Kapanış- Bölüm: 1

avatar
1134 0

My Sunshine (Silent Seperation) - Kapanış- Bölüm: 1


                                                                               Çevirmen:  Wkeey

 

 

 

Bu, Yi Mei'nin perspektifinden yazılan ilk bölüm. Bu bölüm ve ondan sonraki bir iki bölümde, hikayeyi özetle bir de Yi Mei'den dinleyeceğiz.  Yi Mei'nin kalemi, Yi Chen ve Mo Sheng arasındaki ilişkiye dair, sizlere daha kapsamlı bir  bakış açısı kazandıracaktır. Ayrıca, Yi Mei'nin karşılıksız kalan aşkını, dokunaklı şekilde nasıl yorumladığını, nelerle karşılaştığını ve ne hisler yaşadığını göreceğiz.

 

Yi Mei'den sonra, Yi Chen ve Mo Sheng'in geri kalan hayatlarının nasıl devam ettiğine dair bir kaç kesit daha okuyacağız.

__________________________________________________________________________________________________________

 ---- Yi Mei'nin gözünden, Bölüm:  1

 

 

Dokuz yaşımdayken, kardeş Yi Chen benim kapı komşumdu sonrasında, kardeşim oldu.

 


Çok mutluydum, annemin omuzlarına yaslandığım bir günde:'' Anne, Kardeş Yi Chen artık bizim evimizde mi yaşayacak, hiç gitmeyecek mi?''

 


Annem bana sıkıca sarılmıştı:'' Evet, bu Yi Mei'nin hoşuna mi gitti?

 


''Evet buna çok sevindim.'' Bundan duyduğum sevinci net şekilde ifade edebilmek için defalarca başımı salladım, ama neden annem üzgün görünüyordu bunu anlayamamıştım.

 


Yi Chen gibi bir kardeşe sahip olmak sıradışı bir histi. Sınıf arkadaşlarım tarafından bazı zamanlar kıskanılıyordum, bazen de öğretmenlerim tarafımdan kayırılıyordum. Orta okula başladığımda,Öğretmen bir gün devamlılık defterine baktı ve:'' He Yi Chen'i tanıyor musun?''

 


Başımı salladım:'' Ben kardeşiyim.''

 


'' Oh, O orta okulda birince sınıftayken onun öğretmeniydim. İkinizin de öğretmeni olmak kaderimde yazılıymış.'' Öğretmen kıkırdadı:'' Dönem yeni başladı, seni şimdiden itibaren sınıf gözlemcisi yapıyorum. Abin, oldukça yetenekli bir çocuktu, kardeşi de ondan farksız değildir.''

 


Zamanla sınıftaki herkes He Yi Chen'in kız kardeşi olduğumu öğrenmişti. Bazı zamanlar kız öğrenciler dolaylı yoldan kardeş Yi Chen'in hayatı ile ilgili araştırmalar yaparlardı:'' He Yi Mei, abinin senin yanındayken ağzından kaçırdığı bir kız ismi var mı?''

 


''Hayır.'' Her zaman bu cevabı verirdim ben de.

 


''Ah, Haberin var mı üçüncü sınıflardan Yin Li Min, abinden hoşlanıyormuş......''

 

 

Bu yaşlardaki kız çocuklarının 'kim kimi seviyor' tipi meselelere çok fazla ilgisi oluyordu demek ki... Farklı farklı kızlar da yanıma gelir,Yi Chen'den hoşlananların isimlerini sayardı. Her defasında da yeni bir isim duyuyordum.

 


Öyle görünüyor ki okulun içinde barındırdığı kız nüfusunun çoğunluğu Yi Chen'e bayılıyordu.

 


Bir keresinde ben de ona bir kaç soru sordum, afaki bir konuymuş gibi davrandım:'' Abi, Hoşlandığın biri var mı? Sınıfımda senden hoşlanan bir sürü kız var.''

 


''Hayır.'' Zerre ilgilisini çekmemişti. Sonra başını eğdi ve ödevimde bana yardım etmeye koyuldu. Bir hücre tanesi kadar bile merak duymuyordu bunlara.

 

O gün öğleden sonra, onun zarif ve yakışıklı profiline bakıyordum, kalbim birden bilinmez şekilde heyecanlanmıştı, nedenini bilemiyordum, bir tanım koyamıyordum.

____________________________________________________

Liseyi bitirdikten sonra, Yi Chen üniversite sınavlarını başarıyla geçti, C üniversitesine başlamak için A şehrine gitti, ilk defa, bu kadar uzağıma gitmişti.

 


Evin bir kişi eksik haline alışkın değildim, her yer gözüme bomboş gelmeye başladı. Akşam yemeği yerken, annem kazara dört tabak pirinç lapası koymuştu önümüze, sonra Yi Chen'in artık olmadığını hatırladı tabağı geri boşaltmıştı.

 

 

Kalbim bu yokluğu bir türlü kabul edememişti, yemek masasında and içmiştim:'' Ben de üniversite sınavlarını başarıyla geçmek ve C Üniversitesine gitmek istiyorum.''

 


Babam kahkaha atmıştı:'' Güzel, Yi Mei pek azimli.''

 


Ama sadece hırslı olmak yetiyor muydu sanki? Notlarım makul şekilde iyiydi fakat C üniversitesine kabul olabilecek düzeyde değildi, hem de bir sene harıl harıl çalışmama rağmen... Sonuç olarak, N üniversitesine başvurabilmiştim.

 


Yi Chen telefonda N üniversitesine başvuru yaptığımı duyduğunda şaşırmıştı:'' Yi Mei, daha iyi bir üniversiteye başlayabilirsin.''

 


Ama hiç biri sana daha fazla yakın olmamı mümkün kılmaz. Sessizce kalbimde bu cevap yankılanıyordu.

 

Nihai olarak, sadece yarı tatilde ve yaz tatillerinde görüşebiliyorduk.

 


Yarı yıl tatilinde, üniversite birinci sınıf öğrencisiyken Zhao Mo Sheng'le tanıştım.

__________________________________________________


O günü hala hatırlıyorum, Noel için Yi Chen ile bir şeyler almaya gitmiştik.

 

Yılbaşı yaklaşıyordu bu yüzden sokaklar insandan geçilmiyordu, kafa ütüleyici bir gürültü hakimdi. Bariz şekilde birileri Yi Chen'in adını zikrediyordu sonra yolun karşısından ona doğru koşan bir kız gördüm.

 


İşte, Zhao Mo Sheng'i ilk gördüğüm an bu andı. Yi Chen'in uzunca seneler başını derde sokacak kız..

 


O vakit, ona karşı ilk izlenimim pek yılışık oluşuydu.

 


Coşku doluydu, neşeliydi:'' Yi Chen, seni burada görebileceğimi biliyordum. Bunu biliyordum!''

 


Yi Chen'in koluna sarılmıştı, beni kenarda fark edene kadar, heyecanlı heyecanlı kısa süre muhabbet ettiler. Biraz şaşırmıştı, bana baktı sonra Yi Chen'e.

 

Yi Chen hızlıca açıklama yaptı:'' Bu benim kız kardeşim, He Yi Mei.''

 

 

Birlikte alışverişe gitmeden önce, Yi Chen'in sınıftan bazı kız arkadaşları aynı bu şekilde yanımıza gelmiş bana bakmışlar ve:'' Hey, Yi Chen, bu senin kız arkadaşın değildir herhalde, öyle mi?'' demişlerdi.

 

 

Yi Chen'in bakışları bu davranışlarından ötürü ne kadar rahatsız olduğunu belli eder şekildeydi. Doğal olarak kızlar, bir daha böyle girişimlerde bulunmamaları gerektiğini çok iyi anlamışlardı.

 


Daha önce hiç, bu şekilde açıklama yapmamıştı kimseye.

 


Yi Chen'in açıklamasını dinledikten sonra, gülümsedi bana baktı:'' Merhaba! Benim adım Zhao Mo Sheng, abinin sevgilisiyim.''

 


Saniyeler içerisinde, düşünce mekanizmam kilitlenmiş, sonra çökmüşt. Nasıl tepki vereceğimi bilemedim, sadece çaresizce başımı salladım.

 


Bu tavrımdan korkmuş gibiydi, o da nasıl davranacağını bilemedi. Yüzünü Yi Chen'e döndü.

 

 

Yi Chen elinden tuttu ve azarlamaya başladı:'' Yine deli gibi karşıdan karşıya koşmaya başladın, kırmızı ışığın yandığını görmüyor musun?''

 

''Oh.'' Yine çuvalladığını farkedince morali bozulmuştu. Başını önüne eğdi, zemindeki döşemeye bir tekme attı.:'' Ama çok mutlu oldum ne yapacağımı bilemedim, seni gördüm sonuçta...Telefon numaranı bana vermeyi reddetmiştin, başka seçeneğim yoktu şansımı denemek için sokaklara çıktım belki seni görebilirim diye... Hem de bir kaç gündür yapıyorum bunu...''

 

Konuştukça ses tonu düşüyordu. Bir anda, Yi Chen'in ayağına bastı, döndü ve koşmaya başladı:'' Ben gidiyorum.''

 


Yi Chen bu davranışı karşısında şoke olmuştu, herhangi bir tepki gösteremedi. Kolundan çektim:'' Gidelim.''

 


İki adım attıktan sonra, Yi Chen etrafa bakınıyordu, ben de baktığı yönleri takip ediyordum. Bu kız bir yerlerden bizi izliyordu. Onu gördüğümüzü fark edince, panikledi. Sonra bozuntuya vermemeye çalıştı, oradan uzaklaştı.

 


Yi Chen oldukça gergindi, onu bu şekilde görmeye açıkçası pek alışık değildim. Sonra, elinde tutmuş olduğu çantayı yere bıraktı.

 


''Yi Mei, beni biraz bekle.'' Benim ne söylediğim önemsizdi, onun peşinden gitti.

 

Muhtemelen on dakika kadar bekledim, her geçen dakika bir saat gibi geliyordu.

 

 

Geri geldiğinde:'' Yi Chen, daha önce Üniversitede bir kız bulmaya pek hevesli olmadığını söylememiş miydin?''

 


''Ah.''

 

''Ama..... ''

 

''Çünkü şey....'' İç çekti:'' O aşırı yapışkan biri.''

 

 

O vakte kadar, ilk adımı adan bir sürü kız olmuştu ama bu defa ki oldukça yapışkandı. Bu düşünceyle, olumsuz izlenimimi doğrular bir gerekçe bulmuştum.

 


Yıllar sonra bu sahneyi hatırladığımda, O vakit kasıtlı olarak söylediğim şeyler, Yi Chen'in yüzünde dermansız bir gülümseme oluşturmuştu.

_________________________________________________


Bu yılbaşı kutlamasında mutsuzdum. Yeni yılda, üniversite başladığında hoş bir sürprizle karşılaşmıştım. Bu Yi Chen'in sevgilisi olduğu haberini almaktı bu yüzden hiç hoş bir sürpriz değildi benim için.

 


Bütün işletme fakültesi öğrencileri, bir kısmı C üniversitesi yerleşkesi içinde olan ana kampüse aktarıldı.

 


Mo Sheng'e göre, ben ve o 'iyi arkadaşlar' olmuştuk. C Üniversitesinde yürüyüş yaparken, bir eliyle benim elimi, diğer eliyle de Yi Chen'in koluna girerdi:'' Yi Chen çok hızlı yürüyorsun, Yi Mei yetişemiyor.''

 


Yi Chen buna tahammül edemiyordu:'' Eğer onu tutmazsan, daha hızlı yürüyecektir.''

 


Bana acınası gözlerle baktığı oluyordu:'' Yi Mei, sen çok nazik ve kibar birisin, kardeşin niye bu kadar hiddetli? İkiniz kardeşsiniz ne karakter olarak ne de sima olarak birbirinize benzemiyorsunuz. Acaba biriniz annenize, biriniz de babanıza çektiniz ondan mı ki?''

 


Yi Chen'e baktım biraz gerilmişti, sonra kendini toparladı.

 


Yi Chen ona hiçbir zaman şahsi konulardan bahsetmemişti. Kendi içimde bu şekilde yorumlamıştım. Biraz rahatlamıştım.

 


Ben bu sırrı bilen yegane kişiydim.

 


Ne düşündüğümü bilmiyordum, yavaş yavaş daha da yakınlaştık. Zamanla beni alışveriş yapmaya, birlikte vakit geçirmeye davet ediyordu, Yi Chen hakkında düşüncelerini paylaşırdı: ''Bu Yi Chen, biraz kalın kafalı.''

 


Doğum günümde, pastamı o almak istedi. Beni pastaneye götürdü hangisini sevdiğimi sordu:'' Çikolatalı.'' dedim.

 


Yüzünde irice bir gülümseme belirdi, mutlu olmuştu elimdem tuttu:'' Ben de çikolatalı olanı seviyorum, zevklerimiz birbirine yakın.''

 

 

Ne benzer zevkler ama, bir kaç kez iştahlı iştahlı çaktırmadan çikolatalı pastayı dikizlediğini gördüm.

 

 

Bana karşı davranışları çok iyi sayılırdı.

 


Çoğu zaman, onun can kurtaranıydım.

 

Mesela, şimdi olduğu gibi.

 


''Yi Mei, Başım dertte. İngilizce sınavından 59 aldım.'' Telefondaki ses oldukça keyifsizdi.

 

Onu teselli ettim, ama hayal kırıklığı içerisindeydim. Kendi branşlarında ve İngilizce konusunda çok başarılı olan kızlar vardı. Yi Chen neden Mo Sheng'i tercih etmişti?

 


''Ben artık ölü biriyim, Yi Chen ağzıma sıçacak.'' Ruh hali berbat durumdaydı.

 

 

Seni terk etmeli!

 


Bu fikir, ansızın çakan şimşeğin geceyi apaydınlık yapması gibi zihnimi de aydınlatmıştı. Bu tür düşüncelerden bazen korkuyordum, böyle şeytani fikirler nasıl aklıma geliyordu?

 


Bana kendi notumu sordu:'' Sen kaç aldın?''

 


''87.''

 

''Harika bir sonuç. Yi Mei, sen mükemmelsin.'' Heyecanlıydı:'' Yi Chen de İngilizce altıncı kuru başarıyla geçmiş. Bu akşam ikinizin de dillere destan başarısını kutlamak için yemeği birlikte yiyelim, ikiye bir biz kazandık!'' Ses tonu kendisinin almış olduğu düşük nota rağmen kötü değildi.

 


Yemek sırasında, Yi Chen pek iyi görünmüyordu, altıncı kuru başarıyla geçmiş olmanın mutluluğunu ve gururunu kesinlikle taşımıyordu. Az çok hislerini tahmin edebiliyordum. Ona İngilizce dersi veren kendisiydi, ama o başaramamıştı. Kardeşim her zaman mükemmeliyetçi bir yapıya sahipti, fakat bu Mo Sheng'e işlemiyordu.

 


Yi Chen'in gayet sakin olduğunu görünce, ses tonunu düşürmüş vaziyeti şikayetçi bir dille eleştirmişti:'' İngilizceyi hiç sevmiyorum, kuralları karmakarışık. Hem, ileride yurt dışına gitme niyetim de yok, o zaman öğrenmesem de.........''

 


Yıllar sonra Mo Sheng'in bu sözlerini hatırladığında, hayatın bilinmezlere dolu olduğunu, peşin konuşmanın asla doğru olmadığını düşündüm.


____________________________________


Yemekten sonra biraz turladık, eve gitmek istedim. Üniversitenin büyük kapısından çıkarken, Yi Chen'in ödünç almamda bana yardım ettiği ders materyallerini Mo Sheng'in çantasına koyduğumuzu hatırladım.

 

O materyaller bir gün sonra derste lazımdı, onları almak için geri dönmeye karar verdim.

 


Kestirme olsun diye sessiz bahçenin içinden geçtim.

 


Sessiz bahçe, üniversite'nin sevgililere ait olan meşhur bahçesiydi. Zihinsel olarak, kendimi aşk kuşlarından biriyle karşı karşıya gelme riskine hazırlamıştım ama, çevresine dikkat etmeksizin birbiriyle öpüşen bir çifti gördüğümde şoke olmuştum.

 


Berbat bir histi, bir köşeye gittim kendimi kamufle ettim.

 


Çok sessizdi. Biraz da, kestirme yolu tercih ettiğim için pişmanlık duymaya başlamıştım. Başımı öne eğip hızlıca oradan uzaklaşmak istedim. Bir kaç büyük kayayı geçtikten sonra, ayaklarımın bağı çözüldü.

 


Mehtap ışığının altında, ona sarılıyordu. Kucağındaydı öpüyordu da.

________________________________________________

O gece Yi Chen'i düşlemeştim.

 


Bazı kafa karıştırıcı ipe sapa gelmez anılar. Yağmurlu bir günde, çocukken Yi Chen'le eve dönüşte kemerli bir köprünün altına sığınmıştık, eve vardık. O rüzgarlı günde, gözlerini kapatmış İngilizce ders kayıtlarını dinliyordu. Ona bazı sorular sormak istiyordum, ama olmadı. Kapının eşiğinden, sadece onu izlemekle yetindim.

 


Sonuç olarak, sessiz bahçenin patika yolunda da aynı şekilde onu birine sarılırken izliyordum, Mo Sheng'in başı göğsüne dayalıydı, onu sarmalamış, parmaklarıyla oynuyordu. Ona özgürlük tanımıştı, etrafta ses soluk yoktu. Bir süre sonra, onu kollarının arasına aldı, başını eğdi sakince yine öpmeye başladı.

 

......................

 


İlk defa şunu iyi anlamıştım: Rüyada da olsanız, kalbinizde ansızın beliren bir acıyı hissedebilir ve o acının şiddetinin uyandığınızda bile devam ettiğini fark edersiniz.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr