Bölüm 512

avatar
6275 19

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 512


Bölüm 512: 800,000 Şeytansı!



Sesler bir araya gelerek aniden çevredeki yirmi haydut kabilesi gelişimcilerini sarstı. Onlar, Siyah Ejderha Kabilesi üyeleriyle birlikte şaşkınlığa uğradılar. Herkes afalladı.



O esnada çalkalanan pus giderek yoğunlaştı ve şok edici bir aura yaydı. Çevredeki haydut kabilesi üyeleri ister istemez geriye doğru çekildiler. Yeterince hızlı olamayanlar ise pusun içine çekildiler. İçeri çekilenler ezilerek ölürken kan donduran çığlıklar koparttılar.



Ağzı açık kalan sadece haydut kabilelerinin üyeleri değildi. Siyah Ejderha Kabilesi ve hatta Kara Kapı Kalesindeki Göksel Saltanat Birliği ve büyük kabileler de aynıydı. Herkes tam anlamıyla sarsılmıştı.



Ne diye bağırıyorlar?



Beşinci Lord kim?



Sanki bunu daha önce de duymuşum gibi hissediyorum!



O sırada dışarıda olan tek Karga Mabudu üyesi Meng Hao idi. Vücudu yeşil bir duman zerresi şeklinde oraya buraya titreşerek bu fırsattan istifade Erken Gelişen Ruh aşama uzmanları öldürmeye devam ediyordu.



Acınası çığlıklar yankılandığında, aniden sayısız kan çanağına dönmüş bakışlar Meng Hao’ya yönelirken bütün Gelişen Ruh gelişimcileri de dönerek Meng Hao’ya baktılar.



Artık Karga Mabudu Kabilesine saldıramayacakları için Meng Hao onlara göre parlak bir hedef halini almıştı. Aniden haydut kabilelerinin Gelişen Ruh gelişimcileri ve ondan fazla Kutsal Antik Meng Hao’ya doğru fırladı. Öldürme arzusu yayarak ona yaklaştılar.



Bu güçlü uzmanlar Ruh Bölmenin altındaki herhangi birini şaşkına çevirecek bir kuvvetti. Meng Hao bile onların ortak saldırısına karşı koyamazdı. Aslında, eğer bu uzmanlar ona dört bir yandan saldırmayı başarabilirse Meng Hao kesinlikle paramparça olacaktı.



Karşısında birlik olan bu kuvvet Meng Hao’nun idare edemeyeceği cinstendi. Fakat Meng Hao’nun da istediği tam olarak buydu.



Haydut kabilelerinin güçlü uzmanlarının ve Totemik Kutsal Antiklerinin aşağı yukarı yüzde yetmişi şu an öldürme arzusuyla ona doğru yaklaşıyordu. O sırada Meng Hao aniden durdu. İlk defa havada bir santim bile kıpırdamadan süzüldü.



Onun bu hareketi bir anda sayısız düşmanın dikkatini çekti. Neredeyse bütün güçlü uzmanlar ona vahşi bir öldürme arzusuyla baktılar ve ardından ona doğru fırladılar. Bir anda dört bir yandan düşman saldırısıyla karşı karşıya kaldı.



“GEBER!!” insanlar giderek yaklaşırken sert çığlıklar geldi. Göz açıp kapayıncaya kadar Meng Hao’nun etrafını sardılar. O anda Meng Hao sağ eliyle depolama çantasına vurdu. Aniden havaya kaldırdığı elinde ahşap bir kutu belirdi. Yüzünde karanlık bir ifadeyle yavaşça kapağını açtı.



Kutunun içinde açmakta olan bir çiçek vardı.



Egzotik Kalp İblisi Çiçeği!!



R.N: Bu çiçek 439 ve 440. bölümlerde Beş Zehir Kabilesi tarafından Karga Mabudu Kabilesine karşı kullanılmıştı.



O anda bütün gözler istemsizce bu çiçeğe yöneldi. Bu olduğunda, herkesin zihni şiddetli bir gürlemeyle doldu. Bir anda tüm savaş alanına ölümcül bir sessizlik çöktü.



Bu ölümcül sessizliğin içinde Egzotik Kalp İblisi Çiçeği solmaya başladı. Bu çiçek son derece güçlüydü, ama orada çok fazla gelişimci vardı. Bölgedeki çok sayıda insan çiçeğin solmaya başlamasına neden oluyordu.



Tabii ki Meng Hao bunun olacağını zaten tahmin etmişti. Çiçeği elde ettikten sonra ona çalışmış ve belli bir seviyeye kadar kavramıştı. Zaten tek istediği şey bir anlık süre kazanmaktı.



O sırada çiçekten etkilenmeyenler sadece Kara Kapı Kalesinin surlarındaki Göksel Saltanat Birliği ve diğer büyük kabilelerin üyeleriydi. Sanki onlar farklı bir dünyada gibilerdi.



Fakat ifadeleri hayretle dolmuştu. Ortama mutlak bir sessizlik hakimdi. Bakışları Egzotik Kalp İblisi Çiçeğinin üzerindeydi ve ölümcül sessizlik savaş alanını kaplamıştı.



Egzotik Kalp İblisi Çiçeği….



Karga Mabudu Kabilesinin bu çiçeğe sahip olduğu kimin aklına gelirdi ki!?



O nadir bir çiçek, ama aslında biraz zayıf. Fakat onu akıllıca kullanırsan değerli bir hazine haline gelebilir!



Aşağıdaki sahneye bakan Duo Lan’ın nefesi yavaşlamıştı. Yaşadığı dejavu hissi giderek güçleniyordu. Fakat, bu Meng Hao’nun kim olduğunu hala tam olarak anlayamamıştı.



Onun yanındaki Zhang Wenzu az da olsa aşağıdaki sahneye ilgi göstermiş gibiydi.



Luo Chong ise Meng Hao’ya bakarken nefes nefeseydi. Karmaşık hissiyatlarının içinde bir nebze hayranlık vardı.



Zhou Dekun’un gözleri ışıldıyordu. Meng Hao’nun böyle bir hazineye sahip olacağını hiç düşünmemişti.



Kara Kapı Kalesinin surlarındaki herkes hayrete düşmüşken, aşağıdaki savaş alanında Meng Hao’ya saldırma girişiminde bulunan Gelişen Ruh gelişimcileri ve Kutsal Antikler hareketsiz bir şekilde titriyorlardı. Tam o esnada Meng Hao hamlesini yaptı.



Bir Kan Klonu ortaya çıktı. İfadesi aç gözlüydü, sanki insanların hayatlarını içmek için sabırsızlanıyor gibiydi. Kan Klonu Totemik Kutsal Antiklere doğru fırlarken Meng Hao ileri adımladı ve İblis Mızrağını savurdu. Sayısız suratla dolu olan bir iblis sisi yükselerek insan kalabalığına doğru fırladı.



Daha sonra Meng Hao derin bir nefes alırken Ahşap-tip totem dövmesi alnında belirdi. Bir alev denizi gürleyerek ortaya çıkarken dondurucu Ayaz Toprağı yayıldı. Metal-tip totem dövmesinin üstün gücü de onlarla kaynaştı. Beş elementten dördü aniden dışarı doğru patladı.



Alev denizi her şeyi yaktı geçti. Devasa ağaç hayatları söndürdü. Metal gücü havayı kesip geçti. Ayaz Toprağı gökyüzünü donduran soğuk bir rüzgar yarattı.



Tüm bunlar aynı anda olurken hava gümbürtüyle doldu. Herhangi bir kan donduran çığlık yoktu. Fakat Kutsal Antikler arka arkaya çürümeye başladılar. Gelişen Ruh gelişimcileri birer birer vücutlarının patladığını hissettiler.



Tüm bunlar sadece sekiz nefeslik sürede meydana geldi. Bu süre zarfında Meng Hao savaş alanındaki durumu tamamen tersine çevirebilirdi.



Dört nefeslik sürede dört element totemlerinin gücü dört bir yana patlayarak dağıldı. Güç, bir saldırıya dönüşerek Gelişen Ruh gelişimcilerine çarptı.



Haydut kabilesi kıdemlileri gelişim merkezlerinin Egzotik Kalp İblisi Çiçeğinin gücüyle yandığını hissettiler. Vücutları onların kontrolünde değildi ve iradeleri yerinde değildi. Meng Hao’nun büyülü tekniklerine ve kutsal becerilerine direnç gösterme güçleri öylesine zayıflamıştı ki tek bir darbeye bile karşı koyamayacak haldelerdi.



Muazzam patlamalar tüm savaş alanı boyunca yankılanırken sıradan haydut kabilesi gelişimcileri titrediler, yüzleri karmaşayla doldu. Sanki vücut dışı bir tecrübe yaşıyormuş gibi hissediyorlardı, vücutları sanki sadece birer kabuk gibiydi.



Meng Hao sekiz nefeslik süre boyunca tüm savaş alanının sadece kendisine ait olacağını biliyordu.



Aynı esnada Kara Kapı Kalesinin surlarında tartışmalar patlak verdi.



Bu herif tam anlamıyla acımasız ve şeytani!!



Bilerek bütün güçlü uzmanları üstüne çekti, ardından bu fırsatı kullanarak Egzotik Kalp İblisi Çiçeğini ortaya çıkarttı. O yalnızca acımasız değil aynı zamanda plancı. Fakat, eğer gerçekten de savaşın kaderini sadece o çiçekle değiştirebileceğini düşünüyorsa, biraz da toy olduğu söylenebilir!



O çiçeğin sınırları var. Yok olmadan önce muhtemelen on nefeslik süre boyunca varlığını sürdürebilecek. Bu süreçte belki bazı insanları öldürebilir, ama ne kadarını öldürebilir ki? Örneğin, şu Geç Gelişen Ruh aşamasındaki uzmanların temelleri Egzotik Kalp İblisi Çiçeğinin etkisine on altı nefeslik süre boyunca bile direnebilecek kadar güçlü.



Bu arada beş nefeslik süre geride kalmıştı. Egzotik Kalp İblisi Çiçeği yarı yarıya çürümüştü ve gücü azalmaya başlamıştı. Geç Gelişen Ruh uzmanları serbest kalma çabaları gösteriyorlardı; çiçeğin etkisinden kurtulmaları çok uzun sürmeyecek gibiydi. Meng Hao’nun gözleri titreşti. Öldürme işine devam etmedi, bunun yerine büyü hareketleri uygulamaya başladı. Parmağını yere doğru işaret ederek sınırsız Şeytani Qi’nin yükselmesini sağladı. Sadece kendisinin görebildiği bir burgaç sessizce dönmeye başladı. Bu şiddetli Şeytani Qi burgacının merkezinde Meng Hao vardı.



Şeytani Qi’nin ezici baskısı altında, artık kendi Ejderhacılarının kontrolünde olmayan ve aynı zamanda Egzotik Kalp İblisi Çiçeğinden etkilenmiş olan 400,000 şeytansı titremeye başladı.



Onların gözünde Meng Hao bir çeşit Şeytan İmparatoru gibiydi. Şeytani Qi yüzünden mecburen teslim olmak zorunda kaldılar. Sekiz nefeslik süre sona ererken şeytansılar birer birer başlarını eğmeye ve Meng Hao’ya yaklaşmaya başladılar.



Egzotik Kalp İblisi Çiçeği tamamen soldu; küle dönüşerek rüzgarla savruldu.



Savaş alanındaki herkes sanki uykudan uyanmış gibi kalktı. Etraflarına şaşkınlıkla bakarken vücutları titredi. Haydut kabilelerinin üyelerinin aniden ağızlarının açık kalması çok uzun sürmedi. İfadeleri bir anda mutlak bir inançsızlıkla doldu.



Onların uyandıkları anda Kan Klonu beşinci Totemik Kutsal Antiği yemeyi bitirmişti. Aynı sırada Meng Hao’nun çevresini sarmış olan on üç Gelişen Ruh Kıdemlisi Meng Hao’nun element totemlerinin gücüyle patlayarak kan gölüne dönüşmüştü.



Eğer sadece bunla kalsa iyiydi. Haydut kabilelerinin gelişimcileri daha şaşkınlığı üzerlerinden atamadan önce havada süzülen Meng Hao’nun etrafındaki 400,000 şeytansıyı görmüşlerdi.



Aynı esnada şok edici kükremeler eşliğinde haydut kabilelerinin 400,000 şeytansısı Meng Hao’ya doğru fırladı. Bu bir saldırı değildi, aksine hepsi bir araya gelerek itaatkar çığlıklar eşliğinde onun etrafında dönmeye başladılar.



O sırada 800,000 şeytansı yeri ve göğü tamamen sarsıyordu!



Antik zamanlardan şimdiye kadar daha önce hiç kimse 800,000 şeytansıya sahip bir sürüyü kontrol edememişti. Görenler için bu idrak edilemez bir durumdu.



Yine de Kara Kapı Kalesinin dışındaki gökyüzü 800,000 kükreyen şeytansıyla doluydu. Gökyüzü sarsıldı ve surdaki herkes tam anlamıyla hayrete düşmüştü. Kara Kapı Kalesinin içindeki Göksel Saltanat Birliği tedirgin olmuştu. Ruh Bölme Patriklerine sahip büyük kabilelerin güçlü uzmanlarının zihinleri engin bir titremeyle dolmuştu.



Ayrıca Siyah Toprakların içinden bir anda tarif edilemez bir güce sahip dört tane Kutsal Duyu akışı yayılmıştı. Bunlar, Ruh Bölme Patriklerine ait Kutsal Duyu akışlarıydı!



Bu Kutsal Duyu akışları cesur, vahşi bir güç ile doluydu. Akışlar Kara Kapı Kalesini geçerek Batı Çölü topraklarına uzandılar, en sonunda Meng Hao ve onun 800,000 şeytansısı üzerinde durdular.



O anda savaşın gidişatı gerçekten de değişmişti!



Kara Kapı Kalesinin surlarında duran herkes nefes nefeseydi ve şok içinde izliyorlardı. Tam o anda Duo Lan’ı şiddetli bir titreme aldı. Aniden Meng Hao’nun neden tanıdık geldiğini fark etti.



“O…” Yüzü mutlak bir inançsızlık ifadesiyle doldu.



Onun yanındaki Zhang Wenzu’nun yüzü o an konsantrasyonla dolmuştu. 800,000 şeytansıya bakarken tüyleri diken diken oldu.



O andan itibaren karga Mabudu Kabilesinin saldırmasına bile gerek yoktu. Aynı şey Siyah Ejderha Kabilesi için de geçerliydi. Meng Hao elini salladı ve 800,000 şeytansıyı haydut kabilesi birliğine doğru gönderdi. Yer titredi ve gökyüzü sarsıldı. Yukarıdaki bulutlar çalkalanırken katliam sesi yayılmaya başladı.



Acınası çığlıklar birer birer yükselmeye başladığında haydut gelişimcileri, onların Totemik Kutsal Antikleri, Büyükbabaları ve diğer güçlü uzmanları anında afallamıştı.



Meng Hao’yu öldürmek isteseler de o şu an 800,000 şeytansının arkasına saklanmıştı. Onu öldürmeleri nasıl mümkün olabilirdi!?



Karga Mabudu ve Siyah Ejderha Kabilelerinin üyelerini öldürerek Meng Hao’nun ortaya çıkmasını sağlamak istediler. Fakat, Karga Mabudu Kabilesinin büyü formasyonundan doğan pus yükselmişti ve içinde koşmakta olan figürler görülüyordu. Siyah Ejderha Kabilesinin üyeleri de hemen büyü formasyonu pusunun içine çekilmişler ve tamamen dokunulmaz hale gelmişlerdi.












Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr