Bölüm 469

avatar
7082 19

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 469


Bölüm 469: Köprü Harabelerinin Derinlikleri



Karanlık boşlukta tarif edilemez bir soğuk vardı. Bu soğukluk kısacık bir sürede bir Gelişen Ruh Gelişimcisinin vücudunu parçalanana kadar dondurmak için yeterliydi.



Soğuk direnci eşyasına sahip olmayan fiziksel vücuda sahip herhangi bir yok olup giderdi.



Yalnızca ateşle ilgili kutsal beceriler geliştiren ve ayrıca uygun büyülü eşyalar sahip olan kişiler burada uzun süre hayatta kalabilirdi.



O anda Zhixiang büyük kayanın üzerinde bacaklarını çaprazlamış oturuyordu. Anka gibi gözleriyle Meng Hao’ya bir bakış attı. Boşlukta yolculuklarının onuncu günüydü. Bu süre zarfında birbirleriyle çok fazla konuşmamışlardı. İkisi de kayanın birer ucuna oturmuş aralarına mesafe koymuşlardı.



Meng Hao’nun etrafında pırıldayan bir kalkan dışarıdan soğuk girmesini engelliyordu. İlk başta bu kalkan dengeli görünse de kaya boşluğun derinliklerine ilerledikçe beş küçük beyaz taştan oluşan kalkan yavaş yavaş titreşmeye başlamıştı. Daha da ileri gittikçe bu kalkan yerle bir olacak gibi görünüyordu.



Meng Hao’nun daha önceki boşluk yolculuğunda karanlığın içinde on günden fazla zaman geçirmişti. Fakat bu sefer öncekine göre farklıydı.



Şu anki soğuk öncekinden kat kat daha güçlüydü. Dahası, boşluğun derinliklerine gittikçe soğuk daha da güçleniyordu. Öylesine korku vericiydi ki koruyucu hazinelere rağmen dayanılmaz olmaya başlamıştı.



Meng Hao üzerindeki oturdukları kayanın uzun zaman önce beyaza döndüğünü fark etmişti. Her yeri kaplayan don giderek kalınlaşmış ve kalın bir buz örtüsüne dönüşmüştü.



Zhixiang soğukla baş etme konusunda sıkıntı yaşamıyor gibiydi. Bacaklarını çaprazlamış oturuyordu, etrafı dondurucu soğukla sarılmış olsa da her zamanki gibi görünüyordu. Onu koruyan hiçbir şey yoktu; sadece gelişim merkezini deveran ettiriyor ve ona yaklaşan bütün soğuğu basitçe emiyor ve özümsüyor gibi görünüyordu.



Bu durum Meng Hao’nun öncekine göre daha da temkinli hale gelmesini sağlamıştı.



Meng Hao o anda kadının kendisine baktığını fark etti. Gözlerini açtı ve bakışları buluştu. Meng Hao’nun koruyucu kalkanından çatlama sesleri geldi. Yüzeyinde yarıklar belirdi, yayılıyor ve giderek büyüyordu. Kısa süre sonra yarıklar tüm kalkanı kapladı. Kalkan parçalanmadı ama çok zamanının kalmadığı belliydi.



Kalkan parçalandığında soğuk anında Meng Hao’ya akın edecekti.



Zhixiang’ın gözlerinde dalgın bir bakış belirdi ve kendi kendine düşündü: “Belki de onu gözümde fazla büyüttüm. Soğuk problemini dikkate almadım; eğer o boşluğu kendi gücüyle geçemeyecekse, sanırım ortaklığımızın şartlarını değiştirmemiz gerekecek. Ne de olsa… Her iş birliğinde temel olan şey güçtür ve aynı zamanda saygının da temelidir.” Buna rağmen gülümsedi.



Meng Hao’ya ve parçalanmak üzere olan kalkanına bakan Zhixiang’ın gözleri pırıldıyordu. Ona göre Meng Hao’nun boşluğu bu yolla geçebilmesi mümkün görünmüyordu. “Yoldaş Taoist Meng, buradaki soğuk sıradan Gelişen Ruh Gelişimcilerinin direnebileceği cinsten değil. Garip bir gelişim merkezine sahip olabilirsin, ama korkarım ki yine de hayatta kalamayacaksın. Neden yanıma gelmiyorsun? On metre yakınımdayken güvende olacaksın.



Onun bu sözleri duyulduğu sırada kalkanın üzerinde çatlaklar örümcek ağı gibi yayıldı. Görünüşe göre çok fazla zaman kalmamıştı. Tam o anda Meng Hao soğukça konuştu; “Gerek yok.



Sesi sakindi ama şaşırtıcı şekilde güçlüydü. Sesi anlatılamaz bir özgüven ve sert bir his taşıyor gibiydi. Zhixiang bu cevabı duyunca gözleri konsantrasyonla doldu.



Meng Hao’nun yavaşça elini uzatmasını ve kalkana bastırmasını izledi. Bir gümbürtüyle beraber kalkan titredi ve ardından yerle bir oldu. Bununla birlikte Meng Hao’nun etrafındaki beş beyaz taş patladı.



Kalkanın yok olmasıyla beraber Zhixiang’ın gözleri kocaman açıldı. Meng Hao’nun hareketleri onun tahmin gücünü tamamen aşmıştı. Meng Hao’nun kendi koruma kalkanının bu şekilde yok edeceğini nasıl tahmin edebilirdi?



Kalkan parçalandığı anda çevredeki soğuk hemen Meng Hao’ya doğru akın etti. Göz açıp kapayıncaya kadar onu kaplamıştı.



Fakat Meng Hao önceki gibi olduğu yerde oturuyordu, ifadesi sakindi. Sağ elini indirdi ve gözlerini kapatarak sessizce meditasyon yaptı. Sanki çevresindeki soğuğu hissetmiyor gibiydi.



Zhixiang ona uzun bir süre baktı, tamamen şok içindeydi. O bir Ölümsüzdü, bu yüzden soğuğu görmezden gelebilirdi. Ama Meng Hao kararlı bir şekilde kendi işe yaramayan kalkanını yok etmiş ve ardından soğuğa direnme konusunda kendisine bel bağlamıştı.



Zhixiang ona baktı ve bir kez daha takdir duygusuyla doldu. “Dağılmakta olan bir kalkanla yüzleşen sıradan gelişimciler her şeyini verip kalkanı ayakta tutmayı umut ederdi. Fakat bu herif böyle bir şey yapmadı. O tam anlamıyla azimli birisi!



Zhixiang onun soğuğa nasıl karşı koyabildiğini görünce onu artık daha ciddiye almaya başladı. Meng Hao şu an herhangi bir şekilde rahatsızlık duymuyor gibi görünüyordu.



Kadın düşünceli bir şekilde yerinde otururken Meng Hao gözlerini kapatmıştı. İkili bir daha konuşmadılar ama bu sırada kaya ileriye doğru uçuşuna devam ediyordu. yarım ay geçti ve soğuğun korkunçluğu giderek artmaya devam etti.



Bir noktada Zhixiang gözlerini açtı ve sağ eliyle bir büyü hareketi uyguladı. Bu sırada Meng Hao oraya doğru baktı ve izledi. Son günlerde Meng Hao her zamanki gibi görünüyordu ama aslında böyle bir soğuğun içinde olmak bir tip gelişim eğitimi gibiydi.



Onun Ateş-tip totem dövmesi Sönmeyen Alev ile bütünleşmişti. Sönmeyen kelimesi hayatı temsil ediyordu. Bu boşluğun dondurucu soğuğunda, içinde yanan ebedi ateş onun ruhunu ateşliyor ve kendi iradesini sönmez kılıyordu.



Soğuk üzerine baskı yapsa da ruhu ebedi alev ile yanıyordu. Tek yapması gereken bir düşünce egzersiziydi ve tüm vücudu kendini yenileyecekti. Bu, onun boşlukta seyahat edebilmesini mümkün kılan şeydi.



Meng Hao Zhixiang’ın parmağını hareketini izlemeye devam etti. Zhixiang’ın gözlerinin ışıldaması onun bir kehanet büyüsü yaptığına işaretti. Aniden sol elini uzattı ve ardından elini kayaya doğru bastırdı. Eli kayanın yüzeyine dokunmadan önce Meng Hao’nun gözleri pırıldadı. Hemen vücudundaki Alkol Qi’si dışarı yayıldı ve şok edici Dans Eden Kılıç Qi’si ortaya çıktı. Zhixiang’ın kayaya dokunmasıyla Dans Eden Kılıç Qi’si patlayacak gibiydi.



Bunu gören Zhixiang duraksadı ve güzel yüzünü Meng Hao’ya çevirdi.



“Yoldaş Taoist Meng, bu ne şimdi?



Neden bu soruya sen cevap vermiyorsun Yoldaş Taoist Zhixiang?



Bir an düşündükten sonra Zhixiang yavaşça cevapladı: “Kehanetime göre, çözülmüş bir kesişim düğümüne ulaştığımızı söyleyebilirim. Bu bin metrelik toz kayasının geçici olarak durmasını sağlamalıyım. Bu pozisyonda yedi gün boyunca bekleyeceğiz.



Beni bu konuda tam olarak nasıl ikna edebilirsin?” dedi Meng Hao soğukkanlılıkla, yüz ifadesi her zamanki gibiydi.



Zhixiang kaşlarını çattı, ardından derin, düşünceli bir bakış attı. En sonunda ise güldü.



Yoldaş Taoist Meng, eğer benim kehanet tekniğimi öğrenmek istiyorsan, direk söyleyebilirsin, lafı dolandırmana gerek yok.” Zhixiang bu sözlerine rağmen yine de bir an düşünceli bir şekilde oturdu. Meng Hao’nun akıl almaz kurnazlığını ve vahşi kararlılığını biliyordu. O, kolay kolay kandırılabilecek biri değildi. Biraz düşündükten sonra Zhixiang en önemli şeyin ortaklığın pürüzsüz gitmesi olduğuna karar verdi. Onun lanetten etkilenmediği gerçeği ilerde çok büyük yardımları olacağının habercisiydi. Zhixiang dişlerini sıktı ve boşluğa doğru bir yakalama hareketi yaptı. Hemen, bölgedeki soğuk avucuna doğru akın etti ve ardından kristal bir yeşim kayışa dönüştü.



Onun içine bazı bilgiler damgaladı ve daha sonra Meng Hao’ya doğru fırlattı. Meng Hao yeşim kayışı yakaladı ve Ruhsal Duyusuyla taradı. Yeşim kayışta boşluğun içindeki pozisyonunu bulmak için kehaneti nasıl kullanacağına dair bilgiler vardı. Ayrıca şu an zihninde süzülen büyük bir harita da vardı.



Meng Hao yüzünde her zamanki ifadesiyle yeşim kayışı kırdı, ardından Zhixiang’ın ona verdiği bazı bilgiler ışığında bir kehanet büyüsü uyguladı. Bunun ardından gözlerini kapattı.



O genç görünüyor...” diye düşündü Zhixiang, “Ama aklı ve davranışları öngörüyle dolu. O bir şeytan kadar bilge! Böyle biri Ölümsüzlüğe Yükselişe ulaştığında kesinlikle insan üstü biri olacaktır!” Kendisini bu düşünceden kurtaran Zhixiang içten içe soğukça homurdandı ve ardından sağ eliyle büyük kayaya bastırdı.



Bir gümbürtü sesi duyuldu. Kayanın yüzeyindeki buz parçalanırken hızının aniden düşmesine neden olan bir güç tabakası kayanın etrafını sardı. Bir tütsü çubuğunun yanma süresi kadar sonra kaya boşluğun içinde tamamen hareketsiz kalmıştı.



Yedi gün sonra uzaklardan gelen beyaz bir ışık ışını görüldü. Şu an başka bir toz kayası onlara doğru geliyordu. Kaya yaklaştığında ikisi de küçük ışınlanmalar kullandılar. Yeni toz kayasının yüzeyine geldiklerinde kayanın yönü değişti ve uzaklara doğru yola koyuldu.



Bu şekilde yaklaşık beş ay geride kaldı. İkili o ana kadar en az on kez kaya değiştirmişlerdi ve seyahatlerine devam etmişlerdi.



Ne yazık ki bir kesişme noktasında oradan geçen toz kayasıyla karşılaşma konusunda başarısız olmuşlar ve bu nedenle normalde planladıkları yoldan devam edememişlerdi. Çeşitli kehanetlerin ardından Zhixiang ve Meng Hao yollarını değiştirmişlerdi. En sonunda karşılarında devasa bir toprak kütlesi belirmişti.



Bu toprak kütlesinin sınırları kırmızıydı, tıpkı tuhaf bir kalkan gibiydi. Dünya kocamandı ve içinde dağlar ve harabeler vardı. Her yer sessiz ve huzurluydu; görünüşe göre uzun zamandır kimse buraya uğramamıştı.



Köprü Harabeleri Alemindeki toz kayalarının yolları sonsuza kadar sabit olamaz.” dedi Zhixiang sakince. “Bir terslik yaşasak da ikimizin birlikte kehanet uygulamasıyla bizi buraya getirecek bir kayayla karşılaşacağımızdan yüzde seksen emindim. Daha önce bu toprak kütlesine hiç gelmemiştim, ama dışarıdan bakınca son on bin yılda buraya sadece birkaç kişinin geldiği belli. Ne de olsa şu an yirmi bin dünya bölgesine yaklaşıyoruz.”



Meng Hao başını salladı. Kayanın üzerinde durarak onun kendilerini kırmızı kalkandan geçirmesini sağladılar. Kalkandan geçtikleri anda gökyüzü gümbürtülerle doldu. Yankılanan ses Meng Hao’nun ifadesinin aniden değişmesine neden oldu.



Sadece o değildi. Bu yeni dünyaya girdikleri anda Zhixiang’ın gözleri de hayretle kocaman açılmıştı.



-----












Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44334 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr