Çevirmen : Clumsy 

Zhou Weiqing artık sakin kalamıyordu. Ming Wu’nun sözlerine bakılırsa, emin olduğu tek şey onun kendisini öldürmeyeceğiydi.

Başka bir şansım yok mu? Zhou Weiqing hala inatla düşünüyordu. Ölmek istemiyordu, kesinlikle ölemezdi. Çok fazla insanın umutlarının ve hayallerinin yükünü taşıyordu. Aynı zamanda özgürlüğünü de kaybetmek istemiyordu! Ve bir anlık mücadeleden sonra karara vardı. Sonuç ne olursa olsun, Ming Wu’ya teslim olmayacaktı. Güç seviyeleri çok farklı olsa da, hala özgürlüğü için mücadele etme şansı vardı.

Böyle yoğun bir baskıyla yüzleşince, kana susamışlık ve vahşet hissi içerisinde canlanmaya başladı ve gözleri kızardı. Ming Wu, eğer Zhou Weiqing kendisini azarlıyor olsaydı, çok daha iyi hissedecekti. Ancak sessizce üzerine dikilen bakışlar işkence gibiydi. Ne yazık ki başka şansı yoktu. Zhou Weiqing’in kabiliyeti çok fazlaydı, ayrıca olgun karakterli ve güçlü iradeli biriydi. Büyüdüğünde dünyada büyük bir güç olacağına hiç şüphe yoktu. Sonuçta bir ilk jenerasyon Şeytani Cevher Ustası, Cennetsel Şeytan Tarikatı için çok önemliydi, kanbağları için buna ihtiyaçları vardı. Ming Wu’nun Tarikattaki kızlardan istediğini alabilirsin deme sebebi de buydu, yeni çocuklar gerekliydi. Nasıl bakarsanız bakın, Cennetsel Şeytan Tarikatının Zhou Weiqing’i kolayca bırakmayacağı kesindi.

Ve bir ışık eşliğinde Derebeyi Yayı bir kez daha Zhou Weiqing’in ellerinde belirdi. Şu anda Ming Wu ile arasında en fazla yirmi metre vardı ve kalın bir Cennetsel Enerjiyle titanyum alaşımlı oku kirişe yerleştirip Ming Wu’ya çevirdi. Zhou Weiqing’in okçuluk yetenekleriyle, böylesi bir mesafede, Ming Wu’nun bile kaçınması zor olacaktı.

“Eğer boyun eğmemi istiyorsan, bunu güç kullanarak yapmak zorundasın.” Zhou Weiqing’in sesinde şeytani bir auranın izleri vardı ve Cennetsel Enerjisinin sirkülasyonunun gerçekleştiği Şeytani Sağ Bacağı dövmelerle kaplanmaya başlamıştı.  

Zhou Weiqing’in sol eli Derebeyi Yayını tutarken, Elementsel Cevherlerinden iki tanesi soketlerine girdi ve ani, ince, kulak yırtıcı bir ses seşliğinde, ok serbest kalarak yıldırım hızıyla Ming Wu’ya doğru ilerlemeye başladı.

Ming Wu şu anda kendisini suçlu hissettiği için, Zhou Weiqing’i öldürmeye niyetli değildi. Tek istediği onu Tarikata katmaktı. Onu ikna etmeye ve boyun eğdirmeye gelince, bununla ilgili sonra endişelenebilirdi.

Zhou Weiqing Derebeyi Yayını çektiği anda, Ming Wu ona odaklanmıştı. Bir kilometrelik bir alanda dahi ondan bir şey kaçamazdı. O garip yavaşlatma yeteneğini kullansa bile üç saniye geçtikten sonra Zhou Weiqing’i tekrar yakalardı. İddianın kısıtlaması olmadığı sürece, 3-Cevherli birinin 9-Cevherli Ming Wu’yla baş edebilmesi imkansızdı.

Ming Wu yarım adım ilerledi ve sağ yumruğunu kaldırdı. Hızı, refleksleri ve tepki süresi çok iyiydi, nitelikleri ve uzmanlığı hıza veya çevikliğe dayanmıyor olsa da, yetişimi bu aşamadayken sıradan Cevher Ustalarıyla kıyaslanamayacağı kesindi.

Böylece titanyum alaşımlı ok, kör edici beyaz ışığıyla birlikte yok oldu. Çifte patlama etkisi Cennetsel Xu Enerjisinin karşısında güçlü kalamadı. Hatta patlamanın sesi bile bu enerji tarafından susturulmuştu.

Ancak bir an sonra, Ming Wu’nun yüzü yeniden dondu. Çünkü yumruğunu oka değdirdiği anda yıldırım bütün bedenine etki etmişti. Ming Wu’nun yetişim seviyesinde bile olsanız, Yıldırım Niteliğiyle gafil avlandığınızda bir anlığına uyuşurdunuz. Ve onun bu anlık uyuşmasını da tüm bedenini saran gümüş ışıklar izledi – Uzaysal Zincirler.

Gerçekten de bu okun Zhou Weiqing’in maksimum kapasitesiyle atıldığı söylenebilirdi. Mu En’in eşsiz tekniğini, Derebeyi Yayını ve iki Elementsel Cevherini kullanmıştı. Soketleme Parşömenini kullandığından beri ilk defa iki soketi aynı anda kullanıyordu ve etkisi gerçekten de gelecek vaat ediciydi.

Yıldırım Çıkartan Avuç Ming Wu’yu hazırlıksız yakalamış ve onu bir anlığına afallatmıştı, bu da Uzaysal Zincirlerin onu sarabilmesini sağlamıştı.

Ve Zhou Weiqing ilk okunu ateşledikten sonra hiç vakit kaybetmeden ikinciyi ve üçüncüyü de göndermişti. Kaçmaya çalışmamıştı, çünkü bunun imkansızlığını biliyordu. Kaçabilecek olsa bile şu anda bunu yapmazdı. Sonuçta, o gittikten sonra Shangguan Bing’er ne olacaktı? Bu yüzden tek şansının tüm gücünü kullanmak olduğunu düşünmüştü. Gücünün yetersiz olacağını bilse de, en azından deneyecekti...Binde bir şansı olsa bile, hiç değilse denerken ölecekti!

Garip Cennetin ölüm rekoru 10-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustasıydı... Kendisinin yetişim seviyesi Garip Cennettekilerden çok daha düşük olsa da toplam gücü hiçbirinden aşağıda değildi. Belki de Ming Wu’yu öldürüp Shangguan Bing’er’e güven içinde erişebilirdi.

*Bang!* Uzaysal Zincirler kırılmadan önce yalnızca bir saniye dayanabildiler, yine de Zhou Weiqing’in hesaplamaları neredeyse sıradışıydı  –Ming Wu Uzaysal Zincirleri kırdığı saniyede ikinci ok hedefine ulaştı.

Hızlanan ok oldukça yıkıcıydı ve Ming Wu’nun bunu yumruğuyla karşılamaktan başka şansı yoktu. Ancak bir kez daha yüzünde beliren şoku engelleyemedi.

Gecikme… Bir önceki bahsi kaybetmesini sağlayan şey Mutlak Gecikmeydi. 3-Cevherli Mutlak Gecikme üç saniye sürüyordu ve Tang Xian’ın da bahsettiği gibi bu Yetenek gerçekten çok güçlüydü. Rakipler arasındaki güç farkı ne kadar çok olursa olsun etki ediyordu.

Dahası, bu okla birlikte gelen yalnızca Mutlak Gecikme değildi, beraberinde Rüzgarın Prangaları da vardı. Çifte kontrol yetenekli bir ok daha gelmişti ve yetenekler ilk oktan tamamen farklıydı. Bu Ming Wu’yu bir kez daha afallattı. Bu küçük veledin kaç yeteneği var?! Ve kaç niteliği var?! Bu konuda hala net bir fikri yoktu.

Mutlak Gecikmenin etkisi altındaki Ming Wu, Rüzgarın Prangalarına direnemedi ve tüm gücü bedeninden ayrıldı. Bu sayede Cennetsel Enerjisini salıp Zhou Weiqing’e bakmaktan başka bir şey yapamayacak hale geldi. Ona göre, Zhou Weiqing kaçma fırsatı arıyor olmalıydı.

