Çevirmen : Clumsy

Ani ürpermenin sebebi, siyah giyimli kızın sağ elinde beliren 6 saf kırmızı Fiziksel Cevherin siyah kıyafetiyle oluşturduğu zıtlıktı.

Fiziksel Cevherler arasındaki Kırmızı Yeşim, koordinasyonu ifade ederdi ve saflık da onun bir Cennetsel Cevher Ustası olduğunu anlatıyordu. Hiçbir takım üyesi, ancak 16 yaşında görünen gencecik bir kızın bu kadar güçlü bir yetişime sahip olmasını beklemiyordu! Üstelik az önce yarattığı karanlık sis de Elementsel Cevherinde Karanlık Nitelik olduğunu gösteriyordu!  

Sıradan bir şeylerin yaşanmadığı anlaşılmış ve herkes tehlikenin varlığını sezmişti. Lin TianAo hızlıca bağırdı. “Karga, geri gel!”

Lin TianAo’nun bağırışıyla birlikte, ekip üyeleri yorgun olmalarına rağmen kalan enerjilerini toplayarak bir araya gelip mağaranın girişini kapattılar. Karga hedeflediği şeyi başaramadığı için biraz gerilmiş olsa da talimatlara uydu, hızlıca geriye zıplayarak takımın kalanına katıldı.

Az önce yanlış anlaşılmış bir ifade takınmış olan siyah giyimli kız aniden kikirdeyerek konuştu: “Oooh, siz çok tedbirlisiniz! O kadar mı korkutucuyum?”

Bunu söylerken bir adım ilerledi, bedeni yere yakın bir şekilde havadaydı ve kısa bir an sonra Lin TianAo’nun önünde belirdi, fildişi renkteki avuç içi onun göğsüne doğru uzanıyordu…

Bu siyah giyimli kızın düşman olduğuna hiç şüphe yoktu. Kısacık bir zaman diliminde liderin Lin TianAo olduğuna karar vermişti.

Beyaz bir ışık parladı ve Lin TianAo beşlik Birleşim Kalkanı setini saldı. Artık üç gün öncesine nazaran çok daha soluk bir parlayışa sahipti. Lin TianAo ne kadar güçlü ve odaklanmış olursa olsun, üç gün üç geceyi dövüşmeye ayırdıktan sonra gücünün ancak yüzde ellisini kullanabilir hale gelmişti.

Hafif bir *poof* sesini kulakları yırtan bir yırtılma sesi takip etti. O basit avuç içi, TianAo’nun Nihai Kalkanında gri bir avuç şekli açmayı başarmıştı!  Lin TianAo’nun tüm bedeni buz soğukluğuyla titriyordu, kalkanından geçen şeytani hava içine işlemekteydi. Eğer kalkan bu darbenin bir kısmını karşılamış olmasaydı, yalnızca bu saldırı bile onu öldürmeye yeterli olabilirdi. Zaten yaralı olan bedeni bir darbe daha aldığında, boğazında yükselen tatla birlikte bir ağız dolusu kan kustu. Kan, havaya sıçradığında, buzlu bir sise döndü ve kırmızı bir kar topu şeklinde yere indi. Neyse ki Lin TianAo bu kan kusuşu dışında bir zarar görmemişti.

“Eeh?” Kızın gözlerinde bir şaşkınlık belirdi, avuç içi saldırısı Lin TianAo’nun işini bitirmediği için afallamıştı. Bir an sonra bedenini siyah bir dumanla sarmalayarak kenara kaydı. Karga’nın baltaları siyah dumana ulaşmış ve tam sonrasında altın bir bariyer ortaya çıkarak kızı kuşatmıştı.

Herkes bu siyah giyimli kızın Karanlık Niteliğe sahip olduğunun farkındaydı ve doğal olarak buna karşı en iyi nitelik Işık Niteliği olacaktı. Ancak kız fazla kuvvetliydi. Fiziksel ataklardan sis yeteneğiyle kaçabildiğine göre bu yeteneği en az bir Kral Aşaması Cennetsel Canavardan almış olmalıydı, Lin TianAo’ya uyguladığı garip saldırı kuvveti de herkesi ürkütmeye yetmişti.

Gri bir ışık belirdi ve altın bariyer siyah dumanı tamamen sarmış olsa da, gri ışık tarafından hızlıca yutuldu.

Siyah giyimli kızın gümüş çanları andıran sesi bir kez daha çınladı: “Bana karşı Işık Enerjisi kullanacak cesaretiniz var öyle mi? Hepiniz… Ölün!”

Sesi duyulduğu anda bedeni garip bir ışıkla birlikte havalandı ve Xiao Yan’ın Ateş Topu Zincirinden kaçtı. Yere indiğinde Ayyaş Bao’nun yanına ulaşmıştı ve avuç içi onun kafasına dönüktü.

Böyle bir saldırıyla karşı karşıya kalan ekip üyelerinin yüz ifadeleri değişti. Sonuçta Lin TianAo bile nihai defansına rağmen bu saldırı karşısında zarar görmüştü. Kız eğer Ayyaş Bao’ya vurursa, sonunun ölüm olma ihtimali yüksekti.

Neyse ki o anda Ayyaş Bao da 5-Cevherli Cennetsel Cevher Ustası olmanın gücünü gösterdi. Daha önce kıza Işık Niteliğiyle saldırdığında, sıradaki hedefin kendisi olacağının bilincindeydi. Sonuçta Işık, Karanlığın doğal düşmanıydı. Bu yüzden her şeye hazırlıklıydı.

Siyah giyimli kız alçalıp Ayyaş Bao’ya yaklaşırken, Ayyaş Bao’nun çevresinde bir daire belirdi, iki elini göğsüne koyarak kollarıyla haç oluşturdu. Bir an sonra avuç içlerini ileriye uzattı ve parlak altın rengi bir ışık çıkarttı, çevresinde iri bir sütun belirdi.

Siyah giyimli kızın yüzünde yeni bir ışık parladı, ancak kızın avuçları da hareketi kesmeyerek Ayyaş Bao’nun avuçlarına ulaştı. O anda, Ayyaş Bao’yu çevreleyen altın ışık sütunu genişledi ve çevredeki herkesi sardı.

Herkes bu altın ışıkla yıkanırken, Işık Cennetsel Enerjisinin ılık, güneşli hissi herkesin içine işledi, onları yeniledi, fiziksel ve zihinsel olarak toparlanmalarına yardımcı oldu.

Siyah giyimli kız ise altın ışıkla sarmalandığında bariz bir şekilde zayıflamıştı. Buna rağmen avuçları buluştuğunda Ayyaş Bao boğuk bir ses çıkararak ve lastik bir top gibi havalanarak otuz yard geriledi, ancak bir ağaca çarparak durabildi.

Ayyaş Bao’nun kullandığı yetenek ‘Parlak ışık – Cennet ve Dünya’ şeklinde adlandırılıyordu ve onun 5. Cevherindeki yeteneğiydi. Bu bir destek yeteneğiydi, bu yeteneği kullanırken defansı bir saniyeliğine üç kat artıyordu, bu, kuvvetli atakları karşılamak için çok faydalı bir yetenekti. Yeteneğin tek etkisi bununla da sınırlı değildi, kişinin yakınlardaki arkadaşlarının saldırılarına da Işık Niteliği katkısı ve hafif bir iyileşme sağlıyordu. Işık Niteliğinin iyileştirici gücü Yaşam Niteliği kadar olmasa da işe yarardı.

Bu, özellikle Karanlık Nitelikli Cennetsel Cevher Ustalarına karşı çok faydalı bir saldırıydı. Siyah giyimli kızın saldırısından kurtulmayı bu sayede başarmıştı. Ormana çakılıp yüksek miktarda kan kusmuş olsa da, Işık Nitelikli Cennetsel Enerjisiyle içindeki soğuk enerjiyi uzaklaştırabilmişti. Böylece hayatını kurtarmış olsa da daha fazla savaşamazdı. 6-Cevher gerçekten korkutucu bir şey miydi? Hayır, korkutucu olan 6-Cevher değildi, 6-Cevhere sahip bu kızın ta kendisiydi!  İki küçük çarpışmaya rağmen, Lin TianAo, kızın yalnızca Karanlık Niteliğe sahip olmadığını anlamıştı. Sonuçta Karanlık Nitelik tek başına bu kadar güçlü bir saldırı kapasitesi ve şeytani hava sağlayamazdı.

Siyah giyimli kızın acelesi yoktu, ama iki saldırıda da başarısız olmuş olmak onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Üzgün bir suratla dikilerek mırıldandı: “Siz gençler gerçekten biraz güçlüsünüz, bu kadar Cennetsel Canavarı öldürmüş olmanıza şaşmamalı. Ne yazık ki, güçlerinizin sadece yüzde ellisi kalmış, aksi takdirde başım derde girebilirdi.”

Bu noktada Fei Li Mücadele Takımının iki üyesi harekete geçti. Kalın sarı ışık yeniden kuvvetli bir auraya kavuşmuştu, az önce kızın darbesiyle bozulan kısım da toparlanmıştı. Beş Elementsel Cevherin soketlendiği kalkan parıl parıldı. O anda, kalkanın içindeki yeteneklerden biri aktive edildi ve kalkan giderek daha da büyümeye, ağırlaşmaya başladı.

Lin TianAo harekete geçtiği anda, Xiao Yan da saldırısını başlatmıştı. Tüm takım arasında o, en sessiz üyeydi. Ayrıca Zhou Weiqing’in ilk tanıştıkları anda en tehlikeli olduğuna karar verdiği üye de oydu. Ve herkesin canının tehdit altında olduğu bu anda, tüm kuvvetini göstermeye karar vermişti.

Kuvvetli bir sesle birlikte elindeki ateş asası kayboldu, Fiziksel Cevherine döndü. Bir an sonra, garip, mucizevi bir sahne yaşandı, toplamda 10 tane olan Fiziksel ve Cennetsel Cevherleri bileklerinden havalandı. 5 Fiziksel Cevher dış halkayı oluşturdu, iç halkada ise 5 Elementsel Cevher duruyordu.

Parlak, alevli bir kırmızı ışık görüldü, Xiao Yan’ın yüzü kül rengine döndü. Ellerini göğüslerine koyarak garip bir harekette bulundu ve ağzından beyaz ateşler çıkardı.

Siyah giyimli kız şaşkınlık içerisinde gözlerini kırptı. “Wahh, sahiden de canını ortaya koydun! Hayatın Alevleri, Cennetsel Cevherlerin Dansı! Anlaşılan seni hafife almışım, bir yeteneği nasıl kullanacağını biliyormuşsun!” Bu sözlere rağmen endişeli görünmüyor ve Lin TianAo’ya saldırma konusunda aceleci davranmıyordu. Bunun yerine geriye doğru iki adım sıçrayarak meraklı bir şekilde Xiao Yan’a bakmaya başladı.

Kalın kırmızı ışıklarla sarılı olan Xiao Yan’ın suratı çirkin bir ifadeye bürünmüştü. Kül rengi yüzü giderek hastalıklı bir sarıya, ardından yeşile döndü. Bu esnada onu çevreleyen ışık da daha güçlü ve daha parlak bir hal alıyordu. O anda kuvvetli bir şekilde bağırdı, çevresindeki on Cennetsel Cevher de ışıkla birlikte havalandı. Bunu garip bir çığlık takip etti ve alevlerin arasında üç metre uzunlukta altın-kırmızı bir anka kuşu belirdi.

Xiao Yan siyah giyimli kızı işaret etti ve sonrasında yere yığılıp kan tükürmeye başladı.

Ateşli anka kuşu kanatlarını göğe kaldırdı, tiz bir çığlıkla birlikte siyah giyimli kıza yöneldi. Alanın sıcaklığı fark edilir derecede artmıştı, yaklaşık yüz metre çaptaki hava ilginç bir hal almıştı.

Artık siyah giyimli kızın yüzünde ciddi bir ifade vardı. İki elini de kaldırmış ve ellerinde yalnızca 30 santim kadar görünen, küçük bir bıçak belirmişti. Bıçağın bir yüzü siyah, diğer yüzü griydi ve oldukça ilginç görünüyordu. Aynı zamanda bedeninden de iki katman halinde ışık çıktı ve anka kuşuna doğru ilerlemeye başladılar.




#Bu Xiao Yan'dan ilginç bir güç bekliyordum, şaşırtmadı. Anka kuşu her platformda hoşuma gitmiştir, umarım gerçekten güçlü bir yetenektir.
Gelen kız da başa bela görünüyor, acaba bizim kerata mağaradan çıkmadan bu kızla baş edebilecekler mi?
En iyisi okumaya devam edelim, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!