Likras sarsıntı ile uyanmak zorunda kaldı. Hiçbir şey göremese de rutubetli ancak ferah bir oda da olduğunu hissedebiliyordu.

Vücudunda ki küçük yaraların neredeyse hepsinin gittiğini hissedebiliyordu, her ne kadar kaşımak istese de kollarını hareket ettiremediğinden sadece boş boş beklemek zorundaydı.

Vücudunda kalp hizasının yanından bir alet bağlamışlardı, içinde yaraların iyileşmesini hızlandıran bir sıvı olması gerektiğini düşündü.

Kaşıntı ve düşüncelerle geçen 1-2 saat sonra ansızın ayak sesleri ile demir kapının açıldığını duydu.

Ayak seslerinden anladığına göre gelen 6 kişi olmalıydı. İki tanesi yere daha sert bastığı için onlara güvenlik elemanları olduğunu düşündü.

Likras'ın önünden bir tanesi hariç hepsi durdu. Diğeri düz uzun demir masanın üstünden bir hançer, küçük bir iğne, ve ip aldı.

Likras'ın önüne geldikten sonra hiç konuşmadan kulağına doğru bir hamleyle içine bir sıvı batırılmış bir pamukla kulağının zarını delerek ostaki borusuna sıvıdan damlamasını sağladı.

Likras acıdan dolayı kasılmalar yaşasa da adam sabit bir suratla devam etti.

Sağ kolunun deltoit kısmını hançerle kesik atarak ince iğneyi bir kas kümesine doğru itti, iğneyi iskelet kasına doğru saplandı. Saplandığı anda Likras acıdan dolayı gözünden yaşlar geldi bağırmak istedi ancak güvenlik görevlisi boğazına kesme hareketi yaparak nefes almasını ve bağıramamasını sağladı.Bu sayede doktorun dikkati dağılmamış oldu.

Doktor iğneyi hızla çıkartırken aynı anda delinen kasın içine çok ufak bir boncuğumsu bir kristal attı.

Bunu yaptıktan sonra hepsi aynı anda başlarını sallayarak çıkmaya başladılar.Likras'ı tedavi eden doktor kapıdan çıkarken ''gözlerin için yapabileceğim bir şey yok gözlerin için bir şey istiyorsan umudunu ustaya sakla ''dedikten sonra kapıdan çıktı .Diğer güvenlik kapıyı kapatıp kitledi.

Ayak seslerini duydukça Likras acı ile başa çıkmaya çalışıyordu ancak bunu beceremeyip ağlamaya ve sinirini atmak için bağırmaya başladı.Ancak ne uyaran oldu ne de gelen.Bu yüzden çaresizce ne yaptıklarını düşünmeye çalıştı 'Neden bizi iyileştirdiklerini anladım ancak nasıl yaptılar bunları,ben nasıl bir yere düştüm böyle' çaresizce söylense de bir faydası olmadığını bildiğinden düşünmeyi bıraktı.

....Likras aradan kaç saatin geçtiğini bilmese de gene taşındığını hissediyordu.

Konuşmaya çalışarak ''bu sefer nereye gidiyoruz söyleyebilir misiniz '' diye sordu

Ancak aldığı tek cevap sessizlik oldu.

Tahminine göre geçen sefer iyileştirdiklerine göre bu sefer deney odasına gidiyordu. Bunu düşününce kalbi istemsizce daha hızlı atmaya ve yeni yeni iyileşen kasları kasılmaya başkadı.

Bunu farkeden bir görevli

''Sakin ol velet yoksa kalp krizinden gideceksin ''diyerek durumu ile dalga geçti

Likras gerginliğini azaltmak için soru sormak istedi ancak cesaret edemedi.

Sonunda birden durdular 

Likras 3 tane daha nefes alışverişi  duyuyordu ancak bunlar bir insanın olamayacak kadar hafif hissettiriyordu.

Likras'a eşlik eden görevlilerden birisi öne çıkarak ''Usta müsaitse getirdik'' diyerek öne doğru hafif eğildi.

Hafif nefes alan nöbetçiler arkasını dönerek kapıyı tıklattı ve içeriden ses bekledi 

1-2 dakika bekledikten sonra rahatsız edecek derecede sakin bir ses duyuldu 

''Değiştirebilirsiniz''

Hemen nöbetçiler kapıyı açtı içeride kanlar içinde delirmiş ifadesi olan bir adamı alarak yeni gelenlere teslim ettiler

Likras'ı ise sedyesinden iterek ''Usta''nın önüne bıraktılar ardından kapıyı kapatıp biraz uzaklaştılar.