35.Bölüm: Kan kızılı şahre yolculuk (2)

avatar
751 1

Göksel İblis Tekniği - 35.Bölüm: Kan kızılı şahre yolculuk (2)


"Bu dağa bu yolu ben yaptım ve buraya bu ağacı ben diktim! Eğer buradan geçmek istiyorsanız bana bir geçiş ücreti ödemelisiniz!" Haydutlar bu sözler üzerine çirkin kahlahalar atmaya başlamıştı.

Huai Shen bu durumu nasıl çözeceklerini merak ederek korumaları izlemeye başladı. Şeytani yolda bu tür durumların nasıl çözüldüğünü merak ediyordu.

Korumalar hemen haydutları görünce silahlarını çekti ve haydutlara saldırmaya başladılar. Her biri en acımasız saldırıları yapıyor her biri öldürmeyi amaçlıyordu.

Ama haydutlar buna uzun zamandır hazırlıklıydı. Hemen kendi silahlarını çektiler ve korumaların saldırılarını karşıladılar.

Hemen birbirine değen silah sesleri yankılandı ve iki tarafta takastan kazanç veya kayıp yaşadı. Korumalar ve haydutlar bu takastan sonra güçlüleri ve zayıfları belirlemişti korumalar ve haydutlar dan her güçlü uzman kendisine denk gelen zayıf rakibi alt etmek için hızlı ve güçlü darbeler açığa çıkardı.

Bu noktada haydutlar la korumalar arasında ki fark ortaya çıktı. Haydutlar kendilerine saldıran aşırı güçlü uzmanlar olduğunu görünce hemen havlu attı ve kaçmaya başladı ama korumalar kendilerine gelen güçlü rakipleri olabildiğince geciktirmeye çalıştı.

Çünkü korumalar biliyordu ki haydutları yaptığını yapsalar kaçmayı başarsalar bile burada ki haydutlar tarafından doğal ortam kullanılarak birer birer avlanacaklardı ama daha güçlü korumaların işlerimi kolaylaştırmak için birlik olup güçlü düşmanları geciktirseler ağır yaralanmalara kurtulma olasılıkları olacaktı.

Burada ölseler bile hayatta kalanlar gidip intikam almak için daha fazla insan getirip bu haydutları avlayacaklardı. Tabi ki onlar bunların hepsinin sadece onların hayatı karşılığında olmadığını biliyordu.

Ölümleri arkalarında ki gücün bu haydutlara saldırma sebebi olacak ve haydutlar doğru yolun topraklarına kaçsa bile şeytani yoldan olanlarla onları acımasızca avlayabilecek ve onların bunca zamandır yaptıkları yağmalardan gelen gelirleri hasat edeceklerdi.

Korumalar bunu bilse bile yinede durum çok umutsuz olmadığı sürece kaçmayacaklardı ama durum çok umutsuz olduğunda hemen kalkıp koşmaya başalyacaklardı.

Bunun sebebi şeytani yolun kendi içinde birleşmesi ve sadece güce saygı duymasından kaynaklanıyordu. Aynı durum doğru yolda olsa onlar içlerindeki iç savaş durumundan dolayı birbirlerinin hayatını almak için düşmanların bıçağını kullanırdı.

Bu doğru yolun şeytani yola karşı kayıplarının olmasının ana sebebiydi. Doğru yol bu iç çatışmalar yüzünden birçok yetenekli dahisini düşmanın elinde kaybetti ama şeytani yoldan düşmanların elinde ölen dahiler in sayısı sınırlıydı.

Çünkü bu tür durumlarda şeytani yolda ki insanlar kendilerinin için intikam almasını umarak şeytani yolun dahileri için hayatlarını feda edeceklerdi ama doğru yol sadece o an güçlü olanın zayıf olanı kendisi için kurban etmesi çok yaygındı.

O durumda hiçbir potansiyel umursanmayacak ve sadece kendi canlarını kurtarmak için dahileri yok edeceklerdi. Hatta bazen bilerek dahileri ölüme göndereceklerdi sözde 'büyük resim' için bu dahiler sadece feda edilebilirdi.

Huai Shen bu yüzden doğru yola karşı çok dikkatliydi. Şeytani yola güvenmiyordu ama en azından yanı başında bulunan adamların ne yapacağını biliyordu ama doğru yolda herkes potansiyel döneklerdi.

Birine güvenmek iki ucu keskin bir bıçaktı. Şeytani yolda sadece sorunun olduğu birinin kapısına git ve onu öldür bu sırada tüm sorunlar çözülecekti ama doğru yolda bir ton komploya maruz kalacaktı ve sürekli birini öldürmek için kanıt arayacaklardı.

Bu kanıt peşine düşmek yüzünden Huai klanı tüm bu şeytani eylemlerine rağmen doğru yolun saldırılarından dolayı yok olmamıştı. Sadece herhangi bir durumda klanlarında ki sıradan dövüş sanatlarına çalışan insanları bulacak ve bu insanları göstererek kendilerinin doğrucu bir klan olduğunu söyleyeceklerdi.

Aralarından birinin şeytani sanatları keşfedilmemiş ise sadece bunun klana ihanet olduğunu söyleyecekleri ve yakalanan kişi kendini öldürecektir ve son bir olay daha bu kadar kolay bir şekilde kapanacaktır.

Huai klanı bu duruma güvenerek sayısız katliamlar başlattı ve her seferinde zarar görmemiş bir durumda olaylardan sıyrıldı.

Doğru yolunda bu konuda sadece karanlıkta gördükleri her Huai klanının halkına saldırmaktan başka birşey gelmiyordu. Ama bu şahıslar şeytani sanatlarda yetiştirdikleri için asla yakalanamıyor ve aşırı bir güç farkı olmadığı veya bazı benzersiz durumlar olmadığı sürece yakalanmadan kaçabiliyorlardı.

Doğru yolun daha da nefret ettiği şey ise daha sonra Huai klanının kapılarına bu saldırıya uğrayan adamlarla birlikte gelmesi ve sadece bir 'yanlış anlaşılma' olduğunu söyleyip onların 'yanlışlıkla' Huai klanına ait insanları şeytani yolun insanlarıyla karıştırdıkları ve Huai klanının bunun için bir tazminat talep etmesiydi!

Bu doğru yola zulm eden bir taktikti, Huai klanı ne zaman bunu yapsa kimse birşey diyemeden kafalarını sallar ve sadece tazminat öderlerdi. Huai Shenin bunları bilmemesi üzücüdür ama Huai Shen bunların olabileceğini tahmin etmişti.

Ama onun tahmin etmediği bir şey vardı o da doğru yolun insanlarının bu 'kanıtlara' çok fazla bağlanmasıydı. Huai Shen böyle şeyler olabilseydi yarı yolda anlaşmayı kırıp şeytani yolun kuvvetlerine saldırmak için bu bahaneyi kullanırlar diye düşünüyordu ama gerçekler acıydı.

Doğru yol düşündüğünden de aptaldı. Ezici sayı üstünlükleri olmasa şimdiye kadar birkaç kez yok edilmişlerdi. Ama hala bu şekilde davranmaya devam ediyor ve kendilerini güçlendirmek yerine aptal aptal oyunlar oynuyorlar.

Huai Shen bu durumları bilmesede yakında en ön safhadan deneyimliyecekti.

Bu sırada haydutlar korumalar tarafından öldürülmüşlerdi. Ve geride bir haydut kalmıştı bu haydutta en başta konuşandı.

Şimdi ise bu haydutun en başta ki kibirli tavrı kaybolmuştu. Korkudan bacakları titriyordu. Korumaların üzerine geldiğini görünce korkuyla çığlık atmaya başladı.

"D...Du...durun! B..ben doğru yolda ki yeşil aslan tarikatından geliyorum. Eğer bana bir şey yaparsanız sizi öldürmek için yeşil aslan tarikatı harekete geçecektir! Bu yüzden hemen geri çekilin!"

Haydut konuştuktan sonra kendi söylediği sözlerden cesaret almış gibi titremeyi bıraktı. Artık kendinden emin bir şekilde oradan duruyor ve korumaların korkusuz bakışlar atıyordu. 

İçinden 'sizin gibi cahil barbarlar sadece öldürmeyi bilir ama şimdi bana birşey yapamazsınız sizi lanet şeytanlar!' Diye düşündü.

Korumalar bu sözlerden sonra saldırmayı kesti. Ne yapacaklarını öğrenmek için arkalarında ki at arabasına baktılar. Arabanın içinde ise Xi Lan kaşlarını çattı kısa bir süre ama daha sonra sinsice gülümsedi ve göz ucuyla Huai Shene baktı ve daha sonra "Öldürün onu! Huai klanından birinin yolunu engellemeye cesaret eden biri yaşamayı hak etmiyor!"diye bağırdı.

Korumalar hemen haydutları saldırdı ve biri direkt olarak kafasını hedefliyordu. Haydut bu olaya şaşırmıştı! kimsenin ona saldırmaya cesaret edemeyeceğini düşünmüştü.

Ama daha sonra Huai klanı adını duyduğunda herşeyi anlamıştı. Haydut artık kurtuluşunun olmayacağını anladı ve elinde nerden çıktığı bilinmeyen bir tılsım belirdi.

Hemen tılsımı ezdi ve tılsımın yeşil bir duman çıkarmasına sebep oldu. Daha sonra bu yeşil sisi korumaların arkasında ki süslü at arabasına gönderdi. Yeşil sis at arabasının siyah boyalı yaldızlı duvarlarından geçti ve arabanın içinde duran Huai Shen ve Xi Lana doğru süzüldü. Bu sis arabanın içini kapladıktan kısa süre sonra kayboldu.

Sisin kaybolmasını ardından Huai Shen tekrar net görmeye başladı ve Sisin zehirli olduğunu düşündüğü için bedeninin etrafına sardığı Qisini dağıttı.

Daha sonra Huai Shen etrafına bakınca hiçbir şeyin değişmediğini buldu.

Sisin ne işe yaradığını merak ederken birden dışarıda ki haydutun kahkahalarını duydu.

"Hahahaha..... Beni şimdi öldürebilirsiniz ama bu dağ sırasından sağ çıkamayacaksınız hepiniz burada ki haydutlar tarafından işaretlendiniz şimdi ölmek sizin kaderiniz! Hahahahaha!"

Huai Shen bunu duyunca hemen öfkelendi! Bu piç ölmek üzereyken bile onları da yanında götürmek istiyordu. Hemen arabadan dışarı atladı ve haydutun yanına geldi bu haydutun yetişimi sadece kemik dövmenin zirvesine gelmişti. Huai Shen tek bir saplama hareketi ile haydutun içindeki tüm Qiyi dağıttı. Doğrudan karnına vurup dantianını sakatlamıştı.

Bu darbe haydutta ölümcül bir yaralanmaya sebep olmamıştı ama haydutun orada aniden tüm yaşama umudunu kesmişti. Çünkü haydutu sakatlamıştı.

Haydut oracıkta diz çöktü ve ağlamaya başladı. Huai Shen karşısındaki ağlayan çekik gözlü kısa piçin görünce içinde aniden bir öfke patlaması yaşadı. Kimseye bakmadan "Bana bir bıçak getirin!"diye bağırdı.

Hemen bir bıçak korumaların birinden Huai Shene verildi. Huai Shen bıçağı alınca iç alevini kullanarak bıçağın yüzeyini kapladı.

Daha sonra bıçağı teredüt etmeden haydutun sağ gözüne sapladı! Haydut bir acı çığlığı attı ve yerde kavranması başladı. Ama Huai Shen burada durmadı ve bıçağı kullanarak adamı parçalamaya başladı.

Haydutsa sadece acı acı çığlık atabilir ve sadece adını dinlenebilirdi ama Huai Shen bunlara dikkat etmedim ve haydutun parçaladı.

Kısa süre sonra haydutta geriye insan organları kalmıştı. Tek bir parçası bile sağlam değildi. Huai Shen sonunda rahatlamıştı ve hayduttan kalan parçalara iğrenmiş gibi baktı ve kalkıp üstündeki tozu silkeledi.

Daha sonra sessizce haydutun parçalanmış parmaklarından birinden bir yüzük çıkardı. Bu parmağın hangi elden geldiğince ise meçhuldü.

Daha sonra Huai Shen yüzüğü depolama yüzüğüne koydu ve ayrılmaya başladı. Ama daha sonra aniden durdu ve adamın parçalanmış kıyafetlerinden onun dikkatimi çeken bir şey hissetti.

Bu şey tam olarak bir bpyutsal eşyanın üzerinde bulunan auraydı.

Bana beğeni at! Beğeni atğğğğğğğ!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr