Uçsuz bucaksız geniş bozkırda, ak saçlı, ak kaftanlı, otuzlu yaşlarında bir adam. Üzerinde çeşitli sembollerin kazındığı bir kısrağın kürek kemiğinin önünde çapraz bacaklı oturmuş; dilinde bitmek bilmeyen bir ilahi seslendiriyor. Dikkatlice bakıldığında, mırıldandığı ilahinin her parçasında etrafında ufak dalgalanmalar yaratıyor. Bu dalgalanmaların arasından kendisine doğru yaklaşan ufak siyah iplik parçalarına benzeyen enerji biçimleri, sanki bu dünyaya ait değillermiş gibi yavaşça bedeninden içeri giriyor.
Ne kadar süredir orada oturduğu belirsiz. Üzerinde ince bir katman toz tutmuş. Gökte ayın belirmesiyle gözlerini yavaşça açıyor. Yüzünde hafif bir heyecanla karışık kederle Ay’ın çevresinde her geçen saniye daha da kararan bulutlara bakıyor.
Kederli bir mırıldanmayla:
"Binlerce yıllık kehanet gerçekleşmeye mi başladı? "
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..