Bölüm 18.1: Vücudun Evrimi, Mükemmel Sağ Bacak (1)

avatar
8474 20

Heavenly Jewel Change - Bölüm 18.1: Vücudun Evrimi, Mükemmel Sağ Bacak (1)


 

 

 

Çevirmen: YetkiliBey Düzenleme: Kharsmi

 

(Ç.N: Cennetsel Cevher Ustası Olcay Şahan'dan açıklama 'Müthiş sol ayağımlan yapıştırdım.'. Bu bölüm isimleri hep beni güldürüyor ya :D )

 

"En.." Aniden boğuk ve bastırılmış bir ağlama sesi Xiao Ru Se'nin düşüncelerinden uyanmasına sebep oldu, bu ses net olarak Zhou Weiqing’e aitti, aceleyle sesin geldiği noktaya doğru koşmaya başladı. Zhou Weiqing’i gördüğünde oldukça şaşırmıştı : "Küçük Wei, sana noldu?"

 

O anda Zhou Weiqing yerde yuvarlanıyordu, askeri üniforması yerdeki dikenler yüzünden tamamen dikenlerle kaplanmıştı, kolundaki açıklıktan titanyum alaşımlı zırhı parlıyor kendini belli ediyordu.

 

Nefes alışı düzensiz ve ağırdı, iki gözü de kan çanağına dönmüştü ve bütün kasları aşırı bir şekilde şişmişti ki önceki halinden bir kaç beden daha büyük duruyordu, onu bu durumda görmek Xiao Ru Se'nin kalbinin ürpermesine sebep oldu.

 

"Kıdemli kardeş, kendimi çok rahatsız hissediyorum." Zhou Weiqing'in sesi yaşlı bir adamınki gibi oldukça boğuktu, bu sırada tüm vücudu durmadan seğiriyordu. En sıradışı olan şey ise yerde yatıyor olmasına rağmen sağ bacağı havaya doğru kalkmış ve bükülmüştü, herhangi biri açıkça bacağından gelen kemiklerin hareket etme ve kırılma sesini duyabilirdi, sanki ağır bir çekiçle kemikleri açılıp kırılıyor ve tekrar dövülüyormuş gibiydi.

 

"Küçük Wei, neler oluyor?" Xiao Ru Se ileri doğru atılıp ona yardım etmek istedi, fakat Zhou Weiqing'in vücudundan dışarı çıkan ani bir güç patlaması geriye  doğru bir kaç adım atıp düşmesine sebep oldu.

 

Bir yırtılma sesiyle , Zhou Weiqing inanılmaz acının etkisiyle tüm vücudundaki kıyafetleri yırttı, sadece iç zırhı inatla  bedeninde duruyordu. Taş gibi olmuş kaslı bedeninde aynen kaplan desenlerine benzeyen siyah işaretler dışarı doğru kabarmaya başladı, alnında ise açıkça siyah harflerle 'Kral' kelimesi ortaya çıkmıştı.

 

O anda bütün Yıldız Ağacı Ormanı sessizliğe gömüldü, sadece bir saniye önce tüm orman son derece canlıydı böceklerin sesleri ve kuş cıvıltılarıyla doluydu ve hepsi bir anda susmuştu. Ormandaki sessizlik sağır edici ve ürkürtücüydü sadece Zhou Weiqing'in ağır nefes alıp verişi sessizliği bozuyordu.

 

Başkası olsaydı Zhou Weiqing'in şuanki vahşi görünüşünden rahatsız olabilirdi, fakat Xiao Ru Se olmamıştı. Dişlerini gıcırdattı ve kendini ikinci kez ileri doğru attı, Zhou Weiqing’in başını kavradı ve oldukça yüksek bir sesle bağırdı : " Küçük Wei, sakinleş, sakinleşmen lazım. Cennetsel Enerjine odaklan ve onu nefes alıp verişini düzenlemek için kullan."

 

Zhou Weiqing o anda kalbinin acımasız, zorba ve yıkıcı bir aurayla dolduğunu hissediyordu, içinde etrafındaki her şeyi parçalarına ayırma dürtüsü hat safadaydı. İki elindeki kemikler kırılmıştı ve elleri pençe şeklini almıştı. Elleri öncekinin iki katı haline gelmiş, keskin pençeler gibi dururken hafifçe dışarı doğru uzatmıştı. Siyah kaplan desenli izler vücudunda daha da fazla ve belirgin hale gelmişti ve durdurulamaz bir güç aralıksız olarak vücudundan dışarı çıkıyormuş gibi hissediyordu.

 

Başı Xiao Ru Se tarafından kucaklanmıştı, Zhou Weiqing bilinçsizce kaplan pençesine dönmüş elini kaldırdı ve sıkıca onu omzundan yakaladı, ağzını açarak onu ısırmak için yaklaştı.

 

Kaplan pençesi tarafından tutulan Xiao Ru Se kendini tamamen uyuşmuş hissediyordu, o anda hareket edemeyeceğini fark etti, ayrıca zihni de boşluğa düşmüş gibiydi.

 

Zhou Weiqing onu tam ısırmak üzereyken aniden durdu. Xiao Ru Se  de o anda ayıldı ve o anda onun vücudunu karıncalatan ve titreten sıcak nefesini boynunda hissetti.

 

"Hayır, hayır yapamam. Sen Kidemli kardeş Ru Se'sin." Zhou Weiqing ağır ağır nefes alıp verirken kendi kendine boğuk bir sesle mırıldandı ve onun omzunu bırakıp yavaşça geriye doğru itti, fakat başı tekrar Xiao Ru Se tarafından tutuldu.

 

"Küçük Wei, eğer seni iyi hissettirecekse devam et ve ısır. Kıdemli kardeşin korkmuyor." Xiao Ru Se elini uzattı ve Zhou Weiqing'in önünde durdurdu.

 

Zhou Weiqing kan çanağı gözleri oldukça yoğun olan acımasız bir ışıkla doldu, fakat kendine hakim oldu ve onu ısırmadı. Kalbinde çok yoğun ve kabul edilemez bir duygu vardı, bu duygu eğer onu ısırırsa kıdemli kardeşi Ru Se'yi sonsuza kadar kaybedeceğiydi.

 

Bu yoğun duygu içinde yükselen diğer güçlü kötücül dürtüleri bastırmasını sağlamıştı. İçindeki acımasız ve zorba aura azalmamıştı, ama en azından artmaya da devam etmiyordu. Xiao Ru Se onun başını kucaklamaya devam etti, Zhou Weiqing'in ağır bir yutkunuşundan sonra onun için nefes almanın oldukça zor olduğu anlaşılıyordu.

 

"Siz...Siz ikiniz ne yapıyorsunuz?" Aniden uzaktan beklenmedik bir ses duyuldu ve bir anda karşılarında biri belirdi.

 

Gelen kişi Shangguan Bing'ti.

 

Öncesinde Zhou Weiqing'in Xiao Se ile birlikte ayrıldığını duyduğunda bunun hakkında çok düşünmemişti. Sonuçta Zhou Weiqing bir Cennetsel Cevher Ustasıydı, durum buyken nasıl olur da Xiao Se ona uygun bir rakip olabilirdi? Fakat, Yeni Çaylak Turnuvası çoktan bitmişti ve ikisi hala dönmemişti, Shangguan Bing’er kalbinde huzursuz ve tedirgin hissetmeye başlamıştı. Kalbinde hala onun ilk seferini ondan aldığı için ondan tiksindiğini ve nefret ettiğini düşünse de Küçük Şişman Zhou'ya karşı duyduğu en derin hisleri bilmiyordu, Küçük Şişman Zhou onun kalbinin en derinlerine gölgesini yerleştirmişti. Bu mümkün olan bir durumdu, bir kadın ilk seferini birine verdiğinde ona karşı bir ilgi duymaya başlar, dahası o son bir kaç ayda her günü onunla birlikte geçirmişti.

 

O da kalbindeki bu tedirginliği az da olsa yatıştırmak için onu aramaya çıkmıştı. Yeni Fiziksel Cevher Birleştirme Ekipmanına güvenerek ışık hızında Yıldız Ormanına girmişti ve Zhou Weiqing'in kükremesi onu buraya çekmişti.

 

Uzaktan Xiao Se ve Zhou Weiqing'den hiç beklemediği bir sahneye tanık olmuştu, Xiao Se Zhou Weiqing'in başını kucaklamıştı ve oldukça yakın gözüküyorlardı. Onun gözünde Xiao Se bir erkekti! Bir erkek başka bir erkeğin başını mı kucaklıyordu? Bu...

(Ç.N: Hoşlandığım kız lezbiyen çıkınca ben.)

 

Shangguan Bing’er biraz daha yaklaştı, ancak o zaman bir şeylerin son derece yanlış olduğunu fark etmişti. Zhou Weiqing’in kaplan desenli, son derece şişmiş kaslı, kan çanağı gözleriyle vahşi görünüşünü fark ettiğinde kalbinden başlayıp tüm vücudunun titreten bir duygu hissetti. Onun bu hali bir kaç ay önce Shangguan Bing’er'in en değerli şeyini aldığındaki hali değil miydi?

 

Xiao Ru Se, Shangguan Bing’er'in haraketsiz kaldığını fark etti ve aniden sinirli bir şekilde ağladı :"Şapşal! Neden öyle duruyorsun? Hemen onu sakinleştirmeme yardım et! Sen de Cennetsel Cevher  Ustasısın, şuanda ne oluyor?"

 

"Ben, ben bilmiyorum..." Shangguan Bing’er panik içinde eğildi, kalbi Zhou Weiqing'in şuanki görünüşü yüzünden panik içinde olsa da oradan ayrılamazdı.

 

Eğildiği anda Zhou Weiqing'in ne kadar acı içinde olduğunu gördü, bütün vücudu kasılarak harap olmuştu, aceleyle : " Küçük Şişman Zhou, Küçük Şişman Zhou, biraz sakinleş."

(Ç.N: Mükemmel plan valla kardeş helal.)

 

Tüm zaman boyunca Zhou Weiqing bilinci tamamen açık değildi ve neler olup bittiğini tam fark edemiyordu, fakat birden tanıdık bir ses duydu ve benzersiz bir şekilde tanıdık bir koku.  Aniden sertleşmiş bedeni kendi kendine hareket etmeye başladı. Xiao Ru Se'nin kucağından alçak sesli bir kükremeyle sıçrayıp Shangguan Bing’er'in omuzlarını tuttu.

 

Shangguan Bing’er kolayca bu hareketten kaçabilirdi, özellikle Rüzgara Hakim Botlarıyla birlikte. Fakat, o kaçmamayı seçti, o anda zihninde hiç beklemediği bir düşünce ortaya çıkmıştı: eğer onun ellerinde ölürse, bunda bir sorun olmazdı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44249 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr