Bölüm 154: Buz Kralı Birliğine Saldırı

avatar
3831 4

God and Devil World - Bölüm 154: Buz Kralı Birliğine Saldırı


Çeviren: Arthas

Yue Zhong ve Cheng Yu’nun ilk işi çocukların güvenliğini sağlamak oldu. Çocuklar güvenle kampa gönderilince Yue, Cheng Yu’ya “Buz Kralı’nın gücüne dair ne biliyorsun?”diye sordu.

O sırada Yue, Cheng Yu’ya tıbbi bitkiden üretilen ilacı verdi. Cheng Yu ilacı kullanır kullanmaz yüzünün rengi yerine geldi. Bariz bir şekilde rahatlamıştı. Yue’yu cevaplamadan önce bir süre düşünüp “Buz Kralı birliğinde en güçlüleri Buz Kralı Zhnag Yun. Gücünün sınırlarını hiç kimse bilmiyor. Fakat karşısında duran herkes şuan ölü. Ayrıca yanında Zhao Xiong adında bir gelişimci daha var. Onun da gücü kayda değer. Zhao Xiong hız ağırlıklı bir gelişimci ve Zhang Yun’un en sadık takipçisi. Bunun nedeni kıyamet sırasında Buz Kralı’nın onun hayatını kurtarması. Ayrıca birliğin yaklaşık yüz kadar üyesi var.”diye cevapladı.

Yue bir süre sessiz kaldı ve sonunda “Merkezleri nerede biliyor musun?”dedi.

“Xing Hua yolunun sonundaki büyük bir villa.”

Yue, Chen Yao’ya bakarak “Chen Yao, benim için yapmanı istediğim bir şey var. Amcana, Buz Kralı’nın beni öldürmeye çalıştığını ve kendimi savunmam gerektiğini söyler misin? Oradaki birliklerin biraz kısıtlanmasını ve olay yerine biz ayrıldıktan beş dakika sonra gelmelerini istiyorum.”dedi.

Yue yoğun bir öldürme arzusu ile ayağa kalkarak “Beni merkezlerine götür. Buz Kralını yok etmenin vakti geldi.”dedi. Oturup kendine saldırmalarına beklemek onun tarzı değildi.

Xing Hua yolu çevresindeki alan tamamen Buz Kralının kontrolündeydi. Long Hai Şehrindeki en güçlü dört gelişimciden biri olduğundan  normaldi. Xing Hua yolu Özel Bölge içerisinde olmamasına rağmen yolun sonundaki villada tüm ışıklar açıktı. Sanki hâlâ kıyamet öncesindelerdi.

Bir düzine kadar grup halinde villanın çevresine devriye geziyordu.

Grup köşeyi döndükten sonra çalıların arasından on iki adet kemik kazık fırladı. Her kemik kazık bir koruamanun kafasına isabet edererek hepsini öldürdü. Bu sinsi saldırı en ufak bir ses bile çıkarmamıştı.

Çalıların arasında saklanan Cheng Yu, White Bones’un yeteneğini gördükten sonra “Ne kadar mükemmel bir yetenek!”diye övdü. Bu canavarın karşısında tek yapabileceği şey korkmaktı. Zirve kondisyonunda bile on iki adamı bu kadar sessiz bir şekilde öldüremezdi. White Bones’un bunu kolayca yapması ise normal bir adamla gelişimci arasındaki farkı gözler önünde seriyordu.

Devriyeleri öldürdükten sonra Cheng Yu köşelerden geçerek kapıya doğru ilerledi. Kapıdaki muhafızlar Cheng Yu’nun gelişin bile hissetmedikleri için suiakstçinin silahından çıkan iki kurşunla hayata veda ettiler. Cheng Yu, diğer adamları alarma geçirmemek için silahına susturucu takmayı tabiki unutmamıştı.

Yue ve adamları ise villa yolunda önünde gelen herkesi katlediyordu.

Villanın içinde Cheng Yu, kıyamet öncesi ününü utandırmayacak bir performans sergiliyordu. Karşılaştığı herkes saldırı altında olduklarında ancak öldükten sonra anlıyordu.

Villaya girdikten sonra Yue ve adamları dağılıp odaların içinde uyuyan kişileri de öldürmeye başladı.

Buz Kralı Birliğinin çoğu uykusunda öldü. Villanın içinde bulunan birkaç kadın bile öldürülmüştü.

Yue’nun adamları bu konularda profesyonel olmadıkları için biraz ses çıkarıyorlardı. Sayısız adamı öldürdükten sonra sonunda fark edilmişlerdi. Ve fark edildikleri anda tiz bir çığlıkla asıl savaş başladı.

“Saldırı altındayız! Düşman saldırısı!”

Buz Kralı sesi duyduğu zaman yatağında dört kadınla birlikte uyuyordu . Hemen kadınları yatakta itip 2. Derece Koruyucu Giysisini giydi.

White Bones’un geniş baltası o sırada kapıya çarptı. Darbenin etkisiyle kapı birkaç parçaya ayrıldı.

Yue içeri girer girmez 79 model yarı makineli silahıyla odayı taramaya başladı.

(Arthas Notu: Astala vista beybi.)

Kurşun yağmuruna karşın Zhang Yun nefesini tutup “Buz Manipülasyonu!”dedi. İnce bir buz tabakası vücudunun önünde belirdi. Bu buz tabakası kendine isabet eden kurşunları etkisiz hâle getiriyordu. Kurşunların tek etkisi tabakanın üzerinde beyaz bir çizgi bırakmaktı.

Zhang Yun kibirli ve zorba biri olabilirdi fakat ününü hakediyordu ve yetenekleri birinci sınıftı. Buz Manipülasyonunu yeniden kullanarak kafasının üzerinde beş adet buz sarkıtı oluşturdu ve Yue’ya doğru gönderdi.

Yue saldırıyı direkt almaya cesaret edemedi ve yana kayarak saldırıyı savuşturdu.

Buz sarkıtları Yue’nun biraz önce durduğu yerde beş adet yumruk büyüklüğünde delik oluşturdu.

Yue’nun kalbi soğuken “Etkileyici!”dedi. Buz Kralı’nın buzu bu derece de kontrol edebilmesi yeteneksiz biri olmadığının kanıtıydı. Bu buz sarkıtlarının gücü birinci derece bir buz büyüsü ile karşılaştırılabilirdi. Fakat Zhang  Yun’un buzu istediği şekle sokabilmesi güçlü bir ruhu olduğunu ve manipülasyon yeteneğinine birden fazla puan eklediği anlamına geliyordu.

Yue bir bombanın pinini çekip Buz Kralına doğru attı.

Bombayı gören Zhang Yun’un yüzü beyazlaşırken buz manipülasyonu yeteneğini yeniden kullandı ve bombayı patlamadan hemen önce dondurdu. Donmuş bomba zararsız bir şekilde yere düştü.

Zhang Yun bombayı dondurur dondurmaz odadan dışarı fırladı. Buz Manipülasyonunu kullandığı her saniye dayanıklılık ve ruh gücü harcıyordu. Eğer savaşı kısa sürede bitirmez ise dayanaklılığı ve ruh gücü tükenecek ve savaşamaz duruma gelecekti.

Odanın dışına çıkar çıkmaz Yue Zhong’un ona, on metreden daha yakın olduğunu gördü. Daha kötüsü Yue’nun elinde, kendisine doğrultulmuş, büyük bir 89 model 12.7 kalibrelik ağır makineli tüfek vardı.

Zhang Yun, Yue’nun görüş alanına girer girmez Yue acımasızca ateş etmeye başladı. Elindeki silahla zırhlı bir jeepi kolayca parçalayabilirdi. Korkutucu güce sahip olan kurşunlar sarı ışık huzmeleri şeklinde Zhang Yun’a ilerledi.

Zhang Yun’un yüzü daha da beyazladı. Bir kez daha Buz Manipülasyonunu kullanarak önünde kalın bir duvar oluşturdu.

Sayısız kurşun buz duvarına çarptı. Kurşunlar her seferinde daha da büyüyen bir delik oluşturarak duvarı sonunda parçalanmanın eşiğine getirdi.

“S*kerler! Neden bir ağır makinelisi var ki?!”

Zhang Yun , buz duvarı parçalanmak üzereyken hemen odasına geri döndü. Buz Manipülasyonu çok güçlüydü fakat yenilmez değildi. Yue’nun makinelisine karşı dayanabilecek bir duvar yaratmak fazlasıyla dayanıklılık ve ruh gücü götürmüştü. Eğer Yue tarafından bu yoğun ateş devam eder öleceği kesindi.

“White Bones, saldır.”

Yue, yanında durmakta olan White Bones’a emrini verir vermez White Bones baltasını sallayarak Zhang Yun’a saldırıya geçti.

Buz Manipülasyonu yeteneğinden maksimum verimde yararlanmak için Zhang Yun sadece ruh gücü ve dayanıklılık geliştirmişti. Diğer statlarının normal bir insandan tek farkı giydiği ekipmanların eklediği puanlardı. Doğal olarak hızı White Bones’un hızında çok daha düşüktü. Tam pencereyi açıp aşağı atlamayı düşünüyordu ki White Bones ona yetişip yukarıdan aşağıya doğru bir yarma hareketi yaptı.

Zhang Yun elini sallayarak Buz Yeşimi Yüzüğünün özel becerisini harekete geçirdi. Büyü belirtileri ile White Bones’a çarpan buz sarkıtı arasında salise bile yoktu neredeyse. Darbenin etkisi ile geriye uçan White Bones’un artı olarak donma belirtileri göstermeye başlamıştı. Daha kötüsü ise direkt darbeyi alan göğüs bölgesindeki kemikler, soğuktan dolayı çatlamaya başlamıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr