Çevirmen : Clumsy 

“Hayır, bırakmayacağım. Müdürüm, siz benden kurtulmak istiyorsunuz, eğer sizi bırakırsam beni göndereceksiniz.” Zhou Weiqing inatçı bir şekilde tutunmaya devam ederek bağırıyordu. Bu keratanın fiziksel gücü oldukça fazlaydı, üstelik böyle bir avantaj yakalamışken, bir saniye daha sarılabilmek bile büyük bir mutluluk olurdu!

“Bırak beni, senden kurtulmaya çalıştığım falan yok! Seni göndermiyorum.” Cai Cai gibi güçlü ve dominant bir kadın bile neredeyse gözyaşlarına boğulacak hale gelmişti. Bu keratanın gücü çok fazlaydı, kendisini sıkıca kavramıştı ve kasıtlı olup olmadığını bilmese de, elleri kalçalarına ulaşmıştı bile.

“Gerçekten mi?” Zhou Weiqing elleri hala sıkıca kilitli bir şekilde kafasını kaldırarak umut dolu bir bakış attı.

“Tabii ki gerçek, bırak beni artık!” Cai Cai’nin yüzü pancar gibiydi.

Zhou Weiqing hala şüpheli olsa da sonunda kadını bırakmaya karar verdi. Sonuçta eğer zaman limitini aşarsa, Cai Cai tarafından kafasına güçlü bir darbe yemekten çekiniyordu.

Zhou Weiqing kollarını genişletti ve yavaşça kalkarak minnettar bir şekilde konuştu: “Teşekkür ederim, teşekkür ederim Müdürüm.”

O kalktığında, Cai Cai de birkaç adım sendeledi, düşmemek için zayıflaşmış olan bacaklarını masasına yasladı.

“Sen… Sen…” Cai Cai elleriyle keratayı işaret ediyor, ne diyeceğini bilemiyordu. Onu dövmek istiyordu, ama az önceki eylemlerinin yalnızca akademiden gitmemek için olduğunun da farkındaydı. Bu yüzden tamamen sinirli olsa da öfkesini içinde tuttu. Kavranan yerleri biraz acıyordu, onu en çok sinirlendiren şeyse, keratanın burnundan akmakta olan kanlardı, hatta bir kısmı kendi cüppesine bile bulaşmıştı.

“Burnuna ne oldu?” diye sordu Cai Cai sinirli bir şekilde.

Zhou Weiqing yüzünde masum bir ifadeyle yanıtladı: “Az önce, tam şimdi, kafamı bacaklarınıza geçirdim. Tam oraya.” Bu sözleri sarf ederken kadının bacaklarını işaret ediyordu, az sonra kalkıp o noktaya dokunarak gösterecek gibiydi.

“Orda kalmaya devam et, eğer bana bir daha dokunursan seni öldürürüm.” Cai Cai’nin nefes alış verişi hala düzensizdi ve Zhou Weiqing’le arasındaki mesafeyi koruyup o sapığın bacaklarını görmesini engellemek için masasının arkasına geçti.  

Zhou Weiqing kendi kendine sırıtıyordu. Bu Müdire Cai Cai, Ming Hua’dan da seksi çıktı! Kendi kendine bunu düşünüyordu. Eğer Shangguan Bing’er açmakta olan güzel bir çiçekse, Ming Hua yeni açmış bir çiçekti, Cai Cai ise açmayı tamamlamış, güzelliğinin doruk noktasına ulaşmıştı… Tazecik bir meyveydi. Az önceki sarılış ona Xiao RuSe’yi hatırlatmıştı, iki yıldır onunla görüşmüyordu, o da bayağı ‘açmış’ olmalıydı.

Cai Cai, kısa süreli bir panikten sonra sakinleşmişti. Ancak az önce Zhou Weiqing’e hissettiği sıcaklık ortadan kalkmıştı ve soğuk bir şekilde konuşmaya başladı: “Zhou Weiqing, akademi seni okuldan atmıyor, seni korumak adına farklı bir göreve göndereceğiz. Üç aylık süreçten sonra, öğrenci olarak buraya geri döneceksin.”

“Görev mi? Ne görevi?” Zhou Weiqing meraklı bir şekilde sordu.

Cai Cai cevapladı: “Bu gerçekten de onurlu bir görev, eğer bunu başarıyla tamamlar ve bir katkı sağlarsan, bırak kışkırttığın bir düzine asili, Kral olan babamı bile kızdırsan arkanda duracağım! Beş Büyük Aziz Araziyi hiç duydun mu?”

Zhou Weiqing boş bir şekilde kafasını salladı: “Hayır, nedir o?”

Cai Cai açıkladı: “Beş Büyük Aziz Arazi basitçe karadaki beş büyük güçtür. Bu Araziler şunları içerir: Doğunun En İyi Vadisi – Tutku Vadisi, Güneyin En Cehennemi – Kan Kırmızı Cehennem, Batının En Şeytanı– Cennetsel Şeytan Tarikatı, ve Kuzeyin En Tepesi– Cennetsel Kar Dağı. Sonuncusu da Merkezin En Üst Sarayı – Cennetin Yayılma Sarayı. Bu beşli, Beş Büyük Aziz Araziyi oluşturur ve hepsi kıtadaki en güçlü Cennetsel Cevher Ustalarını barındırır. Daha da önemlisi, hepsinin Cennetsel Cevher Ustalarının farklı uzmanlık alanları vardır. İçlerinde en güçlü olanlar, Cennetsel Kar Dağı ve Cennetin Yayılma Sarayıdır. Cennetsel Kar Dağı, gücü en bariz olandır ve Cennetsel Şeytan Tarikatı, Tutku Vadisi ve Kan Kırmızı Cehennemle tek başına savaşıp var olmayı sürdürmüştür. Ancak bu Beş Büyük Aziz Arazi kendi yönetimlerine sahiptir, birbirleriyle pek ilişkileri olmaz. Cennetin Yayılma Sarayı ise kendini hep nötr tutmuş, başkalarının kavgalarına karışmamıştır. Tüm Kıtanın en güçlü İmparatorluğunda, Zhong Tian İmparatorluğunda konuşlanmıştır, İmparatorluğun hemen üzerinde Cennetsel Cevher Adası olarak bilinen yüzen bir adadalar. Aslında, Cennetin Yayılma  Sarayının varlığı, Cennetsel Kar Dağının Wan Shou İmparatorluğuna yardım edip dünyayı ele geçirmek için bir savaş başlatmalarını engelliyor.”

“Bir dakika, Müdürüm, az önce ne dediniz? Yüzen ada mı?!” Zhou Weiqing şaşkınlıkla lafa girdi.

Cai Cai başını sallayarak onayladı: “Evet, öyle söylenebilir. Aslında tam olarak havada yüzmüyor. Büyük bir dağ, ama bir hayli garip bir sıradağ. Yaklaşık beş bin metre uzunlukta, bulutlara ulaşıyor ve devasa bir alan kaplıyor. Ancak dağın merkezi tamamen boş, üst kısmı ise farklı dağ tepelerinden uzanan 16 ‘sütunla’ destekleniyor, bu yüzden havada yüzüyor gibi görünüyor. Bu sebeple Ada olarak adlandırılmış ve Cennetsel Cevher Adası adını almış.”

“Beş Büyük Aziz Arazinin isimleri kendileri tarafından verilmiş isimler ve aslında sadece en güçlü Cennetsel Cevher Ustalarını barındırmalarıyla ünlüler. Hepsi kıtadaki statülerini eşsiz başarılara sahip Cennetsel Cevher Ustalarıyla kazanmış durumdalar.”

Zhou Weiqing meraklı bir şekilde sordu: “Yani bu Beş Büyük Aziz Arazi kıymetli İmparatorluklarla denk olamaz mı?”

Cai Cai azarlayıcı bir humphlama eşliğinde cevap verdi: “Nasıl mümkün olabilir? Bir bireyin gücü sınırlıdır. 12-Cevherli Tanrı Seviyesi bir Cennetsel Cevher ustası bile, tek başına tüm İmparatorlukla savaşamaz. Ancak bir İmparatorluğu devirecek güçleri olmasa da, savaşın ortasında herhangi bir Generali veya güçlü Cevher Ustalarını ortadan kaldırmak konusunda hiçbir eksikleri olmadığı kesin. Bu yüzden, İmparatorlukların kraliyet aileleri bile Beş Büyük Aziz Araziyi gücendirmek istemez. Aynı zamanda, Beş Büyük Aziz Arazinin de bazı İmparatorluklarla aralarında ilişkiler vardır, onlara yardım edebilir, ya da onların koruyucuları olabilirler. En belirgin örnek de Wan Shou İmparatorluğu. Cennetsel Kar Dağı, Wan Shou İmparatorluğundadır ve sık sık Wan Shou İmparatorunun kararlarını etkilerler. Cennetsel Kar Dağı, diğer üç Büyük Aziz Araziye düşmanken ve Cennetin Yayılma Sarayı da nötrken, beş İmparatorluk arasında garip bir denge oluşuyor.”

Bir anda Zhou Weiqing’in gözlerinde garip ışıklar parladı: “Müdürüm, bir anda Beş Büyük Aziz Araziden bahsedince biraz kafam karıştı… acaba görevimin onlarla bir alakası var mı? Ben… ben yalnızca 3-Cevherli bir Cennetsel Cevher Ustasıyım, yalnızca bir ufaklığım. Böyle büyük şeylerle nasıl ilişkim olabilir…”

Cai Cai sinirli bir şekilde cevap verdi: “Büyük tabii. Sen kim olduğunu sanıyorsun, Beş Büyük Aziz Araziyi mi etkileyecektin? Senin de tahmin ettiğin gibi, görevinin Beş Büyük Aziz Araziyle ilgisi var, sana onları anlatma sebebim de, seni akademimizin yüzü yapmak.”

Zhou Weiqing’in merakı iyice kabarmıştı. Cai Cai’nin tonuna bakarak görevin ne olduğunu tahmin etmek çok zor olmamıştı. Ancak Beş Büyük Aziz Araziyle bağlanmak için fazla güçlü olmak gerekirdi, öyle kolay olur muydu ki?  

“Müdürüm, görev tam olarak nedir? Lütfen bana biraz detay verin ki en azından kalbimi hazırlayabileyim.”

Cai Cai konuştu: “Beş Büyük Aziz Arazi arasında, Cennetsel Kar Dağı ne kadar Cennetin Yayılma Sarayıyla eşit güçte sayılsa da, ikinci sıradadır. Çünkü Cennetsel Cevher Adası yalnızca Cennetin Yayılma Sarayını içermez, orası ayrıca tüm Cennetsel Cevher Ustalarının gitme hayali kurduğu bir yerdir. Cennetsel Cevher Adasında, kıymetli materyaller ve maden, bitki gibi Birleştirilmiş Ekipman Ustalarının ihtiyaç duyduğu zenginlikler bulunur. Birleştirilmiş Ekipman Ustalarının da oraya gitmenin hayaliyle ve orada gelişme isteğiyle yaşadığı söylenebilir…”

Zhou Weiqing gözleri parlayarak sordu: “Yani Cennetin Yayılma Sarayı üst düzey Birleştirilmiş Ekipman Ustalarını işe mi alıyor?”

Cai Cai’nin gözlerinde çaresiz bir ifade vardı. “O kadar ufak bir mesele değil… Hatta tüm Kıtanın yarısındaki yüksek rütbeli Birleştirilmiş Ekipman Ustalarının Cennetsel Yayılma Sarayında olduğunu söyleyebilirim.”

“Bu da onların statüsünün böylesine yüksek olmasının farklı bir sebebi. Cennetsel Cevher adasına girmeninse yalnızca üç yolu var. İlki Büyükusta Birleştirilmiş Ekipman Ustası olmak, ki bu rütbeye ulaşanlar tek bir Takipçi alarak adaya girebilir. Oraya gittikleri sürece oldukça iyi muamele görürler ve kendi Birleştirilmiş Ekipman Parşömenlerini kullanarak Cennetsel Cevher Adasından kıymetli malzemeler alabilirler. Yüksek seviyeli Birleştirilmiş Ekipman Parşömenleri yapmak, Ustaların gelişmesinin anahtarı olduğu için, oraya katılmak isteyen kaç kişi olacağını hayal edebilirsin. Üstelik, Cennetin Yayılma Sarayı oldukça cömerttir ve Birleştirilmiş Ekipman Ustalarını kısıtlamaz, yani istedikleri zaman ayrılma şansına da sahipler. Bu yüzden Birleştirilmiş Ekipman Ustalığı dünyasında, Cennetin Yayılma Sarayı onların arka plandaki destekçisi olur ve hepsinin en saygıdeğer buldukları yerdir. Tek başına bu sebep bile, diğer 4 Büyük Aziz Arazinin, Cennetin Yayılma Sarayını gücendirmek istememesine yol açar, ayrıca orada pek çok Büyükusta ve üzeri seviyede Birleştirilmiş Ekipman Parşömeni bulunur.”

“Sana vereceğim göreve gelince, bu da Cennetsel Cevher Adasına girmenin başka bir yoluyla alakalı. Az önce bahsettiğim metot dışında, içeriye girmenin iki yolu daha var. Biri özel izin almak. Ki bu oldukça nadirdir, yalnızca Yüksek Seviye Zong Aşaması ve üzeri Cennetsel Cevher Ustaları bu izni alabilir. Son yol ise, düşük seviyeli Cennetsel Cevher Ustalarının, hatta Elementsel Cevher Ustalarının bile Cennetsel Cevher Adasına girebilmesini sağlar! Bu da her 3 yılda bir düzenlenen Cennetsel Cevher Turnuvasıdır.”

Zhou Weiqing meraklı bir şekilde sordu: “Cennetsel Cevher Turnuvası mı?”

Cai Cai başını sallayarak onayladı: “Cennetsel Cevher Turnuvası, ilk önce, İmparatorlukların bazı kişilerini Cennetsel Cevher Adasına sokmak için başlatıldı. Bu Büyük Turnuvaya katılmak içinse iki kısıtlama mevcut. Öncelikle, katılan kişi otuz yaşın altında olmalı, ikinci şart ise İmparatorluktaki Akademilerden birinde öğrenci olması. Tüm kıtada, Wan Shou İmparatorluğu da dahil olmak üzere bir düzine İmparatorluk var ve ancak birkaç tanesine güçlü diyebiliriz. Cennetsel Cevher Adası da, Turnuvadaki en güçlü 4 İmparatorluğu ödüllendiriyor, katılımcılar birer plaket alıyor. Bu plaketle, kişi, Cennetsel Cevher Adasına üç kez girme hakkı kazanıyor. Aynı zamanda, Turnuvanın yarı-finali de Cennetsel Cevher Adasında düzenleniyor. Yani katılımcılar bir kez daha adaya girmiş oluyor, ki bu giriş, plaketteki üç hakka dahil değil. Daha da önemlisi, bu Cennetsel Cevher Plaketi tek bir kişiye bağlı olmuyor, bu plaketi tutan herkes Cennetsel Cevher Adasına girebiliyor.”

#Biraz karmaşık bir bölümdü, çevirirken kafanızı karıştırdıysam affola.

Öncelikle bizim keratanın hayatındaki tüm kızları puanlaması beni öldürüyor. Gerçekten hiç uslanmıyor.
Ve tabii ki, esas noktamız Cennetsel Cevher Turnuvası! 
Eğer bu turnuvaya gidilecekse, bizi bol olaylı, bol bilgili, 'zor çevirmeli' bölümler bekliyor demektir.
Hadi bakalım neler olacak, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!