Ancak o Cennetsel Enerjisinin sirkülasyonunu yaparken, Zhou Weiqing’in üçüncü oku da hedefine ulaştı. Şu ana dek Zhou Weiqing’in yüzü solgundu, kül gibiydi. Çoğul nitelikleri sayesinde pek çok yeteneği olsa da, ilk defa bunları zincirleme halde kullanıyordu ve oldukça efor gerektiriyordu. Ama şu anda bununla ilgilenemezdi, tek şansı olduğunu biliyordu.

Üçüncü ok Ming Wu’ya ulaşırken, Zhou Weiqing de Şeytani Sağ Bacağını kullanarak vahşi bir şekilde sıçramıştı. Kaçmak yerine, Ming Wu’ya ilerliyordu.

*BANG*  Üçüncü ok Ming Wu’nun Cennetsel Xu Enerjisine çarparken yüksek bir patlama gerçekleşti, ancak bu Ming Wu’nun ancak kaşlarını kaldırmasına yetti. Zhou Weiqing’in okçuluğu ve Derebeyi Yayının birleşimi ne kadar güçlü olursa olsun, Cennetsel Xu Enerji kalkanını aşamıyordu.

Üçüncü okta herhangi bir yetenek yoktu, yalnızca temel okçuluk yeteneğine dayalıydı. Ming Wu gülümseyerek kendi kendine düşünmeden edemedi. Küçük velet, sonunda, yetişim seviyen yeterince yüksek değil işte! Pek çok yeteneği zincirleme kullandıktan sonra devam edemez hale geldin. Eh, devam etsen bile ne olacaktı? Beni yaralayacak gücün yok.

Şu ana kadar Mutlak Gecikmenin ve Rüzgarın Prangalarının ilk saniyesi geçmişti. Zhou Weiqing ileri atılırken ikinci saniye de geçti.

Ming Wu, Zhou Weiqing’in bedeninin delici yeşil bir ışık eşliğinde hareket ettiğini görebiliyordu ve daha güçlü olan Uzaysal Yırtık yerine Rüzgar Nitelikli bir Yetenek kullanmayı seçmişti. Anlaşılan Cennetsel Enerjisi yetersiz. Gerçekten nefes kesiciydi...onu yakaladığımda ona iyi davranmalıyım...Umarım beni dinler de Tarikatımıza katılır.

O ana kadar durumun kontrolü altında olduğunu düşünüerek Zhou Weiqing’i ikna etme yolları arayan Ming Wu’nun yüzü bir anda değişti.

Zhou Weiqing, çevresini sardığı yeşil ışıkla yaklaşırken hızı iki katına çıkmıştı, yeni bir yetenek daha kullandığı çok açıktı. Bedeni doğrudan Ming Wu’ya ilerlemiyordu, bunun yerine havada yükseliyordu. Ve eş zamanlı olarak, bedeninden altın-siyah renkli ışıklar çıkararak Derebeyi Yayını yok etti, onların yerine çekiç çiftini avuçladı.  

Ama Ming Wu’nun yüz ifadesini değiştiren bu manzara değildi. Esas sebep Zhou Weiqing’in bedeninin tamamen siyah kaplan dövmeleriyle kaplanması, gözlerinin kızarması ve alnında ‘Kral’ kelimesinin belirmesiydi... Hepsi Ming Wu’ya bir şey anlatıyordu – Şeytani Değişim!

O anda, Zhou Weiqing, Buzlu Ruh Cennetsel Ayılarından aldığı ikinci Rüzgar Niteliği Yeteneğini kullanıyordu, Kasırga Vuruşunu. Ve bunu kullandığı anda bedeni de Şeytani Değişim aşamasına girmişti. Kuvveti, atmosferden çektiği enerji miktarı, hassaslığı, hepsi güçlenmişti. Daha da önemlisi, hala kendisini kontrol edecek bilinçteydi!

#Bizim keratamızın ölümden daha çok korktuğu bir şey de varmış meğer : Özgürlüğünü kaybetmek.
Ve bu uğurda gücünün her damlasıyla mücadele ediyor.
Verdiği mücadele böylesine güçlü bir adama karşı yeterli olacak mı dersiniz?

Okuyup görelim en iyisi. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!