Bölüm 79.2 : Zhou Weiqing, Ölmek mi İstiyorsun? (2)

avatar
6340 7

Heavenly Jewel Change - Bölüm 79.2 : Zhou Weiqing, Ölmek mi İstiyorsun? (2)


Çevirmen : Clumsy 

 

Üç gün daha geçmiş ve turnuvanın sıradaki maç günü gelmişti.

 

Plaza bugün de yoğun bir seyirci kitlesiyle doluydu, herkes bugünkü dikkat çekici mücadeleyi tartışıyordu. Tabii ki bu maç iki büyük imparatorluk arasındaydı, Zhou Weiqing ve takımlarının geldiği Fei Li İmparatorluğu ile Bai Da İmparatorluğunun mücadelesi. Bu muhtemelen ön ısınmaların en önemli maçı olacaktı. Sonuçta ön ısınmalarda çekirdek takımlar pek dövüşmezdi. Ayrıca Fei Li ile Bai Danın aralarında geniş bir tarihe yayılı olaylar, düşmanlıklar kazılıydı, dolayısıyla mücadele de bir hayli sert ve ölümcül olacaktı.

 

Turnuvanın ilk iki turunda Fei Li İmparatorluğu yalnızca dört üyeyle mücadele etmişti. Ancak bugün tüm takım oradaydı, tabii ki Shangguan Tianyue tarafından alıkoyulan Shangguan Bing’er hariç. Lin TianAo’nun liderliğinde Zhou Weiqing, Ayyaş Bao, Karga, Küçük Dört, Xiao Yan ve Ye Paopao turnuva alanına ulaşmıştı.

 

Alana geldiklerinde ilk işleri geçen seferki iddianın ödemesini almak oldu. Doğal olarak en çok kazanan kişi Ye Paopao’ydu, beş yüz bin altın vermiş, geriye altı yüz elli bin altın almıştı. Zhou Weiqing’in dört yüz bin altını da beş yüz yirmi bin altına çevrilmişti. Diğerlerinin toplam kazançları da tatmin edici bir boyuttaydı.

 

Ve bir kez daha hiç tereddüt etmeden tüm kazançlarını kendi lehlerine oynadılar.

 

Bunun tek sebebi kendilerine olan güvenleri değildi, aynı zamanda böyle bir teşvik ve baskıyla kazanma zorunluluklarını arttırıyorlardı.

 

Bai Da Mücadele Takımının da ilk iki mücadelesi iyiydi. Çekirdek Dan Dun Mücadele Takımına karşı teslim olmuşlardı, diğerindeyse yalnızca iki üye göndererek ezici bir galibiyet almışlardı. Bu yüzden iki takımın bugünkü oranları neredeyse eşitti.

 

Fei Li Mücadele Takımı oranları 1e 1.8di, Bai Da Mücadele Takımının oranları ise 1e 1.9. Fei Li Mücadele Takımının bir tık daha favori görülme nedeni üç yıl önce beşinci sıraya ulaşmış olmalarıydı; ayrıca bugünden önce yüzünü göstermeyen üyeleri de vardı.  

 

Fei Li Mücadele Takımı üyeleri iddia işlerini bitirdiğinde, sarı üniformalar içerisinde başka bir takım belirdi.

 

Sarı üniformalarında gümüş işlemeler olan takımın göğüslerinde de imparatorluklarının sembolleri görülüyordu.

 

Rakip takımlar birbirlerini fark ettiğinde tüm havayı bir gerginlik sardı. Doğal olarak sarı üniformalı takım Bai Da Mücadele Takımıydı.

 

Takımın sekiz üyesi Fei Li Takım üyelerine doğru ilerlemeye başladı. Onlar da iddia için gelmişlerdi ve liderleri bakışlarını Lin TianAo’ya çevirip gülümseyerek konuştu: “Kardeş TianAo, uzun zaman oldu. Anlaşılan bu sefer cidden Fei Li Mücadele Takımının liderisin.”

 

Lider aşırı iriydi, Lin TianAo’dan uzun olabilirdi, ama yapı olarak onun kadar kaslı değil gibiydi. Kalın kaşları, iri gözleri, ince dudaklarıyla sert bir karakter izlenimi veriyordu. Elleri de iri cüssesine uyuyordu, Lin TianAo’nun sakin karakterine zıtlık oluşturan sert ve asabi bir havası vardı.

 

Lin TianAo ciddi bir şekilde karşılık verdi: “Doğru, lider benim. Lang Xie, sahiden de uzun zaman oldu.”

 

İki iri el birbirini sıktığında takımların üyeleri ortamda neredeyse patlama oluşturacak gerginliğin farkındaydı, avuç içleri karıncalanıyordu.

 

‘El sıkışma’ yaklaşık üç saniye sürdü ve taraflar aynı anda sona erdirdi. İkisinin de ifadelerinde hiçbir değişiklik yoktu.

 

Lang Xie gülümsemeye devam ederek “Kardeş TianAo, sahnede buluşalım o zaman.” dedi. Ardından bakışlarını Fei Li Mücadele Takımının üzerinde gezdirdi ve iddia bayisine döndü. “Bai Da Mücadele Takımına bir milyon altın oynamak istiyorum.”

 

Ayyaş Bao hafifçe Lin TianAo’ya doğru kayarak fısıldadı: “Patron, bize gösteriş yapmaya çalışıyor.”

 

Lin TianAo pasif bir şekilde cevap verdi: “O haklı, sahnede buluşacağız, esas konuşmayı mücadelemiz yapsın. Hadi gidelim.”

 

Mücadeleleri henüz başlamamış olsa da ‘barut kokusu’ çok ağırdı, taraflar aralarındaki tansiyonu hiç azaltmadan yavaşça uzaklaştılar.

 

Fei Li Mücadele Takımının kalan 7 üyesi içerisinde yalnızca Zhou Weiqing Fei Li İmparatorluğunun bir vatandaşı değildi, yine de takım arkadaşlarından etkilenmişti. Onların içerisinde bulundukları durumu anlayabiliyordu. Bu yalnızca heyecan değildi, kazanmaya duydukları saf bir ihtiyaç vardı, gözleri kıpkırmızıydı. Normalde çok sakin ve duygusuz görünen Lin TianAo bile gaza gelmişti, dinlenme evlerine doğru enerjik bir şekilde ilerliyordu.

 

Herkes oturduğunda Küçük Dört hemen lafa girdi: “Plan ne Patron? Hadi işlerini bitirelim.” Hiçbir moral veya gaz konuşmasına gerek yoktu, Fei Li Takımının tüm üyeleri kükremeye hazırdı.

 

Lin TianAo ciddi bir şekilde yanıtladı: “Size hatırlatmalıyım ki Cennetsel Cevher Turnuvasında Fei Li İmparatorluğumuz ne zaman Bai Da İmparatorluğuyla karşılaşsa hep bir kan gölü oluştu. Taraflar kendilerine hakim olmadılar, turnuva tarihinde çok fazla can kaybı yaşandı. İmparatorluğumuzun ihtişamı için biz de geride kalmayacağız, kendimizi feda etmemiz gerekse bile kaybetmeyeceğiz!”

 

“İmparatorluğumuzun ihtişamı için!” Zhou Weiqing dışındaki tüm üyeler aynı anda bağırdı, öyle ki çevredeki tüm takımlar bunu duyabilmişti. Tabii ki bu bağırış kendi Dinlenme Evlerine gitmekte olan Bai Da Mücadele Takımının da kulaklarına ulaşmıştı.

 

Lang Xie soğuk bir humph sesinden sonra soğukça bağırdı: “Bai Da Galibiyeti!” Ve takım üyeleri de ona eşlik etti.

 

Kalan Mücadele Takımları gülümsemeden edememişti. Mücadele başlamamış olsa da iki takım çoktan bir şeyleri başlatmış gibiydi. Hiç kuşkusuz titanların savaşı yaşanacaktı, şu ana kadarki en ölümcül mücadele olacağı kesindi.

 

Lin TianAo’nun gözleri kısıldı. Kimse ellerini ne zaman yumruk haline getirdiğini bilmiyordu.

 

“Patron, ilk beni çıkar lütfen!” dedi Ayyaş Bao heyecan içinde. “Yaralarım iyileşti; kesin o Bai Da gerzeklerinden birini öldürürüm!”

 

Lin TianAo başını eğip sıkılı yumruklarına baktı. Birkaç dakikalığına düşüncelere daldı, ardından ciddi bir şekilde konuştu: “Bugünkü dövüşte… Yönlendirmeyi Weiqing’e bırakıyorum. O kendisini kanıtladı ve ben bugün kafamı sakin tutamıyorum. Weiqing, takımımızın mücadelesini sen ayarla.”

 

“Ben mi?” Zhou Weiqing afallamıştı. Lin TianAo’nun böyle bir şey söylemesini beklemiyordu, tüm üyelerin başları da kendisine dönmüştü, aç kurtlar gibilerdi ve Zhou Weiqing’in omurgasını titretiyorlardı.

 

Acı bir gülümsemeyle devam etti: “Lider, bana verdiğin kolay bir görev değil. Öncelikle benim tüm talimatlarımı dinleyeceğinize dair garanti almalıyım. Kimi gönderirsem ve ne talimat verirsem vereyim planımın işe yaraması için buna ayak uydurmanız gerek.”

 

Lin TianAo başını sallayarak onayladı: “Sorun yok, bunu garanti edebilirim. Şu an takım liderisin. Kimi gönderirsen gönder seni dinleyecek.”

 

Zhou Weiqing sordu: “Tüm bireysel taktiklerimi de mi?”

 

Fazlasıyla gerginleşen Ayyaş Bao araya girdi: “Weiqing, saçmalamayı kes! Hadi sırala işte bizi!”

 

Zhou Weiqing başını sallayıp onaylayarak Lin TianAo’ya döndü: “Lider, yerimde sen olsaydın, şu anki aklınla ilk kimi gönderirdin?”

 

Lin TianAo bir süre düşündükten sonra cevap verdi: “Herkes tam gücünde ve sağlam olsaydı kesinlikle Xiao Yan’ı gönderirdim. Muhtemelen takımdaki en güçlü ikinci kişi. İlk tur çok kritik, özellikle de takımın morali için… aslında iki taraf için de öyle. Sonuçta kimse kötü bir başlangıç istemez.”

 

Zhou Weiqing gülümsedi, kafasını sallayarak onayladı ve şöyle dedi: “Çok iyi, o zaman ilk dövüş için Ye Paopao çıkacak.”

 

“Ne?!” Hemen hemen herkes aynı anda bağırmış ve kocaman açık gözlerini Zhou Weiqing’e dikmişti. Hiç kuşkusuz tüm takım içerisindeki en güçsüz kişi Ye Paopao’ydu. 4-Cevherli olsa bile mücadele gücü olarak 3-Cevherli Zhou Weiqing ve Karga’ya bile denk değildi. Ye Paopao kavgaya susamış olsa bile en önemli ilk mücadelede çıkarılmayı beklemiyordu.

 

Bir anlık şoktan sonra hızlıca toparlanan Ye Paopao oldukça keyifli bir şekilde Zhou Weiqing’e koşturdu. “Weiqing, bundan sonra kardeşimsin! Endişelenme, canımı feda etmem gerekse bile İmparatorluğumuzun ihtişamını sağlayacağım. Ne olursa olsun galibiyeti garantileyeceğim!!”

 

Ye Paopao heyecanlıydı, ama Ayyaş Bao da bir o kadar gergindi. Lin TianAo’nun planına göre Xiao Yan ilk çıkan kişi olacaktı. Ancak o şu anda tamamen iyileşmiş olmadığı için ondan sonra en yüksek yetişimli kişi olarak kendisinin atanmasını bekliyordu. Ne yazık ki Zhou Weiqing kendisinin yerine Ye Paopao’yu seçmişti, nasıl gergin olmazdı. Hızlıca bir adım ilerledi ve Zhou Weiqing’i kavrayarak konuştu: “Weiqing, daha önce seni gücendirdim mi, neden beni çıkartmıyorsun!”

 

Zhou Weiqing ona sinirli bir şekilde bakarak karşılık verdi: “Lider sen misin ben miyim? Madem hepiniz benim yönetmeme izin verdiniz, o zaman benim ayarlamalarımı dinleyeceksiniz.”

 

Lin TianAo ciddi bir şekilde sordu: “Weiqing, bu önemli bir mücadele, emin misin?”

 

Zhou Weiqing, Ayyaş Bao’yu kenara çekti. Saf fiziksel kuvvet anlamında Ayyaş Bao doğal olarak kendisine eş değildi. Ye Paopao’nun yanına geçerek ciddi bir şekilde konuştu: “Kıdemlim, bu kez rezil bir durumdan geçmen gerek. Takımın galibiyeti için kişisel onurunu feda edebilir misin?”

 

Ye Paopao irkilmişti. “Ne demek istiyorsun?”

 

#Mantıklı bir plan geliyor gibi hissediyorum. Öncelikle rakip takım da aynı şekilde hırslı olduğu için en güçlü adamlarıyla başlarlar gibi geliyor. Fei Li takımıysa kötü bir durumda. Yani şu an en güçlü üyelerini bile gönderseler ilk maçtaki galibiyetleri kesin değil. O yüzden ilk tur en zayıf üyeyi koyup karşı takımın en güçlüsünü az da olsa düşürebilirlerse iyi olur. Eğer Ye Paopao teslim olursa karşı takımın özgüveni de artar, bundan sonraki maçlara daha rahat çıkarak hata yapabilirler. 
Tabii ben kafamdaki planı bir kenara bırakıyorum ki Weiqing'in planı neymiş onu öğrenelim :) 
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr