Bölüm 93.2 : Cennetsel Cevher Adası! (2)

avatar
6661 8

Heavenly Jewel Change - Bölüm 93.2 : Cennetsel Cevher Adası! (2)


Çevirmen : Clumsy 

 

Yaklaşık bin metre sonra çevreleri sisle sarmalandı. Lin TianAo arkadaşlarını dikkatli olmaları yönünde uyarırken görüş eksikliği sebebiyle hızını da yavaşlattı. Yükseklik arttıkça sıcaklık da azalıyordu. Hatta Xiao Yan, onları saran sisi uzaklaştırmak ve yoldaşlarını ısıtabilmek için Ateş Nitelikli Cennetsel Enerjisini kullanmak zorunda kalmıştı. Her bin metrede bir sıcaklık altı derece düşüyordu, ancak Cennetsel Cevher Ustası dayanıklılığı ve Xiao Yan’ın desteği sayesinde henüz büyük bir problem yoktu. Sütunların beş bin metreden yüksek olduğunu duymuşlardı, ama tam yüksekliğe hakim değillerdi. İlk tırmanışları olduğu için de haliyle mümkün olduğunca dikkatli ilerliyorlardı.

 

Çevrelerindeki sis yavaşça incelmeye başladı. Bir saat daha tırmandıklarındaysa önlerindeki manzara ani bir değişime uğradı, dağılan bulutlar sayesinde artık aşağıyı görebiliyorlardı!

 

Fei Li Mücadele Takımı üyelerinin görüşlerini inanılmaz bir manzara kucakladı. Üstlerindeki gök pasparlak, masmaviydi, güneş ışıkları neredeyse deliciydi, ayaklarının altındaki koca bulut yumakları pamuk gibiydi. Böylesi bir manzara onlara farklı bir boyuta ulaşmış gibi hissettirmiş, kalplerini garip hislerle doldurmuştu.

 

Ancak henüz yolun sonu değildi. Başlarının üzerinde iki bin metreye yakın bir mesafe daha uzanıyordu. Artık diğer on altı sütunu da görebilir haldelerdi ve soluk soluğa bir halde bu nefes kesici manzaranın tadını çıkardılar.

 

Cennetsel Cevher Adası. Efsanevi Cennetsel Cevher Adası buradaydı işte!

 

Küçük Cadı kendi kendine mırıldandı: “Cennetsel Cevher Adasına tüm anakaranın en mucizevi alanı diyorlar… Kesinlikle namının hakkını veriyor. Ölümlü dünyanın ötesinde kutsal bir cennet gibi!”

 

Bu hisse sahip olan tek kişi Küçük Cadı değildi. Tüm Fei Li Mücadele Takımı üyeleri ilk defa bu manzarayla karşılaşıyordu ve kalplerindeki heyecanı ve merakı kelimelere dökmeleri imkansızdı. Cennetsel Cevher Adasında elde edebilecekleri bir yana, yalnızca bu mucizevi adanın manzarasına tanık olabilmek bile onları tatmin etmeye ve sarsmaya yetmişti.

 

Cennetsel Cevher Adası ebat olarak büyüktü, ancak devasa değildi, en azından kendisini destekleyen on altı sütuna kıyasla abartılı bir ebatta olduğu söylenemezdi. Yukarıdan bakarak ifade edebilecekleri kadarıyla aşağı yukarı ZhongTian Şehri kadar olmalıydı. Adanın alt kısmı kapkaraydı, üzerinde ne olduğunuysa ancak ulaştıkları zaman söyleyebileceklerdi.

 

Zhou Weiqing derin bir nefes alarak şöyle dedi: “Sahiden de wooow. Ama Cennetsel Cevher Adası bir gün yere düşerse ne olacak, aşağıdaki ZhongTian Şehri tamamen yok olmaz mı?”

 

Lin TianAo sus işareti yaparak cevap verdi: “Şakasını bile yapma. Tepeye ulaşmak üzereyiz ve hepinizi uyarmam gerek. Cennetsel Cevher Adasına vardığımızda sözlerinize dikkat etmek zorundasınız. Burası Cennetin Yayılma Sarayı ve her taraf güçlü simalarla dolu. En önemli şey güvenlik, herhangi bir belaya bulaşmayın. Özel bir durum olmadıkça grup olarak hareket edelim istiyorum.”

 

Hepsi başlarını salladığında Lin TianAo tatmin olmuş bir şekilde yola devam etti.

 

Bu yükseklikte sıcaklık da doğal olarak azalmıştı. Ancak bulutların yokluğu hareketlerini hızlandırıyordu. Diğer üç mücadele takımının Cennetsel Cevher Adasına ulaştığını görebiliyorlardı, artık göreceli olarak daha güvenli bir kısma geldikleri için de hızlanmaya karar verdiler.  

 

Ve sonunda, bir saatten biraz daha kısa bir süre sonra Cennetsel Cevher Adasına giden beş bin metre aşılmıştı. Plaketleri yeniden kontrol edildikten sonra da adaya girebilmek için kayıt olmaları gerekti.

 

Diğer üç mücadele takımı adaya ulaşalı çok olmuştu, pek çoğu sabırsız ifadelerle Fei Li Mücadele Takımının katılmasını bekliyordu.

 

Shangguan Longyin ekip tamamlandığında şöyle dedi: “Tamamdır, hepiniz burada olduğunuza göre artık biraz dinlenebilirsiniz. Finaller üç gün sonra başlayacak. Bu üç günde adada istediğiniz gibi dolaşmakta özgürsünüz. Ancak sizi kısıtlı alanlar konusunda uyarmam gerek,  eğer durdurulursanız zorla devam etmeye kalkışmayın, aksi takdirde istilacı muamelesi görürsünüz. Eğer Cennetsel Cevher Adası hakkında bir sorunuz olursa herhangi bir çalışana sorabilirsiniz, ayrıca sizi konaklama yerlerinize götürmek üzere tayin edilmiş görevliler de olacak.”

 

Shangguan Longyin bu anlatımdan sonra yine göz açıp kapayıncaya dek ortadan kayboldu.

 

Fei Li Mücadele Takımı üyeleri Shangguan Longyin’in sözlerini açıkça duymuştu. Ancak acele etmek istemiyorlardı, girdikleri bu yeni ortamın manzaralarını ve seslerini sindirmeye niyetliydiler.  

 

Cennetsel Cevher Adasına girdikleri anda o ısırıcı soğuğun ortadan kaybolduğunu fark etmişlerdi. Hatta nem oranı bile aşağıya kıyasla bir tık az olsa da, yolculuklarında olduğundan daha yüksek bir seviyeye ulaşmıştı.

 

Çevreleri tamamen yeşilliklerle doluydu, açmakta olan çeşit çeşit bitkiler göz dolduruyordu. Belli bir mesafede dağ serilerinin zirveleri göze çarpıyor, manzarayı noktalıyordu. O merdivenleri yeni çıkmış olmasalardı göğün beş bin metre yukarısına çıktıklarına hayatta inanmazlardı!

 

Fei Li Mücadele Takımının merakı ve şaşkınlığı tabii ki diğer takımlarla kıyaslanamazdı. Çünkü onların büyük çoğunluğu bu manzaraya daha önce de şahit olmuştu.

 

Bu esnada dört görevli ortaya çıkmış ve mücadele takımlarını konaklama alanlarına götürme görevini üstlenmişti. Ancak garip bir şekilde tüm görevliler farklı bir yöne dağıldı. Anlaşılan konaklama yerleri farklı alanlardaydı.

 

Fei Li Mücadele Takımına rehberlik eden beyaz giyimli genç otuz yaşlarında görünüyordu, Zhou Weiqing yolculuk esnasında ona yaklaşarak sorusunu yöneltti: “Abi, bizim Cennetsel Cevher Adasına ilk gelişimiz. Bize ada hakkında bilgi verebilir misin lütfen?”

 

Beyazlı genç hafifçe gülümseyerek karşılık verdi: “Tabii ki verebilirim. Öncelikle, ilk dörde girdiğiniz için tebrikler. Çekirdek takımlar dışında bir takımı burada görmeyeli uzun zaman olmuştu. Ne yazık ki mücadeleler esnasında Adada görevliydim, tüm maçları izleyemedim.”

 

“Cennetsel Cevher Adamıza gelince, üç yerinin özellikle ünlendiğini söyleyebilirim. Cennetin Yayılma Sarayı,  Birleştirilmiş Ekipman Tesisi ve Yetenek Depolama Sarayı. Cennetin Yayılma Sarayı genellikle halka açık değildir ve tüm adanın kutsal kısmı olarak kabul edilir. Bu yüzden ziyaretçilerimizin büyük çoğunluğu Birleştirilmiş Ekipman Tesisi ve Yetenek Depolama Sarayını ziyaret etmeyi tercih eder; ikisinin de tüm anakaranın en kalitelisi olduğu, eşinin benzerinin bulunamayacağı söylenebilir. Konaklama yerine ulaştığımızda bu iki ünlü kısma çok uzak olmadığınızı göreceksiniz, adanın merkezinde kalıyor. Zaten sizler için adanın merkezi erişebileceğiniz tek kısım, özellikle de dışardaki Vahşi Alana girmek sizin düşman olarak mimlenmenize neden olur. ”

 

Rehberin anlatımını dinleyen Zhou Weiqing Cennetsel Cevher Adası hakkında zorlu bir izlenim edindi. Vahşi Alanda pek çok sır saklı olmalıydı. Belki de orada on üç ejder mağarası ya da hayvanların hazineleri, ilginç mücevherler falan bulunuyor olabilirdi. Tabii ki Cennetsel Cevher Adası Cennetin Yayılma Sarayına aitti, ZhongTian İmparatorluğunun kalbiydi ve hiç kimse burada kolay kolay karmaşa çıkaramazdı.

 

Ekip adanın derinliklerine ilerledikçe hava daha canlı, daha rahat bir hale geldi; bitki çeşitleri giderek artmıştı. Buna bir de güneş ışıklarının kendilerini yıkayışı eklenince, ortam tam da Küçük Cadının anlattığı gibi bir hal alıyordu–

 

Tüm Fei Li Mücadele Takımı hayranlık doluydu, ancak bu manzarayla en çok kendinden geçen, neredeyse hayal dünyasına dalmış olan kişi Küçük Cadıydı. Bunun sebebi de sahip olduğu Yaşam Niteliğiydi, bu sayede doğanın derin hissiyatlarını daha yoğun yaşayabiliyordu.

 

Görevlinin önderlik ettiği topluluğun bahsedilen konaklama alanına ulaşması on beş dakika kadar sürdü.

 

Sanki kapısı olmayan küçük bir ‘Şehir’di burası. Sonuçta Cennetsel Cevher Adasının üzerindelerdi, uzun duvarlara ve kapılara ne gerek vardı ki.

 

Geniş yolların kenarlarında dükkânlar diziliydi ve tüm dükkân sahiplerinin kıyafetleri de rehberinkine benziyordu. Ancak bu dükkânların Cennetsel Cevher Ustalarıyla hiçbir bağlantısı yoktu, yiyecek içecek gibi temel ihtiyaçlar satmaktaydılar.

 

Ancak rehberin bilgilendirmesi sayesinde Fei Li Mücadele Takımı üyeleri, bu dükkanların sıradan yiyecek ve giyecekler satmadığını, satılanların nadir hazineler olduğunu öğrendi. Örneğin besin Cennetsel bir Canavarın egzotik bitkisi olabilirdi, kıyafetler de genellikle kıymetli materyallerden elle yapılıyordu. Ayrıca Cennetsel Cevher Plaketiyle gelenler için ayrılan özel inler de vardı. Tabii ki tüm bu şeyler ateş pahasıydı.

 

Rehberlerine göre, en ucuz in bile gecelik bin altından fazlaydı, ayrıca buna yemek dahil değildi. Tabii ki bu kez Cennetsel Cevher Turnuvası bahanesiyle geldikleri için konaklama masrafları etkinlik yöneticileri tarafından karşılanacaktı. Ancak bu yalnızca Turnuva süresince geçerliydi.

 

Cennetsel Cevher Adasında geceyi dışarda geçirmek yasaktı, herkes bir tür konaklama yeri bulmak zorundaydı. Bu yüzden burada uzun bir süre geçirip Yetenek Depolama Sarayını ve Birleştirilmiş Ekipman Tesisini kullanmak isteyen kişi ciddi miktarda para bulundurmalıydı. Bu da Cennetsel Cevher Adasının ziyaretçilerini kısıtlama ve kar elde etme amaçlarıyla izlediği bir yöntemdi.

 

Üyelerin Birleştirilmiş Ekipman Tesisi ve Yetenek Depolama Sarayını görmesi çok uzun sürmedi, merkezdeki binalar birbirlerine bir hayli yakındı. Merkezin diğer kısmıysa gizemli bir sisle kaplıydı, hiçbir şey görmek mümkün değildi. Orada Cennetin Yayılma Sarayının bulunduğu kolayca anlaşılabiliyordu, bir çeşit mühür ya da korumayla kendilerini saklamışlardı.

 

ZhongTian Şehrinin Yetenek Depolama Sarayı ve Birleştirilmiş Ekipman Tesisine kıyasla buradakiler çok daha küçüktü, hemen hemen Zhou Weiqing’in daha önce gittiği Uçan Tepe Şehrindeki kadarlardı. Ancak kalitenin miktardan önemli olduğuna hiç şüphe yoktu.

 

Fei Li Mücadele Takımı Tesise ve Saraya uzak olmayan isimsiz bir ine yerleştirilmişti. Pek lüks bir yer olduğu söylenemezdi, ancak temiz ve düzenliydi. Böyle bir inde kalmak bile adam başı, günlük bin altını geçecekti. Fiyatlar kesinlikle çok çılgındı.

 

Rehber, ayrılmadan önce, Cennetsel Cevher Turnuvası esnasında konaklamanın bedava olduğunu, ancak yemeklerin dahil olmayacağını söyledi. Yemek masraflarını kendileri karşılamaları gerekecekti.

 

Her zamanki gibi tüm ekip Lin TianAo’nun odasında toplandı. ZhongTian Şehrinden sabahın erken saatlerinde ayrılmışlardı ve şu anda öğlen vaktiydi, öğle yemeği problemini halletmeleri gerekiyordu.

 

Ye Paopao şöyle demeden edemedi: “Neyse ki bir miktar para kazandık, aksi takdirde turnuva sırasında açlıktan ölürdük. Az önce yürürken fiyatlara baktım da cidden dehşete düşürücü.”

 

Fei Li İmparatorluğu Bakanının soyundan gelen Ye Paopao bile yemekler dehşete düşürücü oranda pahalı diyorsa, neyle karşılaştıklarını az çok anlayabilirdiniz.

 

Ayyaş Bao, Zhou Weiqing’in omzuna vurup pis bir şekilde sırıtarak şöyle dedi: “Sıkıntı yok, bizi görecek zengin bir adamımız var!”

 

Zhou Weiqing kızgın bir şekilde bakarak cevap verdi: “İmkanı yok, artık size cömert davranmayacağım.”

 

#Ankaranın boğuk sokaklarında yaşarken Cennetsel Cevher Adasının 'cennetvari' manzaralarını çevirmek insanı üzüyor arkadaşlar!
Neyse biz göremiyoruz keratamız görsün diyeceğim de, bu çocuk beni korkutuyor.
Gidip ejderha bulayım hazine bulayım diye ortalığı karıştırmaz inşallah.
Bir de artık Bing'er'le görüşme zamanı gelsin bence, heyecanla bekliyorum!
Hadi bir sonraki bölümde görüşmek üzere :) 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr