1.Bölüm: Huai Shen

avatar
1915 8

Göksel İblis Tekniği - 1.Bölüm: Huai Shen


Açık Gökyüzü Şehri, Huai klanı

 

Sıradan bir gündü klanın hizmetçileri çalışıyor, Korumaları çaylakları eğitiyordu, çocuklardan bazıları oyun oynuyor bazıları da arka bahçede dövüş sanatları çalışıyordu. 

 

Huai Klanı gelişen bir klandı, Açık Gökyüzü Şehrine 50 yıl önce gelmiş bir klandı. 

 

Gelirlerinin çoğu vahşi hayvan avcılığından oluşuyordu. Bu vahşi hayvanlar ise ister yemek için ister evcil hayvan olarak eğitilmek gibi birçok amaçla yakalanıyor sonrada satılıyordu. 

 

Bu Huai klanı göksel kılıç hanedanının ana Huai klanının yan dal ailelerinden biriydi. 

 

Bu dünya 7 uyduya 3 güneşe sahipti, buna rağmen zaman kavramı dünyaya benzerdi bir yıl 12 aydı ve 1 ay 4 haftaydı, 1 hafta ise 7 gündü. 

 

Şuanda Huai klanında yaklaşık 12 yaşında 150 cm uzunluğunda yakışıklı bir genç yapay bir dağın gölgesinde gözlerini gökte ki tuhaf 3 güneşe dikmiş derin düşüncelere dalmıştı. Tuhaf olansa bu çocuğun açık gökyüzü şehrinde ki insanlardan farklı olarak batılı bir yüze sahip olmasıydı.

 

Hatta bu yüzden sürekli dışlanırdı, gerçi bundan pek şikayet varmış gibi değildi. 

 

Bu dünyaya geleli 10 yıl olmuştu ama 12 yaşında ki çocuklar gibi görünüyordu... tabi bu bu dünyada ki çocuklara göre öyleydi herhangi bir ekstra özelliği yoktu oldukça sıradan bir şekilde doğmuştu hem annesi hemde babası çekik gözlü 1.60-1.70 boylarında sıradan yerlilerdi iki insandı. 

 

Fakat Huai Shen ikisinede benzemiyordu bu yüzden baya bi kavga etmişlikleri vardır. 

 

Evet bu çocuğun adı Huai Shendi* kendisi dünyadan gelen bir göçmendi başlangıçta bu dünyada gözlerini açtığında kitaplardaki gibi dünyaya geleceğini sanıyordu. 

 

Ama gerçek böyle değildi bu dünyaya gelir gelmez ailesi ile sorunlar yaşamaya başlamıştı babası annesini sadakatsizlikle suçların annesi babasına bunu kanıtlayamıyordu bu yüzden tüm öfkesini ondan çıkarıyordu. 

 

Bu yüzden ailesine minnetsiz bir şekilde yaşamak için hayat yaşamak için ailenin eğitim vermesini bekliyordu ki bu yıl o yıldı. 

 

Huai klanı devasa bir klandı göksel kılıç hanedanının 4 büyük ailesinden biriydi ve bunu gelişmeye ve çoğalma borçluydu. Hemen hemen her alanda ilgili en az bir yan dal ailesi vardı. 

 

Bu ailelerin katı bir kuralı vardı: 10 yaşına gelen her çocuk dövüş sanatları çalışmak zorundadır. Yetenekli olanlar ana klana daha iyi bir eğitim almak için gönderilirken yeteneği olmayanlar ailenin işlerini yönetmesi için yan ailede kalırdı. 

 

Bu sırada her öğrenciye aylık 10 gümüş verilirdi. 

 

Huai Shen bu yıl eğitim almaya başlayacak ve hemen ailesinin yanından ayrılacaktı, ondan sonra sen sağ ben selamet... 

 

Eğitim ertesi gün başlayacaktı bu yüzden hafif heyecanlıydı, sonuçta dövüş sanatları çalışacaktı, hani uçmalı kaçmalı. 

 

Bişdiklerine göre bu dünyanın dövüş sanatları tarihi oldukça geçmişe dayanıyordu ama söylentilere göre eskiden bu dünyada tanrılar ve Şeytanlar varmış (bi bitmediniz aq) bunlar dünya insanlarına xiulianı öğretmiş ve ölümsüzlüğün yolunu açmış. 

 

Ondan sonrada iki ırk arasında bilinmeyen bir nedenden ötürü büyük bir savaş patlak vermiş ve bu iki ırk dünyayı terk etmiş. 

 

O zamandan beri xiulian insanlarda bir gelenek haline gelmiş ve dünyanın vaz geçilmez bir parçası olmuş. 

 

Vazgeçilememesinin sebebi ise bu dünyada bir çok tehlikeli varlığın bulunmasıydı gerek vahşi canavarlar gerek xuan ırkları olsun sürekli bir savaş halinde oldukları için insanların zihinlerinde xiulian derin bir kök salmış. 

 

Xiulian dan önce kendilerini nasıl savundukları ise mahçup.... 

 

Bazı tarihçiler bu tehditlerin tanrılar ve Şeytanlar ile geldiklerini ve bu olaydan önce insanların tehlikede olmadığını savunurken bazıları ise insanların o zaman bu irkların hakimiyeti altında kölelik olarak bulunduğunu savunuyor. 

 

Ama her ne olursa olsun bunlar onu ilgilendirmez o sadece işine bakıp xiulianı uygulayacaktı. 

 

Xiulian uygulayanlar bedenkerinde bir tür enerji oluşturacaklar ve bu sayede diğer insanlardan çok daha sağlıklı ve uzun bir ömür yaşaya bilecektir. 

 

Hatta dağları devirip denizleri kurutabilecek uzmanların olduğu söylentileri bile var. Bu uzmanlar bin yıl yaşayacak gökyüzünde uçacak ve sıradan insanların aklına dahi gelmeyecek şeyleri yapmak için sihir kullanacaklar. 

 

Huai Shen ise tüm bunlardan oldukça uzaktaydı. Aklında kitaplarda ki gibi bir hilesi olması gerektiği düşüncesi vardı ama hiç bir şeyi yoktu. 

 

Ne aklında ona eğitim veren bir yaşlı, ne gizemli bir yüzük,kolye vb. Ne de bir oyun sistemi.... hiçbir şey yoktu. 

 

Belki de kalkıp dağlarda mağaraları falan dolaşmalıydı veya şehirde ki pazardan değersiz şeyler almalıydı. 

 

Böyle düşüne düşüne sonunda gün ağarmıştı ve eve gitme zamanı gelmişti.

 

Huai Shen tüm gün boyunca sabah yediği bi parça ekmekten başka hiçbir şey yememişti ama o evdekilerin dırdırındansa aç kalmayı yeğlerdi. 

 

Her ne kadar 'anne ve babası' ona birşey çaktırmadılklarını sansada gözlerinde ki nefreti gizleyemiyordular. 

 

En azından yarın bundan kurtulacaktı değil mi? Bir gün daha katlanmanın sakıncası yoktu. 

 

Böyle düşüne düşüne yavaş yavaş 'evine' gitti Huai Shen. Eve gelince babasının küçük avlularında onu beklediğini gördü. 

 

"Neredeydin!?"diye bağırdı babası. 

 

"Bahçede"diye cevap verdi Huai Shen 

 

"Tüm gün hiç bir şey yapmıyor sadece aylaklık yapıyorsun dua et xiulian yeteneğin iyi olsun yoksa benimle birlikte çalışmaya geleceksin" dedi babası. 

 

Huai Shen hiç uzatmadan kuru bir "tamam" ile cevap verdi. 

 

Babası ona kızsada daha fazla birşey söylemeden içeri girdi. Annesi nu akşam pirinç pilavı be domuz yanii yapmıştı. 

 

Huai Shen ise sadece pirinç pilavı yedi ve kalktı. Sebebini gelince kendisi önceki hayatında türktü ve gelenklerinde böyle şeyler yoktu. 

 

Kendisi pek yemek seçen biri olmasada bu midesiz piçlerin ne yediğine güven olmuyordu bu yüzden sadece tavuk ve koyun eti yiyordu. 

 

(A)ileside bunu bildiklerinden böyle şeyler pişirmezdi. (Amk evlatları) 

 

Huai Shen yemeğini yer yemez uyumaya gitti ve hemen uykuya daldı bu sırada ailesinin tartıştığı duyabiliyordu. 

 

Kafasını yastığı koyar koymadan uyudu. 

 

-------------------------------------------------------- 

 

Ertesi sabah horozların ötürü ile uyandı ve uzerine yeni sayılabilecek kıyafetler giyip mutfağa yöneldi. Ağzına birkaç parça ekmek atarken babasının kalktığını ve onu sinirli bir şekilde beklediğini gördü. 

 

Sebebi ise oğlunun bu kadar erken kalkmasıydı! Herkes sabahın köründe kalkmış ve klanda ki eğitim sahasında beklerken beyefendi eğitime yarım saat kala uyanmıştı. 

 

Ama ikiside tek kelime etmedi ve sakince eğitim alanına yürüdü. Eğitim alanına gelince babası elderlerin yanına giderken o diğer çocukların beklediği alanda nispeten diğer çocuklara uzak bir yerde beklemeye başladı. 

 

Babası elderlerin yanına gidince elderlerden biri. 

"Kardeş Hao sanırım olunan çok eminsin diğer tüm aileler erkenden burda beklerken siz başlamadan hemen önce geldiniz. Bu olayın tüm aileler için önemli bir an olduğunu bilmiyor musunuz?"dedi 

 

Elderin dediği Kardeş Hao, Huai Shenin babası Huai Hao idi. Huai Hao konuşan Elder kayıtsızca bakıp 

"Erken yada tam zamanında gelmemiş ne fark yaratacak kardeş Shui? Çöp Çöp olarak kalacaktır, dahi dahi olarak. Erken gelmemizin bi yararı var mı? Yoksa onun için sen sabahın köründen beri buradasın?"dedi. 

 

Huai Haonun konuştuğu kişi ailenin başka bir elderi olan Huai Shui idi. Onun da bu sene oğlu katılacaktı ve endişesinden gece boyunca uyuyamamıştı. 

 

Huai Hao şimdi böyle diyince yüzü kararmıştı çunkü tüm kan Huai Shenin bir piç olduğunu düşünüyordu ve Huai Haonun dediklerini göre bu piçin onun torubundan daha yüksek bir potansiyeli olacağından korkmuyorsa neydi? 

 

Tam ikisi ayırmaya devam edecekken saçlar ve sakallı bembeyaz olan ama kaslı bir vücudu olan yaşlı bir adam yanında birkaç kişi ile birlikte elderlerin yanına geldi ve ordaki tek hepsinden yüksekte olan boş koltuğa oturdu. 

 

O anda tüm orada bulunan herkes ayağa kalkıp selam verdi. 

 

"Klan lideri"

 

Yaşlı adam eliyle oturun hareketi yaptıktan sonra yanında ki ortayaşlı elderlerden biri eğitim alanına gitti. 

 

Bu orta yaşlı adamın kafasında tek bir tüy barındırmadan tamamen parlak bir kafası vardı. Boyu yaklaşık 1.78 civarındadır ve oldukça kaslıydı. Yüzünde sağ gözünün altından başlayıp çenesine kadar inen bir yara izi vardı. 

 

Eğitim alanına gelince oradaki tüm çocuklara sertçe bakıp sanki askeri bir kapatmış gibi sert bir sesle:

"Evet çocuklar, yaşınız artık klanın dövüş sanatları çalışmak için uygun bir hale geldi. Ama önce size bir test yapacağız. Bu test sizin xiulian yeteneğinizi gösterecek ve kaderini belirleyecek. 

 

Eğer yeterli yeteneğiniz varsa çalışmaya devam edip ailenin korumalarından biri olacaksınız yeteneğiniz daha iyiyse ana aileye gidip orda ekim devam edebilirsiniz. (Yn: Dewamke) 

 

Ama yeteneğiniz yoksa buğünden itibaren ailenin işlerinde çalışmak için tarlalarda yada dükkanlara gönderileceksiniz. 

 

Ekim yetenekleri 9 aşamaya ayrılıyor ekim yapmak için en az 3. Seviye yeteneğe sahip olmalısınız. Yetenek belirleme süreci ise çok kolay sadece elderlerden biri vücudunuza iç gücünün bir parçasını aktaracak ve enerji içinizde dolaşarak kafanızın üzerinde yeteneğinizi belirtecek şekilde ışık ışını olarak görünecek. 

 

Ne kadar ışık ışını çıkarsa o kadar yeteneklisiniz demektir. 

 

Herşey söylediğine göre testler başlasın!!!!"

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44362 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr