Bölüm 54.3 : Büyük Bir Acı Çekiyor Gibi Haykırmalıyız! (3)

avatar
7116 8

Heavenly Jewel Change - Bölüm 54.3 : Büyük Bir Acı Çekiyor Gibi Haykırmalıyız! (3)


Çevirmen : Clumsy 

 

“Ahhhh!!!” Bu insan dışı çığlık iki metre havaya sıçrayan asil öğrenciye aitti, tüm bedeni titriyordu ve çıkarttığı sesler kesilmekte olan bir domuza ait gibiydi.

 

Zhou Weiqing, şoktaymış gibi asil öğrenciye bakarak şaşkınlıkla sordu: “Aiiyahhh, ne oldu? Sadece nezaketen okunu geri göndermiştim, neden yakalamak için kalçalarını kullandın ki?! Edindiğin değişik bir yetenek olmalı… Saygı duyuyorum, gerçekten çok harika bir yetenekti! Fazla harika!”

 

Herkes şoktaydı. Halk sınıfının öğrencilerinin suratlarında oldukça garip ifadeler vardı. Dürüst görünümlü Zhou Weiqing’e bakarken içten içe eğlenseler de bir yandan da bir soğukluk duyuyorlardı. Bu gerçekten de şeytanın gülümseyişiydi!

 

Ma Qun mırıldandı: “Bu efsanevi ‘Çanağı Patlatma’ mı? Patron Zhou, çok zalimsin!”

 

Zhou Weiqing ona dik dik bakarak şöyle dedi: “İstediğin boku yiyebilirsin ancak söylenti yayamazsın!”

 

“Sadece ona okunu geri veriyordum. Sevgili Üst sınıfımızın böyle kuvvetli bir yeteneği olacağını ve bedeninin o kısmıyla oku yakalayacağını nerden bilebilirdim … Bunun benimle ne ilgisi var?”

 

O anda asil öğrencilerden biri bağırdı: “Vurun şu halk piçlerini!” Ve diğer asil öğrenciler de oklarını çıkarıp halk öğrencilerine doğru nişan aldılar.

 

Tüm halk öğrencileri Cevher Ustaları olsa da asiller tarafından küçümseniyordu.  Asillerin gözlerinde bu ezik halkın kendilerine başkaldırması affedilemez bir davranıştı. Ellerindeki oklar eğitim okları olsa da, kırk küsür öğrenciden gelecek olan oklar oldukça güçlü ve korkutucuydu. Özellikle de aradaki mesafe çok az olduğu için halk öğrencilerinin bir kısmı hızlı davranıp elleriyle kafalarını kapattı ve zarar görme ihtimallerini azalttı. Geri kalanlarsa asil öğrencilere asabi bakışlar atmakla meşguldü.

 

Sonuçta halk öğrencileri Cevher Ustaları olsalar da, çok azı Yetenek Depolamıştı ya da Birleştirilmiş Ekipmana sahipti.

 

O anda gölge gibi bir figür belirdi ve herkes havadaki yeşil bir ışığın parlaklığını görürken ok yağmuru sona erdi.

 

Ve Shangguan Bing’er, ellerinde oklarla hafifçe Zhou Weiqing’in yanına indi.

 

Fei Li Askeri Akademisine girdiklerinden beri tüm ilgiyi Zhou Weiqing almıştı ve herkes Shangguan Bing’er’e yalnızca güzel bir yüzmüş gibi davranıyordu. Ancak şimdi gücünü sergilediğinde, herkes Zhou Weiqing’in koruması altındaki bu güzelliğin esas karakterini kavramıştı.

 

Havadaki bir oku yakalamak, bir ok atmak kadar basit değildi. Hele ok yağmuru tamamen farklı bir meseleydi. Bu iş yalnızca inanılmaz bir hız gerektirmezdi, aynı zamanda vizyon, yargılama, hareket tipi ve bilincin karışımı da gerekliydi.  Üstelik kız bunu çok kolay gibi göstererek ve mükemmel bir görünümle başarmıştı.

 

“Siz fazla oldunuz! Biz okul arkadaşlarıyız ve siz bize ok atıyorsunuz. Ya biri yaralansaydı ne olacaktı!?” Shangguan Bing’er normalde sinirine yenik düşmezdi. Ancak bu kez asillerin fazla ileri gittiğini görüp harekete geçmeden duramamıştı.

 

Zhou Weiqing de hayrete düştü. Uzun mesafede ve düz koşuda Şeytani Sağ Bacağı sayesinde Shangguan Bing’er’e ayak uydurabiliyordu. Ancak kısa mesafede ve ani değişikliklerde onun yeteneğiyle arasında büyük fark vardı. Sonuçta Shangguan Bing’er 3-Cevherli nihai Çeviklik tipli bir Cennetsel Cevher Ustasıydı.

