Bölüm 91 : Küçük Cadı ***

avatar
6902 11

Heavenly Jewel Change - Bölüm 91 : Küçük Cadı ***


Çevirmen : Clumsy 

 Bölüm 91: Küçük Cadı Katılıyor!

Bu sözleri duyan Zhou Weiqing inanamaz bir ifadeyle şöyle dedi: “Cidden Kalise Mücadele Takımı teslim mi olacak?! Cennetsel Şeytan Tarikatı sahiden Cennetsel Cevher Adasına girmekten vaz mı geçiyor? Beş Büyük Aziz Arazi arasında Cennetsel Cevher Adasına girme şansı en az olan siz değil miydiniz?”

 

Küçük Cadı hafifçe iç çekerek şöyle dedi: “Hiçbir şey bizim Cennetsel Cevher Adasına girme isteğimiz kadar yoğun, önemli, acil olamaz. Böyle bir risk almamak için sebeplerim var… yüzde elli şansla kumar oynamak istemiyorum. Tabii ki diğer sebep de sensin.”

 

“Ne olursa olsun hem ben hem de Cennetsel Şeytan Tarikatı seninle düşman olmama kararı almış durumdayız. Bu yüzden çeyrek finallerden çekilme konusunda tamamen samimiyim. Tabii ki söylediğim gibi bu bir anlaşma, bir hediye değil; teslim olmak için bir şartım var.”

 

Bu sözleri duyan Fei Li Mücadele Takımı üyeleri meraklı bakışlar edinmişti.

 

Lin TianAo lafa girdi: “Peki Bayan Wu, lütfen şartınızı söyleyin ki karar verebilelim.” Sıradaki mücadeleden kurtulup ilk dörde savaşsız girebilmek Fei Li Mücadele Takımı için en iyi senaryo olurdu. Hem Cennetsel Cevher Adasına girecekleri kesinleşirdi, hem de tüm güçlerini yarı finale, hatta ötesine taşıyabilirlerdi! Bu Lin TianAo’yu bile kışkırtmıştı. Tabii ki şartı anlamsız olursa hiç düşünmeden reddedecekti.

 

Küçük Cadı’nın ciddileşen ifadesine aynı ciddilikteki sözleri eşlik etti: “Şartım zor değil, çift taraflı bir kazanç sağlayacak. Fei Li Mücadele Takımına katılmak istiyorum. Bu şekilde ilk dörtteki yerimi garantiye alabilirim, yani doğal olarak Cennetsel Cevher Adasına girebilir ve bir Cennetsel Cevher Plaketi kazanabilirim.”

 

Fei Li Mücadele Takımı üyeleri, Küçük Cadı’nın şartının onlara bir şey yaptırmaya, ya da daha büyük ihtimalle Zhou Weiqing’e yönelik olacağını düşünmüşlerdi. Böyle bir şartıysa hayal bile edemezlerdi, bir anlığına hepsi donakalmıştı.

 

Sonuçta bu ‘şart’ onları zorlamayacak, aksine kendileri için çok faydalı olacaktı! Bir Mücadele Takımı sekiz kişi içerir, beşi asıl üçü yedek olurdu. Ama Fei Li Mücadele Takımı Shangguan Bing’er ayrıldığı için 7 üyeye düşmüştü. Bu yüzden ‘boş bir koltuk’ vardı, Küçük Cadıyı oraya koymak da kendilerine bir zarar vermezdi.

 

Ancak akıllarını kurcalayan şey Küçük Cadı’nın kimliğiydi. Cennetsel Şeytan Tarikatından gelen kız Tarikatın Kutsal Kızıydı; eğer kimliği ZhongTian İmparatorluğu tarafından teşhis edilirse Turnuvadan diskalifiye olabilir, hatta Fei Li İmparatorluğunun Cennetsel Şeytan Tarikatıyla ilişkilendirilip diğer İmparatorluklar tarafından düşman ilan edilmesine sebep olabilirlerdi.  

 

Kalplerindeki endişeleri fark eden Küçük Cadı hafifçe gülümseyerek şöyle dedi: “Endişelenmenize gerek yok, Shangguan Longyin beni de Zhou Weiqing’e yaptığı gibi incelese bile bir sorun çıkmayacak. Cennetsel Şeytan Tarikatının Kutsal Kızı olduğum için herhangi bir mühürle bağlı değilim. Şeytani Niteliği kullanmadığım sürece hiçbir problem çıkmayacak. Güç Cevherlerimin üzerine yemin edebilirim.”

 

Fei Li Mücadele Takımı üyeleri derin düşüncelere dalmıştı, ses çıkmıyordu. Küçük Cadı’nın şartı zor değildi, oldukça iyi görünüyordu… Neredeyse inanılmayacak kadar iyi. Ama tam da bu yüzden böyle kolayca kabul edemiyorlardı işte.

 

Küçük Cadı hafifçe iç çekerek sessizliği bozdu: “Bana kolayca inanamayacağınızı, inanmak istemediğinizi biliyorum. Teklifimde çok samimiyim, size sebebini de açıklayayım. Öncelikle, bu tur bir Cennetsel Cevher Plaketi almaya çok ihtiyacım var, çünkü Cennetsel Şeytan Tarikatımız garip bir durumda. İlk 4e girip Cennetsel Cevher Adasına ulaşabilirsem oradan önemli bazı şeyler alabileceğim. Ancak sizin takımınızla çarpışırsak %100 şansımız olmayacak, size karşı kazanıp adaya gidebileceğimize emin değilim. Ada benim için çok önemli, dolayısıyla en azından ihtiyaçlarımı karşılamak adına bir Plaket kazanmak zorundayım.”

 

“Dahası, belki daha da önemlisi, bunu ona karşı iyi olmak için yapıyorum.” Bunu söylerken Zhou Weiqing’i işaret etmişti. “O gün Dan Dun Mücadele Takımıyla savaşırken sergilediği güç ve yetenek gerçek değerini gösterdi. İyi bir başlangıç yapmamış olabiliriz, ama Cennetsel Şeytan Tarikatımız, o bizimle olmaya gönüllü olmasa bile onu düşman olarak karşısına alamaz. İyi bir ilişki sürdürmek istiyoruz. Bu yüzden tüm şartları gözden geçirerek bu yolu çizmeye karar verdim.”

 

Bir an durakladıktan sonra devam etti: “Bu kesinlikle karşılıklı kazanç durumu, benim Fei Li Mücadele Takımına katılmam sayesinde siz de çok fayda göreceksiniz. Öncelikle sizin 6-Cevherli bir üyeniz yok. Dan Dun Mücadele Takımını yenmiş olmanızı küçümsemek istemiyorum, ama bu galibiyette şans büyük rol oynadı. Ayrıca dört çekirdek takımın en güçsüzü Dan Dun Mücadele Takımıydı ve onları yendiğiniz için diğer çekirdek takımlar sizi hafife almayacak. İlk dörde girdikten sonra devam etmek istiyorsanız benim gücüme ihtiyacınız var. Kendimle aynı seviyedeki herkesi yenebileceğime inanıyorum, size bir iki galibiyet getireceğime hiç şüphem yok.”

 

Lin TianAo ve diğerleri bu sözlere karşı çıkamazlardı. Ormanda yaptıkları mücadelenin anıları, kızın kuvvetinin izleri hala tazeydi.

 

Küçük Cadı devam etti: “Daha önce ilk dörde girmediniz, doğal olarak ilk dörtten sonra Cennetsel Cevher Plaketi almak dışındaki faydalardan haberiniz yok. Eh, size şöyle söyleyeyim: Cennetin Yayılma Sarayının ilk dörde verdiği ödül kesinlikle etkileyici, pozisyonununuz ne kadar yüksekse ödül de o kadar iyi oluyor. Hatta birinci olmayı başarırsanız, takımın lideri bir Muhteşem Birleştirilmiş Ekipman Seti alıyor, kalan üyelerse kendilerine özel dizayn edilmiş Zong Aşaması Birleştirilmiş Ekipman Setleriyle ödüllendiriliyor. Diğer basamaklarsa doğal olarak biraz daha kötü, ama çoğunlukla Birleştirilmiş Ekipman Parşömeni ödüllü. Ayrıca Cennetsel Cevher Adasındaki alışverişleriniz için özel bir indirim yapılıyor. Birinci takım yüzde elli indirim elde ediyor! Bu indirimi küçümsemeyin, yüksek kaliteli mallar aşırı pahalıdır. Eğer yüz milyon altınlık bir mal alacaksanız elli milyon altın tasarruf edersiniz!”

 

Küçük Cadı’nın açıklamalarını dinleyen takım üyelerinin kalpleri kıpır kıpır olmuştu, ilk dörde girme fikri ve mükemmel ödüller kesinlikle baştan çıkarıcıydı.

 

Zhou Weiqing sakinliğini koruyarak pasif bir şekilde şu soruyu yöneltti: “Eğer Takımımıza katılırsan kaçıncı olacağımızı düşünüyorsun?”

 

Küçük Cadı hafifçe gülümseyip Şişman Kediye baktıktan sonra Fei Li Mücadele Takımı üyelerini şoka sokan bir cevap verdi: “İkincilik garanti, birinci olma ihtimalimiz de var.”

 

Zhou Weiqing bir süre düşündükten sonra hafifçe başını sallayarak şöyle dedi: “Çok iyi. Bana yemin edebilirsen sana inanacağım.”

 

“Lider?” Bu kelimeyle Lin TianAo’ya bakmıştı, buluşan bakışlar sonrasında Lin TianAo da hafif bir kafa sallayışıyla onay verdi.

 

Küçük Cadı hafif bir kikirdemeden sonra mutlulukla gülümseyerek konuştu: “Tamamdır, anlaştık o zaman. Artık Fei Li Mücadele Takımının sekizinci üyesiyim. Şüpheleriniz olduğunu biliyorum, ama gelecekte kendimi kanıtlayacağım. İlk adım yarın Kalise Mücadele Takımının teslim olması olacak, sonrasında yemin etmek için yanınıza geleceğim. İnanıyorum ki siz de sözlerimi onurlandıracaksınız.”

 

Lin TianAo ciddi bir şekilde “Artık bir anlaşmamız var o zaman.” dedi.

 

Küçük Cadı ayağa kalkıp Zhou Weiqing’e cilveli bir şekilde “Zhou Weiqing, beni odana götür.” dedi.

 

Zhou Weiqing bir süre donakaldıktan sonra gardını alarak şöyle dedi: “Ne istiyorsun? Sana şöyle söyleyeyim, ben dürüst ve saygıdeğer bir insanım, ahlaksız bir insan değilim! Mücadele Takımımıza katılsan bile sana bedenimi öyle kolayca vermeyeceğim.”

 

*Pfff* Ayyaş Bao bir kahkaha patlattı. “Evet… sen ahlaksız bir insan değilsin… ahlaksız olduğunda insan olmuyorsun! Ama Küçük Cadı’dan faydalanmayacağına eminim. Hahaha!”

 

Küçük Cadı sinirli bir humph sesinden sonra “Sana yalnızken bir şey söyleyecektim.” diyerek öne geçti.

 

Küçük Dört kuvvetli bir iç çekişten sonra şöyle dedi: “Bütün güzel mallar bu domuz tarafından dokunulmuş oluyor. Ahh… Neden böyle şeyler hiç beni bulmaz ki?”

 

Zhou Weiqing sinirli bir şekilde karşılık verdi: “Bana bunlarla gelme, saygınlığımla dalga geçersen hediye Parşömenin iptal olur!” Bu laflardan sonra odasına giden Küçük Cadı’yı takip etti.

 

*Swoosh* Şişman Kedi Zhou Weiqing’in omuzlarına atlamıştı. Gözlerinin derinliklerinde şüphe ve merak gizliydi.

 

Küçük Cadı Zhou Weiqing’in odasının kapısında bekliyordu ve Weiqing’in gelişiyle birlikte odaya girdi. Yatağa atlayan Şişman Kedinin Küçük Cadıya bakışlarındaki düşmanlık gizlenmemişti.

 

Küçük Cadı Şişman Kediye bakmadan gülümseyerek Zhou Weiqing’e yaklaştı, tam yanına oturmuş, kolunu Zhou Weiqing’in boynuna dolamıştı. Hafifçe şöyle dedi: “Kıymetlim, senin Küçük Şeytan Shen’den bile kuvvetli olacağını hiç düşünmemiştim. Bu kesinlikle beklenmedikti. Mükemmel!”

 

Küçük Cadı’nın kolları su yılanları gibiydi, yumuşak ve kemiksiz görünüşüyle o kadar yakınlardı ki Zhou Weiqing kızın teninin hafif kokusunu almaya başlamıştı. Kalbi sıkışarak cesur bir şekilde kollarını kızın incecik beline sardı. “Ne ara senin kıymetlin oldum? Söylediğim gibi, ben ahlaksız biri değilim.”

 

“Ben de değilim! Babacığım dışında hiçbir erkek bana dokunmadı bugüne dek.” Küçük Cadı’nın gözlerinde sinsi bir ışık parlamıştı. “Bu fırsatı değerlendirip seni Lanetlememden ya da Mühürlememden korkmuyor musun? Karanlık Mühürlerin arasında ömürlük lanetler de var!”

 

Zhou Weiqing sırıtarak cevap verdi: “Heh, bunu yapmanın işine yaramayacağına çok eminim. Cennetsel Şeytan Tarikatın benden bir şeyler istiyor, beni öldürmeye niyetleri yok. Aksi takdirde şu ana dek beklemez, bir Cennetsel Kral Cevher Ustası gönderirdiniz. Üstelik bunu yaparsan Cennetsel Cevher Adasına girme şansını da yitirirsin. En azından mevcut şartlarda bana bir şey yapmandan çekinmiyorum. Lanetlere ve Mühürlere gelince, gerçekten benim üzerimde işe yarayacağını mı sanıyorsun? Senin de bildiğin gibi Şeytani Nitelikliler Karanlık Mühürlere karşı dirençlidir, ayrıca senin Şeytani Niteliğin benimki kadar saf değil.”

 

“Hmph, çok fenasın.” Küçük Cadı dudaklarını büzüp somurtarak karşılık verdi: “Hiç değilse benden korkuyor gibi davranamaz mısın?” Bunu söylerken aniden bedenini bükerek Zhou Weiqing’in kucaklayışından kurtuldu – çünkü keratanın elleri cesur bir şekilde kalçalarına ulaşmaya başlamıştı.

 

Zhou Weiqing içinden feryat ediyordu; Küçük Cadı’nın incecik ve narin beli çok iyi hissettirmişti, onu biraz daha tutabilse harika olmaz mıydı!

 

“Hadi konuya gelelim madem. Benimle ne konuşmak istemiştin?” Saldırısı başarısız olan Zhou Weiqing yataktan kalkıp koltuğa geçti ve Küçük Cadı’ya biraz alaylı bakışlar atmaya başladı.

 

Küçük Cadı cevap verdi: “Olası birleşmemiz konusunda biraz konuşmak istemiştim. Eğer Cennetsel Şeytan Tarikatımıza katılmak istersen kısa bir sürede birkaç görev tamamlayıp Tarikat Liderimiz olacağına çok eminim.” Bu noktada sesini yumuşatıp dalgalandırarak devam etti: “O zaman ben de senin olurum.”

 

Cennetsel Şeytan Tarikatı Tarikat Lideri mi? Zhou Weiqing bu teklif karşısında cezp olmamış olduğunu söyleseydi yalan olurdu. Cennetsel Şeytan Tarikatı diğer Büyük Aziz Araziler arasında en güçsüzü olsa bile sonuçta bir Büyük Aziz Araziydi. Yıllardır avlanıyor olmalarına rağmen hala güçlü değiller miydi? Bazı İmparatorlukların yüksek rütbelerine bile sızmışlardı, buna Fei Li İmparatorluğu ve Kalise İmparatorluğu da dahildi. Bununla sınırlı kaldıklarını da sanmıyordu. Böyle kuvvetli bir gücü kontrol edebilirse Cennetsel Yay İmparatorluğunu geliştirmesi de büyük ivme kazanabilirdi.

 

Ama Zhou Weiqing Küçük Cadı’nın sözlerine tam anlamıyla güvenmiyordu. Yeteneği ve gücü sayesinde Cennetsel Şeytan Tarikatı tarafından arzulandığına emindi. Ancak Cennetsel Şeytan Tarikatıyla birlik olup olmama konusunda pek emin değildi. Sonuçta iyi bir itibarları yoktu. Tam bir düzenbaz gibi görünse de içten içe babası Amiral Zhou gibi olmak istiyordu. Onurlu ve adil, ülkesine yoğun sevgi duyan, varını yoğunu bu yola adayan Amiral Zhou gibi. Güç her şey demek değildi.

 

Küçük Cadı Zhou Weiqing’in şüpheli gözlerini görerek iç çekti: “Cennetsel Şeytan Tarikatımızın kötü itibarını biliyorum. Ama sana şunu sorayım, Cennetsel Şeytan Tarikatının gerçekleştirdiği kötü bir olaya gerçekten şahit oldun mu? Sıkı bir şekilde örgütlenmiş gibi görünebiliriz; ama sonuçta hayatta kalmak için birleşen bir avuç Cennetsel Cevher Ustasından ibaretiz. Belki bazen ekstrem olaylara bulaşabiliyoruz, ama biz böyle büyüdük, doğumumuzdan beri nefret ediliyor ve avlanıyoruz. En azından kendimizi centilmen olarak göstermedik, dürüst davrandık. Seni zorlamayacağım, senin de bana acilen bir cevap vermene gerek yok. Umarım bizi yalnızca duyduklarınla değil, kendi gözlerinle de yargılayacağın günler gelir. Hiç değilse Cennetsel Cevher Turnuvası bittikten sonra yeniden konuşabiliriz. Ama söylemeliyim ki ön ısınmalardaki performansın fazlasıyla mükemmeldi, tüm Büyük Aziz Arazilerin dikkatini çektin. Eğer Shangguan Longyin Dinlenme Evinize gelmeseydi onun yerine başkaları sana yaklaşabilirdi. Cennetin Yayılma Sarayı Turnuvadan sonra Cennetsel Cevher Adasında kalmana izin verirse beklediğinden farklı teklifler de alabilirsin.”

 

Küçük Cadı bu noktada duraksayarak sağ elini havaya kaldırdı. Hafif bir ışıkla birlikte elinde kalın bir kitap belirmişti. Gri kapaklı, gümüş yazılara sahip bir kitaptı. Zhou Weiqing, o kitapla bir bağlantısı olduğunu daha belirdiği ilk saniyede hissetti, kendisinde sıcak, samimi bir his doğurmuştu.

 

Küçük Cadı bir süre tereddüt ettikten sonra kitabı Zhou Weiqing’e uzattı. “Bu Cennetsel Şeytan Tarikatının Gizli El Kitabı, Şeytani Niteliğin gizemlerini ve tekniklerini anlatıyor. Ayrıca içinde İlk Tarikat Liderimizin yetişim bilgileri de var, o da senin gibi İlk Jenerasyondu ve Tüketme Yeteneğini kullanabiliyordu. Bunu şimdilik sana veriyorum, ancak Turnuva sona erdiğinde bana geri vermek zorundasın.”

 

Zhou Weiqing kitabı almak için harekete geçmedi, bunun yerine kıza şaşkın bir ifadeyle bakarak şöyle dedi: “Bana cidden o kadar güveniyor musun? Sana hiçbir söz vermedim. Gelecekte burdaki bilgileri Cennetsel Şeytan Tarikatına karşı kullanmamdan çekinmiyor musun?”

 

Küçük Cadı kafasını sallayarak cevap verdi: “Kıdemli Ming Wu ve Ming Hua seni detaylı olarak anlattılar, ben de seni Turnuvanın başından beri gözlemliyorum. Bana kalırsa sen tutkulu ve yetenekli bir insansın. Bazen fazla nefret dolabiliyorsun, ama içten içe adilsin. Hepimiz zeki insanlarız ve birlikte vakit geçirdikçe sana dokunmam için seninle gerçek bir dost olmam gerektiğini anlıyorum, bunu başlatmamın tek yolu da samimi olmam. Sana bir yatırım gözüyle bakıyorum, hehe.”

 

Kikirdeyerek elindeki kitabı, 《Şeytani El Kitabını》 Zhou Weiqing’in ellerine bıraktı. Bir anda kapıda belirerek içeriye doğru bağırdı: “Şimdi gidiyorum ama cidden çok sinirliyim! Az önce sana Cennetsel Şeytan Tarikatına katılırsan benimle evlenebileceğini söyledim, ama sen, odun herif, hiçbir tepki vermedin! O kadar mı cazibesizim?!” Bu sözlerden sonra da suratını büzerek uzaklaştı.

 

Zhou Weiqing ellerinde tuttuğu kitapla öylece kapıya bakakalmıştı. Küçük Cadıyla tanıştığı günden beri ilk defa kalbine dokunulmuştu. Yalnızca elindeki 《Şeytani El Kitabı》yüzünden değil, ayrıca samimi kelimesi de bunda etkili olmuştu.

 

Bu kelime yatakta uzanan Şişman Kediyi de etkiledi. Gözlerini Zhou Weiqing’e çevirirken şöyle düşünüyordu:

 

Onu neredeyse üç yıldır tanıyorum ama… ona karşı hiç samimi oldum mu? Küçük Cadı onu ne zamandır tanıyor ki? Şişman Kedi farkında olmadan gözlerini kısmıştı, gözbebekleri garip bir ışıkla parlıyordu.

 

Zhou Weiqing bir süre sonra derin bir nefes alarak kendini sakinleştirdi. Bakışlarını elindeki《Şeytani El Kitabına》çevirerek ilk sayfayı açtı ve ciddi bir suratla okumaya başladı.

 

Turnuvanın sona ermesine ne kadar vakitleri kaldığını bilmiyordu. Bu süreçte bu kalın kitabı bitirmek kolay bir görev olmayacaktı, elindeki her fırsatı değerlendirmesi gerekliydi.

 

Okumaya başlayan Zhou Weiqing’in niyeti tüm kitabı ezberlemekti. Ancak bir an sonra içeriğe o kadar daldı ki adeta içinde kaybolmuştu.

 

《Şeytani El Kitabı》 Şeytani Cevher Ustalarının Uyanışları, mevcut durumları, olası Depolanmış Yetenekleri, onları nasıl kullanacakları hakkında neredeyse her türlü detayı içeriyordu. Ayrıca Zhou Weiqing’inkine benzer durumları da açıklıyordu, kendi kendine Uyanan Şeytani Nitelik Yetenekleri, Doğuştan Gelen Yetenekler olarak biliniyordu. Ayrıca Şeytani Nitelik Yetenekleri arasındaki en güçlü, en büyük yetenekler de bunlardı. Ayrıca içlerindeki Tüketme Yeteneği en yüksek rütbeli olandı.

 

《Şeytani El Kitabı》Tüketme Yeteneğinin yalnızca bir Atak, Defans ve Destek kombinasyonu olmakla kalmadığını, ayrıca bir ‘Süper’ Yetenek olduğunu söylüyordu. Savaşta hem rakibini güçsüzleştirip Cennetsel Enerjisini azaltıyor, hem de kullanıcının enerjisini arttırıyordu. Daha da önemlisi, günlük yetişime inanılmaz katkı sağlayan bir destek yeteneğiydi – başka bir insanın ya da Cennetsel Canavarın Cennetsel Enerjisini çekebilmek yetişim hızına kesinlikle büyük bir güçlendirme katıyordu.

 

Tabii ki Tüketilen Cennetsel Enerji doğruca ve aniden kullanıcınınkine eklenmiyordu. Ancak kullanıcı bu Tüketilen Cennetsel Enerjiyi kullanabilirdi, ayrıca özünü bastırarak kendisinin yapabilirdi. Bu şekilde yetişim hızı sıradan Cennetsel Cevher Ustalarının çok ötesine geçiyordu.

 

Tüketme Yeteneği kullanıcısı ayrım yapmadan diğer Cevher Ustalarının Enerjisini ‘işlediği’ için doğal olarak herkesin ana hedefi haline de geliyordu. Sonuçta bu Yetenek dehşet verici, katlanılamaz bir yetenekti. Özellikle de kullanıcı bu Yeteneği kontrollü kullanıp karşısındaki Cennetsel Canavarı tamamen tüketmezse, canavar kendisini yenileyebilirdi. Özetle Tüketme Yeteneği tam bir yetişim destekçisiydi!

 

Tüketme Yeteneğinin tek kusuruysa yakın menzil gerektirmesiydi. Şeytani Cevher Ustası, Cennetsel Shen Aşamasına ulaşmış olsa bile karşısındaki rakibi Tüketmek için ona dokunmak zorundaydı. Tabii ki yetişim seviyeleri yükseldikçe Zhou Weiqing’in şu anda yaptığı gibi yalnızca elle değil, vücutlarının farklı kısımlarıyla da Tüketim yapabilir hale geliyorlardı.

 

Tüketme Yeteneği aktifleştiği müddetçe bundan kurtulmak aşırı zordu, rakip yalnızca 6-Cevherin üzerindeyse kaçmak için şansı olurdu.

 

#Bu sefer tam bölüm yapmışlar, haliyle biraz uzundu. Bana zor oldu ama sizi mutlu etmiştir tabi :)
Küçük Cadı gerçekten Kalise İmparatorluğunun teslim olmasını sağlayıp takıma katılırsa sonuç mükemmel olacaktır diye düşünüyorum. Sonuçta ne kadar güçlü olduğuna az çok şahit olmuştuk. 
Ayrıca tavırları samimileştikçe daha sevilebilir bir kız haline de geldi sanki. Tabi Bing'er'in yokluğunda fazla sevmesek iyi olur 
Neyse, hadi bakalım sözler tutulacak mı, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44260 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr