneşi üzerine de konuşmak gerekirse; Li Qiye’nin bu erdem kanununu elde etmek için nasıl mücadeleler verdiğini anlatmak gerek. İmparator Çağı’nın başında Min Ren’in bu yöntemle gelişim yapmasını düşünüyordu ama sonradan fikrini değiştirmişti.

Eski Issız Çağ döneminde, hem insanlar hem de iblisler son derece zayıf türlerdi. Birçok ölümsüz bilge, hayatlarını bu talihsiz varlıklar için uygun erdem kanunları ve gelişim yöntemleri bulmaya adamıştı. Nihayetinde gelişen bir dönem oluşturmayı başardılar.

Muazzam ölümsüz bilgelerden biri, kişinin gelişimini önemli ölçüde hızlandıran bir erdem kanunu oluşturmuştu ve buna Devreden Turan Güneşi adını koymuştu. Bu erdem kanununun başlangıç aşamalarında, gelişimciler Kader Saraylarını inşa etmek için kendi kan enerjilerini kullanıyorlardı ve gelişim seviyeleri hızla yükseliyordu.

Ancak, Devreden Turan Güneşi’nin ölümcül bir zayıflığı vardı. İlk aşamalarda kan enerjisini kullanarak kişinin gelişim seviyesi hızla yükseliyordu evet, ama seviyesi arttıkça zayıflayan kan enerjisi yetmemeye başlıyordu. İşin sonunda kişinin kan enerjisinin zayıflamasıyla, daha fazla ilerlemek için yetersiz hale geliyordu ve sonraki aşamalara geçemiyorlardı. Eğer bu tekniği zorlamak isterse, ömrü dramatik bir şekilde azalıyordu.

Li Qiye bu yöntemi elde ettiğinde, bir çok insana ulaştırmıştı. Ancak hiç kimse bu tekniği kusursuzca uygulayamamıştı. Li Qiye, bu tekniğin sorunlarını çözmek için Ölümsüz İmparator Xu Xi, Ölümsüz İmparator Min Ren ve Ölümsüz İmparator Tun Ri gibi bir çok Ölümsüz İmparatoru toplamıştı.

Siyah Ejderha Kralı’nın dönemine kadar Li Qiye bu tekniğin kusurlarını kapatamamıştı. Bugün tekrar bu tekniği araştırmaya koyulduğunda, gizemli hakikatleri barındıran eski anılarını hatırlamaya başlamıştı.

Tamamlanmış ve güncellenmiş Devreden Turan Güneşi Erdem Kanununu hatırladıktan sonra Li Qiye derin bir nefes aldı.

Bu dünyada, bu tekniğin geliştirilmesi için çağlar boyu harcanan çabaları çok insan bilmezdi. Bu yöntem için bir çok ölümsüz bilgenin ömürlerini harcadıklarını kim tahmin edebilirdi?

İşin aslı, Li Qiye bu tekniği Temizleyici Tütsü Antik Tarıkatı’na bıraktıktan sonra bir çok dahi de bunu denemişti. Ama hiçbiri son aşamaya ulaşamamıştı.

Li Qiye üç gün üç gece Kun Peng’in Altı Varyasyonunu ve Devreden Turan Güneşi’ni araştırdı. Nan Huairen hala geri dönmemişti. Li Qiye de işleri aceleye getirmeyeceğinde, gelişiminin geleceği için tepesinde kalmayı tercih etmişti.

Bu iki yöntem hazır olduğunda, Li Qiye resmi olarak gelişime hazırdı. Doğuştan gelen yetenekleri ortalamanın altında olsa bile, Li Qiye’nin tecrübesi ve gelişim hakkında engin bilgileri vardı.

Sahip olduğu iki yöntem cennete meydan okuyacak seviyelerde olmasına rağmen tamamlamak için acele etmiyordu. Gelişiminde kalite istiyordu. Acele işe şeytan karışır derlerdi. İşleri hızlandırmaya çalışmasıyla gizli tehlikeler ve uzun vadede olumsuz etkilere yol açacak kusurlar çıkabilirdi.

Li Qiye ikisini de aynı anda geliştiriyordu, ama iki yöntem ne birbiriyle alakalıydı ne de uyumluydu. Kun Peng’in Altı Varyasyonu Kader Sarayı’nı kullanmak içinken, Devreden Turan Güneşi bir Yaşam Çarkı tekniğiydi. Kişi gelişimin başlarında iki tekniği birden karıştırmadan çalışabiliyordu.

Bahsedilen üç yöntem dışında dördüncü bir yöntem de vardı; bazı insanlar buna temel yöntemi diyordu. Bu yöntem kişinin Fiziği, Yaşam Çarkı ya da Kader Sarayı üzerine bir kerede doğrudan yoğunlaşmıyordu. Bunun yerine aynı anda hepsine odaklanıyordu.Bu dördüncü tip gelişme pek çok kullanıma sahipti ve teoride etkisi mükemmel gözüküyordu, ama seviye arttıkça bu şekilde gelişim yapmak normal yöntemlerden çok daha zor hale geliyordu.

Erdem kanunları ve yöntemler için farklı seviyeler de vardı. Örneğin bir Erdemli Örnek bir yöntem oluşturduysa, bu yöntem Erdemli Örnek seviyesinde bir yöntem oluyordu. Aynı şekilde Ölümsüz İmparator bir yöntem oluşturursa bu da Ölümsüz İmparator seviyesinde bir yöntem olurdu.

Tabii ki erdem kanunları ve gelişim yöntemleri her şey değildi. Sağlam bir irade gücü yoksa, işin sonunda bunların rüzgarda dağılan bulutlardan farkı kalmazdı. Geçmişte bir çok dahi, gelişimlerine cenneti sarsacak kadar iyi yöntemlerle başlamıştı. Ama onları yoldan çıkaracak kadar zorlayıcı bir aşamaya girdikleri oluyordu. Diğer bir şekilde başka dahiler de, başlangıçlarda şımartılıyordu ve Ölümsüz İmparator yöntemiyle gelişime başlıyorlardı: Ancak iş cennetin buyruğunu almaya gelince, kendi başlarına bunu başaramaz hale geliyorlardı. O seviyeye gelene kadar kolay yollardan geçtikleri için tecrübeden ve dayanıklılıktan yoksun halde oluyorlardı.

Gelişim ile ilgili sıkıntıları tarttıktan sonra Li Qiye, Yaşam Çarkını Devreden Turan Güneşi ile kanalize etmişti. Etkisi açıktı. Li Qiye’nin kafasının arkasında bir ışık çarkı kırılmadan dönüyordu ve kan enerjisi ışıkla birlikte hareket etmeye başlamıştı.

Kan enerjisi Yaşam Çarkı üzerinden akıyordu.
Li Qiye Ölümlü Yaşam Çarkı ile doğmuştu. Bu bölgede hiçbir avantajı yoktu. Kan Enerjisi zayıf olduğu için Yaşam Çarkını döndüren kan akışı güçlü değildi.

Eğer bir Tianxian Yaşam Çarkı ile doğmuş olup, aynı erdem kanunuyla gelişim yapıyor olsaydı. Şimdiki akışı geniş bir nehir kadar coşkun olurdu. Aziz Yaşam Çarkının akışı okyanusların kendisi kadar görkemli olurdu.

Li Qiye, Kun Peng’in Altı Varyasyonu’nun büyüsünü başlattı ve belirli bir düzenle Kader Sarayı aktif olmaya başladı.

Kader Sarayı kişinin kaderinin yuvasıydı. İçinde üç can ve yedi ruh vardı. Kader Sarayı Kişinin Shang Dantianının içerisinde gizliydi. Li Qiye Altı Varyasyonu kullanarak Kader Sarayı’nın kapısını çalmaya başladı. Shang Dantianın’da Kader Sarayı yavaşça belirmeye başlamıştı.

//ÇN: Shang Dantian dediği kişinin alnının ortasında bulunan bir noktaymış. //

Kader Sarayı’nın tarihi bir deseni vardı ve dupduruydu. Bununla birlikte, Kader Sarayı yalnızca ölümlü seviyesinde olduğundan yaydığı ışık loştu.

Normalde Kader Sarayı kapalıydı ve ruhlar dinleniyordu. Kişi onları uyandırıp güçlerini almak için sarayın kapısını çalıyordu, ancak bu şekilde gelişime başlayabilirdi.

Bu yüzden gelişimin ilk aşamasına ‘Saray Temeli’ deniyordu. Bu seviye üç aşamaya ayrılmıştı:  İlk Giriş >> İkinci Uyanma >> Üçüncü Kan Taşması.

İlk aşama sarayın kapısını tıklatma aşamasıydı, gelişim yöntemlerinin büyülerinin Kader Sarayı’na girmesini sağlıyordu. Bu aşama, Buda ile bağlantı kurmak için ahşap plakaya vuran bir keşişin yaptığına benziyordu.

Kişinin bunu durmadan ve inanarak yapması gerekiyordu ve ancak o zaman Kader Sarayı kişiye cevap vermek için kapılarını açıyordu.

“Bang, Bang, Bang.”

Li Qiye, Altı Varyasyon’un büyüsünü kullanarak durmadan Kader Sarayına vuruyordu. Kaç kere vurduğunu artık sayamaz hale gelmişti ama Kader Sarayı cevap vermiyordu. Ama bu Li Qiye’yi yıldıramazdı.

Bir dahi olsa, özellikle Aziz seviyesindeki bir dahi, Kader Sarayını son derece kolay bir şekilde açabilirdi. Çünkü içerisindeki ruhlar zaten muazzamdı. Efsanelere göre Aziz Kader Sarayı seviyesindeki bir kişi varmış ve Kader Sarayını açması için, bir kez tıklatması yetmiş.

Bu bahsedilen kişi dahilerin de dahisi olmalıydı. Ama Li Qiye bu grupta değildi. Başarılı olmak için sabırlı olmalıydı ve bıkmadan usanmadan çabalamaya devam etmeliydi.

Li Qiye Kader Sarayı’nın kapısını tek vuruşta açabilecek birkaç yöntem biliyordu, Devreden Turan Güneşi ile tüm kan enerjisini toplayıp Kun Peng’in Altı Varyasyonunu bir vuruş için güçlendirebilirdi. Bu şekilde kapı bu vuruşuna dayanamazdı, ama böyle yapmak istemiyordu.

Yaşam çarkı ölümlü seviyesindeydi ve kan enerjisi boşa harcayabileceği bir şey değildi. Eğer kan enerjisini fazla zorlarsa Yaşam Çarkı zarar görebilirdi. Onunla da kalmaz, böylesine güçlü bir darbe, Kader Sarayındaki ruhları korkutabilirdi ve bu da ilerde daha fazla karmaşaya yol açardı.

Kendi zayıflığını bildiği için, Li Qiye kusurları olmayan sağlam bir temel oluşturma konusunda kararlıydı. Sarayın kapısına vurmaya devam etti; on bin kez, hatta yüz bin kez vurması gerekse bile kapı açılana kadar durmayacaktı.