Bölüm 133: Yao Yao

avatar
4169 4

God and Devil World - Bölüm 133: Yao Yao


Çeviren:Arthas

Chen Yao önündeki buğulanmış çörekten büyük bir ısırık aldı ve “Zhang Li,iş bulabildin mi?”diye sordu.

Chen Yao, Z-Çağından önce buğulanmış çörekleri yemekten saymazdı bile. Fakat Z-Çağından sonra oldukça fazla değişmişti. Küçük bir parça et ve bu buğulanmış çörek onun gibi birini mutlu etmek için yetiyordu.

Bir saniye tereddüt eden Zhang Li sonunda “Uygun bir iş bulamadım.”dedi.

Zhang Li ve diğerleri sadece üniversiteye yeni başlamış kişilerdi. Mezun olamamakla beraber hiç iş deneyimleri de yoktu. Hayatta kalan insanların içinde tonlarca mezun ve deneyimli insan vardı. Şimdilerde, torpil yapanınız yoksa, özel bölgede çöpçü bile olabilmek için yüksek lisans istiyorlardı.

Tabiki Zhang Li ve diğer güzel kadınlar özel bölgedeki özel bir iş alanında çalışabilirlerdi. Fakat hâlâ o kadar çaresiz bir durumda değillerdi. Artı olarak para kazanbilmek için o tür bir iş yapmak onlar için bir seçenek değildi.

Cai Xiao sulandırılmış çorbasından bir yudum aldıktan sonra “Bugün dışarı kız kardeş Zhao’yu görmeye gittim. Bizden yarım kilo pirinç ödünç alabilmek için adeta yalvardı. Biraz verebilir miyiz, Chen Yao?”dedi.

Chen Yao birkaç saniye düşündükten sonra “Bir çocuk büyütmek kolay olmamalı. Onu bir daha gördüğümüzde çeyrek kilo kadar verebiliriz.”dedi.

Chen Yao her gün gün yapan kadınların çektiği yönetme zorluğunu sırtında taşıyordu. Sadece evinde kalan yedi kişiyi beslemek bile olağanüstü derecede yiyecek sıkıntısı yaratıyordu. Yumuşak kalpleri yüzünden de sık sık Long Hai Şehrine onlarla beraber gelen kadınlara yardım ediyorlardı.

Gece yavaş yavaş çöküyordu.

Yediği çöreği sonunda bitiren Chen Yao tereddüdünden kurtulduktan sonra “Yarın, Yue Zhong’u görmeye gideceğim. Benimle gelmek isteyen var mı?”dedi.

(Arthas Notu: Bırak gelmesinler allah için ya.)

“Ben gelmek istiyorum!”

“Ben de!”

Kızlar gözleri parlarken sırasıyla cevap verdiler. Burada altın kafese kapatılmış kuşlar gibiydiler. Özel Bölgede bile dışarı bir yere çıkamıyorlardı.

Aslında, Özel Bölgedeki yasalar çok kötü değildi. Fakat bu yasaların yüksek yetkili kişilerin çocuklarına pek bir etkisi yoktu. Geçenlerde arkaplanı olmayan birini yolda yürürken görmüşlerdi. Birkaç saniye sonra ise birkaç genç tarafından soyulup bıçaklanmıştı.

Birkaç polis hemen olay mahalini çevrelemişti ama içeri giren bir adamdan sonra tüm polis güçleri ayrılmaya zorlanmıştı.

Z-Çağından önce medya üzerinde biraz kontrolü olupta altındakilerin karısına tecavüz etmeye cüret edebilen birkaç kişi vardı. Z-Çağından sonra ise bunu çocukları yolda bile yapabiliyordu. Z-Çağı tamamen yozlaşmıştı. Long Hai Şehrinde kuralları çok katı olsa bile sadece normal insanlar içindi. Yetkililerin çocukları üzerinde herhangi bir yetkisi yoktu.

Bu sahneleri gördükten sonra Zhang Li ve diğerleri dışarı çıkmaya korkar olmuştu. Kampa olan güvenlerini tamamen kaybetmişlerdi. Sadece ayrıldıktan sonra Yue’nun yanında olmanın nasıl bir lütüf olduğunu anlamışlardı. Bu zalim dünyada herhangi bir güçleri olmadan yaşamaları çok zordu.

Chen Yao sonradan katılan beş kadına biraz karmaşık duygularla bakıyordu.

“Eh, o zaman hep beraber gideceğiz.”

Taştan At Kasabasında, sabahın erken saatlerinde.

Yue elindeki tüfekle yüz metreden on atış yaptı.

On atış sonunda hedefin tam ortasında sekiz dokuz ve onuncu dairelerde ise birer kurşun vardı.

Yue’nun yanında duran tatlı ince yapılı bir lolita vardı. Bu lolita Yue’nun Taştan At Kasabasının dışında bulduğu Yao Yao idi. Yao Yao, Yue’nun yaptığı atışları dikkatle inceliyordu. Her atışın ardından gözleri önce kurşunu takip ediyor sonra tekrar Yue’nun elindeki tüfeğe geri dönüyordu.

Yue’nun tüfeği indirdiğini gördükten sonra ellerini uzatıp tatlı lolita sesiyle “Ben de yapmak istiyorum.”dedi.

Yue, daha yeni on yaşına girmiş kıza silahı verip “Geri tepmeye dikkat et.”dedi.

Bir metre otuz altı santimetre boyunda olup elinde silah taşıyan bu lolita insanlara garip, rahatsız edici bir duygu veriyordu.

Yao Yao tetiği çekti, silah sesi duyuldu, kurşun uçuşa geçti, kurşun hedefi sıyırmadı bile!

Yao Yao tetiği durmadan çekmeye başlayıp şarjörü boşlana kadar devam etti. En sonunda durduğunda hedefin üzerinde birkaç kurşun deliği vardı.

“Kurşun!”

Yao Yao kurşunları biter bitmez ellerini Yue’ya doğru uzatıp daha fazla kurşun istedi.

Yue tüfeği Yao Yao’nun ellerinden alıp “Bugünlük bu kadar yeter. Şimdi sınıfına git.”dedi.

Çocuklar insanların geleceğiydi. Yue Taştan At Kasabasını alır almaz on tane öğretmen kiralayıp hemen eğitim işlemlerine başlamıştı. Yeni yiyecek kaynaklarının bulunmasıyla öğrencilere sulandırılmış çorba değilde gerçek yemekler veriliyordu.

Yao Yao kaşlarını kırıştırıp “Sınıf sıkıcı. Orada öğrendiklerimin en ufak bir yararı bile yok.”dedi.

Çocuklar eskiden de okula gitmek istemezdi fakat Z-Çağından sonra iyice azıp hiç okumak istemiyorlardı. Yabani bitkileri toplamak veya aileleri için balık tutmak bile onlara daha ilgi çekici geliyordu. Yue da okula gelmeyenlere yiyecek vermeme gibi bazı kurallar koymuştu.

Yue, Yao Yao’ya bakıp “İster git ister gitme. Ama gitmezsen kıçını şaplaklarım.”dedi.

Yao Yao birkaç saniye teredütten elleri istemsizce poposuna doğru gitti. Sonra Yue’nun gücünü de göz önüne alınca son hız sınıfına doğru koştu. Daha önce bir kere Yue’nun sözünü dinlememişti ve kıçı oldukça iyi bir şekilde şaplaklanmıştı.

Masum görünüşlü beyaz elbiseli pamuk çoraplı ve kısa bot giymiş Chen Miao ürkek adımlarla Yue’nun yanına gelip ona havlu uzattı.

Yue havluyu alıp “Hayat nasıl gidiyor. Buralara alışabildin mi?”dedi.

Kısa süre önce Yue yüz elli kilo kaldırıyordu ardından da koşmaya başlamıştı. Bunları her gün yapıp her gün gücünü biraz daha gücünü özümsüyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr