3.bölüm: Antreman bitişindeki garip olay

GAZARNA yazan ATEM78
avatar
376 1

GAZARNA - 3.bölüm: Antreman bitişindeki garip olay


3.bölüm

 

Rong’un bağırmasını duyan iki dost pozisyonlarını koruyarak hızla birbirlerine ilerledirler. ilk hamleyi sağ kroşesi ile yutba yaptı. Ame’nin yanağına doğru gelen yumruğu ame kafasını geri çekerek pozisyonunu bozarak atlatabilmişti.

Kafasını geri çekerken ellerini de başının üstüne getiren ame elleriyle yerden destek alarak yutba’nın karnına tekme attı. Karnına aldığı güçlü tekmeyle nefessiz kalan yutba pozisyonunu bozarak bir adım geriye sendeledi ama zaman kaybetmeden yere eğilerek Ame’nin kollarına hilal şeklinde güçlü bir tekme atarak onunda dengesini bozdu. Yediği tekmeyle tepe taklak olan Ame geriye sıçrayarak ayaklandı yutba da aynı şekilde yerden sıçrayarak eski dik pozisyonunu aldı.

 

Köşeden maçı izleyen rong İki dostun bu kadar hızlı reaksiyon gösterdiğini görünce eğitimlerinin işe yaradığını düşünerek yutba ve ame’nin duyamayacağı kısık bir sesle konuştu.

-Eğer böyle devam edebilirlerse sonunda bensiz devam edebilirler.

 

Rong’ un mırıldanmasını  duymayan yutba ve Ame sessiz bir şekilde bir birlerine odaklanmış ikinci hamleyi kimin yapacağını bekliyorlardı  yutba ame’yi kışkırtmak amacıyla konuşmaya başladı.

-Ame hadi seninde hareketlerini görmem gerek kaçmasana

-Daha düzgün yumruk atamıyorsun neden kaçıyım ki sen neden gelm…

Ameyi sözlerle yenemeyeceğini fark eden yutba ame’nin sözünü bitirmesine izin vermeden ayağını kaldırarak göğsüne tekme savurdu. Kelimeleri yarım kalan ame iki kolunu da çapraz yaparak gelen tekmeyi blokladı ama Gelen tekmenin kuvvetiyle anlık olarak sersemledi.

-ıghh vay hain beni oyalıyordun demek.

- hain demezsek yalnız nede olsa senden öğrendim bunu daha önceki maçlarımızda beni yenmek için kullanmıştın.

 

Bu zamana kadar Yutba kaba kuvvet olarak Ame’den üstün olsada Ame kıvrak zekasıyla üstünlük kurabiliyordu. Yinede her maçlarında yutba maçlarından ders çıkararak tecrübe ediniyordu ve bu deneyimlerini kullanmaktan geri kalmıyordu.

Ame karşısındaki yutba’nın daha fazla üstünlük sağlamasına izin vermeden çapraz yaptığı kollarını açtı sendelediği yerden sıçrayarak yutbaya sol eliyle aparkat salladı. Aşşağıdan çenesine doğru hızla gelen aparkatı fark etsede kaçacak zamanı olmadığını fark eden yutba yumruğu dirseğiyle bloklayıp diğer eliyle ame’nin sağ elini tuttu ve ters dönerek ame’yi havadan 180 derece döndürüp yere vurdu.

Vuruşun şiddetiyle Ame den sadece ‘ağhh’ diye bir ses duyuldu. Bunu duyan yutba kazandığını düşünerek derin bir nefes alıp arkasını döndü biraz ilerlemişti ki.

-Daha bitmedi rakibinin yenildiğine emin olmadan nereye gidiyorsun.

Ame’nin konuştuğunu duyan yutba iç çekerek arkasını döndüğünde elbiseleri toz içinde nefes nefese bir durumda kalmış olan ama dövüşmeye ilk başladıkları dövüş pozisyonunu almış bir şekilde ellerini sıkmış ayakta bekleyen halini görünce gülümsedi ve alaycı bir şekilde konuştu.

-Bitik durumdasın hala neden pes etmiyorsun kardeşim hem daha fazla canını yakmam hahaha

-Benden sana bir ders olsun kardeşim bu sözü aklına kazı ‘kazananlar asla pes etmeyenlerdir’.

 

Ame sözünü bitirir bitirmez sıktığı elleriyle birlikte yutbaya doğru koştu aynı şekilde yutbada ona doğru koşmaya başladı. Ame aralarındaki mesafe kapanınca aldığı hızla yüzüne hızla bir yumruk salladı. Gelen yumruğu gören yutba hızla durarak kafasını geriye doğru çekti, yumruk kafasının üstüne geldiğinde Ame’nin eli açıldı elinin içindeki kumlar yutbanın kafasına dökülüp gözlerine girdi. Gözlerine kum giren yutba dengesini kaybederek yere düştü.

-ağhhh “kazananlar pes etmeyenlerdir” derken mertçe dövüşeceğini sanmıştım lan.

 

Yutbayı duyan Ame’nin yüzü umursamaz bir ifade aldı kaşlarını iki yana germiş, iki elini de açmış, yüzünde hafif bir gülümsemeyle yerde kıvranan yutbaya amcalarının sözünü hatırlattı.

 

-Rong amcanın dediklerini hatırlıyorsun “savaşta her yol mübahtır” herhangi bir savaşta düşmanlarının seni ya ne mert adam bu be deyip öldürmeyeceklerini mi sanıyosun lan gevşek

.

Rong kavganın artık sonlandığını düşünerek yaslandığı yerden kalkıp çocukların yanına gitmeye başlamıştı, yutba ise yerde “aghh gözlerim “diye sızlanıyordu ama garip bir şey oldu yerde yatan yutba’nın öfke dolu sızlanmaları yerini acı dolu çığlıklara bıraktı bu sırada kafasından iki tane siyah boynuz çıkıyordu. Çıkan boynuzlarla birlikte yutbanın etrafında yavaşça koyu yeşil bir enerji dolaşmaya başladı ve sayıklanmaları acı çekişmeye döndü. Az önce hava atan Ame hemen amcasının yanına koşup amcasının arkasına saklandı bir kafasıylada yutbayı izliyordu.

-amca yutbaya ne oluyor birden yarı canavara benzemeye başladı etrafındaki yeşil enerji senin bize gösterdiğin aura değil mi.

 

Rong dona kaldı sonrasında aklına bir şey gelmiş gibi hemen boynundan bir kolye çıkardı. Kolye ince bir demir içinden geçirilmiş kırmızı zümrütten ibaretti ancak demirde anlam verilemeyen şekiller bulunuyordu aynı zamanda zümrüt ince dikey bir taştantan oluşuyor ama alt kısma doğru hafif bir sivrilik alıyordu.

-Amca bu kolye ne çok güzel gözüküyor ama ne işe yarayacak ki.

 

Rong, Ame’yi duysada aldırış etmeden yürümeye başlayıp yerde acı çeken yutba’nın yanına gelir gelmez kızıl aurasını kullanıp yutba’nın yeşil aurasını bir miktar bastırdı zaten bu baskıda yutbaya kolyeyi takması için yeterliydi kolyeyi takar takmaz kolye parlamaya başladı demir kısmındaki yazılar turuncu renkte ışık yaymaya başladı. Işığı gören rong hızla geri çekildi aurasını kesti. Kolyeden ufak bir enerji patlaması geldi sonrasın da ise Yutba’nın aurası hızla kolye tarafından emildi acıyla bağıran yutba olduğu yerde bayıldı. Olanları gören Ame ne anlam vereceğini bilmiyordu kendisinin akıllı olduğunu biliyordu ama bu olanları o bile açıklıyamıyordu şaşkınlık içinde sadece amcasına bakmakla yetiniyordu. Rong’un yüzünü ciddi bir ifade almış kaşlarını çatmış düşünür bir hal vardı. Yavaşça yutba’nın yanına gelerek onu kucağına aldı Ame’nin yanına geldi ve yutbayı yere bıraktı.Sonra dudaklarından sakin ve düşünceli bir ses çıktı.

 

-Gel buraya yutbayı sırtlayıp eve git. Beni bekleyin asla dışarı çıkmayın tamam mı?

-Tamam amca

Ame tamam der demez Rong’un etrafında kızıl aura hızla yükseldi ve etrafını kapladı ancak Rong bir anda yok oldu sadece yukarı doğru hafif bir şekilde kızıl aurası gözüküyordu.

Rong'un gözlerinin önünden yok olduğunu gören Ame sadece şaşkınlıkla kala kalmıştı,Rong'un dedikleri aklına gelir gelmez, kendisine bir tokat attı  kafasını iki yana salladı. Yerde bilinçsiz şekilde yatan yutbaya odaklandı, yavaşça eğildi kollarını tuttu ve boynuna doladı. Yavaşça ayağa kalktı ve hızla eve doğru gitti.

Evin kapısını tekmeleyerek açtı, kapıdan girişte sağda kalan odaya girdi, yatağın önüne gelerek arkasını döndü ve yutbayı yatağın üstüne attı.

 

-hayvan gibisin lan kaç kez sana az ye dedim.

 

Arkasına döndü yorganı çekiştirerek hızla yutbanın üzerini örttü ve ayaklanarak kapıya gidip kitlemeye başladı. Bu arada rong’un dediklerini düşünüyordu cidden amcalarını bile bu kadar tereddüt ettirecek ne olabilirdi, yutbaya ne olmuştu, güzel görünümlü kolye neydi bunlar kafasını kurcalayıp duruyordu. Bunun devam edemeyeceğini düşünüp yemek yemek için mutfağa gidip etrafı aradı.

-yutba bugün yok bakalım neler yapabilirim.

 

Mutfakta domates, soğan ve salatalık buldu bunları kabaca doğrayıp ekmeğin arasına dizdi hafif tuzlayarak afiyetle yumuldu. Yemek yerken bile bu sorular kafasını kurcalıyordu yemeğini yedikten sonra yutba’nın yanına gelip yere oturdu. Bugün öğrendiği mana kontrolü için meditasyon yapmaya koyuldu, gözlerini kapadı, nefes alışverişini derinleştirdi, hafızasını tazeledi tam manasıyla mana ya kendini odakladı.

 

O sırada bilinçsiz halde yatan yutba’nın ruhunda garip şeyler oluyordu.

-Kimsee varmııı, nerdeyim ben.

 

Yutba gözünü açtığında direk kendini burada bulmuştu, etraf loş bir şekilde ışıklıydı ancak gözleri yine de her şeyi görebiliyordu. Az önce Ame ile kavga ediyorlardı ancak hiçbir yeri acımıyordu sanki hiç dövüşmemiş gibiydi. Etrafa seslenmesine rağmen kimse karşılık vermiyordu biraz ilerleyip sağına soluna bakınmaya başladığı gibi önünde bir taht belirdi. Tahtta bir kadın oturuyordu yutba’nın onu görmesi üzerine ayağa kalktı. Tahttan kalktığı gibi taht yok oldu. Bu kadının üzerinde savaş zırhına benzer bir zırh vardı. Kırmızı saçları bacaklarına kadar uzanıyordu, aynı şekilde sırtından simsiyah iki tane kanat çıkmış ve heybetli şekilde açılmışlardı. Yüz hatları gibi sivri kulaklara ve sapsarı gözlere sahipti. Yutba ilk gördüğü anda nutku tutulmuştu bu kadar heybetli ve güzel duran kadın da kimdi. Yutba’nın ağzından istemsizce kelimeler döküldü.

- Çok güzelll

 

Bunu duyan kadının yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Yüzünde beliren gülümseme ile sanki heybetli ve korkutucu duran ifadesi bir melekmişçesine narin duruyordu. Yavaşça yutbaya yürümeye başladı. Kadının güzelliğine takılı kalan yutba kendine doğru gelindiğini fark edince irkilerek yere düştü ve geri kaçmaya yeltendi. Bunu fark eden kadının yüzündeki gülümseme kayboldu onun yerini özlem ve keder dolu bir bakış aldı içten ve narin bir sesle konuştu.

- Ne kadar da büyümüşsün.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr