Çevirmen : Clumsy 

Zhou Weiqing’in sözlerini dinleyen Qin Feng, rahat bir nefes verdi. Ona göre, bir Birleştirilmiş Ekipman Ustasının başka bir Ustayı Takipçisi olarak alması hoş olmazdı.  

Yun Li’nin aklındaysa kederle karışık düşünceler vardı: Çok sahte, çok ikiyüzlü! Ahh … Bu adamın himayesi altında nasıl bir geleceğim olacak acaba…

Zhou Weiqing, Qin Feng’in sorusunu cevapladıktan sonra, Shangguan Bing’er’in elini tuttu ve bir müddet birbirlerine baktılar. Zhou Weiqing eğlenceli bir edayla kaşlarını kıpırdattı. Shangguan Bing’er de müstakbel kocasına gurur dolu bir şekilde gülümsedi. Az önce Zhou Weiqing, Cennetsel Yay Biriminde oluşturdukları gizli kodu kullanarak Cennetsel Enerjisiyle ona olanları özetlemişti.

Bir Orta Seviye Birleştirilmiş Ekipman Ustası olarak, bir Yüksek Seviye Birleştirilmiş Ekipman Ustasını yenmek gurur duyulacak bir şey değil miydi? Başarılı ve yetenekli bir erkek kesinlikle kadınlara çekici gelirdi.

Dört kişi merdivenlerden inmeye başladığında, dışarıdaki hava çoktan kararmıştı. Ancak ticaret merkezi hareketliliğini korumuştu, normalden çok daha kalabalıktı. Şimdiye dek izleyicilerin sayısı yüzü aşmıştı.

Dörtlünün çıktığını gördükleri anda, soru yağmuru başladı. Herkes mücadelenin galibini merak ediyordu; sonuçta bu, iki yetenekli Birleştirilmiş Ekipman Ustasından birinin Takipçi olacağı demekti!

“Qin Abi, sen açıklayabilirsin.” Zhou Weiqing iyi adamı oynayıp bu onuru Qin Feng’e bıraktı. Aynı anda Yun Li’nin kulağına fısıldadı: “Bu acılı ifadeyi kes, insanlar çekildiğimize inanmayacak yoksa.”

Yun Li ona dik dik baktı, bir şey söylemek üzere gibiydi, ancak sonunda ağzını bir gülümseme şekli almaya zorladı.

Qin Feng yüksek sesle konuşmaya başladı: “77 numaralı dükkanımız iki genç ve yetenekli Birleştirilmiş Ekipman Ustasının mücadelesine kapısını açmış olmaktan onur duyar. Uzun bir mücadeleden sonra, tarafların berabere olduğuna karar verildi, iki taraf da birbirini takdir ediyor. İddia sona erdi, taraflar çekildi. İlk mücadeleye dayanarak söylüyorum ki, hepiniz iki Ustanın da ne kadar yetenekli olduğunu gördünüz. Eğer onların Takipçisi olmaya niyetliyseniz, acele edin! Fırsat uzun süre devam etmeyecektir!”

Bazı Cevher Ustaları oldukça heyecanlanmış görünürken Yun Li lafa girdi: “Buna gerek yok. Bugünkü mücadeleden sonra oldukça yoruldum. Üstelik Usta Zhou’yla olan mücadelemden sonra taze fikirler oluşturdum, kapalı kapılar ardında yetişim yapacağım, şimdilik Takipçiye ihtiyacım yok.”

Zhou Weiqing kahkaha atarak konuştu: “O zaman şimdilik bu kadar. Bir kez daha Takipçi kabul etmek için hazır olduğumuzda gelip sizleri bilgilendireceğiz.”  Açgözlü olmaya gerek yoktu, bugünkü kazancı zaten inanılmayacak kadar değerliydi. Üstelik, hala destekleyeceği bir halk sınıfı vardı. Yun Li gibi bir takipçi Zhou Weiqing’i fazlasıyla tatmin etmişti ve başka Takipçiler için acele etmeye gerek duymuyordu. Yetişim seviyesi yükseldiğinde ve Birleştirilmiş Ekipman Ustalığı rütbesi arttığında, doğal olarak daha güçlü Takipçiler çekebilecekti, o yüzden işleri hızlandırmaması daha iyiydi.

Zhou Weiqing bu düşünceye dayanarak devam etmemeye karar verdi.

Kalabalıktan isyankar sesler yükselmeye başlamıştı. Tabii ki bu sesler bir galip olmamasına da bağlı olabilirdi, artık Takipçi aranmıyor oluşuna da.  

“Merhaba Usta Zhou, tanıştığımıza çok memnun oldum. İsmim Zhou Changxi, aynı ataları paylaşıyoruz! Ben 76 numaralı dükkanın sahibiyim.” İki tarafın çekildiğini görünce, Zhou Changxi de rahat bir nefes almıştı. Sonuçta Yun Li’nin kaybetmesinden korkuyordu.

Zhou Weiqing gülümseyerek yanıtladı: “Ben de tanıştığımıza memnun oldum Patron Zhou.”

Zhou Changxi, ardından Yun Li’ye döndü: “Kardeş Yun, eğer kapalı kapılar ardında yetişim yapmak istiyorsan benim mekanıma gelebilirsin.”

Yun Li kafasını sallayarak konuştu: “Buna gerek yok. Weiqing’le yakın bir arkadaşlık geliştirdik, birlikte Birleştirilmiş Ekipman Parşömenleri üzerine konuşup çalışacağız.” Çoktan Zhou Weiqing’in Takipçisi olmuştu, bu yüzden onunla birlikte gidecekti. Zhou Weiqing’in gerçeği saklama çabasını sahte bulsa da, dünyaya kaybettiğini ilan etmek istemiyordu. Özellikle de kaybettiği kişi kendisinden daha düşük rütbede ve yetişim seviyesinde olduğu için. Bu çok aşağılayıcı olurdu.

Aslında Alexandrite Kedigözü Cevherinin gül rengi hala aklındaydı. Zhou Weiqing’in söylediği gibi, ona kaybettiği için utanmasına gerek yoktu. Ayrıca sözünden dönüp ona saldırmadığı için de çok memnundu, çünkü efsanevi Alexandrite Kedigözüne sahip bir Cennetsel Cevher Ustasına karşı hiç şansı olmazdı.

Yun Li’nin sözlerini dinleyen Zhou Changxi, oldukça şaşırsa da bir şey söylemedi. Sonuçta Yun Li’yle arkadaştı, onun patronu değildi.

Yun Li’nin kederli yüzünü izleyen Zhou Weiqing ise sırıtıyordu. Tam Qin Feng’e ihtiyacı olan malzemeleri sıralayacakken oldukça garip bir ses duyuldu.

“Benim de iki Ustayla iddiaya girmem mümkün mü?” Sesin garip diye tabir edilmesinin nedeni oldukça metalik bir his yaratmasıydı. Kalın ve güçlüydü. Kişiyi görmedikleri halde, sesi, üzerlerinde bir izlenim bırakmaya yeterli olmuştu.

Zhou Weiqing ve Yun Li sesin geldiği yöne başlarını çevirdiklerinde, iri bir adamla karşılaştılar.

Adam 1.9 metre boyundaki Zhou Weiqing’ten bile uzundu, omuzları genişti, abartılı bir boyuttaydı. İri ve gelişmiş görünümlü Zhou Weiqing bile bu adamın yanında incecik görünüyordu. Adamın kol kasları sanki içlerine metal toplar sıkıştırılmış gibiydi.

Yuvarlak gözleri, geniş bir alnı vardı ve yüzü sakallarla kaplıydı, bu yüzden gerçek yaşı pek belli olmuyordu, saçları da kısa ve kızıldı. Hepsinin birleşimi ona delici bir görünüm katıyordu. Ancak derin mavi gözleri deniz kadar sakindi. Orada kımıldatılamaz bir dağ gibi dikiliyordu.  

Bu adama bakmakta olan Zhou Weiqing, Yun Li, Shangguan Bing’er ve Qin Feng kafası karışık ifadeler almışlardı. Yalnızca Zhou Changxi oldukça şaşkın bir ifade eşliğinde kaşlarını kaldırmıştı ve gözlerinde soğuk ışıklar yanıp sönüyordu. Ancak kimse ondaki bu hızlı ifade değişimini yakalayamadı.

“Kimsin sen?” diye sordu Zhou Weiqing meraklı bir şekilde.

Sakallı adam güçlü bir şekilde konuştu: “İsmim Lin TianAo. Orta Seviye Zun Aşaması Cennetsel Cevher Ustasıyım, Toprak Elementsel Niteliğine, Defans Fiziksel Niteliğine sahibim ve siz iki Ustayla iddiaya girmek istiyorum.”

Orta Seviye Zun Aşaması mı? 5-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustası! Zhou Weiqing, saf defans tipi Cennetsel Cevher Ustalarına yabancı değildi, Ma Qun da öyleydi. Ancak Ma Qun’un tek set Cevheri varken önündeki adamın Cevher sayısı 5ti. Aralarındaki fark cennetle dünya kadardı.

Yun Li bir şey söylemek üzereyken Zhou Weiqing onu geçerek ifadesiz bir şekilde lafa girdi: “Bizimle nasıl bir iddiaya girmek istiyorsun?”

Lin TianAo ciddi bir tonla yanıtladı: “Sizinkine benzer bir iddiam var. Eğer kazanırsam benim Ömürlük Takipçilerim olmanızı istiyorum. Eğer siz kazanırsanız ben sizin Ömürlük Takipçiniz olacağım. Şu anki seviyelerinizle benim gücümde bir Takipçi elde etme imkanınız yok. Üstelik ben Nihai tipli bir Cennetsel Cevher Ustasıyım.”

Bir ‘Nihai’ tipli Cennetsel Cevher Ustası, aynı güçlendirmelere sahip Fiziksel ve Elementsel Cevherlere sahip demekti. Örneğin, Shangguan Bing’er hız ve çeviklik Nihai tipi Cennetsel Cevher Ustası olabilirdi, bu Lin TianAo Nihai defans Cennetsel Cevher Ustası olmalıydı.

Zhou Weiqing kahkaha atarak konuştu: “Sanırım şartları da sen koymak istiyorsun. Ancak biz yalnızca Üst Seviye Shi Cennetsel Cevher Ustası ve Düşük Seviye Zun Aşaması Cennetsel Cevher Ustalarıyız, neden senin gibi bir Orta Seviye Zun Aşaması Cennetsel Cevher Ustasıyla iddiaya girelim ki? Bu iddianın şaka gibi olduğunu düşünmüyor musun?”

Lin TianAo, Zhou Weiqing’in alaylı sözleri karşısında tavrını değiştirmedi, hala sakin ve ciddiydi. “Bu bir iddia olduğuna göre doğal olarak adil olmalı. Söylediklerinde haklıydın, bu normal bir dövüş olsaydı adil olmazdı. İkiniz birlikte hareket etseniz bile beni indiremezdiniz. Ancak benim iddiam şu şekilde – Ben burada sizin saldırılarınıza karşılık vermeden duracağım ve ikiniz de bana saldıracaksınız. Eğer bir tütsünün yandığı süre boyunca ayağımı kıpırdatmamı sağlayabilirseniz, kazanmış sayılacaksınız.”

Bu sözler duyulduğu anda, Zhou Weiqing oldukça şaşırdı, Yun Li ise öfkelendi. Qin Feng ve Shangguan Bing’er ise şoka uğramıştı. İfadesi sabit kalan tek kişi, kaşları kalkık olan Zhou Changxi’ydi.

Zhou Weiqing’in şaşkınlığının altında bir sebep vardı tabii ki. Bu Lin TianAo’nun şartları oldukça iyiydi, insanın reddetmesini zorlaştırıyordu.

Bir tütsü sönene kadar iki kişi birleşerek ona saldıracaktı… böyle bir iddiaya girmek için kendine çok güveniyor olmalıydı! Sonuçta ikisi de Uzaysal Nitelikli Cennetsel Cevher Ustalarıydı ve Uzaysal Niteliğin saldırı yetenekleri oldukça kuvvetli olurdu. Üstelik, Zhou Weiqing’in Fiziksel Cevheri Kuvvet Nitelikliydi. Onu yenemeyebilirlerdi, ama Zhou Weiqing de Yun Li de onun ayağını bile kıpırdatamayacaklarını düşünemezdi.

“Bizi küçümsüyor musun?” dedi Yun Li sinirli bir şekilde.

Lin TianAo pasif bir şekilde yanıtladı: “Bu yalnızca bir iddia, kabul etmek de size kalmış. Hanginiz olursa olsun, benim gibi bir Takipçi elde etmek size büyük bir yardım sağlayacaktır. Üstelik, gücüm ve yetişim seviyesi artış hızımla defansım da artmaya devam edecek. Gelecekte, bir ejderhanın darbesini bile engelleyebilirim.”

Bu sözleri duyan Yun Li neredeyse kabul etmek için ileri atılacaktı, ama Zhou Weiqing tarafından durduruldu. Ancak o zaman artık özgür bir adam olmadığını hissetti ve kalbi acıdı. Yine de gözlerindeki mücadeleci ruhta bir değişiklik olmadı ve Zhou Weiqing’e baktığında, onun bahsi kabul edeceğini umuyordu. Sonuçta, Yun Li, bu iddiayı kaybetme şanslarının olmadığına inanıyordu.

#Bitmiyordu iddialar! 
Birinden kurtulduk derken şimdi bir de bu çıktı başımıza. Vallahi çevirirken geriliyorum, 'aman Ali Rıza Bey tadımız kaçmasın' modundayım.

Neyse hadi bir an önce devam edelim, bakalım iddia kabul edilecek mi, edilirse neler olacak.
Okumaya devam!