 

Ancak asil öğrenciler kızın sözlerini duymamış gibiydi ve ikinci ok serisini ateşlenmişti bile. Hedefleri de tabii ki halk bir sınıfıydı.

 

Shangguan Bing’er bir kez daha hızlıca harekete geçti ve elindeki oklar havada dağıldı, düzenli *ting* *ting* sesleri eşliğinde her ok yeni bir oka çarptı.

 

Bu kez asil öğrenciler bile şok olmuş ve irkilmişti. Bunu bir insanın yapması mümkün müydü?!

 

Kou Rui Zhou Weiqing'e dönerek,  “Patron, ne yapıyoruz?” diye sordu hafifçe.

 

Zhou Weiqing soğuk bir şekilde yanıt verdi: “Onları dövüyoruz! Harekete geçmeyen olursa sınıfımızdan ayrılabilir, halk sınıfımızda işe yaramaz korkaklara yer yok!” Ve bunu söyledikten sonra da hücuma geçti. Havadayken birkaç oku yakalamayı ve geri fırlatmayı başardı. Birkaç acılı ses daha duyuldu.

 

“Dövün onları!” Ma Qun öfkeyle bağırarak Zhou Weiqing’in arkasından harekete geçti. Öbür halk öğrencileri de çoktan öfkeyle kaynamaya başlamıştı; sonuçta hangisi bugüne dek asiller tarafından zorbalığa uğramamıştı ki? Şu anda bu kibirli asillerin hedefi olunca da doğal olarak bu öfkeyi içlerinde tutamıyorlardı. Zhou Weiqing’in önderliğinde, Elementsel Cevher Ustaları da dahil olmak üzere 29 kişi bir anda ileri atılmıştı.

 

Zhou Weiqing, elli yardlık mesafeyi iki adımda kapatacak gibiydi. Onun bu kadar hızlı ilerlediğini gören asiller onu vurmaya çalışıyordu. Ne yazık ki Zhou Weiqing kimdi? O ve Shangguan Bing’er Cennetsel Yay Birimindeki iki yıllarını boşa harcamamışlardı. O, Cennetsel Cevher Ustalığı okçuluğunun merkezindeydi. Yalnızca okçuluk olarak bakılırsa, Fei Li İmparatorluğunda onunla yarışabilecek kimse yoktu!

 

Üzerine gelen okları sırayla yakaladı ve kaynaklarına geri gönderdi. Asillere ulaştığında yarısını yere sermişti bile.

 

Asil öğrencilerin aşağı yukarı çeyreği Cevher Ustasıydı, onlar da yüksek yetişim seviyesinde değildi. Hatta bu sınıf, ikinci sınıflar arasındaki en güçsüzlerdendi. Uzaktan ok atmayı başarabiliyorlardı ancak iş yakın dövüşe geldiğinde hiçbir şansları yoktu.

 

Zhou Weiqing düşman sınırına ilk ulaşan kişi oldu, koyun sürüsüne dalan bir kaplan gibiydi. Cennetsel Enerji kullanmasına bile gerek yoktu, fiziksel kuvveti yeterli olacaktı. Bu şekilde bile tüm asil öğrencileri havaya uçurabilirdi!

 

Asil öğrenciler arasında 11 Cevher Ustası vardı ve hiçbiri 3 Cevherli değildi. En yüksek yetişimli olan 2 Cevherliydi ve hepsi de ya Fiziksel ya Elementsel Cevherliydi, içlerinde Cennetsel Cevher Ustası olan yoktu. Zhou Weiqing, sürünün derinliklerine daldığında Karanlığın Dokunuşu Yeteneğini aktive etti.

 

Bu onun ilk Yeteneklerinden biriydi ve doğal olarak en çok pratik yaptığı Yetenekti. Karanlık kollar etrafa yayılırken oluşan kaosta, neredeyse hiç kimse olayı fark edemedi. On bir asil Cevher Ustası, hiçbir yetenek kullanamadan ya da Birleştirilmiş Ekipman çıkartamadan dokunaçlar tarafından yakalandı ve bağlandı. Yetişim seviyeleriyle bu Yeteneğe karşı çıkma şansları yoktu. Sıradan Cevher Ustaları, 5 veya 6 Cevherli olsalar dahi, Zhou Weiqing’in bu yeteneğine kolaylıkla karşı koyamazdı.

 

Bundan sonra  yaşananlarsa sevgili Zhou Küçük Şişmanımızın bir porselen dükkanına giren boğa oluşu gibiydi. Gücü inanılmazdı ve tek vuruşla on bir Cevher Ustasını uçurmuş, hepsini yaralamıştı. Ona nasıl direnebilirlerdi ki?

 

“Hepsini dövün!!!”

 

Bu sırada halk bir sınıfının kalan üyeleri de alana ulaşmıştı ve kalplerindeki öfke sayesinde korkularını bastırmışlardı, Zhou Weiqing’in gaddarlığı da içlerini titretiyordu.

 

Bir an içinde tüm ana alan çığlıklarla ve acı sesleriyle kaplandı.

 

Bu hiç kuşkusuz ki tek taraflı bir mücadeleydi ve çok geçmeden tüm asil sınıf öğrencileri kendilerini yerde bulmuştu.

 

Bu esnada Ming Hua kenara saklanmış, afallamış bir şekilde olan biteni izlemekteydi. Biraz önce Zhou Weiqing ona öğrencilere ufak bir ders vermek istediğini, bu yüzden bir süreliğine saklanmasını söylemişti. Aslında küçük bir münakaşa olan bu olay da bir anda devasa bir savaşa dönmüştü. Sınıflar arasında böylesi bir savaş Fei Li Askeri Akademisi tarihinde hiç görülmemişti!

 

Tüm asil öğrencilerin yere düştüğünü ve acı çektiğini gören Zhou Weiqing durdu. Ana okul binasına doğru bakarak bir anda bağırdı: “Millet, durun! Vakit geldi! Çabuk, herkes yere yatıp yuvarlansın.”

 

“Huh? Ne? Patron, ne yapıyoruz?” Erkek öğrencilerden biri merak içinde sormuştu.

 

Zhou Weiqing sinirli bir şekilde yanıtladı: “Aptal mısın sen?! Biz mağduruz! Kurbanlar iyi olur da kötü adamlar nasıl dayak yemiş olur?”

 

Ma Qun kalbinde bir kahkahayla yere yatan ilk kişi oldu. Bu Patron Zhou sahiden de cesur, bu asilleri dövüp bir an sonra kurban rolü oynuyor! Sevdim bu işi!

 

Yavaşça tüm sınıf olayı kavradı ve emirleri yerine getirdiler. Pek çoğu bunun utanmazca olduğunu düşünse de okuldan atılmak istemiyorlardı ve doğal olarak Zhou Weiqing’i dinleyip yere yatıp yuvarlanmaya başlamışlardı. Yalnızca birkaç kız öğrenci çok utanarak acıklı bir şekilde Zhou Weiqing’e bakmaktaydı.

 

Zhou Weiqing: “Tamam, tamam, kızlar yerde otursa da olur. Ama hepiniz bağırmalısınız … mümkün olduğunca kuvvetli şekilde. Erkekler, elinizden geldiğince yuvarlanın! Kendinizi mümkün olduğunca pisletin! Oh doğru, çabuk, onların kanlarını alıp kendinize sürün! Büyük bir acı çekiyor gibi haykırmalıyız!”

 

Bunu söyledikten sonra da sınıf başkanı olarak başı çekti. Yerde yuvarlanarak yüksek sesle kuvvetli bir şekilde bağırıyordu.

 

Shangguan Bing’er’in sesi kulaklarına doldu: “Üstünü fazla kirletmesen iyi olur, yoksa kendi kıyafetlerini kendin yıkarsın!”

 

Zhou Weiqing ancak o zaman kıyafetlerine çamur ve kan sürmeyi durdurdu. Ama çığlıkları daha da gerçek bir hal almıştı. Onu duyan gerçekten de büyük bir keder içinde olduğunu sanabilirdi! Bu yeteneği zamanında babası Amiral Zhou’nun ‘koruması’ altındayken geliştirmişti. Ve şimdi de şov amacıyla bir kez daha kullanıyordu!

 

Sınıf başkanlarının mükemmel rolünden etkilenen halk öğrencileri de aynı şekilde bağırmaya başladı. Kısa bir süre içerisinde, Fei Li Askeri Akademisinin ana alanı bir savaş alanına dönmüş, acılı çığlıklarla dolmuştu.

 

Ming Hua ise gözlerini çaresizce kapatmıştı. Aklındaki tek düşünce şuydu: Ulu Cennetler! Ben bu karmaşayı nasıl örteceğim…

 

Her şey tam da Ming Yu’nun tahmin ettiği gibiydi… Zhou Weiqing’in akademiye varışı akademiyi gerçekten de değiştirmişti. Artık burası çok daha… ilgi çekiciydi.

 

 

#Hahaha çok iyi bölümdü. Valla bizim keratanın beyin kimsede yok. Onu en başarılı kılan da bu pislik düşünce tarzı bence.
Bir de Bing'er'in onca olay arasında üstünü fazla kirletme demesine bayıldım.

İnşallah bu işi kazasız belasız atlatırlar, kabak Ming Hua'ya patlamaz.
Hadi bakalım neler olacak, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr