Bölüm 116: Yeşil Tüylü Kartal

avatar
4429 4

God and Devil World - Bölüm 116: Yeşil Tüylü Kartal


 

Çeviren ve Düzenleyen: Arthas

 

“1 puan stamina ve 1 puan agility.”

 

Yue hızlıca seçimini yaptıktan sonra yılandan düşen Hayatta Kalma Paralarını ve tekniği topladı.

 

“3. Derece Yetenek, Boyunduruk Tekniği: Şövalye aktif yeteneği. Şövalyeler bu teknik için kısıtlamaya maruz kalmaz ve serbestçe öğrenebilir. Akıllı bir canlıyla bir silah kullanmdan çarpışıyorsanız bu yetenek hedefi belli bir olasıkla  uysallaştırabilir. Yeteneği başlatmak için 10 puan stamina ve 10 puan spirit gerekir.”

 

Yue tekniği zaman kaybetmeden öğrendi.

 

Tüm işlerini bitirdikten sonra yılanın içini açıp araştırmaya başladı.

 

“Büyük kardeş! Usta! Dikkatli ol!”

 

Yue, kırmızı boncuğu bulduğu anda Lu Wen ve Gou Yu’nun gergin çığlıklarını duydu.

 

Kalbi korkuyla titredi. Büyük bir tehlike hissi biranda ortaya çıkmıştı. Hemen Birleşmiş Vücut Tekniğini aktive etti. White Bones bir anda ışık huzmelerine dönüşerek Yue’nun bedenine doğru ilerledi ve zırh şeklini aldı.

 

Gökyüzünde kanat açıklığı otuz metreyi bulan, yeşil metalden tüyleri olan ve Yue’nun üzerine korkunç bir hızla dalışa geçmiş bir kuş vardı. Bir pençe darbesi ile yılanın bedeninden Yue’nun sağ omzundaki kemik zırhına kadar olan yolun arasındakiler paramparça etmişti. Paramparça edilen şeylerin içinde yılanın koruyucu derisi ve 3. Derece Koruyucu Giyside vardı.

 

Yue inanılmaz acıdan dolayı bir ağız dolusu kan tükürdü.

 

“46. Seviye, mutant yaratık: Yeşil Tüylü Kartal. Hızıyla bilinen dehşet verici canavar.”

 

Yue kartala bakınca bir bilgi parçası aklında belirdi ama onun yerini hemen havalanma hissi aldı.

 

“Usta! Büyük Kardeş!”

 

Gou Yue ve Lu Wen, kuşun Yue’yu kaptığını görünce bağırdı fakat onu kurtarmaktan acizlerdi.

 

Kartal, Yue’yu kaptığı gibi uçmaya başladı.

(Arthas Notu: Kuş Yue’yu yedi. Hikayenin birinci arkı olan Yue Zhong Arkı bitti. Okuduğunuz için teşekkürler başka arklarda görüşmek üzere.)

 

Yue kulak delici rüzgarın sesine zorlukla dayanabiliyordu. Acı tüm bedenini sarmıştı. Yılanın bedenine sıkıca sarılmış bir halde en ufak bir hareket yapmaya bile cesaret edemiyordu. O kadar seviye atlamasına rağmen eğer kuş onu bırakırsa düşeceği yükseklikten ölmemesine imkan yoktu.

 

Yeşil Tüylü Kartal onu Taştan At Kasabasının arkasında kalan dağlarda bulunan yuvasına getirmişti. Yılanı ve içindeki Yue’yu yuvasına fırlattı.

 

Yuvanın etrafında her türden canavar kemiği ve cesedi vardı. İçindce ise hâlâ çürümemiş beş mutant yılan cesedi ve olgunlaşmamış bir yavru kuş vardı.

 

“26. Seviye Yavru Yeşil Tüylü Kartal.”

 

Yue, yavru kuşu görür görmez zihninde bir parça bilgi belirdi.

 

Yeşil Tüylü Kartal, yılanı ve Yue’yu yere bıraktıktan sonra bir kez daha uçup gitti.

 

Bu yüksek seviyeli canavarın bir günde tükettiği yiyecek miktarı dudak uçuklatıcı miktardaydı. Bunun içinde kartal herhangi bir olasılığa karşı stok yapmak zorundaydı.

 

Yue ve yılanın cesedi yere sertçe çarptı. Pençenin açtığı yaradan ağır bir acı dalgası geçti. Kanın şelale gibi aktığı yaranın keskin acısından dolayı Yue bayılma noktasına gelmişti.

 

Hızlıca büyük bir tane Hayat Kurtaran Bitkiden çıkardı ve çiğnemeye başladı. Ardından yaraya iyice yedirdi.

 

Her şey bittikten sonra tılan kanıyla kaplı kırmızı boncukla ilgilenebilirdi. Üstündeki kanı silip boncuğu ağzına atar atmaz, tüm vücudu boyunca bir ısı dalgası yayıldı ve daha da güçlendi.

 

“7 vitality ve 1 strenght puanı aldınız.”

 

Boncuğun etkileri bitmek üzereyken tatlı bir ses zihninde yankılandı.

 

Yue’nun kaşları kırışmıştı. “Etkileri gittikçe azalıyor mu?”

 

O sırada Yavru Yeşil Tüylü Kartal Kuşu Yue’yu fark edip ona doğru paytak bir şekilde yürümeye başlamıştı. Parlak gözlerle yılanın cesedine doğru atılıp, demiri kolayca parçalara ayırabilecek gagası ile Yue’ya saldırdı.

 

“Piç!”

 

Yue gözleri soğuk bir ışıkla parlarken genç kuşun ölümcül hamlesinden kaçındı.

 

Genç kuş yılanın kurşun geçirmez bedenini kolayca parçalamıştı.

 

Yue, kuşa bakınca kalbi teklesede hemen saldırya geçti.

 

Kuşun kanat açıklığı yaklaşık beş metreydi. Bir iki hızlı hamleyle hemen kuşun arkasına geçmişti. Sağ tafa geçen White Bones hızlıca kuşu yere mıhladı ve tüm gücü ile kafasına yumruk attı.

(Arthas Notu: Burayı biraz değiştirdim, daha mantıklı oldu gibime geldi.)

 

İnsanüstü bir güçle atılan bu yumruk karşısında kuş sersemlemiş bir biçimde yere çarptı. Doğal olarak daha olgunlaşmamış kanatlarından birini sallayarak düşmanı sırtından atmaya çalışıyordu.

 

Yue’nun tam iyileşmeyen yarası canavarın sallanamaya başlaması ile yeniden açıldı.

 

“Lanet! En iyisi bile onu öldürmeye yetmedi.”

(A.N: White Bones’tan bahsediyor.)

 

Kuşun kanadında kalma mücadelesi veren Yue canavarı öldürmek için tüm gücünü kullanarak saldırmaya başladı. Her geçen saniye, omzundaki yaran yüzünden, öldürme isteği daha da artıyordu. Bir yumruk daha kuşun kafasına indi. Eğer bu canavarı kontrol altına alamazsa en iyisi İğne ile beynini dağıtmak olacaktı.

 

Yue tam İğne’yi çekmeye hazırlanırken, sonunda kuş hissiz bir biçimde yere yığıldı.

 

Yue sonunda uzun süredir tuttuğu nefesini verdi. Yerde baygın yatan kuşa baktıktan sonra kuşun vücudundan aşağı atlayıp Boyunduruk Tekniğini başlattı.

 

Yue’nun ve canavarın alnının ortasında yeşil renkli birer rün belirdi.

 

Rün ortaya çıktığı anda normalde baygın olan kuş ayapa kalkıp gözlerini Yue’yad dikti.

 

“Yenildi mi?”

 

Yue’nun kalbi ayaklanan kuşu görünce istemsizce hızlanmaya başlamıştı. Her ihtimale karşı İğne’yi eline aldı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr