Bölüm 117: Greenie’yi Evcilleştirmek

avatar
5050 4

God and Devil World - Bölüm 117: Greenie’yi Evcilleştirmek


God and Devil World Bölüm 117: Greenie’yi Evcilleştirmek

Çeviren ve Düzenleyen: Arthas

(Arthas Notu: Geçen bölüm boyunduruk diye çevirmiştim ama ingilizce kelimenin evcilleştirme anlamı da var. Duruma göre kullanacağım ikisinden birini.)
Yeşil renkli bir mühür kuşun kaşları arasında parladı ve Yue’ya karşı derin bir öfke duyan kuş birden bire yumşadı. En sonunda rün kuşun kafatasına girerek gözden kayboldu. O andan itibaren kuşun gözlerinde Yue’ya karşı tam bağlılık ifadesi okunabiliyordu.

Rün kaybolur kaybolmaz Yue denemek için basit emirler vermeye başladı.

“Geriye çekil.”

Boyunduruk Tekniği, üstünde kullanılan bir canlıyı kullanan kişiye bağlayıp ona sadakat duymasını sağlıyordu. Yue’nun emrinin ardından kuş birkaç adım geri çekilmişti.

En  sonunda Yue rahat bir nefes alabilmişti. Fakat hemen ardından göğsündeki acıyla birden irkildi. Hayat Kurtaran Bitki kullanmasına rağmen yarasından hâlâ zaman zaman kan sızıyordu, bunda yarayı daha da beter hâle getiren yavru kuşun da etkisi vardı.

Yue bir kez daha dişlerini gıcırdatıp, depolama yüzüğünden birkaç ağrı kesici çıkardı ve çiğnemeye başladı. Ardından yaranın üzerindeki bitkinin birazını kaldırdı ve yerine ağrı kesiciyi sürdü.

Bu tür işlerini halledince etrafta bulunan yılan cesetlerine bakıp, mide bulantısına direnerek, içlerindeki boncukları çıkarttı.

Depolama çantasından bir şişe su çıkartıp, boncukların üzerindeki kanı temizledikten sonra hepsini birden yuttu.

Midesine giren boncuklar yavaş yavaş çözünüp içlerindeki enerji ile Yue’nun bedenini ısıttı.

“18 vitality ve 3 puan strenght puanı aldınız.”

Kısa süre sonra Yue kafasının içinde beklediği sesi duymuştu.

Ses yeni yeni solmaya başlamıştı ki yarası kaşınmaya ve karıncalanmaya başladı. Hayat Kurtan Bitki ile yüksek vitalitysi birleşince yaraları çok hızlı iyileşiyordu.

Yue, seçtiği bir yere oturduktan sonra bile kesik kesik nefes alıyordu. Buna rağmen ilerde ne yapacağına dair planlar yapmaya başladı.

“Burası kalmak için hiç iyi bir yer değil. Eğer hemen gitmezsem büyük kuş geri dönebilir ve bu da kuşkusuz benim öleceğim anlamına gelir.”

Yue biraz dinlendikten sonra yanında duran yavru kuşa döndü ve “Bugünden itibaren ismin Greenie olsun.” dedi.

Kuşun yeşil renginden dolayı Yue ona bu ismi uygun görmüştü. İsim vermekte pek yaratıcı değildi.

(Arthas Notu: Bir iskeletin adını Beyaz Kemik koyan birinde pek bir şey beklemiyoruz merak etme. J)

Kuş hiçbir karşı koyma girişiminde bulunmadan Yue’nun yanında ifadesizce durmaya devam etti.

Yue dinlenmeye devam ederken White Bones yanında ayırılarak yılan cesetlerinin oraya gitti. Ardından Kemik Özümseme Yeteneğini uygulamaya başladı.

Yuvada bulunan yılanlar White Bones tarafından özümsenmişti. Birkaç kemik özümsedikten sonra White Bones iyi kaynaşamayan birkaç kemiği parça parça sıkıştırdı. O sırada zırhın üzerinde siyah metal renginde bir tabaka oluşmuştu.

Yue’nun zihnindeki iskelet modelinden bir bilgilendirme geldi.

“Özel İskeletiniz White Bones’un kuvvet derecesi 20 oldu.”

(Arthas Notu: büyük ihtimalle White Bones’un ikinci yeteneği olan Kemik Güçlendirme yeteneğinin derecesini belirtiyor, Strenght statında aniden 20 puan sıçrama yapmışta olabilir tabiki.)

White Bones, canavar kemiklerini özümsedikten sonra Yue’ya doğru ilerledi ve elini yarasının üzerine koydu. Kemik Kontrolü yeteneğini kullanarak Yue’nun kemiklerinden düzgün iyileşmeyenleri yerine oturttu.

Yue, bir vitality elması yedikten sonra biraz daha iyileşti. Kısa süre sonra ayaklanarak yılanların yanına gitti ve Şeytan Alevleri ile derilerini yüzüp depolama yüzüğüne kattı.

Mutant deniz yılanın derisi en iyi kurşun geçirmez metaryeldi. Yue geçmişte test ettiğinde 12.7 mm lik silahlar dışında 20 metre mesafesinde deriyi delen bir silah yoktu. Yılan derisinin savunma anlamında 3. Derece Koruyucu Giysiden geride kalan bir yanı yoktu. Tek eksiği ek stat vermemesiydi.

Bu altı deniz yılanın derisi ile askerlerinin savş gücünü birkaç  artırabilirdi.

Yue yuvanın etrafını biraz daha araştırdı fakat başka hazine bulamadı. En sonunda pes etti.

“Hadi gidelim Greenie. White Bones lütfen bana aşağı inebilmem için bir köprü yap.”

White Bone’un gözlerinde bir ruh alevi parladı. Avuç içini ileri doğru uzattı ve ellerinden çıkan kemikler dağın yamacına doğru ilerledi. Dağın altında şerit şerit birleşerek sonunda kemikten bir merdiven şeklini aldı.

(Arthas Notu: White Bones’un şekil değiştirme özelliği de vardı.)

Yue yuvadan aşağı atlayarak White Bones’un oluşturduğu merdivenden inmeye başladı.

Yue tarafından evcileştirilen Greenie de çok zekiydi. Hemen merdivenin üstüne atlayarak aşağı inmeye başladı.

Yue ve Greenie indikçe White Bones’un bedeni indikleri yerde yeniden birleşiyordu. Böyle böyle Yue ve Greenie yüz metre aşağıya kısa sürede indi. Ardından önlerinde çok uzaklara yayılan yoğun bir ormana girdiler.

“Chi Yang! Yue büyük bir kuş tarafında kaçırıldı! Hemen gidip onu bulmalıyız!”

Lu Wen çok gergindi. Taştan At Kasabasına girdiği gibi Chi Yang’ı aramaya koyulmuştu. Bulduğunda Chi Yang birkaç kişiye emir veriyordu.

Gou Yu da Lu Wen’in hemen arkasındaydı. Büyük gözlerinden gerginlik okunabiliyordu.

Chi Yang’ın kaşları kırıştı. Hemen “Ne olduğunu açıklayın.” dedi.

Lu Wen hemen Yue’nun kartal tarafından nasıl kaçırıldığını anlatmaya başladı.

Chi Yang’ın önünde diz çökerek “Yalvarırım onu kurtar!”  diyerek konuşmasını bitirdi.

Chi Yang, Yue’nun yokluğunda komutayı devrettiği kişiydi ve sürekli savaşlara katıldığı için gruptaki en güçlü ikinci gelişimciydi.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra Chi Yang “Hayır, burayı terk edemem.” dedi.

Lu Wen’in gözleri inanamazlık ve endişe ile doluydu. Kızgın bir şekilde “Neden?! Sen onun en yakını, en sadık takipçisi değil misin?! Neden onu kurtarmaya gidemezsin!?”

Chi Yang soğukça “Yue bana burayı emanet etti, ben de burada barışı ve huzuru sağlamakla yükümlüyüm. Buradan ayrıldığım anda tüm yaptıklarımız kaos içinde boşa gidecek! Yue, onu aramak için buradan ayrılamamı istemezdi. Ayrıca onun nerede olduğuna dair en ufak bir ipucumuz bile yok!” dedi.

 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Arthas Notu: Sizce Chi Yang doğru mu yaptı?

Bu arada ufak bir hatırlatma olsun:

Strenght=Beden Gücü (Bir şeyleri kaldırma vs.)    Power=Güç (Saldırı gücü)

Agility= Hız/Çeviklik                                                              Vitality= Canlılık

Stamina= Dayanıklılık                                                           Spirit= Ruh Gücü/Mana

Biliyorsunuzdur ama karıştıran varsa diye. :)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr