Ben Ahmet ABAY insanlar bana yakışıklısın diyor ama ben kendimin yakışıklı olduğuna inanmıyorum. Bana göre yakışıklı yada güzel bir insan iç tarafıyla belli olur bu hafıza sistemi bana geldiğinden beri hep bir öldürme arzusu, sebepsiz öfke, duygusal acı. Kendimden bir o kadar nefret edip seviyorum. Çünkü bir o kadar iyiyim, saygılıyım, huzurluyum şimdi bana çift kişiliklimi- sin diyeceksiniz size cevabım hem evet hem hayır. Ben biliyorum ki aslında tek kişi var bu bedende. Daha fazla bu konu ile ilgili kafa yormayacağım. Ben siyah saçlı yeşil, mavi ve siyah gözlüyüm biraz bu göz rengime şaşırmış olabilirsiniz,1.80 boyundayım ve ne şişko ne de sıskayım. Şuan 21 yaşındayım.4 kardeşim ve annem babam var.
Ahmet benim hissettiğim duygusal acıya sanırım aşk acısı diyorlardı. Ama o acıyla benim acımın arasındaki bir fark var! Benim acım masum kardeşlerimden geliyor. Bu dünya çok acımasız. Bu acıya son vermek ve benim gibi eşit ırkların huzur içinde yaşamasını istiyorum. Bu dünyada, bu devirde hala savaşlar devam ediyor artık hükümetler hırslarıyla dolup taşıyor. Şu an bir sokaktan geçiyorum ve ne kadar insanların gergin güvensiz olduğunu görebiliyorum. Ah bir dilenci çocuk insanlar tarafından aşağılanıyor biraz haklı olabilirler ama haksızda olabilirler. Çünkü gerçekte ne için kimse dilendiğini bilmiyor. Belki zulüm görüyor. Belki rol yapıyor.
Belki de cidden paraya ekmeğe ihtiyacı var. Ahmet keşke duyguları okuma özelliğim daha çok geliştirseymişim. Çünkü yardımı ihtiyacı olan insanlara gizliden yardım edebilirim.
O anda arkamdan birisi bana seslendi o kişiye baktım arkadaşım Batuhan bana sesleniyormuş. Batuhan benimle yaşıt siyah saçlı siyah gözlü biraz iri 1.60 boyunda bir arkadaşım. Bu arada o tek arkadaşım. çünkü bir asosyalim ve okulda kendimi çok fazla belli etmek istemem.
Batuhan: Ahmet gelsene daha işimiz var.
Ahmet: Bir şey halledip geleceğim.
Dilenen çocuğun yanına gittim. Sokaktan geçen insanların suratına bakınca ne düşündüklerini anlayamam belki ama bu çocuğun yanına şimdi gidince anlıyorum
Dilenen Çocuk: Bir sadaka. Ekmek almam lazım. Allah aşkına sadaka.
Ahmet: Allah her kulunu sever ve onları sınar zor bir zaman olduğu zaman sana yaptığın birşey için sana günah yazmaz.
Çocuk gözünden bir damla yaş dökülür. Çocuğun kulağına yaklaştım.
Ahmet: Güçlen sana zulüm yapılmasına izin verme veya zor durumlarda kalma aş o zorlukları!
Bu çocuğun rol yapmadığını nerden anlıyorsun dersen gözlerinde hayat dolu renk yok. Bu çocuğa azda olsa güç verdim öğrendiğim bir yöntemle. İçim ağlıyor bu dünyanın bilinmeyen gerçeklerine! Sonra Batuhan'ın yanına gittim. Batuhan bizde çırak olarak çalışıyor. Ailem bir çöp sahafçı ve bir apartman sahibiler kiradan para kazanıyoruz. Çöp sahafçı olmamızı seviyorum çünkü kitapları okuyup bilgi ediniyorum. Babam bana sesleniyor.
Babam: Ahmet dükkanın önünü süpür yukardan sofra çırpıyorlar. Bu insanlar israf diye bir şey bilmiyor mu? Kötü zamandayız kim döküyorsa konuşacağım onunla!
Ahmet: Baba kör yaşlı sağır bir teyze . Baba ben bu ekmek kırıntılarını her gün toplayıp kuşların rahat ve ezilmeyecek yere koyayım her gün olur mu?
Babam: Olur iyi fikir.
Dükkanın arkasına geçtim süpürgeyle küreği aldım ve telefonumdan bildirim geldi güney Kıbrıs cumhuriyeti kuzey Kıbrıs'a savaş ilan etti ve sivillerin köylerini bombalıyor.
Sistem: Demek hadlerini bilmiyorlar
Ahmet: Hadlerini bilmiyorlarsa onların karşısına hadlerini bildirecek insanlar çıkar!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..