Çeviren: Arthas

Lei Sheng ayrıldıktan kısa süre sonra diğerleri de ayrıldı.

Chen Yao’nun dairesine geri döndükten sonra Chen Yao, Yue’ya yukarıdan bakıp gülümseyerek “Sorun çözüldü. Üç Japonda tutuklandı ve soruşturmanın sonuçlanmasını bekliyor. Yasaların işi halletmesi uzun sürmez!”dedi.

Yue gülümseyerek “Yao Yao burada mısın?”diye sordu.

Yao Yao olduğu anlaşılan küçük bir figür Yue’nun adamları arasından ileri çıkıp Yue’nun önünde durdu. Yue’nun gözlerine bakıp kafasını salladı.

Yue, Ji Qing Wu ve Chen Yao’ya bakıp “İkiniz benimle gelin. Sizin için iyi şeylerim var.”dedi.

Yue diğer adamlarını durdurarak “Diğerlerinizin takip etmesine gerek yok. Burada kalıp çevreye göz kulak olun.”dedi. Ardından yanındaki White Bones, Ji Qing Wu, Chen Yao ve Yao Yao ile dışarı çıktı.

Gecenin ilerleyen saatleri olduğu için etraf karanlıktı. Şehrin sokak lambaları olduğu için elektrik değerli bir şeydi, bu yüzden lambaların çoğu çalışmıyordu. Işığın ulaşamadığı bir çok yer vardı.

Karanlığın örtüsünün altında Yue ve grubu büyük bir villanın duvarının dibine geldi.

White Bones elini açarak dışarı doğru bir kemik fırlattı. Kemik duvara çarptıktan sonra yavaşça büyümeye başlayarak kemikten bir merdiven hâlini aldı.

Kemik merdiveni kullanarak grup kolayca duvarın diğer tarafına geçip villa sınırları içerisine girdiler.

Bahçe kapısının önünde iki batı tarzında giyinmiş kaslı adamlar vardı. Yue karanlığı da kullanarak adamların yanına süzüldü ve elinin keskin tarafıyla hızlıca adamları bayılttı.

Ardından Yue ve Yao Yao cesur ve kendinde emin adımlarla ilerlemeye başladılar.

Onların aksine Chen Yao ve Ji Qing Wu’nun adımları daha tereddütlüydü

Yao Yao liderliğinde ilerleyen grup villanın ikinci katına geldi ve küçük kız parmağı ile bir odayı gösterdi.

Odanın içinden nefes nefese kalmış adamların sesleri ve kadınların inlemeleri geliyordu. Kapalı kapılar ardından bile sesler duyulabiliyordu.

“Bakan Zhong, bugünkü yardımlarınız için size teşekkürlerimi sunarım ve bu iyiliğinizin karşılıksız kalmayacağını garanti ederim. Bugünün mallarından memnun kaldınız mı?”

“Fena değiller. Gerçekten hoşlandım bunlardan. Yönetici Guitian; Chen Yao, Chen Jianfeng’in yiğeni. Onu kızdırmasanız sizin için daha iyi olur.”

“Hai! Anlıyorum fakat Ji Qing Wu ve Chen Yao gerçekten güzel kadınlar. Eğer onlara bir ders verebilseydim Long Hai Şehrindeki en iyi or*spular olabilirlerdi. Ne yazık ki Chen Jianfeng ile bağlantıları var.”

“Hımph! Chen Jianfeng kılı kırk yarıp bilgiçlik taslayan fakat aslında yeteneksiz biri. Ne yazıkki yerini uzun süre koruyabilecekmiş gibi duruyor. Fakat o düştüğünde o iki kız da benim elime düşecek! O zaman Yönetici Gui’den onlara bir ders vermem konusunda yardım isteyebilirim.”

“Hai!”

Bu müstechen konuşmaları duyan Ji Qing Wu ve Chen Yao sinirden titremeye başladı.

Yue, kapıya bir tekme atarak içeri girdi. Seviyesi sayesinde arttırılmış gücü ile kilitli kapı menteşeleri ile birlikte ileri fırlayarak kapının arkasındaki sahneyi gözler önüne serdi.

Odanın içerisinde birkaç güzel kadın boyunlarındaki köpek tasmaları ile dört kişi tarafından yetişkin oyuncakları ile işkence görüyordu. Bazı kadınlar hâlâ irkiliyordu.

San Jingxiong ve Zhen Tian’ın ellerinde birer kırbaç ve karşılarında vücutları çürüklerle dolu olan ve neredeyse bayılacak duruma gelmiş birer kadın vardı.

Odada; yatakta Gui Tanshou’ya hizmet eden dört kadın artı dürüst görünüşlü adamın yanında bulunan bir kadın daha vardı.

Bu sahneyi gören Yue’nun kanı beynine sıçradı. Çindeki bu karışıklık; yabancıların Çin topraklarında Çinli kadınları istedikleri gibi hırpalayabilmeleri onu sinirlendiriyordu. Onu en çok sinirlendiren ise Çinli erkeklerin bazılarının bu konu da yabancılara yardım etmesiydi. Long Hai Şehrindeki Özel Bölgede bu yabancılar istediklerini yapabilirken dışarıda binlerce Han Çinli karınca gibi yaşıyordu. Yue bu ülkenin Çinliler tarafından kurulduğundan şüphe duymaya başlamıştı.

(Arthas Notu: ‘Han Çinli’ teriminin ne olduğunu geçen bölümlerde açıkladım.)

Yue, zorlukla öfkesini bastırıp Chen Yao’ya döndü ve “Bayan Chen Yao, Gui Tanshou’nun tutuklandığını ve yasalar çerçevesinde cezasını bulmasının çok uzun sürmeyeceğini söylediğinizi hatırlıyorum. Öyleyse buradaki adamlar kim bana açıklar mısınız?”dedi.

Chen Yao’nun yüzü kireç gibiydi. Boğuk bir sesle “Bakan Zhong Aiguo, nasıl bunu yapabilirsiniz?!”dedi.

Zhong Aiguo fırtınalı zamanlar geçirmiş ve artık bunlardan korkmayan biriydi. Bir örtüyle kendini örttükten sonra kaşlarını çatarak “Chen Yao! Burası özel bir mülk! İzinsiz girerek ne gibi suçlara teşebbüs ettiğinin farkında mısın? Eğer şimdi ayrılırsan bir şey demeyeceğim fakat ayrılmazsan polisi aramak zorunda kalırım!”dedi.

Chen Yao ve Ji Qing Wu’nun yüzleri çarpıldı. Bakan Zhong Aiguo’nun onlara aniden bağırmasını ikisi de beklemiyordu.

Yue 54 tip tabancasını çekerek bakana doğrulttu ve “Kapa çeneni.”dedi.

Yue’nun elindeki silahı gören bakan, ne kadar Ji Qing Wu ve Chen Yao sesini yükselttiyse o kadar sessizleşti. Bir bakan olarak en çok korktuğu şey anlaşmaya varamayacağı kabadayılardı.

Gui Tanshou, Yue’Yu görür görmez önündeki kızlara emir vermeye başladı.

“Kaptan Yue! Sizin bugün burada görmek ne büyük bir onur. Li nu, Xin nu, Lan nu, çabuk gidip Kaptan Yue’ya hizmet edin.”

Dört kadında cansız gözlerle, aynı bir köpek gibi dört uzuv üzerinde Yur’ya doğru ilerlediler ve ayakkabısını yalamaya başladılar.

“Kaptan Yue, şuandan itibaren onları size hediye ediyorum. Harika seks oyuncaklarıdır. Bizzat benim eğitimimden geçtikleri için size garanti verebilirim bu konuda. Ne gibi bir fetişiniz olursa olsun bir lafınızı iki etmeyeceklerdir.”

Yue kadınlara bir bakış bile atmadan Gui Tanshou’ya “Hapisten nasıl çıktın? Firarla mı?”dedi.

Gui  Tanshou hızlıca “Kaptan Yue, tabiki kaçmadık. Özgürlüğümüz karşılığında yeterli bir kefaret ödedik.”diye açıklamada bulundu.

Yue kıkırdayarak Chen Yao’ya baktı ve “Gördün mü? Bu adamlar yasal yoldan özgürlüklerine kavuşmuşlar. Ve dışarı çıkar çıkmaz, koşa koşa buraya kadınlarla oynamaya gelmişler. Görmemi istediğin adalet nerede? BU KADINLAR SENİN ADALETİNİN SONUCU! Ve adaletin hiç birini koruyamadı.”dedi.