Bir çocuğun hayatı boyunca anlamsızca arayışı.

Ana karakter kefaret'in doğuşu ilk bölüm.

Küçük bir kıtada, bir krallıkta bir çocuk doğdu.

Bu küçük çocuğun doğumu ile kral 4 günlük şenlik yapma emri verdi.

Kral kraliçe'nin odasına girdi kraliçe'nin beti benzi atmış idi. Kral kraliçe'ye seslendi.

Kral

Helen durumun nasıl.

Helen 

Viktor doğum zor geçti, oğlumuz biraz inatçı idi.

Viktor 

Kraliyet'in şifacılarına sana en iyi ilacı yapmaları için emir verdim. Her şey senin ve oğlumuz için.

Helen 

Viktor seni seviyorum, bana ve oğlumuza bu kadar değer verdiğin için.

Viktor, helenin yanına gitti ve yeni doğmuş çocuğu eline aldı.

Helen 

Ona ne isim vereceksin aşkım.

Viktor

Ona berber isim vereceğiz.

Helen 

O zaman ben ilk ismini vereceğim. Onun ilk ismi kefaret.

Viktor 

Neden böyle bir isim verdin.

Helen 

Ona her ismi ile hitap edildiğinde, dünyanın hiçte toz pembe bir yer olmadığını anlaması için.

Viktor

Tamda senden beklenen bir açıklama. Benim koyacağım isim Cengiz.

Helen 

Demek sende güçlü ve saygı değer bir isim verdin.

Viktor 

Ah senin şu okyanus kadar derin bilgin yok mu,

Boşuna baş büyücü değilsin.

Helen 

Dedi krallığın en güçlü şövalyesi.

Viktor gülümsedi ve konuştu.

Bu günden sonra oğlum kefaret Cengiz kan yürek diye anılacak.

...........

Doğumun üzerinden 2 hafta geçmişti.

Helen baş büyücü işlerini erteleyerek oğlu kefaret Cengiz'e bakıyordu, her gün iyi beslenen Cengiz hızla yaşıtlarına göre daha iri idi.

Helen Cengiz'i emzirmeyi bitirdi ve hizmetçiler den birisine Cengiz'i verdi ve odadan ayrıldı.

Cengiz boş gözler ile hizmetçiye bakıyordu, hizmetçi Cengiz'in sıkılmış olduğunu anladı, Ve Cengiz ile oynamaya karar verdi.

Hizmetçi Cengiz ile ceee oynuyordu eğer birisi bu manzarayı görseydi şoktan ölürdü.

Cengiz kısa bir süre sonra bu oyundan da sıkıldı ve ağlamaya başladı hizmetçi prensi susturmak için kucağına aldı ve poh poh'ladı.

Kral Viktor, odaya girdi manzara karşısında şaşırdı, bir hizmetçi ne cüretle prense bu kadar yakın davranırdı. öfkeden deliye dönen kral sesini yükselterek konuştu.

Viktor 

Sen ne cüretle prense samimi davranırsın, muhafızlar bu yerini bilmezi hapishaneye atın cezası 7 günlük gıdasızlık.

Muhafızlar hizmetçiyi zorla sürükleyerek götürüyordu.

Hizmetçi

Kralım beni affedin, sadece prensi rahatlatmak için yaptım efendim.

Kralın gözleri buz kadar soğuktu, sanki hizmetçinin sözleri krala hiç ulaşmıyor gibi idi.

Kefaret ağlamaya başladı sesi adeta kulakları tırmalıyordu, kral ne yapacağını şaşırdı çocuk konusunda hiçbir bilgisi yoktu.

Viktor

kraliyet'in ebesini çağırın hemen.

Viktorun sözleri büyük bir öfke ile ağzından çıktı.

Hemen odaya ebe daldı ve durumu hızla analiz etti. Ebe bildiği tüm samimiyetsiz teknikleri denedi ama sonuç faydasız idi.

Ebe kralın öfkesini fark etti ve korkudan dizleri titremeye başladı.

Kral Viktor elinden bir şey gelmediğini anladığı vakit, yaptığı kararın yanış olduğunu anladı.

O hizmetçiye ihtiyacı vardı.

Kral

O hizmetçiyi geri getirin.

Muhafızlar kralın öfkesinin farkında idi,

hemen hizmetçi odaya getirildi.

Kral konuştu 

Eğer kefaret'in ağlamasını durdurabilirsen seni kefaret'in özel hizmetçisi yaparım.

Hizmetçi eğer bu işi başarırsa prensin özel hizmetçisi olacaktı. 

bu hizmetçiyi kralın özel hizmetçisi den bir tık altı bir konuma sahip olacağı anlamına geliyor du.

Hizmetçi Cengiz'i kucağına aldı ve poh poh'lamaya başladı.

Yeri göğü çınlatan ses kesilmişti yerini sessizlik almıştı.

Kral 

Eğer ona en küçük bir şey bile olursa. benden kolay bir ölüm bekleme hizmetçi.

Dedi ve odayı terk etti hizmetçi üzerindeki korkuyu atarak kefaret'in bezini değiştirdi ve beşiğe yatırdı.

Viktor, Helenin yanına gitti, Helen konuya girdi.

Helen

Neler olduğunu duydum.oğlumuz için endişeli olduğunu anlıyorum ama yaptıkların fazlası ile abartılı, kendine gel.

Viktor 

Biliyorum, biliyorum hatalıyım. bir anlık öfke ile hareket ettim. 

Helen 

Neyse bu konuyu unutalım asıl konuya geçelim,

Kefaret'in testini şimdiden yapmalıyız ve onu yeteneğine göre eğitmeliyiz.

Viktor

O zaman yarın öğlen saatlerinde teste başlayalım.