Emperor’s Domination - Bölüm 43 : Birinci Büyüğün Planı (1)

---

 

 

Bölüm Lideri Zhou ayrıldıktan sonra, Li Qiye Temizleyici Yeşim Tepesi öğrencilerinin listesine bir göz attı. Toplamda üç yüz öğrenci vardı ve Temizleyici Yeşim Tepesi’nin ilk öğrencisi beş yıldır oradaydı.

 

Li Qiye listeyi hızlıca okudu ve sonra Nan Huairen’e doğru dönüp sordu:

 

“Senin herhangi bir yorumun var mı?”

 

Nan Huairen hafifçe güldü:

 

“Sevgili kıdemli, bu küçük kardeşin çılgın tahminler yürütmek istemiyor ama eğer gerçekten bakış açımı bilmek istiyorsan, o zaman birkaç şey söylemeye cüret edebilirim!”

 

Nan Huairen her zaman akıcı ve anlayışlıydı. Bir diyaloğun ne zaman bitmesi gerektiğini bilirdi. Li Qiye’nin kanatları altında olmayı seçtiğinden, Li Qiye’nin işaret ettiği her yere gidebilirdi.

 

“Cüretmiş, kıçımın cüreti!”

 

Li Qiye haşlar gibi bağırmıştı, sonra da konuşmaya devam etti:

 

“Eğer hain planlar kurmak için harcayacağın enerjiyi gelişimine harcasan şimdiye çok daha yüksek seviyelerdeydin.”

 

Li Qiye’nin sözlerini duyduktan sonra Nan Huairen yüzüne zoraki bir gülümseme takındı:

 

“Kıdemli, insan fıtratını değiştiremiyor, ben de böyle doğmuşum.”

 

“Neyse, sinsi sinsi lafı dolaştırma daha fazla. Fikrini söyle bakalım.”

 

Li Qiye hafifçe elini sallamıştı. Küçüğünün sakinleştirici cümlelerini duymak istemiyor gibiydi. Gerçekten de Nan Huairen’in doğası böyleydi. İstese de değiştiremezdi.

 

Nan Huairen hemen konuştu:

 

“Yeni bir haber duydum: Birinci Büyük senin Garip Cevher Tepesi öğrencilerine gelişimi öğretmeni istemiş. Ama ikinci büyük senin Temizleyici Yeşim Tepesi öğrencilerini eğitmenin daha iyi olacağını savunmuş…”

 

“Tahminlerine devam et, böylece neler oluyor anlayabileyim!”

 

Li Qiye sıradan bir şekilde gülümsüyordu. Bu olayın arkasındaki önemli faktörleri çoktan anlamıştı.

 

Nan Huairen arsızlığını bir kenara bırakmıştı, ciddi bir şekilde konuşmasını sürdürdü:

 

“İkinci büyük Temizleyici Yeşim Tepesi üzerinde geniş bir etkiye sahip, çünkü kıdemli Leng Shizhi de orada öğrenciydi. Leng Shizhi üçüncü nesil bir öğrenci olsa da, gelişimi çoktan bölüm lideri amcaların seviyesine ulaştı.”

 

O anda Nan Huairen, Li Qiye’nin yüz ifadesine bakmak için başını kaldırdı, çünkü biliyordu ki iş stratejiye geldi mi, Li Qiye herkesten daha korkutucu biriydi.

 

“Hmm, diğer büyükler buna nasıl tepki verdi?”

 

Li Qiye gülümsüyordu.

 

“Bu konu...”

 

Nan Huairen bir an düşündü. İnsanların düşüncelerini okuyabiliyor olsa da, üçüncü nesil öğrenciler konusunda burnunu sokamadığı çok şey vardı.

 

“Bu çok basit! Birinci büyüğün hala tarikat ustası koltuğu için yarışıp yarışmadığını öğrenmemiz gerek, o zaman adamakıllı bir tahmin yürütebiliriz.”

 

O anda, Tu Bu Yu gelmişti; yürürken konuşmuştu. Bin yılı devirmiş olsa da, bedeni hala sapasağlam genç bir adamınki gibiydi. Yüzünde de her zamanki gibi nazik bir gülümseme vardı.

 

“Devam et dinliyorum.”

 

Li Qiye, Tu Bu Yu’nun sohbete birden dalmasını dert etmemişti ve söylediğinin devamını getirmesini istemişti.

 

Tu Bu Yu gülerek konuşmaya devam etti:

 

“Kıdemli, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda kimse birinci büyük kadar nüfuzlu değil. Kendisi ciddi bir adam, adil davranır ve aynı zamanda önceki tarikat ustasının en yaşlı öğrencisidir. Herkes, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatının tarikat ustası olma fırsatının onda olduğunu söyleyebilir.”

 

“Bizim ustamız önceki tarikat ustasının en yaşlı öğrencisi değil mi?”

 

Li Qiye, Tu Bu Yu’nun söylediklerini duyunca biraz şaşırmıştı. Her zaman şu anki tarikat ustası olan Su Yonguang’un önceki tarikat ustasının en büyük öğrencisi olduğunu düşünmüştü.

 

Yu Bu Yu başını iki yana salladı ve gülümseyerek cevapladı:

 

“Ustanın durumu birinci büyüğün aksine biraz özel. İlk nesil öğrencileri arasında, birinci büyük halef gibiydi. Hatta altı büyük arasında sadece ikinci büyük, birinci büyük ile tarikat ustası koltuğu için mücadele edebiliyordu. Diğer dördü teoride birinci büyüğü destekliyordu.”

 

“O zaman birinci büyük bu konuda ne düşünüyordu?”

 

Li Qiye çenesini ovuştururken sormuştu.

 

Tu Bu Yu da hemen cevapladı:

 

“Herkes Cao Xiong’un tarikat ustası koltuğu için can attığını bilir, ama hiç kimse birinci büyüğün ne düşündüğünü bilmiyor. Diğer dört büyük onu destekliyor olsa bile birinci büyük hiçbir zaman tutkulu bir şekilde kararını belli etmemiştir. Korkarım bu yüzden geçen yıllarda diğer dört büyüğün de duruşu bu yüzden biraz sarsılmıştı.”

 

Li Qiye kışkırtmak ister gibi Tu Bu Yu’ya sordu:

 

“Usta yıllardır dışarıda ve genç kardeş nadiren Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’na uğruyor. Buna rağmen görünüşe göre her şey hakkında bilgin var.”

 

Su Yonghuang burada olmasa bile nasıl hala  pozisyonunu koruduğunu insan merak ediyordu. Li Qiye biraz meraklıydı ama tarikat ustası, Cao Xiong hatta birinci büyük bile çok umurunda değildi. Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nı tekrar diriltmeyi kafasına koymuştu. Bu yolda sözde tarikat ustası Su Yonghuang bile karşısına çıksa onu durduramazdı.

 

“Kıdemli, şaka yapmayı bırakın lütfen. Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı bizim evimiz. Tabii ki içerdeki durumlar hakkında bilgimiz olacak.”

 

Tu Bu Yu nazikçe gülümsedi, sözleri mütevazıydı.

 

Tu Bu Yu konuşmaya başladığından beri, Nan Huairen sessizce dinliyordu. Bin yılı aşkın süredir yaşayan bir canavar, tabii ki Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda olanlar hakkında konuşma yeterliliğine sahipti.

 

Bu adam kesinlikle yaşlı bir tilkiydi! Li Qiye içinden sövse de, sakince gülümseyerek konuştu:

 

“Genç kardeş geri döndüğüne göre, ustanın durumu hakkında herkesten daha çok şey biliyor olmalısın.”

 

Eğer bu ikinci öğrenci zeki biriyse, lafı dolandırmak sadece Li Qiye’nin vaktini harcardı. Doğrudan ana konuya girmesi gerekiyordu.

 

Tu Bu Yu’nun ifadesi hala aynıydı, gülümseyerek cevap verdi:

 

“Kıdemli, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nın ana öğrencisisin ve bizim gelecekteki şanlı günlerimizi temsil ediyorsun. Kıdemli ne der veya söylerse usta buna engel olmaz.”

 

Fena değildi. Laflarıyla bir ileri bir geri gitmekteki bu ustalık… Bin yıllık yaşlı bir tilkiden daha azı beklenemezdi. Li Qiye, Tu Bu Yu’nun sinsiliğinden etkilenmişti. Öğrencisi böyleyse kim bilir ustası, Su Yonghuang nasıl biriydi?

 

Li Qiye de sadece gülümsüyordu. Şu anda Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda başka bir kargaşa çıkarmak istemiyordu. Gelişim seviyesi kabul edilebilir bir noktaya geldiğinde, harekete geçip her şey ile ilgilenecekti.

 

Tu Bu Yu’yu bir kenara koyduktan sonra, Li Qiye doğrudan Nan Huairen’e emreti:

 

“Huairen, git, Temizleyici Yeşim Tepesi öğrencilerinin kullandığı tüm erdem kanunlarını getir. Neyle oynuyorlarmış bir de kendim göreyim.”

 

Nan Huairen hemen emri yerine getirmek için arkasını döndü ve gitti.

 

Ancak Nan Huairen dönmeden önce, Li Qiye birinci büyük ile görüşmeye çağrılmıştı.

 

Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda eskiden binden fazla ana tepe vardı. Ancak şimdi sadece yetmiş üç tepe vardı ve bu tepeler bile solgundu. Tepelerdeki doğal dünya enerjisi yavaş yavaş tükeniyordu.

 

Birinci Büyük Elder Gu, tarikattaki en yüksek ve en enerjili tepeye sahipti.

 

Li Qiye gibi üçüncü nesil öğrencilerin, özel olarak Birinci büyük ile görüşmeye çağrılması genç öğrencilerin gözünde onur duyulacak bir şeydi.

 

Li Qiye rahat bir şekilde salona oturdu ve birinci büyüğün karşısına geçti. Endişe veya gerginlik belirtisi göstermiyordu.

 

İkili uzun süre birbirlerine baktı. Birbirlerinin hareketlerini inceliyor olsalar da kimse ilk hamleyi yapmak istemiyordu.

 

Nihayet birinci büyük daha fazla bekleyemeyeceğini anlayıp iç çekti ve ağzını açtı:

 

“Li Qiye, üst kademedekiler seni anlayamıyor. Eğer diğerleri senin Dokuz Aziz Şeytan Kapısı’ndan olduğunu söylüyorlarsa, o zaman mantıksız bir şekilde küstahsın.”

 

Birinci büyüğün sözleri barizdi, bu yüzden Li Qiye’de bulutsuz bir gökyüzü gibi açık konuşabilirdi. Aldırış etmeden gülümsedi ve konuştu:

 

“Neyi ima ediyorsunuz büyüğüm? Dokuz Aziz Şeytan Kapısı’nın bir casusu olduğumu mu?”

 

“Bu benim onaylayacağım veya reddedeceğim bir şey değil.”

 

Birinci büyük nükteli bir cevap vermişti.

 

Li Qiye bu kelimeleri duyunca gülümsedi. Beklemediği türde bir cevap değildi. Bir süre birinci büyüğe baktı ve sonra konuştu:

 

“Başkalarının nasıl baktığı önemli değil. Buradaki en önemli şey sizin fikriniz. Birinci büyük olarak siz, benim Temizleyici Yeşim Tepesi’ne Dao öğretmem konusunda ne düşünüyorsunuz?”

 

Birinci büyük doğruldu ve bir pencereye doğru gitti. Sessiz bir şekilde orada durdu, bir şey söylemediğinden heykel gibiydi. Bir süre sonra arkasını dönüp Li Qiye’ye baktı ve konuştu:

 

“Ben, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatındaki her şeyi tek başıma yönetemem. Özellikle de böyle bir zamanda.”

 

“Görünüşe göre diğer dört büyüğün tutumları sarsılmış!”

 

Li Qiye gülümsedi ve Tu Bu Yu’nun söylediklerini düşündü. Birinci büyüğün aklındakileri anlamıştı. Dört büyük her zaman Elder Gu’yu desteklemiş olsa bile, uzun zaman geçmesi fikirlerini değiştirebilirdi. Cao Xiong’un tarikat liderliği konusundaki hırsı uzun zamandır biliniyordu. Dört büyüğün düşünceleri değişmese asıl o zaman garip olurdu.

 

“Ben Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda doğdum ve büyüdüm. Ustam benim velinimetimdi. Bana olan nezaketi ağır bir dağ gibiydi.”

 

Birinci büyüğün sesi ağırlaşmıştı, devam etti:

 

“Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’na cennetlerden büyük afetlerin geldiği günleri görmek istemiyorum.”

 

Li Qiye sessizce dinliyordu. Bir süre sonra, birinci büyüğün sesi tekrar duyuldu:

 

“Bizim düşmanımız kendi içimizde olmamalı. Düşmanımız İlahi Tanrı Tarikatı gibi dış mihraklar olmalı.”

 

“Büyüğüm, bana bu labirentte yol gösterin.”

 

Li Qiye başını sallamıştı, nadir görülecek ciddi bir tavrı vardı.

 

Birinci büyük yere oturdu, tükenmiş gibi bir iç çekti ve tekrar konuştu:

 

“Otuz bin yıl önce, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’mız İlahi Tanrı Tarikatı ile savaştı. Başkentimizde ezici bir yenilgiyi tattık ve tarikatımızın bölgesine geri çekilmek zorunda kaldık. Krallıktaki hakimiyetimizi tamamen kaybettik. Otuz bin yıl önce, şimdiye kadar atalarımız kökenlerini bulmuştu. Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’mızın düşüşü kesindi ve durdurulamazdı. Düşüşe geçmiş olsak da, yine de İlahi Tanrı Tarikatı’nın istediği bazı şeylere sahiptik. İlahi Tanrı Tarikatı hiçbir hamle yapmadı. Bunun da bazı nedenleri vardı. Eğer bir gün İlahi Tanrı Tarikatı gizli kozlarımızın olmadığını anlarsa, işte o gün tarikatımızın sonu gelir!”

 

Nan Huairen, daha önce Temizleyici Tütsü Tarikatı ve İlahi Tanrı Tarikatı arasındaki savaştan bahsetmişti. Aslında Li Qiye Kara Karga halindeyken İlahi Tanrı Tarikatı hakkında bazı şeyler biliyordu. Ancak o zaman durumu pek stabil değildi. Dolayısıyla, doğal olarak bu kadar önemsiz konularla uğraşmamıştı!