Bölüm 126: Askeri Üs Bilgisi

avatar
5003 4

God and Devil World - Bölüm 126: Askeri Üs Bilgisi


Çeviren ve düzenleyen: Arthas

Yue soğukça “Bu ikisini alın!”dedi.

Dört üye o tarafa gidip Li Yuan ve Ma Ming’i köpek gibi sürükleyerek oradan götürdü.

Li Yuan kireç rengi yüzüyle tezatlık oluşturan bir kızgınlıkla “Bu yaptınığınız vatan hainliğine girer! Karşı devrimciliktir!! Hükümete karşı gelip, insalık dışı suçlara teşebbüs ederek ne kadar daha yaşayabileceğini düşünüyorsun?! Sen komunist partinin ve hükümetin düşmanısın!! Berbat bir ölüm seni bekliyor!”dedi.

Ma Ming, biraz önceki kibirli hâllerini sürdüremeyerek “Beni öldürme! Babam yaşamana izin vermez!! Babam yaşamana izin vermez!!”diye ağlamaya başladı.

Li Yuan ve Ma Ming, dört asker tarafından uzaklaştırılıp yere çökmeye zorlandı.

Ma Ming ve Li Yuan’ın götürülüşünü izleyen seksi kadın yardım edemeyeceğini bilse bile yanındaki sıradan görünüşlü adama baktı. Adamın gözleri öldürme arzusu ile yandığını belli edecek bir şekilde parlıyordu.

Kadının ona baktığını gören adam, fark edilmeyecek bir şekilde kafasını salladı. Özel kuvvetlerde bile bir uzman olarak anılsa bile Ma Ming’i o kadar askerin arasından kurtaramazdı. Artı olarak Yue’nun yanında duran White Bones’un tam gücünden emin olamamak onu çok korktuyordu.

Yue kafasını Chen Wang’a çevirip 54 tip tabancayı uzattı. Ma Ming’i işaret ederek basitçe “Öldür.”dedi.

Tabancayı kavrayan Chen Wang’ın yüzü yeşile dönerken, ellerinin titremesini durdamıyordu. Bir çok zombi öldürmüş olmasına rağmen hiç insan öldürmemişti.

Yue, bakışlarını Chen Wang’dan ayırmadan             “Babana, tüm halkını benim yanıma getirirse bir birlik kurmasına izin vereceğim hakkında bir söz verdim. Fakat kurulan tüm birlikler emirlerimi sorgusuz sualsiz yerine getirmeli. Şimdi bu adamı öldürürsen bir birlik üyesi olup daha güzel bir hayat süreceksin. Fakat, öldüremem diyorsan, normal birinin aldığı ile aynı şeyi alacaksın.”dedi.

Chen Wang’ın kalbi bile titrerken, elleri daha şiddetli sallanmaya başladı.

Bu sefer Zhaoxing yandan fırlayıp Chen Wang’ın elindeki tabancayı kaptığı gibi Ma Ming’in kafasını hedef alıp teteiği çekti.

“Beni ö….”

Boom!

Gümüş kaşıklı, herkese yukarıdan bakan oğlan kafasına yediği tek kurşunla güçsüzce yere düştü.

Zhaoxing, Chen Wang’e bakarak “Kardeş Chen! Ne için tereddüt ediyorsun. Bu onun bunun evlatlarının hepsi utanmaz ve nankör p*çlerin teki. Eğer Kaptan Yue olmasaydı çoktan insan yiyen canavarlardan birine dönerlerdi fakat hürmet duymayıp bunun yerine Kaptan Yue’ya saldırmaya devam ediyorlar!! Böyle insanların ölmesinde herhangi bir sorun yok!”dedi.

Yue, Zhaoxing’e dikkatlice bir bakınca bu kişinin gece koşup ondan Chen Shitou’yu kurtarmasını isteyen genç olduğuunu  fark etti. Yue yavaşça Zhaoxing’in yanına gelip omzuna hafifçe vurarak “Çok iyi! Emirlerimden çıkmayarak istediğim kişiyi hemen öldürdün. Bugünden itibaren yedinci küçük savaş birliğinin takım liderisin.”dedi.

(Arthas Notu: Adamla o kadar yolculuk etti fakat kim olduğunu farketmemiş. Ama haklı da yani hepsi birbirine benziyor J)

Zhaoxing’in Yue’dan gelen sözleri duyması ile göğsü kabarmıştı. 7. Küçük Savaş Birliğinin ağırlığını bilmese de bunu direkt Yue’dan almak onu gururlandırmıştı.

Tüm yol boyunca Yue’nun davranışlarından etkilenmişti ve ek olarak o adamların yaptığı nankörlüğe de oldukça sinirliydi.

(Arthas Notu: Aklıma Fairy Taildeki Freed geldi.)

Yue, Zhaoxing’in elindeki tabancayı alarak Li Yuan’a doğru ilerledi.

Li Yuan, Yue’ya bakarken yalvarmaya başladı.

“Öldürme beni! Öldürme beni!! Bu yaptığın ağır bir suçtur!!”

“Geber artık p*ç”

Yue soğuk bir şekilde tetiği çekmişti.

Yere düşen Li Yuan’ın gözleri korku ve inkârla doluydu.

Yue yere düşen adama son bir soğuk bakış attıktan sonra kalanlara dönüp “Bugünden sonra siz benim savaş esirlerimsiniz! Erkekler zor işlere koşulurken kadınlar ise kendilerine verilecek görevi bekleyecek!”dedi.

Yue en büyük şeytanı öldürse bile kalanlara karşı en ufak bir merhamet bile hissetmiyordu. Ayrıca Taştan At Kasabasını yeniden düzenlemek istiyorsai bir sürü ağır iş çıkacaktı. Bunları yapacak amelelere ihityacı vardı.

Kafasız bırakılan bir sürücü, ortadan ikiye ayrılan bir adam ve silahla öldürülmüş iki kişiden sonra diğerlerinin bir şey söyleyecek mecali kalmamıştı. Tek yapabilecekleri sessizce boyun eğmek olurdu.

Fakat grubun arasında zarif bir kadın sesi yükseldi. “Bir saniye!”

Yue’nun kaşları çatılırken “Sorunun mu var? Boş konuşma.”dedi.

Kadının güzelliği sıradışıydı. Fakat buna rağmen Yue’nun bu gruba karşı taşıdığı tiksinme duygusunu bir kenara attıracak kadar değildi.

(Arthas Notu: Neden? Neden kadını tanımlamak için üç eş anlamlı kelime kullanıyorsun??)

Kadın direkt kendini tanıtmaya başladı. “Selamlar! Ben Xia Yue. Sizin teşkilatınızın bizimkisiyle hiçbir sorunu yok… Bu yüzden bize özgürlüğümüzü geri verebilir misiniz?”

Yue, Xia Yue’a bakarken soğuk bir kahkaha atarak “Hayır. Az önce dinlemedin galiba beni… Siz benim savaş esirlerimsiniz. Eğer özgürlüğünüzü istiyorsanız bana eşdeğer bir şey vermeniz gerekir. İlaç, yiyecek, silah ve yeterli mühimmat gibi. Aksi hâlde uysalca benim emirlerimi dinlemeniz gerekir.”dedi.

Xia Ming ve diğerleri bu dünyanın zalimliğinden habersizdi. Yue gibi bir yerin lideri olmaya alışmış insanlardı. Long Hai Şehrindeki insanların çektiği sıkıntıları çekmemişlerdi.

Xia Yue korumasını işaret ederek “Yakınlardaki bir askeri üssün yerini biliyorum. Oradaki silahlarla özgürlüğümüzü alabilir miyiz?”dedi.

Yue dalga geçer gibi gülerken “Olabilir. Fakat bu yer Qingyuan bölgesine yakınsa direkt yerine otursan daha iyi olur.”dedi.

Dış dünya gerçekten çok zalimdi. Long Hai Şehri direkt devlet tarafından idare edilse de insanlar karıncalardan daha ucuzdu. Xia Yue gibi güzel kadınlarsa kurdun ağzına düşen koyun misaliydi. Fakat kendilerini silahla takas etmek istiyorlarsa Yue onların gitmesine mutlulukla izin verirdi. Sonuçta Z-Çağında silahların ve mühimmatların önemi güzel kadınları bütük bir farkla aşıyordu.

Çoğu askerin üssün yerinin gizli olması, ve bu gizliliğin sadece üst kademelerce bilinmesi silahları daha da önemli hâle getiriyordu. Yue gibi sıradan insanların öyle yerlerin konumunu bilmesi için rastgele bir yerden geçerken rastlaması gerekiyordu. Aksi hâlde insanların alıp oraları çok önceden ele geçirirdi.

Her bir askeri üs çokça silah ve mühimmat barındıyordu ki bu Yue’nun gücünün her seferinde artması anlamına geliyordu.

Xia Yue batıyı göstererek “Eskiden orada bir silah üretim tesisi vardı….”

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr