Çeviren: Arthas

Zhang Yun, White Bones’u geri çekilmeye zorladıktan hemen sonra pencereden atladı. Tanrı ve Şeytan Sisteminin verdiği ekipmanları taktıktan sonra artan statları ile üçüncü kattan düşse bile bir zarar almazdı.

Zhang Yun pencereden atladıktan sonra kısa bir mesafe gitmişti ki odasının yanındaki pencerede Yue’nun figürü belirdi. Elinde büyük bir 40 model bomba atar tutuyordu. Direkt Zhang Yun’a nişan alıp bir roket fırlattı.

(Arthas Notu: Winter Soldier’ın elindeki bomb atardan bahsediyor.)

Zhang Yun, Yue’nun kendisine bir roket fırlattığını görün yüzü daha da beyaz hâle geldi. Yue’nun bu ağır silahları Long Hai Kampına nasıl girdirdiği hakkında hiç fikri yoktu. Yue’nun son çıkardığı silaha sadece yüksk seviyeli askeri yetkililer sahipti. Bir roketi zırhlı bir aracı parçalara ayırabilirdi.

Zhang Yun depresif bir şekilde son dayanıklılık ve ruh gücünü kullanarak çevresinde yarı daire şeklinde bir buz tabakası oluşturdu.

Büyük bir BOM sesi ile roket, buz duvarı ile çarpıştı ve patladı. Bir ateş dalgası her yöne dağıldı. Ortaya çıkan patlama Zhang Yun’un da içine alacak kadar büyüktü.

Duman bulutu dağıldığında ortaya çıkan ceset Zhang Yun’a aitti. Patlamanın etkisiyle canlı canlı yanmıştı.

Zhang Yun’un Buz Manipülasyonu yeteneği ağır makineli tüfekle arasına bir duvar çekebilse de bu onun savunmasının sınırıydı. 40 model bomba atara karşı işe yaramazdı.

Gelişimcilerin, süper insan gücüne sahip olduğu doğruydu. Fakat insanoğlunun dehasının ve şiddetin birleşip ortaya çıkarttığı silahlara karşı herhangi bir üstünlükleri yoktu. Bu yüzden kamp içerisinde en güçlü birlikler, Zhang Yun’un da içinde bulunduğu, dört gelişimcinin grupları değil de savaş teçhizatlarına sahip olan orduydu.

Zhang Yun’un yetenekleri çok güçlüydü fakat Yue tarafından öldürülmeden önce yeteneklerinden tamamen haberdar olacak fırsatı da olmamıştı.

Zhang Yun öldükten sonra Yue da pencereden atlayıp Zhang Yun’un bedenini aramaya koyuldu. Fakat şansızdıki çoğu Tanrı ve Şeytan ekipmanı patlamayla birlikte yok olmuştu. Fakat her şey yok olmamıştı, Buz Yeşimi Yüzüğü patlamadan sağ çıkmayı başarmıştı.

“3. Derece Hazine: Buz Yeşimi Yüzüğü: Takıldığında 6 puan ruh gücü ekler. Ek özellik olarak günde bir kez buz sarkıtı oluşturabilir.”

Yue hemen yüzüğü taktı. Onun için ruh gücü de önemliydi.

Zhang Yun da ölünce Buz Kralı Birliği üyeleri lidersiz kalmıştı. Ayrıca Ji Qing Wu, Cheng Yu, Kong Tianyu, Chen Shitou gibi gelişimcilerin saldırısı altındalardı. Teslim olmayı reddederlerse ölümleri kaçınılmazdı.

Buz Kralı Birliğinin ikinci en güçlü üyesi Zhao Xiong, işlerin kendi grubu için iyi gitmediğini anladığı anda kaçmaya başlamıştı.

Kısa bir süre sonra teslim olan Buz Kralı Birliği üyelerinden teslim olanlar bağlanıp dışarı çıkarıldı. Sadece üyelerde değildi, villanın içerisinde en az on kadın ve büyük miktarda yiyecek bulunuyordu.

Yue ve adamları esirlere ve kadınlara kendi kamplarına kadar eşlik etti.

Yol boyunca ara sıra polislerle ve askerlerle karşılaştılar fakat hiç biri müdahale etmedi. Üstleri tarafından sıkıca tembihlenmişlerdi. Uyarılmamış bile olsalar Yue’nun vahşi görünüşlü adamlarını durdurmak istemezlerdi.

Buz Kralının öldürüldüğü haberi Long Hai Kampında hızlıca yayıldı. Buz Kralı Birliği kötü bir topluluktu. Bir sürü insana eziyet etmişlerdi. Bu yüzden halk Buz Kralı’nın ölmesinden mutlu olmuştu.

Fakat Long Hai Kampındaki diğer güçler endişeliydi. Her şeyden önce Buz Kralı Birliği güçlü gruplardan biriydi. Yue Zhong’un başka bir gün başka bir grubu yok etme ihtimali herkesi tehdit altında hissettiriyordu.

Ertesi gün Chen Jianfeng, Yue Zhong’u yanına çağırtıp sinirle “Bana bir açıklama borçlusun!”dedi. Yue’nun yüzünde hiç ifade yoktu.

Yue sakince “Buz Kralı Birliği, iki kez beni öldürmeye çalıştı. Ve yapmadığım şeyler yüzünden bana itiraf attılar. Yerimde sen olsan hiçbir şey yapmadan oturur muydun?”dedi.

Chen Jianfeng, ne düşündüğü anlaşılmayacak bir yüzle “Öyle olsa bile bize haber verip gerekenin yapılmasını beklemen gerekirdi. Tabiki böyle bir durumda hiçbir şey yapmadan oturmazdık, gerekenin yapılması için birin görevlendirirdik. Fakat bencilce davranmayı tercih edip Zhang Yun’u öldürdün. Bunu nasıl çözmeyi planlıyorsun?”dedi.

Yue, Chen Jianfeng’e bakıp aniden gülümsedi ve “Villalarından 30 ton yiyecek ele geçirdim. Yarısını size veririm.”dedi.

“20!”

Chen Jianfeng ifadesiz suratını rahatlattı. Aslında Buz Kralı Birliğinin yok edilmesi zerre umrunda değildi. Bu gereksiz grupların yok edilmesi onun için hiçbir şeydi fakat biriktirdikleri yiyecek miktarı onun bile isteyebileceği bir şeydi. 20 ton yiyecek iki bin mültecinin iki aylık yemeğiydi. Bugün buraya Yue’yu çağırmasının sebebi de Buz Kralı Birliğinden aldığı yiyeceklerde hak iddia etmekti.

Yue başını sallayarak “Anlaştık.”dedi.

Chen Jianfeng gözlerini Yue’dan ayırmadan “Dünkü meseleyi unut. Fakat bu tür bir şeyin yeniden yaşanmasını istemiyorum. Bir daha olursa bu kadar kolay kurtulamazsın.”dedi.

Yue gelecek sefere sadece işe yaramaz kişileri bile öldürse yerinde durmayacaktı.

Yue hiçbir şeye söz vermeden “Beni öldürmeye çalışmadıkları sürece sorun çıkarmam.”dedi.

Chen Jianfeng kaşını kaldırıp “Ambarı ele geçirmek yaptığın hazırlıklar nasıl gidiyor.”dedi.

“Sorunsuz.”

Yapılacak baskın hakkında biraz daha konuştuktan sonra Yue, Chen Jianfeng’in ofisinden ayrıldı.

Diğer iki gün boyunca Yue’nun adamları, aldıkları insanları kasabalarına götürmeyle uğraştılar.

Ambara saldırının yapılacakları gün geldiğinde Yue, anlaştıkları gibi, bir PSA, üstlerine monte edilmiş silahlarla beş Dongfeng askeri aracı, iki Dongfeng kamyonu,beş Hummer ve iki itfaiye aracı gönderdi.

Long Hai Şehri ise bir PSA, dört büyük kamyon, üzerine silah monte edilmiş altı Dongfeng askeri aracı, altı Jeep, ve üç ambulans.

Long Hai Şehrinin ordusunun yanı sıra yan güçlerinden gelen birliklerle birleşip tek bir grup oluşturdular.

Long Hai Şehri için bu görev hayati bir önem taşıyordu. Diğer güçleri bu akına katılmaya teşvik etmek için ele geçirilen yiyecekten pay alacaklarına dair söz vermişlerdi.

Kıyamet sonrasında yiyecek en önemli şey hâline gelmişti. Yiyeceğin olduğu yerde yemek karşılığı çalışacak insanlarda vardı. Ve daha fazla insan daha fazla güç demekti. Yan güçlerle yiyecek karşılığı anlaştıkları için, her ne kadar Yue ve ordunun askerleri ön saflarda durup onlar için daha az taşısa da bu görev, daha fazla risk almaya gönüllülerdi.

Belirlenen yere ulaştıklarında tüm araçlar motorları kapattı.

Şaşırtıcı şekilde yol boyunca bırakın canlıyı, bir zombi izi bile görmemişlerdi. Bu Yue da belirsiz bir rahatsızlık oluşmasına neden oldu.

Ambar, Shanglin İlçesinin dış taraflarında yer alıyordu. Bu yüzden ambarın çevresinde bir sürü tarla vardı. Garip bir şekilde mahsüllerle dolu olması gereken tarlaların bazılarında garip bir tür ot vardı. Diğer tarlalar ise bomboştu.

Araçlar ambara yakınlaştığı anda tiz bir çığlık her tarafta yankılandı. Ardından binlerce olmasa da yüzlerce fare, ki her biri bir kedi büyüklüğündeydi, çeşitli fare deliklerinden dışarı çıkmaya başladı. Araçlara saldırıyorlardı..

(Arthas Notu: Kaldığı yere bak. Yetiştirebilirsem bir sonraki bölümü de atacağım.)