Bölüm 111.3 : Birleştirilmiş Karanlık Kader Reddeden Mühür! (3)

avatar
5754 10

Heavenly Jewel Change - Bölüm 111.3 : Birleştirilmiş Karanlık Kader Reddeden Mühür! (3)


Çevirmen : Clumsy 

 

 

Zhou Weiqing’in bakışları dondu. Babası ve vaftiz babasının hayatta olduğunu öğrendiğinden beri kendisini toparlamıştı ve aklı çılgınlar gibi çalışıyordu. Bir anda ciddi bir şekilde şöyle dedi: “Az önce Fei Li İmparatorluğu Kraliyet Ailesini sarstığımı söylediniz… acaba… Bana neler olduğunu anlatabilir misiniz?”

 

Cai Cai başını sallayarak onayladı ve anlatmaya başladı: “Kısa bir süre önce Ye Paopao buraya dönerek senin bu yılki Cennetsel Cevher Turnuvasındaki çabalarını ve sonuçlarını anlattı. Hiç şüphe yok ki Dan Dun İmparatorluğunu yenerek ve şampiyon olarak İmparatorluğun kahramanları haline geldiniz. Böyle bir onuru bize getiren hiç olmamıştı. Majesteleri fazlasıyla keyiflendi ve hepinize asil unvanlar vermek istedi, sizleri en büyük onurlarla ödüllendirecekti. Sonuçta bize hem gurur hem de Cennetsel Cevher Plaketi verdiniz. Tüm Fei Li İmparatorluğu tarihinde hiç kimsenin böyle bir başarıya erişmediğini söylemek yalan olmaz. Hatta  sen Fei Li Mücadele Takımına takımında olmasaydın, sonuç yine bu şekilde olmayacaktı… Ne yazık ki Cennetsel Yay İmparatorluğunun ani yok oluşu büyük sorunlar yarattı…”

 

“Sen Cennetsel Yay İmparatorluğu Amirali Zhou’nun oğlusun ve Cennetsel Cevher Turnuvasında da mükemmel bir yeteneğin olduğunu kanıtladın. Eğer Fei Li İmparatorluğu sana büyük bir ödül verseydi dikkatleri çekecek ve korkunç bir aşamaya erişecektin. Cennetsel Yay İmparatorluğu yok olunca…bizim İmparatorluğumuz sınırlarımızı koruma ve Bai Dai İmparatorluğuna karşı bir saldırı gerçekleştirmeme kararı aldı… Ne demek istediğimi anlıyor musun?”

 

Zhou Weiqing’in gözleri soğumuştu, yavaşça başını sallayarak onayladı ve şöyle dedi: “Yani… diyorsunuz ki… Fei Li Kraliyet Ailesi, benim Fei Li İmparatorluğuna kötü bir etki doğuracağımı ve intikam isteyen yetenekli insanları buraya çekeceğimi düşünüyor?”

 

Cai Cai acı bir şekilde gülümseyip iç çektikten sonra devam etti: “Evet, meselenin özü bu. Bu yüzden Kraliyet Ailesi muazzam bir tartışma içerisine girdi. Kimileri İmparatorluğumuza yaptığın büyük katkılar yüzünden ödüllendirilmeni istiyor. Ancak diğerleri Akademimizde kalmaya devam eder ve çok şey öğrenir, Fei Li İmparatorluğu Ordumuza girersen gelecekte bize ciddi zararlar vereceğini söylüyor. Sonuçta bir Fei Li İmparatorluğu vatandaşı değilsin…”

 

Zhou Weiqing pasif bir şekilde gülümsedi. Bu konuda tartışmak istemiyordu. Babasının hayatta olduğunu duymak onun kalbini çoktan hafifletmişti.

 

“Tamamdır, Müdire Cai Cai, bana sonucu söyleyin, bunu kabullenebilirim.”

 

Cai Cai devam etti: “Tartışmanın sonucunda… sana iki seçim sunuldu… İlki, dünyaya Cennetsel Yay İmparatorluğundan ayrıldığını ve Fei Li İmparatorluğu vatandaşı olduğunu söylemen. Bu şartlarda sana Cennetsel Cevher Turnuvası ödülün verilecek, ancak Akademiden ayrılmak zorundasın ve asla Ordumuza katılamayacaksın. İkinci seçimse… İmparatorluğumuzun vatandaşı olmaman, bunu yaparsan bir milyon altın alacaksın, ancak yine de Akademimizden ayrılmak zorundasın.”

 

Zhou Weiqing pasif bir şekilde gülümseyerek karşılık verdi: “Yalnızca on yedi yaşındayım, Fei Li İmparatorluğunun bu kadar gerilmesine gerek var mıydı? Müttefik… siz Cennetsel Yay İmparatorluğu’nun müttefikisiniz …”

 

Cai Cai utanç içerisinde başını eğdi. “Üzgünüm Weiqing. Her İmparatorluğun kendi dertleri var… WanShou İmparatorluğu sınırı karmaşa içinde ve orduları bu yılki saldırıları çok güçlendirdi. Kaynaklarımızı ve adam gücümüzü Bai Da İmparatorluğuna yapılacak bir saldırıyla harcamak istemiyoruz, yalnızca kendimizi savunabiliriz. Onlar da bu yüzden Cennetsel Yay İmparatorluğuna saldırmaya cüret edebildi zaten… olanları görebiliyorlardı ve fırsatı değerlendirdiler. Cennetsel Cevher Turnuvasında pek çok mucize yaratmış olabilirsin, ama aynı zamanda Kan Kırmızı Cehennemi de gücendirdin…”

 

Zhou Weiqing ayağa kalkarak şöyle dedi: “Müdire, sizi anlıyorum, daha fazla konuşmanıza gerek yok. Akademiden ayrılacağım. Ama önce sınıf arkadaşlarıma veda edeceğim. Ortada bir İmparatorluğum kalmasa bile asla ulusumu terk etmem. Bir milyon altına gelince, buna ihtiyacım yok. Ancak lütfen benim adıma Kraliyet Ailesini bilgilendirin, Cennetsel Yay İmparatorluğumuz bugünden sonra Fei Li İmparatorluğuyla müttefik değildir.”

 

Bu sözlerden sonra kenarda olanları dinleyen Dou Dou’yu çekti, arkasını döndü ve ofisten ayrıldı.

 

Zhou Weiqing’in uzaklaşışını izleyen Cai Cai, iç çekmeden edemedi. Zhou Weiqing’e kendisi için ne kadar mücadele ettiğini, elinden gelen her şeyi yaptığını anlatmamıştı. Fei Li İmparatorluğunda Weiqing’e karşı olan çok kişi vardı, hatta bir kısmı ileride problem çıkarmaması için onu tutsak etmeyi ya da öldürmeyi bile talep etmişti.

 

Cai Cai, bu genç adamı tamamen çözemediği için ona saygı duyuyordu. İleride ne kadar güçlenebileceğini bilmiyordu, ama çok ilerilere ulaşacağı kesindi. Ne yazık ki Cai Cai bir kadındı. Tüm yeteneğine ve statüsüne rağmen politik kararlar konusunda söz söyleme hakkı yoktu, tek yapabileceği insanlar üzerinde bir etki bırakmaktı. Ve şimdi de tek yapabildiği sınırsız potansiyele sahip bir genç adamın, sırf kısa vadeli kazançlar için kendilerinden ayrılışını izlemekti.

 

Zhou Weiqing’ten vazgeçmek şu an için Fei Li İmparatorluğuna katkı sağlayacaktı. İlki, belki de en önemlisi Kan Kırmızı Cehennemi enselerinden çekmekti. Sonra da Zhou Weiqing’in Fei Li İmparatorluğu etkisinde gelişmesi ihtimalini eleyeceklerdi. Zhou Weiqing sıradan bir Cennetsel Cevher Ustası olsa, ne kadar güçlü olursa olsun bu kadar önemsemeyebilirlerdi. Ama o sıradan biri değildi. Amiral Zhou’nun oğlu olarak intikam yoluna girme ihtimali göz ardı edilemezdi.

 

Zhou Weiqing’in bilmediği şey ise, Fei Li İmparatorluğunun bu yolu seçmesinin ardındaki sebeplerden birinin Ye Paopao’nun Bakan babası oluşuydu. Son kararda en büyük etkiyi yaratan o adam olmuştu. Çünkü uzun zamandır Weiqing’in yanında olan Ye Paopao, onun karakterini iyice öğrenmişti. Zhou Weiqing’in potansiyel bir tehdit olduğunu babasına o anlatmıştı.

 

Ye Paopao’nun Zhou Weiqing’e hayran olduğu, hatta ona saygı duyduğuna hiç şüphe yoktu. Ama İmparatorluğunun iyiliği ve belki de kalbindeki çirkin kıskançlık yüzünden, Zhou Weiqing’i olası bir tehdit olarak tanıtmıştı.

 

Cai Cai, Zhou Weiqing’e bunları anlatmamıştı, Fei Li İmparatorluğunu düşman edinmesini istemiyordu. Ne yazık ki işlerin ilerleyişine bakılırsa kız fazla umutlu görünüyordu.

 

Cai Cai, verdiği karar yüzünden Zhou Weiqing’i suçlayamazdı. Onun yerinde olsaydı bu kadar sakin bile kalamayabilirdi.  

 

Ofisten çıkan Zhou Weiqing’in dudaklarında soğuk bir gülümseme vardı. Fei Li İmparatorluğu, öyle olsun, Fei Li İmparatorluğu!

 

Zhou Weiqing hayal kırıklığına uğramış değildi. Çünkü Fei Li İmparatorluğuna dönerken onlarla ilgili bir ümit beslemiyordu.

 

Cennetsel Yay İmparatorluğu, uzun süredir Kalise ve Bai Da İmparatorluğu tarafından kuşatılmış haldeydi, eğer Fei Li İmparatorluğu gerçekten Cennetsel Yay İmparatorluğuna yardım etmek isteseydi bunu çoktan yapmış olurlardı. Ancak buna pek niyetli görünmüyorlardı.

 

Ne olacak Fei Li İmparatorluğunun yardımını alamazsam?  Zhou Weiqing zaten Fei Li Askeri Akademisinde kalmaya devam etmeyi planlamıyordu ve bu yüzden planları bozulmuş falan değildi. Aksine fazlasıyla keyifliydi; Cennetsel Yay Sarayının yerinde durduğunu, babasının, vaftiz babasının ve muhtemelen annesinin de hayatta olduğunu öğrenmişti. Cennetsel Yay İmparatorluğu için hala ümit vardı, hiç değilse yüz metrelik arazi duruyor ve Cennetsel Yay İmparatorluğu ismi yaşıyordu. Zhou Weiqing için bu yeterliydi.

 

Dou Dou’yu ardından çekiştiren Zhou Weiqing, Halk Bir Sınıfına vardı. Cai Cai pek bir şey söylememiş olsa da Fei Li İmparatorluğunun kendisini hoş karşılamadığı belliydi ve bir an önce ayrılsa iyi olacaktı.  

 

Halk Bir Sınıfına giren Zhou Weiqing, tüm sınıf arkadaşları ve Ming Hua’nın yanı sıra iki kişinin daha varlığını fark etti. Biri Ömürlük Takipçisi olan ve okula geçici öğretmen olarak giren Yun Li’ydi, diğeri de üst sınıfların lideri Zang Lang.

 

Zhou Weiqing’in döndüğünü duyan ikili onu bulmak için aceleyle koşturmuştu.

 

Zhou Weiqing, Dou Dou’yu kendi sandalyesine oturtarak kürsünün önüne geçti ve orada oturan Ming Hua’yı tamamen görmezden geldi.

 

Ming Hua öfkeden dili tutulmuş haldeydi. Ancak yalnızca humphladı ve kenara çekilerek Yun Li’nin yanına geçti.

 

Kürsüdeki Zhou Weiqing, insanların heyecanlı bakışlarını üzerinde taşıyordu. Ve bir anda doksan derecelik açıyla tüm sınıf arkadaşlarının önünde eğildi.

 

“Patron, ne yapıyorsun?” Tüm öğrenciler şok olmuş ve Kou Rui ayağa kalkıp bağırmadan edememişti. Diğer öğrenciler de ayaklanmıştı.

 

“Herkes otursun…” Zhou Weiqing tekrar diklenerek ciddi bir şekilde seslendi.

 

Prestij ve statü neydi? - Zhou Weiqing’in statüsü bu anda kendini göstermişti. Ayağa kalkan tüm öğrenciler yeniden oturmuş ve sınıf sessizliğe gömülmüştü.  

 

Zhou Weiqing iç çekerek konuşmaya başladı: “Önünüzde eğildim çünkü hepinizden özür dilemem gerekiyor. Ne yazık ki size verdiğim sözü yerine getiremeyeceğim. Birazdan Akademiden ayrılacağım ve korkarım ki artık sizinle birlikte çalışamayacağım. Arkamda biraz daha para bırakacağım ve dikkatli kullanırsanız çoğu Birleştirilmiş Ekipman ve Yetenek Depolama ihtiyacınızı karşılayacaktır. Üzgünüm millet.”

 

“Patron, sen… gidiyor musun?” Bu kez lafa giren, normal şartlarda hep sessiz olan Yan Zhexi’ydi ve kalan öğrencilerin yüzleri de şok doluydu.

 

Zhou Weiqing başını sallayarak onayladı: “Eminim hepiniz duymuşsunuzdur… yurdum… Cennetsel Yay İmparatorluğum, Kalise ve Bai Da İmparatorluğu tarafından işgal edildi. Fei Li İmparatorluğu bir karşı saldırı yapmamaya karar vermiş durumda ve benim Akademide eğitim almam da yasaklandı. Bu yüzden ayrılmaktan başka şansım yok. Söylenecek fazla şey yok, ama ne olursa olsun siz benim kardeşlerim olarak kalacaksınız. En azından aynı sınıfta oturup beraber çalışma fırsatı bulduk. Lütfen size söylediklerimi unutmayın, halk olsak da ayakta durmak zorundayız. Sizi bırakmaya katlanamıyorum, ama girmem gereken bir yol var. Umarım gelecekte sizinle karşılaşır ve aynı mücadeleyi verebilirim. Zhexi, buraya gel…”

 

Yan Zhexi afallamış bir halde ayağa kalkarak Zhou Weiqing’in yanına gitti.

 

Zhou Weiqing hafifçe gülümseyerek omzuna vurdu ve şöyle dedi: “Yokluğumda kalanlara liderlik etmek konusunda iyi iş çıkardığını görüyorum, herkes seni kabullenmiş. Bu yüzden ayrıldığımda Halk Bir Sınıfımızın lideri sen olmalısın. Sözümüzü unutma, birlikten kuvvet doğar. Bir olarak hareket ettiğimiz sürece kimse bize zorbalık edemez. Al, bu kartın içinde on milyon altın var, size bırakabileceğim bundan ibaret. Uzun vadeli sözümü gerçekleştiremeyecek ve size Birleştirilmiş Ekipman Parşömeni yapamayacak olsam da en azından bunu yapabilirim. Bunu mantıklı bir şekilde kullanacağınıza güveniyorum…”

 

Zhou Weiqing, bu sözler eşliğinde kartı Yan Zhexi’nin ellerine bıraktı. Bakışlarını bir kez daha arkadaşlarının üzerinde gezdirdikten sonra da derin bir nefes alarak ayrılmak üzere arkasını döndü.  




#Duygusal bir bölüm geliyormuş gibi hissediyorum. Weiqing'i öyle hadi byeee diye gönderecek değillerdir.
Fei Li İmparatorluğu da kendi kuyusunu kazdı. Weiqing bu yapılanı asla unutmayacaktır.
Ben sınıfın neler söylediğini merak edip bir sonraki bölüme geçtim, orada görüşmek üzere!

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr