Bölüm 90: Lin Jun

avatar
4316 6

God and Devil World - Bölüm 90: Lin Jun


 


Çeviren ve düzenleyen: Arthas

 


Yoğun bir ısı dalgası Yue’nun bedeninde düzenli gürleyerek ve kıvrılarak yükseldi ve Yue’nun bedenini uzunca bir süre kaynattı. Oldukça yoğun bir terleme sonucunda kavurucu ısı dinmeye başladı.


“8 Vitality ve 2 Strenght kazandınız.”


Tatlı bir ses Yue’nun zihninde yankılandı.


“Bu tarz şeyler daha güçlü olmak için yenilebiliyor mu? Daha önceden öldürdüğüm tüm canavarlar içlerinde böyle bir şey saklıyor muydu?”


Yue zihnindeki sesi duyunca bir sevinç patlaması yaşadı. Daha fazla enerji harcayarak yılanı parça parça kesmeye başladı. Ama ne kadar ararsa arasın, nerede ararsa arasın boncuklardan başka bir tane daha bulamadı.


Yue ellerini temizledikten sonra Da Gouzi’yi çağırttı ve “Yanına birkaç adam ve biraz silah al ve cephanelikte öldürdüğüm birkaç mutant canavarın cesetlerini getirin.” dedi


Da Gouzi merakla “Neden onları getiriyoruz?” dedi.


Yue “Eğer yılanın eti yiyebiliniyorsa onların da eti yenilebilir.” dedi.


Da Gouzi ellerini çarparak “Kardeş Yue, gerçekten oldukça ileri görüşlüsün! Bilgeliğin ve deneyimliliğin seni oldukça sıra dışı yapıyor!” dedi.


Yue “Bunun yapılmasını hemen istiyorum!” dediğinde Da Gouzi ona baktı ve hafifçe kaşları çatıldı. Hızlıca bir emir vererek yanına birkaç adamı da alarak dışarı çıktı.


Yue, Da Gouzi’yi gönderdikten sonra atış talimi yapmak için köyün dışına çıktı.


Basit bir atış talimi alanı köyün yakınlarında kurulmuştu. Chi Yang ve Yue her gün buraya talim yapmak için geliyordu. Daha önce hiçbir resmi göreve çıkmamış olanlar da buraya gelip talim yaparlardı.


Peng! Peng! Peng!

(Silah sesi efekti onlar. :)


Yue 81 tip silahını tuttu ve yüz metre uzaktan hedefe doğru altı kere ateş etti. Altı kurşunun da hepsi hedefi tam ortadan vurmuştu.


Yue vurduğu hedeflere bakarken “Silah Kontrol yeteneği gerçekten de pratik. Gidiş rotası inanılmaz. Yeteneği öğrenmeden önce sadece başlangıç seviyesindeydim ama bir gece de bir profesyonele dönüştüm.” diye düşünmeden edemedi.


(ÇN: Konuşmayayım konuşmayayım diyorum ama Allah bilir kaç kez daha bu cümleyi çevireceğim.)


Yue silahını indirince orada ne kadar süredir durduğu belirsiz olan Gou Yu ona bir şişe su uzattı.


Yue suyu içerken “İşlerin nasıl gitti?” diye sordu.


Gou Yu başsını salladı ve “Tatmaya gönüllü olanlar ve terziler çoktan bulundu. Ama yılanın derisiyle uğraşmak çok zor. Normal mutfak bıçakları onu kesemiyor.” dedi.


Yue silahını astı ve “Biliyordum. Hadi gidelim.” dedi ve Gou Yu ile birlikte Zhang Xiang’ın villasına doğru ilerlemeye başladı.


Dört kadın ve sekiz erkek Zhang Xiang’ın villasının girişinde duruyordu. Yue’nun oraya doğru geldiğini görünce saygıyla eğildiler ve “Kardeş Yue!” diyerek onu selamladılar.


Gou Yu kar beyazı tenli, bir bluz ve kot pantolon giyen kadını işaret ederek “Bu kadın Zhu Di. Kendileri Lei Jiang şehrinin SIFM mağazasının kıyafet tasarımı yöneticisiydi.” dedi.


Yue, Zhu Di’ye bakınca onun Zhang Xiang’ın kendine aldığı kadınlardan biri olduğunu fark etti.


Zhu Di, Yue ya baktı ve dikkatlice “Merhabalar Kardeş Yue! Size ne tür bir kıyafet istediğinizi sorabilir miyim? Kolsuz gömleklerden mi yoksa daha çok tişört benzeri bir şey mi?” dedi.


Z-Çağından önce Zhu Di gururlu, kibirli ve başarılı bir kadındı. Fakat Z-Çağında Zhang Xiang’ın eline düşünce ve tüm o acımasızlıkları tadınca daha ihtiyatlı ve kendinden büyük statüsü olanları kızdırmaya cesaret edemeyecek birine dönmüştü.


Yue kadına dönerek “Tüm vücudu örtecek bir kıyafet dizisi ve uzun pantolonlar.” dedi.


Zhu Di eline kağıt kalem alıp hızlıca çizdiği bir taslağı göstererek “Bunun gibi bir şey mi?” dedi.


Yue taslağa baktıktan sonra Gou Yu’yu göstererek “Bunun gibi yapın o zaman! Önce Gou Yu ve benim için birer set yapın ardından bir sıra oluşturun. Kesim işiyle ben ilgilenirim.” dedi.


Zhu Di, Gou Yu’ya hafifçe kıskanarak baktık ve hemen ardından saygı dolu bir şekilde “Tamam Kardeş Yue!” dedi.


Zhu Di bu çağın zalimliğini ilk elden tatmıştı ve kıyafet için harcanacak malzemelerin değerini oldukça iyi anlıyordu. Yue’nun bunu Gou Yu için istemesinin anlamı onu korumak istediğinin farklı bir göstergesiydi. Zamanı geldiğinde bu kıyafetler insan hayatını kurtarabilirdi.


Yue’nun sözlerini duyan Gou Yu’nun kalbi mutlulukla doldu. Yue’ya bakarken gözlerindeki sevecenlik oldukça belliydi.


Zhu Di çizeceği ölçüleri almak için şerit metreyi aldı ve yılanın derisine çizmeye başladı.


Diğer tarafta sekiz erkekte yılanın etini yedikten sonra olacaklar konusunda oldukça endişeliydi. Bu adamlar Yue’nun emri ile bir yerlere kilitlenmişlerdi. Karşılarında mutasyona uğramaya başladıkları an kafasını koparmak üzere bekleyen ve elindeki İmitasyon Tang Kılıcı ile oldukça tehditkar duran Yue vardı.


Sekiz adamda Yue’nun elindeki kılıca baktı. Kalpleri baskı altında eziliyordu. Dönüşmekten ve Yue tarafından kafasız bırakılmaktan ölesiye korkuyorlardı.


Tanrı ve İblis Sisteminde virüs bulaşan insanların en fazla dayanma süresi bir saatten azdı. Yue, Chi Yang ve Ji Qing Wu’nun değişimli gözlemiyle geçen yirmi dört saatin ardından herhangi bir anormallik görülmeyince Yue sonunda etin yenilebilir olduğuna karar verdi.


Süre yirmi dört saate ulaşınca Yue, adamlara dönerek “Ayrılabilirsiniz.” dedi. Sekiz adamın yedisi kendi paylarına düşen beş kilogram pirinç ve beş kilogram yılan etini taşıyarak gitti. Bu onlara bir düzine gün yetecek kadar yiyecek demekti. Ayrıca yiyecek kabul ettikleri sürece birkaç kadınla oynamakta hiç problem değildi.


Yue ayrılmayan yirmi dört yaş sularındaki adama dönerek “Neden ayrılmadın? Sana, söz verdiğimiz gibi, erzağını verdik. Daha fazla alamazsın.” dedi.


Adam Yue’nun önünde diz çökerek “Kardeş Yue! Benim adım Lin Jun! Herhangi bir erzağa ihtiyaç duymuyorum! Lütfen beni askerlerinizden biri yapın. Lütfen beni sizi savaş alanında izlemem için görevlendirin!” diye bağırdı.


Yue gözlerini adama dikerek sakince “Eğer beni savaş alanında takip etmek istiyorsan bu erzakları al ve takım kaptanlarına git. Bunları onlara giriş hediyesi olarak vermek istediğini söyle. Seni kabul ettiklerinde harici personel olarak işe başlayabilirsin.” dedi.


Liu Jun gülümsedi ve “Kardeş Yue! Bunu çoktan yaptım ama benim gereksinimleri karşılamadığımı söylediler. Ben çok kısa ve küçüğüm ayrıca çok fazlada güçlü değilim!” dedi.


Yue’nun elindeki erzaklar sınırlıydı ve de alabileceği militan sayısı da sınırlıydı. Doğal olarak takım kaptanları takımında güçlü kişileri istiyordu. Doğal olarak küçük ve zayıf kişiler değerlendirilmeye alınmıyordu. Ayrıca insanları işe almak çok basitmiş gibi görünecek ve herkes erzak için Yue’nun emri altına girmek isteyecekti. Üstüne üstlük silahlarla zombi öldürmek çok da korkutucu değildi ama silah yerine çelik kullanmaya başladıklarında insanların moralleri oldukça çarpıcı bir biçimde düşecekti.


(ÇN: Anca bu kadar toplayabildim. Biraz anlamsız geldi ama :/)
(ÇN: Stat puanları dağıtılırken ki “strenght” dayanıklılık anlamında kullanılıyor. “Power” da güç anlamında. “Strenght” in güç anlamı da var karışmasın diye dedim.)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44243 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr