(ÇN: Turmalin ne diyenler için : http://www.hazinem.com/blog/wp-content/uploads/2014/01/hazinem.png)

Bunlar ne çeşit gözler? Shangguan Bing’er kanlı göz çiftini gördüğünde, birden bire sersemlemiş gibi hissetti ve çadırın dışındaki soğuk on kat daha güçlü bir şekilde ona saldırdı.

O kan çanağı bir çift gözün ardında pek çok duygu yatıyordu; buz gibi bir soğuk, kötülük, şeytanlık ve anlayamadığı daha fazlası. Cennetsel enerji seviyesi çok yüksek değildi, ama yine de o hala bir Cennetsel cevher ustasıydı. Öyle olsa bile o gözleri görünce, sanki etrafındaki dünya dönüyormuş ve ruhu şeytani küreler tarafından emiliyormuş gibi hissetti.

Şaşırdığı o an içinde, büyük bir güç onun üzerine baskı yaptı ve Shangguan Bing’er bir anda inatçı bir hissin vücudunu sardığını ve onu ele geçirdiğini hissetti. Bu kadının doğuştan gelen koruması sayesinde zihnini biraz toparlayabildi ve bu bir çift kanlı gözün sahibinin Küçük Şişman Zhou olduğunu anladı.

Şu anda, Zhou Weiqing’in vücudu doğal boyuna göre daha da büyümüş görünüyordu, tüm kasları oldukça gelişmiş ve derisinin üzerinde siyah-gri şeytani bir dövme parlıyordu. Asi ve vahşi bir aura yayıyor gibi görünüyordu. Giydiği ordu askeri kıyafetleri çoktan buharlaşmış, sadece sert kasları tarafından desteklenen iç zırhı kalmıştı. Neyse ki, yılan kas kirişi oldukça dayanıklı ve esnekti bu yüzden iç zırhı gelişmiş vücudu tarafından parçalanmamıştı.

Shangguan Bing’er, Cennetsel enerjisi ile Zhou Weiqing’in boyunduruğundan kurtulmak için cebelleşirken öfkeyle “Bırak beni.” dedi. Ancak, bu olay olduğu gibi, Zhou Weiqing’in gözleri soğuk bir ışıkla parladı, o başını eğdi ve onu dudaklarından öptü. (ÇN: Aboooowwwwww :D )

Buz gibi soğuk bir hava dalgası Shangguan Bing’er’in vücudunu istila etmiş ve onun toplanmış olan bütün Cennetsel Cevher Enerjisi donmuş gibiydi ve onu kullanamıyordu. Onu bu buz soğukluğunda korku ve umutsuzluğa düşüren, eşsiz bir hayvansı arzu, onun tüm vücudunu gevşetti ve ağrıttı. Vücudu soğuğa döndü, ruhsal kalbi aniden sıcak hissetmeye başladı, içindeki temel insani arzular bir fısıltı ile tetiklendi.

Kurban adandı. Shangguan Bing’er’in bilinci çok net değildi, ama o bilinçaltında bu iki kelimeyi düşünüyordu.

Bir efsanede, bir grup benzersiz Cennetsel Cevher Ustasının olduğu söyleniyordu. Sayıları azdı ama tüm Cennetsel Cevher Ustalarının içerisinde en güçlü olanlar onlardı. Ancak onlar kötülüğün vücut bulmuş halleriydiler. Onların Cennetsel Cevherleri Uyandığında, diğer elemental özelliklerinden daha güçlü bir uyum içerisinde bir araya gelerek benzersiz bir uyum sağlarlar. Bu özelliğe şeytani özellik dendi ve bu şeytani özellik kişinin vücudunu yakıyordu, çünkü onların cevher uyanışları sırasında bir kana susamışlık baş gösteriyordu. O anda şeytani özelliği yatıştırmak ve vücudunun yok olmasını engellemek için bir kurban sunulması gerekiyordu. Sunulan kurban genellikle kişinin yakınlarından birisi olurdu ve genelde en yakın akrabası, arkadaşı ve hatta sevgilisi olurdu. Hal böyle olunca da, onlar bir kere kurban edildiğinde, Cennetsel Cevherini Uyandırmayı başarıyordu, bir kere şeytani özelliği edindiklerinde ortalamanın üstünde bir Cennetsel Cevher Ustası oluyorlardı.

Ancak, bunu yaparken kurban verilen kişi değer verdiği birisi olsa da sonuç ölüm oluyordu, hatta bazen vahşice öldürülmeden önce tecavüze bile uğruyordu. Bunu kontrol etmek Uyanan Cennetsel Cevher Ustasının elinde değildi. Aslında birçok Cennetsel Cevher Ustası uyanışı sırasında yaptıklarını fark ettikten sonra intihar etmişti. İntihar etmemiş olanlar bile ciddi bir kişilik değişimine uğramış, Cennetsel Cevher Ustası sıralamasında sapık olarak nitelendirilmişlerdi. En dehşet verici insanlar olarak kabul edilen bu gruptakileri, hiçbir insan hafife almaz. Shangguan Bing’er’in en çılgın hayallerinde bile birgün başına bunların geleceğini aklına getirmemişti.

Aslında, tüm bunların olma sebebi, 15 yaşından beri dikkatli olmamasıydı. Çadıra girmeden önce içinde büyük bir enerji dalgalanması hissediyordu, ama küçük şişman Zhou’yu zaten 2 mücevheri olan kendisi ile kıyaslanamaz olarak kabul etmişti. Bu yüzden çadıra girmeden önce mücevherini bile etkinleştirmedi, ve sürpriz bir şekilde yakalandı ve Zhou Weiqing tarafından bastırılmış oldu.

İşte bu, işte bu son. Bu şekilde mi öleceğim? Anne…. Anneciğim….. Shangguan Bing’er son anlarında yanaklarının 2 kenarından akan göz yaşları içerisinde annesini düşünüyordu. Sonraki an hem kendi bedeni hemde onu kucaklayan Zhou Weiqing çıldırmış bir arzu gösterisi tarafından sarıldı. 

Siyah-gri hava akışı çılgınca Zhou Weiqing’in vücudundan dışarı yayılıyordu ve büyük bir koza gibi, Shangguan Bing’er’in etrafını sarıyordu.

Shangguan Bing’er’in elbiseleri lime lime edilmişti ve parçalar tek tek kozadan dışarı atılmıştı. Kozanın içinden yüksek ve ağır nefes alışların yanı sıra ağrılı ancak mutlu iniltiler yankılandı.

Zhou Weiqing’in vücudundaki kemikler durmaksızın gacur gıcır ediyordu, içindeki hayati organları etrafta kıpırdanıyordu, vücudu mucizevi kötü güç tarafından yeniden oluşturulurken vücudundaki kan akış hızı da neredeyse 5 kat artmıştı. Onun cildindeki siyah dövmeler şuanda daha yoğundu, ve yeşil, mavi, gümüşi ışıklar siyah kozayı tarıyordu.(ÇN: Tarıyordu aslında geçmeli tarama merak eden baksın google amcadan.)

Bir süre sonra, her şey durulmuştu ve Zhou Weiqing’in gözleri daha da kırmızı görünüyordu. O anda onun kollarındaki masum kuzuyu yemek için aşırı derecede büyük bir arzu duyuyordu. Sanki siyah inci ,Turmalin Kralı, yutmak istiyordu (ÇN: 404 not found bu cümle). Ancak, bu noktada Shangguan Bing’er’in nazik ve güzel mavi gözlerini gördü.

Hayır, hayır ona bunu yapamam. Bu düşünce Zhou Weiqing’in son düşüncesi oldu, ve sonra onun bedenini sıkıca tuttu ve ikisinin de vücutları şiddetle titremeye başladı. Mücevheri uyandıktan sonra Zhou Weiqing zevkten bayıldı, ve her şey mücevheri bileğinin etrafında oluştuktan sonra bitmiş gibi görünüyordu.

Shangguan Bing’er kendine geldiğinde fark ettiği ilk şey garip bir kokuydu, sonra bilinci yerine gelmeye başladı, ve vücudundaki ağrı yüzünden inledi.

Ne oldu bana böyle? Bilincini yitirmeden öncesi bulanıktı, sersemce gözlerini açtığı zaman, sağlam bir göğüs üzerinde yattığını fark etti. Sonrasında, kendi vücudunun da çıplak olduğunu fark etti, ve kontrolsüz bir şekilde titremeye başladı, ve ağrıda dalgalar halinde vücudunun alt kısmını etkisi altına almaya başladı.

Ayağa kalkmak için Zhou Weiqing’den destek alırken yavaş yavaş da olanları hatırlamaya başladı.

ÇN: Gene birsürü hatam vardır kusura bakmayın çeviri işine yeni adım atmaya başladım da