Bölüm 27: Katliam

avatar
4892 7

God and Devil World - Bölüm 27: Katliam


 

Çeviri: wizard Düzenleyen: Kharsmi

 

“Özür dilerim Yue. Ben yanılmışım!” Vahşi hayvanlar gibi bakan bu çeteye bakarak Chen Yao pişmanlık gözyaşlarıyla Yue'den özür diledi.

 

Wang Zhiguang Chen Yao'ya baktı ardından kaşlarını çatarak Yue'ye doğru bağırdı ”Siz 3 erkek çantalarınızı atın aksi takdirde ölümünüzü garanti edersiniz.”

 

Wang Zhiguang emir vererek Yue'nin grubuna doğru konuştuğu sırada haydutlar salyalarını gizlemediler. Yue'nin grubu çok gergindi çünkü ondan fazla beyzbol sopalı adam agır bir baskı hissettiriyordu.

 

Yue gözlerinde soğuk bir bakış ile yavaşça “Hemen silahlarınızı bırakın ve burayı terk edin!” dedi.

 

“S****r! Hepiniz! Üçünü de öldürün!” Wang Zhiguang'ın gözlerinde öldürme niyeti ortaya çıkarken yüksek sesle bağırdı ve ardından Yue'ye doğru saldırıya başladı.

 

Wang Zhiguang liderliğinde haydutlar kırmızı gözlerle Yue'nin grubuna hayvanlar gibi saldırıya geçti.

 

“Lanet olsun!” Yue arkasından kılıcını çıkardı ve hızlıca ileri atılarak Wang Zhiguang'ın vücuduna kılıcıyla çapraz bir darbe attı.

 

Yue şuan ki çeviklik ve gücü ortalama bir kişiden yüksekti ve Wang Zhiguang'ın tepki için herhangi bir şey yapamamıştı. Wang Zhiguang'ın başı bedeninden ayrılmış bedeni yere düşmüş etrafa kan sıçramıştı.

 

Kan Yue'nin vücuduna da sıçramıştı ve Yue ilk kez bir insan öldürmüştü.

 

Bu sırada haydutlar gözleriyle gördüklere sahneye inanamıyorlardı. Wang Zhiguang haydutların lideriydi. Korkusuz ve acımasızdı. Hatta 4 veya 5 zombi ile savaştığını görmüşlerdi. Bu nedenden olayı hiçbir haydut ona denk değildi. Onlar Wang Zhiguang'ın Yue tarafından öldürüleceği düşünemiyorlardı.

 

Wang Zhiguang'ın başını kestikten sonra Yue durmadı ve bir adım ileri atarak iki haydutun kolunu kesti. Haydutların kolları kesilince kan tekrardan etrafa sıçramaya başladı.

 

Aynı sırada örtü ile gizlenmiş Beyaz İskelette gizlendiği yerden çıkmış ve bir vuruşta hemen bir haydutun kafasını uçurmuştu. Her yer kan olmuştu.

 

"Ah!"

 

"Ah, çabuk kaçın!"

 

Yue'nin cüretkar davranışlarını görünce haydutlar kaçmaya başladılar. Haydut grubu herhangi bir özel eğitim almamış kalabalık bir gruptan oluşuyordu. Üstüne liderlerin ölmüştü ve bu da onların savaşma isteğinin kaybolmasına neden olmuştu.

 

“Kaçmayın! Hep birlikte onları öldürerek patronun intikamını almalıyız!” diyerek kızıl gözlü haydut bağırmaya başladı.

 

Yue gözlerinde soğuklukla anında bir flaş ile haydutun önünde belirip çapraz bir saldırıyla başını gövdesinden ayırdı. Ardından yere düşen haydutun vücudundan kanlar akmaya başladı.

 

Haydutların ele başları ölmüş ve geriye kalan haydutlarda Yue ile mücadeleye girmeye isteksiz olduklarından kaçmışlardı.

 

"S****r! Cehenneme git!" Wang Zhiguang'a sadık olan iki haydut motorsikletlerini Chen Yao ve Ji Qing Wu'ya doğru sürmeye başladılar.

 

Ona doğru gelen 2 motorsikletliyi görünce Chen Yao korkudan donmuş bir inç bile hareket edememişti.

 

Bir motorsikletli ona çarpmak üzere iken Ji Qing Wu Chen Yao'yu iterek motorsikletlinin ona çarpmasını engelmişti.

 

Ama hemen ardından diğer motorsikletli Ji Qing Wu'ya saldırmıştı ve Ji Qing Wu ağız dolusu kan kusarak yere düştü.

 

“Qing Wu!!!” Chen Yao aniden tiz bir ses çıkararak Ji Qing Wu'nun ölü mü yoksa canlı olduğunu bilmeden Ji Qing Wu'ya doğru yerde sürünmeye başladı.

 

Diğer taraftan Yue'nin emri ile Beyaz İskelet koşmaya başladı. Ardından baltasını salladı, Haydut kesilerek iki parçaya ayrılırken bağırsakları zemine sıçradı.

 

“Ah!” aniden öldürülen haydutun üst vücudu yere düşerken çıkardığı son ses olmuştu.

 

Beyaz İskelet tarafından ikiye bölünen haydutu gören diğer haydutlar artık Yue'ye karşı herhangi bir hareket yapmaya cesaret edememişlerdi. Hepsi hemen motorsikletleri ile hızlıca bir şekilde kaçmaya başladılar.

 

Lu Wen bu korkunç sahneyi izlerken, yüzü soldu ve kusmaya başladı. Her ne kadar o küçük cadı olarak bilinse de hiç bu derece dehşet verici bir sahne görmemişti. Zombileri öldürmek zaten onu hasta ediyordu ve bu sefer insanlar öldürülmüştü.

 

Chi Yang, kanlı olay yerine baktı, yüzü solgundu ama o zihinsel olarak güçlüydü yani çok sarsılmış değildi.

 

Motorcu haydutlar gözden kaybolduktan sonra Yue, Ji Qing Wu'nun yanına doğru gitti.

 

Chen Yao çaresizce Yue'nin kolunu tuttu ve dedi ki: ”Boo, hoo, hoo!( ağlama efekti ing olduğu gibi bıraktım) Yue sana yalvarıyorum Ji Qing Wu'ya yardım et. Onun hayatını kurtar. Lütfen! Boo, hoo, hoo! Hepsi benim hatam, onun bu hale gelmesine ben neden oldum.” Dedi.

(DN: Bilmen iyi bir şey)

 

"Sessiz!" Yue kaşlarını çattı ve bağırdı.

 

Chen Yao hemen ağzını elleriyle kapatarak, alçak sesle hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

 

Yue,  uzanıp Ji Qing Wu burnundan nefesini kontrol etti ve sonra hemen dedi: "O ölü değil. Wen Wen buraya gel ve küçük şifa becerisi onun üzerinde kullan. ”

 

Lu Wen, Ji Qing Wu'nun vücudu üzerine ellerini koymak için solgun bir yüz ifadesiyle yürümeye başladı. Ellerinden çıkan beyaz ışıklar Ji Qing Wu'nun vücuduna doğru akmaya başladı.

 

Ji Qing Wu bir süre sonra yavaş yavaş gözlerini açtı. Yüzü hala solgundu.

 

“Çok iyi! Qing Wu, neyse ki iyisin.” Ji Qing Wu'nun gözlerini açtığını görünce Chen Yao hem kucakladı ve yüksek sesle ağlamaya başladı.

 

Chen Yao'yu böyle görünce Ji Qing Wu'nun gözlerinde duygulanma belirtisi göstermeye başladı.

 

Yue kaşlarını çattı ve şöyle dedi: ”Chen Yao benim için sessiz ol. Ji Qing Wu'ya sormam gereken bir şey var.”

 

Chen Yao hemen ağlamayı kesti, ama yine de Ji Qing Wu'yu tutmaya devam etti.

 

Yue, Ji Qing Wu'ya baktı ve derin bir sesle dedi ki: ”Birden fazla yaralanma var, Dövüşmen mümkün değil gibi ve sanırım Lu Wen'in becerisi seni tamamem iyileştirmemiş, doğru mu?”

 

Ji Qing Wu'nun vücuduna baktı ve kaşlarını kaldırdı ardından zayıf bir ton ile dedi ki: ”Yaralarımın hafif olduğunu sanmıyorum en azından birkaç kemik kırığım olduğunu tahmin ediyorum ve doktorumuz olmadığından en azından bir ay için dövüşebileceğimi zannetmiyorum.”

 

Ji Qing Wu'nun sözlerini duyan Chen Yao bir korku duygusu hissetmeye başladı. Ji Qing Wu'nun koruması olmadan o bu dünyada hayatta kalması için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Wang Zhiguang ve diğer haydutlar bugün ona zulmü göstermişti.

 

Ji Qing Wu sözlerini bitirdikten sonra gözleri ile Yue'nin tepkisini görmek için baktı. Çünkü dünyanın değiştiği günden sonra kimsenin yük oluşturacak birini yanında tutmak istemeyeceğini düşünmeye başlamıştı zihninde.

 

Chen Yao, Yue Zhong'un karşısında durarak ”Ben Ji Qing Wu'nun savaştaki yerini alırım! Ben araba sürerim ve yemek pişiririm. Ne söylersen söyle, kesinlikle dinleyeceğim. Lütfen bizi bırakma!”

 

“Terk etmekten bahseden oldu mu? Sadece durumunu öğrenmek istedim, sürücü koltuğuna geç.” Yue kaşlarını çattı ve ardından Ji Qing Wu'nun vücudunu kaldırıp okul otobüsüne doğru yürüdü.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44254 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr