Bölüm 509

avatar
6561 16

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 509


Bölüm 509: Siyah Topraklara İlk Bakış!



Kardeş Meng, sık sık o yıl Köprü Harabeleri Aleminde olanları düşünüyorum,” dedi Xu Bai gülerek. Gözlerini Meng Hao’ya çevirdi.



O konuşurken büyük Siyah Ejderha Kabilesi kendi payına düşen haydut kabilesini katletmeye başlamıştı.



Meng Hao’da ona doğru baktı ve güldü. Meltem gibi sakin bir sesle cevapladı: “Oh, sadece talihliydim. Kardeş Xu, o zaman Şeytan Ruhunu tek elle durdurmayı başarmıştın. O konuda seni gerçekten takdir ettim.



İki taraftan da savaş gümbürtüleri yükseldi. O anda büyük Siyah Ejderha Kabilesi bütün vahşilikleriyle katliama devam ediyordu.



Karga Mabudu Kabilesi de aynıydı. Siyah Ejderha Kabilesinin gerisinde kalarak Yüce Antiklerinin yüzünü kara çıkartmak istemiyorlardı. Bu durum özellikle Gelişen Ruh uzmanları için geçerliydi. Hepsi de kurnaz ve zeki insanlardı, bu kritik noktada olanları gördükleri anda, bunun basit bir savaş alanı iddiası olmadığını, gerçekte bir birlik kurulacağını ve bu iddianın sonucunun hangi tarafın birlikte daha üst pozisyonda olacağına karar vereceğini anlamışlardı.



Bu nedenle hiç tereddütsüz birlikte daha üst konumu kazanmak için gelişim merkezlerinin bütün gücünü kullanmaya başlamışlardı.



İki taraf da bu savaş alanı iddialaşmasından zevk alarak saldırıyorlardı. Haydut kabilelerinden acı çığlıklar yükseldi; savaşmaya zorlanmışlardı, fakat savunmadan çıkamıyorlardı.



Meng Hao’nun 150,000 şeytansısı gökyüzünü adeta perdelemişti. Bir anda Karga Mabudu Kabilesi liderliği eline aldı. Fakat kısa bir süre sonra büyük Siyah Ejderha Kabilesinin Totemik Kutsal Antiği ve iki haydut kabilesinin Kutsal Antikleri bir anda ortaya çıktılar ve Karga Mabudu Kabilesi geriye düşmeye başladı.



Ama sonra aniden Karga Mabudu Kabilesinin içinden üç tane ışık ışını ortaya çıktı. Bu ışık ışınları daha önceki Deniz Şeytanı Kabilesiyle olan savaşta görünmemişlerdi. Aniden, üç Totemik Kutsal Antiğin ortaya çıkmasıyla beraber güçlü kükreyişler göklere yükseldi!



Onlar Meng Hao’nun yıllar önce Sekiz Dal Birliğinde kendi saflarına katılmaya zorladığı Totemik Kutsal Antiklerdi. Aniden katliamın şiddeti iyice yukarı tırmandı.



Kardeş Meng…” dedi Xu Bai sakin bir sesle. “Sen ve Karga Mabudu kabilen kuzeyden buraya kadar yolunuzu katliamlarla açtınız. Birçok hikaye duydum. Fakat yolculuğun bu son aşaması çok zor olacak.



En nihayetinde bütün güçlü kabileler bir araya toplanacak. İsteseler de istemeseler Şeytan Ruhuna sahip olmadıkları sürece en sonunda birer haydut kabilesine dönüşecekler.”



Şeytan Ruhlarını çalmaya çalışarak ve diğer kabilelerin kaynaklarını soyarak Göksel Saltanat Birliğinin ya da Siyah Topraklarda hayatta kalabilme kaynaklarına sahip olan büyük kabilelerin dikkatini çekmek isteyecekler. Onlar hayatta kalma pahasına bu bahsettiğim kabilelerin yan kabilesi olmayı seçecekler.” Vahşi savaş artık zirve noktasına gelmişti. Karga Mabudu Kabilesi giderek üstünlüğünü gösteriyordu ve eğer beklenmedik bir şey olmazsa Siyah Ejderha Kabilesi bu yarışmayı kaybedecekti.



Bizim için tek seçenek bir birlik oluşturmak.” diye devam etti yavaşça. “Karga Mabudu Kabilesi ve Siyah Ejderha Kabilesi, Göksel Rüzgar Kabilesini de bularak üçlü bir birlik yaratmalı. Eğer birlikte hareket edersek Siyah Topraklara ulaştıktan sonra kabilelerimiz sonsuza kadar varlığını sürdürebilir. Sadece Siyah Topraklara ulaşmak değil, aynı zamanda güvenliğimizi de garanti altına almak için tek seçeneğimiz bu. Senin de zaten bunu anladığından eminim Kardeş Meng. Bundan bahsetmeme bile gerek yok.”



Aniden Karga Mabudu Kabilesi tarafından gümbürtü sesleri duyuldu. Şu an düşmanlarının yüzde seksenini yok etmiş durumdalardı. Geriye kalanlar dağılmaya ve kaçmaya başlamışlardı.



Kabilenin tamamen yok olması artık an meselesiydi.



Siyah Ejderha Kabilesi ise dövüştükleri düşmanın daha yüzde ellisini yok edebilmişti; belli ki Karga Mabuduna göre daha yavaşlardı.



Xu Bai kaşlarını çattı. İçten içe şok oldu ve Karga Mabudu Kabilesine karşı olan saygısı daha da arttı. Meng Hao biraz önceki sözleri düşünürken Xu Bai boğazını temizledi ve Siyah Ejderha Kabilesi üyelerinde derin bir bakış attı.



Bu bakış bütün kabile üyelerinin kızarmasına neden oldu. Sanki utanmış gibilerdi, üzerilerine büyük bir baskı çökmüştü. Bütün kabile üyeleri aniden bileklerinde bağlı olan siyah şeritleri çözdüler. O anda kafalarını gökyüzüne doğru kaldırarak kükrediler, gelişim merkezleri neredeyse yüzde elli oranında bir patlama yaşadı. Bu çılgınlık patlamasıyla birlikte savaşa devam ettiler.



Siyah Ejderha Kabilesinin bu çılgına dönüşü durumu tersine çevirdi. Haydut kabilesindeki zayiatlar bir anda yükselirken onları mutlak bir şaşkınlığa uğrattı. Haydut kabilesinin hayatta kalanları umutsuzluk ve dehşetle doldular ve kaos içinde geri çekilmeye başladılar.



Öldürün onları!!” Siyah Ejderha Kabilesi üyeleri kükreyerek katliama devam ettiler. Karga Mabudu Kabilesi de ilerledi. Yarım tütsülük zamanın ardından iki kabile de düşmanlarını neredeyse aynı anda yok etmişti. Hala öldürme arzusuyla yanıp tutuşan iki kabile geri döndüler ve Xu Bai ile Meng Hao’nun arkasında durdular.



İki kabile yüz yüze gelmişti; iki tarafta rakibine karşı pes etmek istemiyor gibiydi.



Xu Bai Karga Mabudu Kabilesine baktı ve derin bir nefes aldı. İçten içe şok olmuştu. Biliyordu ki büyük Siyah Ejderha kabilesi siyah kuşakları çözerek anca beraberliği elde edebilmişti. Fakat hala eğer bu mühürleri savaşın başında açsalardı Karga Mabudunun kendilerine rakip olamayacağını düşünüyordu.



Ama sonra bakışları şeytansı sürülerine yöneldi. O anda Karga Mabudu kabilesinin şeytansı sürüsünün 150,000 civarında olmadığını fark etti. Şu an sayıları 20,000 artmıştı ve bu durum onu şaşkına çevirmişti. Kalbi titredi ve ağır ağır nefeslenmeye başladı.



Karga Mabudu kabilesinin söylentilerdeki gibi savaşlardan yarar sağladığı doğruymuş!” diye düşündü. “Her savaş onları daha da güçlendiriyor! Dahası, onların en güçlü Totemik Kutsal Antiği olan Meng Hao savaşa katılmadı bile! Bu Karga Mabudu Kabilesi düşündüğümden daha güçlü!



Meng Hao ise o sırada Siyah Ejderha Kabilesinin mühürlerini kaldırdığında neler olduğunu hakkında kafa yormuştu. Bu onun Büyük Siyah Ejderha Kabilesine karşı olan takdirini daha da yükseltmişti.



Xu Bai’nin kahkahaları yankılandı. Meng Hao’ya doğru hakiki bir içtenlikle baktı ve konuştu: “Kardeş Meng, birlik olalım. Ne diyorsun buna!?



Tamam diyorum!” diye cevapladı Meng Hao tereddüt bile etmeden. Bu birliğin getireceği fayda onlar için çok çok fazlaydı. Üstelik Meng Hao Siyah Topraklara ulaştıktan sonra Karga Mabudu Kabilesinin Altın Işık Kilisesiyle birleşebileceğini biliyordu. O zaman geldiğinde, Meng Hao onlarla birlikte devam etmeyecek, yollarını ayıracaktı.



Bu nedenle, en sonunda başka bir müttefik daha kazanmak Karga Mabudu Kabilesinin güvenliği için daha da faydalı olacaktı.



Dostlar, bir kurban ve kan yemini için hazırlık yapın!” diye bağırdı Xu Bai. Siyah Ejderha Kabilesi için bir birlik çok önemliydi. Xu Bai bu sözleri söylediği anda Kıdemliler ve Papazlar yaklaştı. Büyük Siyah Ejderha kabilesinin Büyükbabası ise… Xu Bai’den başkası değildi.



Meng Hao’nun tarafında bütün Gelişen Ruh uzmanları yaklaştılar. Kurban işlemi yapıldı ve dudaklara sıvanan kanla birlikte bir yemin edildi. Böylece Batı Çölünde efsane olacak bir ittifak kurulmuş oldu. Şeytansı ataları ve Totemik Kutsal Antikleri yemin ettiler ve herhangi birincil ya da ikincil partisi olmayan çift taraflı bir birlik kuruldu!



Sonraki gün dinlenme ve organize olmayla geçti. İki tarafta kaynaklarını eşit olarak yeniden dağıttılar. Meng Hao ise gerçeği söyleyerek Siyah Ejderha Kabilesinin 70,000 güçlü şeytansısını kontrol edebileceği gerçeğini gözler önüne serdi. Böylece savaş zamanı geldiğinde Meng Hao’nun şeytansı sürüsü 240,000’e çıkacaktı!



Siyah bir Ejderha ve bir gemi havada güneye doğru yol aldılar.



Yolculuğun bu son aşaması üç ay sürecekti. Fakat bu üç ay hiç şüphesiz iki kabile için de en zor askeri sefer olacaktı!



İlk ayda dokuz farklı kabileye karşı yedi tane savaşa girdiler. Aşağı yukarı her 3-5 günde bir haydut kabilelerine rastladılar. Karga Mabudu Kabilesinin tecrübe ettiği savaş durumlarına rağmen böyle bir sıklık hiç duyulmamış bir şeydi.



Aynısı Siyah Ejderha Kabilesi için de geçerliydi. Eğer iki kabile ittifak kurmasaydı, kesinlikle ciddi kayıplar vereceklerdi, belki de bu kayıplar yarıdan fazla olacaktı. Bu durum sahip oldukları şeytansılar sayesinde Karga Mabudu Kabilesi için belki çok kötü olmazdı, ama büyük Siyah Ejderha Kabilesi için bu durum kesinlikle çok daha zor olacaktı.



Fakat kurdukları birlik sayesinde bir aylık sefer onları yormuş olsa da ciddi kayıplar yaşamadılar.



Bu savaşlardan üç tanesinin gidişatı Meng Hao’nun o sırada Siyah Ejderha Kabilesinin şeytansı sürüsünü de kapsayan sürüsü sayesinde değişmişti.



Meng Hao’nun kullanabildiği bu inanılmaz güç Siyah Ejderha Kabilesi üyelerini şaşkına uğratmış. ama daha çok heyecanlandırmıştı. Xu Bai bile Meng Hao tarafında hayrete düşmüştü. Meng Hao’nun yaptıklarını yapabilen bir Ejderhacı daha önce hiç duymamıştı.



İlk ayda iki taraf da bazı kayıplar yaşamasına rağmen Meng Hao şeytansı sürüsünü daha da büyütmüştü. Bu nedenle, büyük Siyah Ejderha Kabilesi iş birliği yaparak düşman şeytansılara saldırmıyorlardı. En sonunda Meng Hao’nun şeytansı sürüsünün sayısı 300,000 olmuştu!



Böylesine bir şeytansı topluluğu gökleri sarsmaya ve yeryüzünü titretmeye yetiyordu!



İkinci ayda, yirmiden fazla savaş görmüşlerdi. İki sefer haydut kabilesi birlikleriyle karşılaşmışlardı. Fakat, Meng Hao’nun korkunç sürüsüyle karşılaşan haydut kabileleri tıpkı birer kuru ot gibi ezilmişlerdi.



İkinci ayın sonunda Meng Hao’nun şeytansı sürüsü 400,000’e ulaşmıştı!



400,000 şeytansı daha önce Batı Çölünde hiç duyulmamış bir şeydi. Ruh Bölme Patriğine sahip büyük kabileler bile böylesine büyük bir sürüye asla sahip olamazdı. Basitçe, bir Ejderhacının bu kadar şeytansıyı damgalaması imkansızdı. Aslında 400,000 şeytansıyı beslemek, bir büyük kabileyi bile kısa sürede tamamen tüketmeye yeterdi.



Meng Hao’nun şeytansı sürüsü 400,000 olduktan sonra savaşlar basitleşmişti. Son ayda neredeyse hiç düşman gelişimcilerle karşılaşmamışlardı. Engelsiz bir şekilde yol alarak Siyah Topraklara doğru ilerlemişlerdi.



Aslında, Güney Çatlak Geçidinde Deniz Şeytanı Kabilesinin yok edilmesinden dolayı herhangi bir tepki veya yankı yok gibiydi.



Ama yine de Meng Hao kalbinde varlığını sürdüren bir yakın kriz hissiyatından kurtulamıyordu. Xu Bai bile sürekli kaşlarını çatıyordu. Sanki bir şeyler yanlış gibiydi. Diğer Gelişen Ruh uzmanları da benzer tepkilere sahiptiler.



Güney Çatlak Geçidinden geçtikten üç ay sonra Büyük Siyah Ejderha Kabilesi ve Karga Mabudu Kabilesi nihayet Siyah Topraklara bakış atabilmişlerdi!



O anda Meng Hao, Xu Bai ve diğer kabilelerin üyelerinin yüzleri son derece çirkin bir hal aldı.











Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr